Yunanlılar ve Yunanistan (Özet Bilgi)
Yunanlılar veya Helenler, Güneydoğu Avrupa’da ortaya çıkan karmaşık etnik kökenli ve uzun ömürlü bir halk olup, ortak dil, kültür ve din anlayışına dayanan Helen (Έλληνες) kelimesi ile ifade edilen halkın kimliği günümüze değin bazı değişikliklere uğramıştır. Antik Çağ’da Yunanlılar kendilerini Atinalı, Spartalı veya Korinthli olarak tanımlamaktaysa da MÖ 8. yüzyıl Hesiod’un yazılarından tümü kendilerinin Helen adlı efsanevi bir atanın çocukları olduğunu düşünmekteydi. Günümüzde Helen kelimesi hem Antik Çağ’da var olan Yunan Uygarlığını, hem Bizans İmparatorluğu’nu hem de 1821’de bağımsızlığını kazanan Modern Yunanistan’ın vatandaşlarını hatta Kıbrıs, Arnavutluk, İtalya, Türkiye, Mısır gibi başka devletler de azınlık olarak varlığını sürdüren Rum-Ortodoks diaspora mensuplarını tanımlamak için kullanılmaktadır.
Antik Yunan tarihçi ve yazar (MÖ 484 – 425) Herodot, bir Helen kentinde “aynı kanı taşıyan, aynı dili konuşan, aynı tanrıların tapınak ve kültürlerine, aynı
yaşam tazına sahip insanların” yaşadığını belirtirken (Historiae VIII.144.2) etnisiteyi köken, dil, inanç ve kültür ile özdeşleştirmiştir. Bununla birlikte Yunan anakarası ve adaları dışına yerleşen Yunanlı kolonistlerin tarım ve zanaat faaliyetlerine başlamadan önce hayatta kalabilmek için yerlilerle ticaret yapmanın ötesinde asimilasyon yoluyla kendi dil, din ve kültür çemberine dâhil ettikleri bilinmektedir. Vurgulanması gereken bir konu da Bizans döneminde Yunanlıların kendilerini Konstantinopolis’in Yeni Roma başkenti olmasına atfen ‘Romaioi’ (Romalı) ülkelerini ise Romi (Ρώμη) olarak anmalarıdır. Bizanslı Rumlar tarihin hiçbir döneminde kendilerini Bizanslılar (Byzantioi) olarak adlandırmamış, Byzantinos kelimesi ilk olarak Alman tarihçi Hieronymus Wolf tarafından 1572 tarihinde kullanılmıştır. Wolf böylece “Kutsal Roma-Germen İmparatorluğunu” ön plana çıkarırken Ortodoks Rumların varisi olduğu gerçek Roma imparatorluğunu küçümsemeyi amaçlamış, Batı icadı bu terim gariptir ki sonradan Yunanlı ve Türk tarihçiler tarafından da pek sorgulanmadan benimsenmiştir. İlk olarak Sasanilerce kullanılan ‘hrom’ kelimesi Arapça’ya el-Rum şeklinde geçmiş ve Türklerce Urum veya Rum formunda benimsenmiştir. Bununla birlikte Türkçe’de Helenler için kullanılan Yunan kelimesi sadece Helenleri oluşturan ve Batı Ege’ye yerleşen İon kabilesinin adınından ödünçlenerek konulmuştur. Batı dillerindeki aynı anlamdaki Grek kelimesinin kaynağı ise İlirya’nın yerlilerinin Efir’e yerleşen Dor kabilesi Graii olup, Yunanca Graikoi Latince’ye Graeci, Eski İngilizce’ye Grecas formunda geçmiştir.
Yunanistan Coğrafyası
Yunanistan, Elada (Ελλάδα), tarihi adıyla Hellas (Ἑλλάς) veya resmi adıyla Helen Cumhuriyeti (Ελληνική Δημοκρατία) Balkan yarımadasının Akdeniz’e girdiği en güney ucunda, Anadolu dolayısıyla Orta Doğu’ya bağlantı kurduğu noktada 34 ° ve 41 ° N ile 19 ° ve 29 ° E arasında yer almaktadır. Anakara dışında 227’sinde insan yerleşimi bulunan 2 bin kadar ada ve adacıktan oluşan toplam Yunanistan 13.676 km kıyı şeridine sahip olup bu açıdan Akdeniz Havzası’nda birinci, dünyada ise on birinci sıradadır. 131.947 km² yüzölçümüne sahip Yunanistan’ın % 80’i dağlık olan en yüksek dağı 2.918 m yüksekliğindeki Olimpos Dağı’dır. En uzun nehirleri Aliakmon (297 km), Achelos (220 km), Pinios (205 km) ve Türkiye ile Yunanistan arasındaki sınırı ayıran Meriç’tir (204 km’si Yunanistan’da toplam 490 km.)
Kuzeyinde Makedonya Cumhuriyeti ve Bulgaristan, Kuzeybatısında Arnavutluk, kuzeydoğusunda ise Türkiye ile sınır komşusu olan ülke Ege Adaları (Νησιά Αιγαίου Πελάγους), Epir, Girit, İyonya Adaları, Makedonya, Mora, Orta Yunanistan, Teselya ve Trakya adlı 9 coğrafi bölgeden oluşmaktadır. Yunanistan anakarasının batısındaki lonya adaları, doğuda Ege Adaları (Kiklad ve 1948 yılında ülke sınırlarına eklenen Oniki Adalar dahil) ve güneydeki Girit adaları başlıca ada bölgelerini oluşturmaktadır. Yunanistan iklimi genel olarak yazları sıcak ve kuru, kışları serin ve yağışlı olmak üzere yer yer Akdeniz ve Orta Avrupa iklimi özellikleri göstermektedir.
Yunanistan Nüfusu
2011 yılı nüfus sayımı sonuçlarına göre Yunanistan’da 10,816,286, 2017 tahminine göre ise 10,768,477 kişi yaşamakta olup, nüfusun % 96’sı Yunanlı, geri kalanı Yahudi, Türk (150.000), Slav-Makedon (250.000), Çingeneler, Arnavutlar (Tosk 222.000, Arvanitika 152.000), Pomaklar (50,000), Ermeniler, Lübnanlılar, Filipinliler, Pakistanlılar, Kuzey Afrikalılar ve Doğu Avrupa göçmenlerinden oluşmaktadır. 1831 yılında 750 bin kişiden oluşan Yunanistan nüfusu dışarıdan alınan göçler ve yeni toprakların kazanımı ile artmışsa da iş bulmak ve yerleşmek için 19 yüzyılda Doğu Akdeniz’e sonrasında ise özellikle 20. Yüzyıl başlarında Kuzey Amerika, Kuzey Avrupa, Avustralya’ya yaşanan yoğun göç sebebiyle azalmıştır. Balkan savaşları sırasında ve sonrasında Türk, Bulgar ve Sırp nüfusları Yunanistan’dan ayrılmak zorunda kalmış ve ilgili devletlerle karşılıklı nüfus değişim antlaşmaları yapılmıştır ki da 1923 Türkiye Yunanistan Nüfus Mübadelesi sonrasında Anadolu’dan gelen 1 milyonu aşkın Rum ile Yunanistan nüfusu önemli oranda artmıştır. 1923 Mübadelesi sırasında Türkiye’de yaşayan anadili Türkçe olan yaklaşık 193.000 Rum Ortodoks dinine mensup Karamanlı Rum’da Yunanistan’a gönderilmiştir. 1960’ların sonlarında başta Almanya olmak üzere sanayileşmiş Batı Avrupa ülkelerine göçmen işçi gönderilmiştir. Yunanistan’da doğum oranı 20. Yüzyıl başlarından bu yana kademeli olarak düşmüş olup, Avrupa’daki en yüksek yaşlı nüfus oranlarından birine sahiptir. Yunanistan her yıl ortalama 200 bin kürtajla bu alanda AB şampiyonudur ki bu rakam yıllık doğum sayısının 2 katıdır. 1990’larda Sovyet Cumhuriyetlerinden gelen Pontus Rumunun yanı sıra önemli miktarda Arnavut göçmen ile son yıllarda Türkiye üzerinden gelen Suriye ve Irak göçmenleri ayrıca Afrika kıtasından, Çin ve Doğu Avrupa ülkelerinden gelen göçmenler ülkede zaman zaman azınlık ve göçmen sorunu tartışmalarına sebep olmaktadır.
Yunanca
Yunanistan’ın resmi dili en azından MÖ 15. yüzyıldan konuşulduğu bilinen Hint Avrupa dili Yunanca olup, neredeyse tüm vatandaşlar tarafından konuşulmaktadır. Modern Yunanca Antik Yunancadan oldukça farklı olmakla beraber köken olarak ona dayanır. 19. yüzyılın başlarında Yunan milliyetçisi Adamantis Korais tarafından geliştirilen, Eski Yunanca unsurları barındırmakla kalmayıp, herhangi bir bölgesel lehçeyi de desteklemeyen ulusal dil Katharevousa (Kαθαρεύουσα ‘saf’) siyasi liderler ve aydınlar arasında hızla yayılmıştır. Yunan yazarlar milliyetçilik ateşiyle başlangıçta katharevousa kucaklamışsa da çoğu yirminci yüzyılın başında Yunancaya geri dönmüştür. Bununla birlikte devlet belgelerinde bazı gazetelerde ve ortaokul eğitiminde 1970’lere kadar kullanılmışsa da bölgesel değişimlere sahip olan sıradan konuşmanın dili Dimotiki’ye (δημοτική) mağlup olmuştur. 1976’dan beri Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin resmî dili Demotiki olup, okul, resmî daire ve evlerde konuşulan dilin aynı olması sağlanmıştır. Yunan vatandaşlarının %97’si ilk dil olarak Yunanca konuşmakta olup, ülkede Türkçe, Slavo-Makedonca, Arnavutça, Vlah veya Ulahça (bir Romen lehçesi), Arvanitika (bir Arnavut lehçesi), Ladino (bir Yahudi lehçesi), Pomak (bir Bulgar lehçesi) ve Romani (Çingene dili) konuşan azınlıklar yaşamaktadır. Rum Ortodoks Kilisesi ise yazışmalarını Yeni Ahit’in dili olan Koine (Κοινή) olarak yapmaktadır. Bunların dışında Yunanistan’a 1923 yılında mübadele ile Türkiye’nin Karadeniz bölgesinden gelen Karadenizli Rum mübadiller ile 1990’lı yıllarda Eski Sovyet Cumhuriyetlerinden gelen yine Karadeniz kökenli göçmenler Pontus Rumcası, Pontiaka (Ποντιακά) veya Romeika (Ρωμαίικα) adı verilen bir Yunan lehçesini konuşmaktadır.
Yunanistan Tarihi
Yunan halkının Antik çağ ve öncesine uzanan kökleri belirsiz ve tartışmalıdır. MÖ 2700–1450 arasında Yunanlılarla ilişkisi belirsiz olan Giritliler Minos uygarlığını geliştirmiş, MÖ 1600-110 arasında Peloponnesos’da (Mora Yarımadası) parlayan Miken toplumu fetih ve sömürgecilik yoluyla Yunan dil ve kültürünü Girit’e, Ege Adalarına, Kıbrıs ve Anadolu kıyılarına yaymıştır. Mikenler Mimos uygarlığından yazıyı almakla kalmamış Homer’in İlyada ve Odysseia destanlarına konu olan dönemine göre ileri bir uygarlık geliştirmiştir. MÖ 8 ve 7. yüzyıllarda polis adı verilen klasik şehir devletlerinin yükselişi bunları Karadeniz kıyıları, Güney İtalya, Sicilya hatta Kuzey Afrika’da koloniler kurmaları konusunda cesaretlendirmiştir. MÖ 6. Yüzyılda Atina ve Sparta Yunanistan’a egemen olmak için mücadele etmiş, MÖ 5. Yüzyılda Altın Çağ’ını yaşayan Atina, yönetim, felsefe, drama, heykel ve mimarlıkta büyük başarılar elde etmeyi başarmıştır.
Makedon kralı II. Philip ve oğlu Büyük İskender (MÖ 356–323) Yunan dili ve kültürünü benimserken Yunan topraklarını fethetmekle kalmamış, Hindistan ve Mısır’a dek uzanan bir imparatorluk kurmayı da başarmışlardır. İskender’in ölümünden sonra parçalanan imparatorluğu küçük Helenistik krallıklara bölünmüşse de Yunan kültürünü benimsemekle kalmayıp, Anadolu ve civarında Yunan kent devletlerinin de desteğini alarak Latin yayılmasına karşı koyan Mithridates’in Pontus krallığı dâhil tüm Yunan kentleri MS 1 ve 2. yüzyıllarda Roma İmparatorluğu‘nun egemenliğine girmiştir. Romalılar, Latin işgali altında ama kıymeti bilinen hatta özenilen bir halk olarak varlığını sürdürmüş, Yunan din, kültür ve uygarlığı Romalılarca büyük ölçüde ödünçlenmiştir. Roma İmparatorluğu’nun ikiye ayrılması sırasında MS 330’da batılılarca sonradan Bizans olarak da anılacak Doğu Roma İmparatorluğu’nun merkezi aynı zamanda Hıristiyanlığı devlet dini olarak benimseyen Yunan şehri Konstantinopolis olmuştur. Doğu Akdeniz’de 1000 yıl süreyle varlığını sürdüren Bizans İmparatorluğu’nun başkenti 1204’de Dördüncü Haçlı Seferi sırasında Venedik liderliğindeki Haçlılarca ele geçirilmiş, Yunanistan’da
da küçük Frenk prenslikleri kurulmuştur. Osmanlıların 1453’de Konstantinopolis ve 1461’de Trabzon’u fethetmesinden sonra Anadolu’daki Hristiyan Yunanlı varlığı Rum adıyla ayrı bir millet olarak tanınmış ve diğer Hristiyanlar gibi Müslüman olanlara göre daha düşük statüde ve daha ağır vergiler verme pahası varlıklarını sürdürmelerine izin verilmiştir. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Anadolu Rumları gerek statü kazanmak, gerek çocuklarını devşirme olarak kaybetmemek gerekse zorlama neticesinde önemli ölçüde ihtida ederek Osmanlı toplumunun Müslüman parçasına dâhil olmuşlardır. Viyana’da ağır askeri bir yenilgi alan, Batı Avrupa’nın büyüyen ticari ve askeri gücü karşısında çaresiz kalan Osmanlı İmparatorluğu On sekizinci yüzyılın sonlarında topraklarını hızla kaybetmeye başlamıştır. Osmanlı devleti bütçesini denkleştirebilmek için tarım arazileri üzerinde çalışıp vergi veren Müslüman ve Hıristiyan köylülere karşı daha sert uygulamalara sebep olunca, kırsal kesimde artan hoşnutsuzluk bir yandan imparatorluğun dört bir yanında isyanlara sebep olurken diğer yandan idari yapıların işlevsel kalmasını güçleştirmiştir. Yunan nüfusun baskın olduğu merkeze uzak bölgelerde güçlü yerel liderler ortaya çıkarken, Yunan denizci, zanaatçı ve tüccarlar Batı Avrupa’nın genişleyen güç ve ekonomisin farkına varmış dahası yeni ortaya çıkan ulusçuluk idealinden de etkilenmiş ve Osmanlı kontrolünü sona erdirme arzusuyla bir dizi isyanı örgütlemiştir. Böylece Yunanlılar dönemin büyük güçleri İngiltere, Fransa ve Rusya tarafından desteklenince 1821-1829 arasında Osmanlı Türklerine karşı kanlı bir Kurtuluş Savaşı vererek, bugünkü Yunanistan’ın güneyinde bağımsız bir devlet kurmayı başarmışlardır (Bkz. 1821 Yunan İsyanı). 1831’de ülkenin ilk
cumhurbaşkanı öldürülünce parlamenter meclis hükümeti sona ermiş, Osmanlılarla Yunanistan adına müzakere eden İngiltere, Fransa ve Rusya, I. Bavyeralı Ludwig oğlu Otto’nun Yunanistan kralı olmasına karar vermiş ve Yunanistan’da monarşi ilan edilmiştir. 1843 darbesi ile anayasal monarşi kurulan ülkede 1862’de başka bir darbe Otto Danimarkalı bir kralla değiştirilmişse de monarşinin yetkileri sürekli olarak azaltılarak, 1973’te ortadan kaldırılmıştır. Mevcut Yunanistan anayassı 1967-1974 askerî cuntasının sona ermesinden sonra 1975’te kabul edilmişse de 1986, 2001 ve 2008 yıllarında üzerinde bazı değişiklikler yapılmıştır.
Yunanistan bu tarihten sonra 1. Dünya Savaşı’na dek geçen süre içerisinde sınırlarını Megali Idea idealine uygun olarak Yunanlıların yaşadığı diğer bölgeleri de kapsayacak denli genişletmişse de 1919-1922 arasında İngiltere’nin planlarına uygun olarak askeri güç kullanarak Anadolu Rum toplumunu Yunanistan sınırlarına dâhil etme teşebbüsü Türk milliyetçiliğnin yenilgiye uğratılmış Osmanlı İmparatorluğu’nun küllerinden doğmasına sebep olunca başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Yunanistan’ın Anadolu seferinde hezimete uğraması (Yunanlılarca felaket yani katastrofi ‘καταστροφή ‘ olarak anıldı) sonucunda Trakya, Marmara, Ege ve Karadeniz bölgesinde yaşayan Rumlar 1923 mübadelesiyle Konstantinopolis Rumları ise 6-7 Eylül olayları gibi kasıtlı çıkarıldığı sanılan pogrom ve olaylar neticesinde Anadolu’yu terk etmek zorunda kalmış, böylece Anadolu’da ki 2500 yıllık Yunan varlığı son ermiştir. 1941’deki Alman işgali ve 1946-1949 Yunan İç Savaşı ve 1967-1971 askeri yönetim Yunanistan’ın gelişimine büyük zarar vermiştir. 1951’de NATO’ya giren Yunanistan önemli miktarda Amerikan yardımı almakla birlikte, Amerika ve batıya olan bağımlılığı ulusal meselelerde bile yabancı müdahalesine meydan bıraktığı için 1980’lerde Soğuk Savaşın bitmesiyle birlikte daha bağımsız politikalar izlenmesi konusunda kamusal duyarlılık artmıştır. 1962’de Avrupa Topluluğu’na üyelik başvurusu yapıp, 1981 yılında tam üye olan Yunanistan, Soğuk Savaş yıllarında Kıbrıs Meselesi yüzünden Türkiye savaşın eşiğine gelmiş, 1991’de Yugoslavya’nın dağılmasının ardından kurulan devletlerden Makedonya Cumhuriyeti’ni ise Tarihi Makedonya’nın bir bölümü Yunanistan topraklarında yer aldığı için adından dolayı şiddetle protesto etmiştir.
Yunanistan Yerleşim
Yunanistan tarihi boyunca iç bölgelerden kıyılara göç vermiş olup, bu süreç boyunca yeni yerleşimler oluşmuştur. Yunanistan özellikle 1960’ların sonlarında kırsaldan kentlere önemli miktarda göç almış ve bu suretle % 50’nin üzerinde kentleşmiştir. Başkent Atina ülke nüfusunun neredeyse üçte birini (3.8 milyon) barındırmakta olup, Selanik (1,1 milyon), Patras (311 bin), Larisa (284 bin) ve Iraklion (304 bin) diğer önemli şehirlerdir.
Yunanistan Ekonomisi
Yunanistan Avrupa ülkeleri arasında en az sanayileşmiş olanlardan birisi olup, Avrupa Birliği’nin 15. dünyanın 46. büyük ekonomisidir, 2001 yılında Yunanistan para birimi drahminin yerine diğer Av rupa Birliği ülkeleri gibi euro kullanmaya başlamıştır. Tekstil, giyim, metalurji, kimya, gemi inşa, gıda, içecek ve tütün işleme gibi önemli endüstriler Atina, Selanik ve diğer birkaç şehirde yoğunlaşırken kasaba ve küçük şehirlerde ancak marangoz, demirci, oto tamircisi gibi dükkânlar bulunmaktadır. Yunanistan’da kadınların çoğu evlenene ya da doğum yapana dek çalışmakta olduğunda iş sahasına erkekler egemen olup, çalışanların ancak % 30 kadarı kadındır. Yunanistan’da çalışanlar 1990’larda kabaca % 30’u imalat, % 29’u tarım % 41’i ise hizmet sektöründe istihdam edilmekteyse de günümüzde tarımla uğraşan Yunanlıların oranı üçte bir oranında azalmıştır.
Osmanlı döneminde Rumların çoğu köylü ve zanaatkâr olmakla birlikte deniz kıyısında yaşayanları balıkçılık ve denizcilikle de uğraşmaktaydı. Osmanlı’nın son
dönemlerinde Yunanlılar Osmanlı’nın Batı Avrupa ile ticaretinde aracı rol üstlenmiş bu sayede zenginleşmişlerdir. Yunanistan’ın bağımsızlığını kazanmasının ardından Ortodoks manastırları, Türk veya Yunanlı feodal ağalarca yönetilen arazilerin yoksul ve topraksız köylülere arazi dağıtılan bir dizi toprak reformu yapılarak ortalama 3 dönümlük küçük aile çiftlikleri oluşturulmuşsa da seçkinler yerlerini korumuştur. Yunanistan kuruluş döneminde Avrupa’ya kuş üzümü ile tarım ve hayvancılık ürünleri ihraç ederken metal eşya, kahve, şeker, tahıl ve kuru balık ithal etmiştir. Yunanistan günümüzde tekstil, tütün, ürün, cevher, çimento ve kimyasal madde ihraç ederken, gıda, petrol, araba, elektronik eşya ve diğer tüketim mallarını ithal etmekte olup, ticaret ortakları büyük ölçüde günümüzde Almanya, İtalya, Fransa, ABD, Japonya ve Suudi Arabistan’dır. Yunanistan, İthalat ağırlıklı ticaret dengesini nakliyecilik yeteneği ve turizm gelirleri ile kapatmaya çalışmaktadır. Yunanistan ekonomisi 2010’lardan itibaren Küresel Ekonomik Kriz ve hükûmetin borç krizi nedeniyle daralmaya başlamıştır.
Dağlık arazide çiftçilik yapmanın getirdiği zorluklar köylüleri büyük kentlere veya yabancı ülkelere göç etmesine sebep olmuştur ki 1990’lara gelindiğinde Yunanistan nüfusunun ancak üçte biri çiftçilikle geçinmekteydi. 19. Yüzyıl sonlarından beri yurt dışında iş bulmak amacıyla verilen sürekli göç Yunanistan’daki işsizlik oranlarını % 5’in altında tutmuştur.
Yunanistan’da Din ve Bayramlar
Yunanistan, Hıristiyan geleneğine sahip, modern, sanayileşmiş bir ülke olup, Doğu Ortodoks Hıristiyan Kilisesi, Yunan halkının yaşamında günümüzde bile önemli
bir rol oynamaktadır. 400 yıllık Osmanlı yönetimi sırasında Rum Kilisesi, Yunan halkın en önemli birleştirici gücü olmuş, Yunan tarih, sanat, edebiyat ve müziği bile önemli ölçüde kilise sayesinde korunmuştur. Günümüzde Yunanistan vatandaşlarının %98’i 1975 Anayasasında ülkenin kurucu dini olarak tanımlanan Ortodoks dinine mensuptur. Yunan vatandaşlarını kâğıt üzerinde dini özgürlüğüne sahip olmakla birlikte Ortodoks Kilisesi hükümetle özel bir ilişkiye sahiptir ki Yunanistan cumhurbaşkanı bile Ortodoks Kilisesi’ne üye olmak ve yeminini kilisede düzenlenen bir törende etmek zorundadır. Vaftiz, cemaate kabul ve nikâh törenleri kilisede yapılmaktadır. Yunanistan’da büyük dini bayramlar da resmi tatiller olarak kabul edilmekte, belirli günlerde belirli azizlere dua edilmesi için kiliselere gidilmektedir. Yunanistan’da dini bayramların en önemlisi diğer Batı ülkelerinden farklı tarihlerde kutlanılan Paskalya ile Kutsal Hafta’dır. Yeni yıl St. Basil’e adanmış olup, batı kültüründe ki noel ağacının karşılığı Ortodoks dünyasında St. Basil’i Yunanistan’a götüren gemidir.
Yunanistan’da Eğitim
Yunanistan’da eğitim 15 yaşına kadar dokuz yıl boyunca 6 yıl ilkokul ve 3 yıl ortaokul zorunlu olup, okuma yazma bilmeme oranı% 7’dir ki bu rakamın çoğu herhangi bir sebeple ilkokulu bitirmeyenler oluşturmaktadır. Sonrasında öğrenciler normal lise veya teknik lise arasında 3 yıl arasında seçim yapmakta ardında rekabetçi bir üniversite sistemine kabul edilmek için uğraşmaktadır. Yunanistan’da 25-64 arasındaki nüfusun % 62.5’u lise, 25-24 yaş arasındaki nüfusun % 27, 6’sı (25-34 yaş arasında % 41) yüksek öğretim mezunu olup Yunanistan’da devlet sistemi dışında eğitim görmek isteyenler için az miktarda özel okul dışında eğitim ve öğretim ücretsizdir.
Yunan Kültürü
MÖ 5. yüzyılda Atina’nın Altın Çağ’ını yaşaması Sokrates, Platon ve Aristoteles’in felsefi öğretileri, Aeschylus, Euripides ve Sophocles’in büyük trajedileri ve Aristophanes komedilerinin, stilizasyondan natüralizme doğru ilerleyen Yunan heykel sanatının ortaya çıkmasından çok öncesinde bile Yunanistan insanlığa Homeros’un İlyada ve Odyssey destanlarını hediye etmiştir. Yunan mimarisi ızgara kent planıyla kurulan kentlerin yanı sıra hala örnek alınan şaheser Parthenon’u ortaya çıkarmış, Dorik, İyonik ve Korint stillerini sanat dünyasına sunmuştur.
Yunan edebiyatı ayrıca 20. Yüzyılda yeni bir Rönesans yaşamış, romancı Nikos Kazantzakis, P. Cavafy, Nikos Gatsos ve Nobel ödüllü George Seferis ve Odysseus Elytis’in şiirleri edebiyat tarihinde yerini almıştır. Yunan halk müziğinin enstrümanlarını ve melodilerini, kullanan Manos Hadjidakis ve Mikis Theodorakis gibi besteciler dünya çapında büyük ün kazanmışlardır.
Yunan Mutfağı
Yunan yemekleri zeytinyağı kullanımının ağır bastığı Akdeniz mutfağı sınırları içerisinde yer almaktadır. Kuzu eti yaygın olarak şiş kebap veya Souvlaki (σουβλάκι), haşlama veya güveçte pişirilip tüketilmekte olup, yoğurt, pilav çeşitleri, fasülye yemeği fasolada (φασολάδα), ıspanaklı börek çeşidi olan Spanakopita (σπανακόπιτ), dolma (ντολμάς), fırında makarna çeşidi olan pastitsio (παστίτσιο) ve musakka gibi yemekler kekik, fesleğen, kekik, biberiye, sedefotu ve adaçayı katılmış üzerine feta veya mastello türünden bir parça peynirin konulduğu salatalar (Dünyada Greek Salad olarak bilinen Horiatiki salad ‘χωριάτικη σαλάτα choriatiki’) her öğünde servis edilen bol ekmekle yenilmektedir. Şekerli yufka kızartması diples (Δίπλε) ve ortasında muhallebi katmanı bulunan bir Laz böreği benzeri galaktoboureko (γαλακτομπούρεκο) Yunanlıların milli tatlılarıdır. Yunan rakısı uzo, metaxa ve reçineli beyaz şarap retsina (Ρετσίνα) Yunanlıların millî içkileri olup, topluluk içinde “Yiassas” dileğiyle birlikte tüketilmektedir.
Yunanistan Hakkında İlginç Bilgiler
- Yıl boyunca 250’den fazla günü güneşli havada geçiren Yunanistan, Avrupa’nın en güneşli ülkesidir.
- Yunanistan dünyada en çok arkeoloji müzesi olan ülkesidir ki Yunan tarihinin derinliği söz konusu olunca buna şaşırmamak gerekir. Parthenon’un hemen altında yer alan Acropolis Müzesi açılışından itibaren ilk 6 gün içerisinde 180 ülkeden 523.540 kişi tarafından ziyaret edilmiştir.
- Konusunu Yunan tarih ve mitolojisinden alan Daphnis ve Chloe (1931) filmi Avrupa sinema tarihindeki ilk çıplak sahne içeren filmdir.
- Yunanistan dışında yaşatan eb kalabalık Yunan nüfusu Avustralya’nın Melbourne kentinde bulunmaktadır.
- Yunanistan nüfusunun % 55’i kadın % 45’i erkek olup, Yunanistan’da kadınlar ortalama 82.2 erkekler ise 77 yaşına dek yaşamaktadır. Yunan üniversitelerinde okuyan öğrencilerinin %65’i de kadındır (2011)
- Yunanistan günümüzde %26.4 ile Avrupa’nın en yüksek işsizlik oranına sahip ülkesi olup ardından İspanya %24.5 gelmektedir. Avrupa Birliği ülkelerinde ortalama işsizlik oranı % 11.5’dir.
- Yunanistan 2. Dünya Savaşı sırasında Mihver devletlerine karşı ilk zafer kazanan ülkedir. Faşist İtalya’nın Yunanistan’ı işgaline başarıyla direnmiş 463 uçak ve 163 hafif tank kaybeden İtalyanlar geri çekilmek zorunda kalmıştır (Bkz. İkinci Dünya Savaşı Sırasında İtalya). Britanya başbakanı Winston müttefiklere moral kazandıran Churchil bu zafer üzerine “Eskiden Yunanlıların kahraman gibi savaştıklarını söyledik. Şimdi kahramanların Yunanlılar gibi savaştığını söyleyeceğiz.” sözlerini sarf etmiştir.
- Yunanistan dünyada ‘isim günü’ kutlanılan tek ülkedir. Yunanistan’da her azize adanan bir gün bulunmakta olup bu aziz ile aynı adı taşıyanlar da o gün hediyeler almakta, eş, dost ve arkadaşlarıyla eğlenmektedir.
- Yunanistan 3.100 aktif nakliye gemisiyle Japonya’dan sonra dünyanın ikinci büyük taşıma filosunun sahibidir. Bir zamanlar dünyanın en zengin adamı kabul edilen Aristotle Onassis Yunan asıllı bir nakliyeciydi.
Avrupalıların kendilerini yunan medeniyetine nispet etmelerinin sebebi nedir?