Agamemnon (Yunan Mitolojisi)
Agamemnon (Eski Yunanca Ἀγαμέμνων), Yunan Mitolojisi’nde Miken (veya Lakedaemon) kralıdır. Atreus (veya Tantalus) ile Aerope’nin oğlu, Menelaos’un kardeşi, Klytemnestra’nın kocası, Khrysothemis, Laodike, İphianassa ve Orestes’in babası olan Argos kralıdır. Bununla birlikte İlyada’da zaman zaman Diomedes Argos kralı Agamemnon ise Miken kralı olarak anılmıştır. Geç dönem efsanelerinde ise başkenti Amykai olan Lakedaimon ülkesinin kralı olarak gösterilmiştir. İlyada’ya göre Agamemnon, kardeşi Menelaus’un karısı Helen Troyalı Paris tarafından kaçırılınca Troya’ya savaşmaya giden ve Akhalar olarak anılan birleşik Yunan güçlerine komuta etmiştir.
Agamemnon gerçek bir karakter mi efsane mi?
Başta Homer’in İlyada’sı olmak üzere antik kaynaklardaki ayrıntılı anlatımlara rağmen Agamemnon’un tarihi bir karakter mi yoksa mitolojik bir kahraman mı olduğu
hala tartışmalıdır. Yunan yazarlarca cesur ama aynı zamanda küstah ve kibirli birisi olarak tasvir edilen Agamemnon aşırı gurur ve kendini beğenmişliğinden kaynaklanan hatalarının bedelini canıyla ödeten talihsiz bir adam olarak gösterilmiştir. Agamemnon, Troya savaşında pek çok rakibini öldürmüştür. Buna karşın Akhilleus büyük bir savaşçı ne de Odysseus akıllı
birisi olarak tasvir edilmemiş, onun kişiliğinde feodal yapının kusurları ortaya serilip, eleştirilmiştir.
Agamemnon’un altın maskesi Heinrich Schliemann tarafından 1876’da Mykenae’de bulunmuş olup, Atina Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir.
Hayatı
Agememnon henüz çocuk denecek yaştayken Miken kralı olan babası Atreus, yeğeni Aegisthus tarafından öldürülmüştür. Bunun üzerine Agamemnon ile kardeşi Menelaus Sparta kralı Tyndareus’un yanına sığınmak zorunda kalmıştır. Agamemnon, Tyndareus’un kızlarından Klytemnestra’nın kocası Tantalus’u ve çiftin yeni doğan çocuklarını öldürdükten sonra zorla ikna ettiği
genç kadınla kardeşi Menelaus ise kralın küçük kızı güzel Helen ile evlenmiştir. Tyndareus, güzelliğiyle ünlü küçük kızının taliplerine kazanana saygı göstermeleri hatta bir saldırıya uğraması durumunda yardım etmeleri konusunda yemin ettirmeyi ihmal etmemiştir. Böylece benzer cinayetlerin önüne geçmiştir. Klytemnestra’nın kardeşleri Kastor ve Polydeukes (yani Dioscuri) yeğenlerini öldüren Agamemnon’un peşine düşmüşse de Tyndareus’un yardımıyla uzlaşma sağlanmıştır.
Çocukları
Agamemnon sonradan Mykenae’ye dönerek amcasını öldürerek babasının
tahtını ele geçirmeyi başarmıştır. Agamemnon’un Klytemnestra ile evliliğinden Khrysothemis, Laodike, İphigenia adlı üç kızı ve Orestes adlı oğlu dünyaya gelmiştir. Geç dönem efsanelerinde Laodike’in yerine Elektra alırken, İphianissa’nın da eklenmesiyle kızların sayısı dörde yükseltilmiştir.
Troya Savaşı
Agamemnon’un kardeşi Menelaus ise kayınpederi Tyndareus’un ölümünden sonra Sparta kralı olmuştur. Bir süre sonra Troya kralının ortanca oğlu Paris Sparta’ya giderek Menelaus’u ziyaret etmiştir. Daha önceden Paris’e dünyanın en güzel kadını Helen’in kendisine âşık olacağı sözünü veren Aphrodite’in de yardımıyla Paris, Hellen’i beraberinde Troya’ya kaçırmıştır. Menelaus’un evlilik töreni sırasında Yunan kent devlet krallarının tümü gerektiğinde Menelaus’a yardım etmeye söz verdiği için, Agamemnon’un araya girip krallara sözlerini hatırlatmasıyla güzel Helen’i Yunanistan’a geri getirebilmek için hep birlikte Troya’ya savaş ilan etmişlerdir. Aulis’te toplanan Yunan birlikleri yola çıkmadan önce Apollon’a kurban sunu sunmuş sonra da kâhin Kalkhas bir yılanı üzerinde kuş yuvası olan bir ağaca asarak kehanette bulunmuştur. Kalkhas bahsi geçen yılanın serçe ile birlikte 8 yavrusunu yemesini Zeus’un Troya’nın 10 yıl içerisinde düşeceğini bildirmesi olarak yorumlamıştır. Mysia’ya çıkan Yunan birlikleri ilk çarpışmalarda püskürtülmüş ve fırtınada dağılmak bahasına geri dönmek zorunda kalmıştır.
8 yıl sonra Agamemnon yeni bir sefer için büyük bir filo hazırlamışsa da kutsal geyiklerden birini öldürdüğü ve Artemis’ten daha iyi avcı olduğunu iddia ederek
hakaret ettiği ve İphigenia’nın doğduğu yıl söz verdiği halde en güzel ürününü tanrıçaya sunmaması sebebiyle (Atreus’un bir zamanlar altın kuzuyu tanrıçaya kurban etmemesi de sebepler arasındadır) Artemis tarafınan rüzgârların esmesi kesilince Yunan tekneleri denize açılamamıştır. Kâhin Kalkhas’a danışan Agamemnon Artemis’in öfkesini yatıştırabilmek için İphigenia’yı kurban etmesi gerektiğini öğrenince kral karısı Klytemnestra’yı kızı büyük savaşçı Akhilleus ile evlendireceğini söyleyerek kandırarak İphigenia’yı öldürmüştür. Artemis’in öfkesi yatışıp rüzgârlar başlayınca Yunan filosu Troya’ya gitmiş ve kanlı savaş yeniden başlamıştır.
Akhilleus ile Agamemnon’un Kavgası
Yunanlılar savaşın başlangıcında küçük zaferler elde etmişlerse de Troya’yı ele geçirmeyi başaramamışlardır. Bir çatışma sonrasında Agamemnon Apollo rahiplerinden Khryses’in kızı Khryseis’i, Akhilleus ise Briseis’i savaş ganimeti olarak almıştır. Bununla birlikte Khryses krala fidye ödemeyi önererek kızını geri istemiş ama olumlu cevap alamayınca Apollon Yunan askerleri üzerine bir salgın hastalık musallat etmiş, Homer’in İlyada destanı da işte tam bu noktada başlamıştır. Akhilleus durumu anlayıp kızı Agamemnon’dan alıp babasına vermeyi teklif etmiş, Yunan askeri meclisi de aynı yönde bir karar almışsa da kral öneriye karşı çıkmış hatta Akhilleus’e savaş ganimeti olarak verdiği Briseis’i de geri istemiştir. Agamemnon’un adamları Talthybios ile Eurybates Akhilles’in çadırına kadar gelerek kızı istemiş kahraman Briseis’i vermek zorunda kalmıştır. Bununla birlikte Agamemnon’a gücenen Akhilleus, savaşmaktan vazgeçince Yunanlılar Troyalılara karşı üstünlüklerini kaybetmiştir. Akhilleus’un İlyada’da krala karşı sarf ettiği sözler Akha askerlerinin bildiğini okuyan kibirli krala karşı o anki duygularını yansıtmakta aynı zamanda halktan birinin bir krala yönelttiği ilk yazılı eleştiri olarak büyük önem taşımaktadır:
“Ey doymak bilmez adam… Seni gidi edepsiz, çıkarma düşkün yürek… Seni şarap fıçısı, seni it gözlü, seni geyik yürekli… Halkını kemiren bir kralsın sen” (İlyada. I, 122)
Akhalar arasında çıkan bir anlaşmazlık sırasında Troya’nın düşeceği şeklindeki bir kehanete inanan Agamemnon Akhilles’in savaş meydanından ayrılmasını önemsememişse de çarpışmalar sırasında Yunan ordusu ağır kayıplar vermeye başlayınca herşeyin biteceğini görerek pişman olmuş hatta kahramandan özür dileyerek barışmıştır (İlyada XIX, 85). Akhilleus bir süre sonra yakın arkadaşı Patroklus’un ölümünden sonra kendiliğinden savaşa dönmüş hatta Troya prensi Hektor’u öldürerek, savaşın kaderini yeniden Yunanlıların lehine değiştirmeyi başarmıştır. Troya’nın alınmasından sonra karısı yeğeni Aegisthus ile aşk yaşayan Agamemnon ise prenses Kassandra’yı savaş ganimeti olarak almıştır. Kehanet yeteneği olan Kassandra Agamemnon’a ülkesine dönerse karısı tarafından öldürüleceğini bildirmişse de tanrıların lanetlediği kız birkaç yanlış kehanette bulununca güvenilirliğini yitirmiş, kral ülkesine döndüğünde gerçekten de kurban edilen kızı İphigenia’nın intikamını almak isteyen Klytemnestra ve aşığı Aegisthus tarafından (veya sadece Klytaimnestra tarafından baltayla) bir şölen sırasında banyo yaparken öldürülmüştür.
Kaynaklar
Homer’in İlyada destanının merkez karakterlerinden olan Agamenon ayrıca Odysseia‘in 4. kitabında, Aeschylus’un “Agamemnon” ve “Khoephoroe”, Euripides’in “Aulis’te Elektra, İphigenia, Tauris’te İphigenia”, “Orestes”, Sophocles’in “Elektra”, “Ajax“; Vergil’in Aeneid‘inin 6. kitabında Ovid’in Metamorphoses‘unun 12. kitabında ve Seneca’nın “Agamemnon” adlı çalışmalarında konu edilmektedir.
Ayrıca
Homeros, İlyada 9.145
Hyginus, Fabulae 114
Homer, Odyssey 3.266, 11: 485–486
Aeschylus, Agamemnon 1389, 1602
Pausanias. Description of Greece; 5.8.3
Plutarch, Amores, 21
Kaynak: Özhan Öztürk. Dünya Mitolojisi. Nika Yayınları. Ankara, 2016