Karadeniz Tarihi

Trakya veya Thrakia

Makale: Özhan Öztürk

Trakya veya Thrakia[1], Yunan mitolojisinde savaş tanrısı Ares’in bu bölgede ikamet eden oğlu Thrax’ın yanı sıra Okeanus ile Parthenope’un 4 kızından birisinin adıyla ilişkilendirilmiştir. Coğrafi bir terim olarak ilk Homer’in İlyadası’nda bahsi geçmiş[2], başlangıçta Yunanlılarca kuzeyde Tuna nehri, güneyde Ege ve Propontis, batıda Strymon nehri ile doğuda Pontus Euxinus arasında kalan topraklar için kullanılan isim Roma döneminde kuzeyde Balkan dağları ile sınırlandırılmıştır. Antik Thrakia günümüzde politik açıdan 3 parçaya bölünmüş olup, Kuzey Trakya Bulgaristan, Batı Trakya Yunanistan, Doğu Trakya ise Türkiye’nin sınırları dâhilinde yer almaktadır.

Thrakia, MS 4. yüzyılda Praefectura Praetorio per Orientem’in en büyük diokezi olmuş, Avrupa’nın doğu kapısı olan Trakya, Theophanes gibi pek çok yazar tarafından Avrupa ile özdeş anlamda kullanılmıştır. Justinianus döneminde Hun ve Slavlar tarafından defalarca yağmalanan bölge halkının önemli bir kısmı öldürülmüş veya esir alınmış olup, bu yüzden İllirya’dan Khersonesos’a, İyonya Körfezi’nden Trakya’ya dek uzanan bölge Prokopius’un deyimiyle ikinci bir “İskit Çölü”ne dönüşmüştür[3]. MS 680’de Thrakia theması oluşturulmuş, MS 8. yüzyılda Makedonya theması oluşturulurken Trakya topraklarının bir kısmını içine almışsa da 10. yüzyılın ortalarında 2 thema birleştirilmiştir. 1204’de Haçlılar’ın İstanbul’u ele geçirip Bizans başkentinde bir Latin imparatorluğu kurmasından sonra ise sadece coğrafi bir terim olarak kullanılmaya başlanmıştır. 2. Bizans iç savaşından itibaren (1341-1347) Osmanlılar Trakya‘yı yağmalamaya başlarken, Orhan Bey döneminde ele geçirilen Çimpe[4] kalesi Türk akınlarının merkezi olmuştur.

Trakya Etnik Yapı

Trakya, Homer’in İlyadası’nda Akamas ile Peiros’un liderliğinde Troyalılar’ın müttefikleri olarak bahisleri geçen Trak halkının anavatanıdır.

Kaynak: Özhan Öztürk. Pontus: Antik Çağ’dan Günümüze Karadeniz’in Etnik ve Siyasi Tarihi (Genişletilmiş 3. Baskı). Nika Yayınları. Ankara, 2016

Notlar

[1] Yunanca Θρᾴκη. Bir teoriye göre Sami dillerindeki tarak “sığ yer” kelimesiyle ilişkilidir.

[2] İlyada, II, 595

[3] Prokopius, 2001: 115

[4] Osmanlı kaynaklarının yanı sıra Kantakuzenus ve Gregoras’ın da bahsettiği Çimpe’nin bugünkü Çimenlik olabileceğini J. Kissling ve F. Babinger tartışmış, Hicri 879 tarihli Osmanlı Tahrir defterlerinde “Cinbi” adıyla rastlanan Umurbeyli’de aday olarak yerini almıştır (Liakopoulos, 202: 60)