Aşağıdaki Halkbilim Sözlüğü, Folklor Sözlüğü adlı kısa çalışmada efsane, hikaye, gelenek, şarkı, bilmece, söz düzeni hatta yıldızlara ait inanma ve büyüleri bile kapsayan kültür ögeleri maddeleştirilmiş olup, aşağıda S (SA) harfi ile başlayan maddeler verilmiştir.
Sabantuy, Saban Bayrame Kazan bölgesinde çiftçilerin 24 Haziran tarihinde kutladığı geleneksel bir yaz festivalinin adıdır. Festivalde başta güreş (Tatarca köräş) olmak üzere, at yarışı, direğe tırmanma, çöm-ek kırma, ağızda içinde yumurta bulunan kaşıkla koşma, çuval içinde zıplama yarışı gibi sportif karşılaşmalar yapılmaktadır.
Sabr Daha çok Kürtler nadiren Araplar tarafından şakak bölgesine yaptırılan dövmelerin adıdır.
Sachertorte Franz Sacher tarafından 1832 yılında Viyana’da yaratılan çikolatalı kekin adı olup, Avusturya mutfağının sembollerinden birisidir. Çikolatayla kaplı kek dilimleri arasında ince bir tabaka kayısı reçelli sos bulunmaktadır.
Sackpipa Tulum benzeri, geleneksel İsveç nefesli halk çalgısının adı olup, 20. yüzyılın ortalarında nesli tükenmiş durumdadır. İsveç’in batısında Dalarna adlı bölge folklorunda varlığına seyrek de olsa rastlanan sackpipanın kiliselerde bulunan Ortaçağ resimlerine bakılınca geçmişte yoğun olarak kullanıldığı sanılmaktadır. Sackpipa, küçük bir tulum çeşidi olup diyatoniktir (harmonik olarak yukarı çıkan A [La] minor).
Saçayoj Kuzeybatı Arjantin’de Tucumán, Salta ve Catamarca bölgeleri halkının inanışında çok uzun beyaz saçlara sahip, elinde uzun bir baston taşıyan tabiatüstü bir varlığın adı olup, ‘Ormanın babası’ adıyla da bilinir. Yerliler bir ağacı gereksiz yere keserlerse o ağacın kaybolmasını sağlayarak onları cezalandırmaktadır.
Saçı Kına gecesi geline verilen armağanların adı olup, ortaya konulan bir siniye bırakılırken yaşlıca bir kadın tarafından hediyenin niteliği ve kim tarafından verildiği yüksek sesle konuklara duyurulmaktadır (Erzurum).
Sadko Novgorod kökenli bir Rus manzum destanının (bilina) ve bu destanın kahramanının adıdır. Sadko, geçimini düğünlere giderek gusli adlı beş ya da yedi telli geleneksel enstrümanı çalarak sağlamaktadır. Bazı nedenlerden dolayı zenginler onu düğünlere çağırmaktan vazgeçince, onuru kırılır ve İlmen gölü kenarında hüzünlü bir şekilde enstrümanını çalar. Onu dinleyip beğenen Göl Kralı, Sadko’ya altın tüylü balığı yakalamayı öğretir ve zengin tüccarlara giderek altın bir balık gördüğüne bahse girmesini tembihler. Sadko canı karşılığında dükkanlar olmak üzere altın balığı getireceğine dair bahse girer ve bahsi kazanarak zengin olur. Farklı varyantlarda bazen denizin dibinde gusli çalar, bazen Göl Kralı/Deniz Kralının kızı olan Çernavuşka ile evlenir ama her maceranın sonunda bir gemiye binerek mallarını satmak üzere yabancı ülkelere yelken açar. (Propp, 1998: 114; Warner, 2002: 23).
Sado, Çado, Ça-no-yu Japon çay seremonisine verilen isim olup, Zen Budizmi’nin etkisi ile yeşil çay tozunun bazı geleneksel kuralları bütünü içinde hazırlanması ve servisi ve sakince içilmesinden ibarettir. Ça-no-yu ‘çay için sıcak su’, sadō veya çadō ise ‘Çay yolu/sanatı’ anlamına gelmektedir.
Japonya’ya çay içme geleneği Budizmle/Budist rahiplerle birlikte MS 9. yüzyılda Çin’den gelmiştir. 12. yüzyıldan itibaren ‘matça’ adlı yeni bir çay formu gelişmiştir. Toplanan çay fermente edilmemekte olup önceleri sadece Budist manastırlarında dinî ayinlerde kullanılmaktaydı. 13. yüzyıldan itibaren Samuraylar ‘matcha’ hazırlayıp içmeye başlayınca çay seremonileri yaygınlaşmış, 16. yüzyıldan itibaren ise tüm Japonya’da tüm toplum katmanları çay içmeye başlamıştır.
Çay seremonisinde kullanılan aletlere dogu adı verilmektedir. Bunlar:
- Çakin: Çay kaselerini temizlemek için kullanılan beyaz keten bezin adıdır.
- Fukusa: Çay kaşıklarını temizlemek için kullanılan ipek bezin adıdır.
- Hişaku: Sapının ortasında bir yumru olan bambu kepçenin adıdır.
- Tana: Çay hazırlamakta kullanılan her türden ahşap veya bambu mobilyanın adıdır.
- Çavan: Çay kasesinin adıdır.
- Natsume, Çaire: Çay kutusu
- Çaşaku: Çay kepçesi
- Çasen: Süpürge
Omotesenke ve Urasenke iki temel çay seremoni okulu olup, bu okulların birbiriden farklı kuralları bulunmaktadır. Her iki okul ve bunlara bağlı alt gruplarda ev sahibi ya da ev sahibesi kimono giyer, seremoni ev içinde ya da dışında yapılabilirse de ‘tatami’ üzerinde yapılması tercih edilir.
Omotesenke tarzı seremonide misafirler ev sahibi tarafından çağrılana dek bahçede oturur bu arada ellerini yıkayıp ağızlarını çalkalar, ardından ayakkabılarını çıkardıktan sonra çay evine girer ve tatami adı verilen döşeme üzerinde ‘seiza’ adlı pozisyonda oturarak kendilerine çay ikram edilmesini beklerler. Bu arada saki adlı pirinç rakısı eşliğinde gelen ‘kaiseki’ veya ‘çakaiseki’ adlı hafif yemeği yerler. Eğer misafir yemek yemeyecekse doğrudan tatlı servisine geçilebilir. Tatlılar, kimononun üzerinde taşınan ‘kaişi’ adlı kâğıtlar vasıtasıyla yenilir. Su sesi çay kokusu ve yakılan ateşin yarattığı rahatlatıcı atmosferde misafirin onuruna çay servisi başlatılır.
Seremoni çeşitleri:
- Çabako demae: Kimono giyen bir kadın tana adlı oturağa oturur ve Ryū-rei seremonisini gerçekleştirir.
- Hakobi demae: Ryū-rei seremonisine benzer olmakla birlikte çay seiza pozisyonunda oturarak sunulur.
- Obon Temae: Misafire tepsi içinde servis yapılır.
- Ryū-rei: Çay özel bir masada hazırlanır, misafir eğer tek kişiyse o da bu masada bulunabilir.
Çabana ‘çay çiçekleri’ İkebana’nın bir kolu olup çay seremonisinde kullanılan bir çiçek süsleme yöntemidir.
Safiyullah Hz. Âdem’in lakaplarından birisi olup, Arapça ‘gönlü saflaşmış’ anlamına gelmektedir.
Sağdıç Evlenme töreni sırasında güveye yardım eden en yakın iki arkadaşının adı olup, damadı tıraş eden berberin parasını öderler, camiye birlikte giderler, damadı bekar arkadaşların şakalarına karşı korurlar ve gerdeğe dek damadın yanından bir an bile ayrılmazlar.
ABD’de ‘best man’ olarak bilinen sağdıç düğün töreni sırasında damada yardım eden kişinin adı olup genellikle en yakın arkadaşı ya da kardeşidir. Görevleri:
- Bekarlığa veda partisini organize etmek
- Düğün detaylarını planlamaya yardım
- Damadı düğüne zamanında getirmek
- Sağdıçları organize etmek
- Düğün konuşması yapmak
Sağır Perde Samsun yöresinde oynanan bir karşılama oyununun adı olup erkekler kollarını omuz hizasında öne uzatırken kadınlar göğüs hizasında tutmak, parmaklar şaklatılmaktadır.
Sahipli 1. Yılanların süte düşkün olduğuna ve yaylada başıboş bırakılan inekleri emip bu inekleri sahiplendiklerine, yanına insanları yaklaştırmadığına inanılmakta olduklarından bu durumdaki ineklere verilen isimdir.
- Terk edilmiş ev, dere kıyısı, mezarlık, ıssız ve kayalık yerlere doğa üstü güçler tarafından korunduğuna inanıldığından verilen isim olup sahipli yerlere yalnız başına gidilmemeye dikkat edilir.
Sahu Kalın kumaştan dikilen geleneksel erkek cepkeninin adıdır (Niğde).
Sakal Duası Belirli bir yaş (35-40) ve olgunluğa ulaşan Müslüman erkekler, toplumsal statülerini sağlamlaştırmak amacıyla camide bir namaz sonrası imama giderek sakal bırakıp, sarık sarma niyetini açıklayınca hoca kıbleye karşı dua eder ve ‘inşallah sakalın zemzemle yıkanır’ sözleriyle duasını bitirdi. Sakal bırakan kişi uygunsuz davranışlar sergilemekten kaçınarak kazanmak istediği statüye layık birisi olduğunu kanıtlamak zorundadır (İç Anadolu).
Saki Brezilya masallarında bahsi geçen, avuçlarının ortasında birer delik olan tek bacaklı, kamışla sigara içen, istediği zaman görünmez olmasına sebep olan sihirli kırmızı bir başlığa sahip bir cücenin adıdır. İnsanlara zarar veren tehlikeli ve kötü niyetli bir yaratık olmasına rağmen başlığını çalanın arzularını yerine getirmektedir. Üç farklı Saki bulunmaktadır:
- Saki Saçurá: kırmızı gözlüdür
- Saki Pererê: kara derilidir
- Saki Trikue: melezdir (mulatto)
Saki Pererê Brezilya halkının inanışında haylaz küçük melez/zenci bir çocuk olup büyü yaparak kasırgaya dönüşebilen insanların eşyalarını saklamaktan hoşlanan, onları korkutmak için küçük şakalar yapan küçük bir çocuk veya cücedir.
Sako Erkeklerin giydiği geleneksel kısa bir paltonun adıdır (Kahramanmaraş)
Salı Sallanır Anadolu’da salı günü çamaşır yıkamak, bazı ev işlerini yapmak ve yeni bir işe başlamanın hayır getirmeyeceğine inanılmaktadır. Ortaçağ’da Hıristiyanlar için kutsal kabul edilen İstanbul’un (Konstantinopolis) Müslüman Türkler tarafından fethedilmesi başta Ortodoks Rumlar olmak üzere Hıristiyanlar tarafından acı ve yasla karşılanmıştır. Rumların zamanla İslamlaşmalarıyla bu inanış Anadolu Türkleri tarafından ödünçlenmiş olmalıdır.
Sallama 1. Kemençe, kaval veya davul zurna eşliğinde oynanan bir Karadeniz horonunun adıdır.
- Konya ili, Akşehir ilçesi köylerinde 4-8 kadın tarafından tef eşliğinde oynanan bir oyunun adıdır.
Saltarello İtalya ve İspanya’da çiftler tarafından oynanan, atlama ve sıçrama figürleri içeren enerjik bir halk dansının adıdır.
İtalyanca salterello, İspanyolca saltarelo
< Latince saltare ‘dans etmek’
Samah Büyükçe bir odada toplanan kadınlı erkekli topluluğun çiftler halinde birbirlerine değmeden oynadıkları oynanan geleneksel dansın adıdır (İzmir Tahtacılar).
Tahtacı köyünde samah |
Kimi köylerde kadın-erkek yanyana, kimi köylerde ise ayrı ayrı oturulur. Mürşit (topluluğun dini lideri), mürebbi bacısını (kadın topluluğunun başı) çağırır. Bacı gelerek mürşide dolu (içki) sunar. Sonra bacı, kendisiyle sema (samah) edecek erkeği niyaz eder (boynuna sarılır gibi yapar, selam verir). Sonra birlikte sema darına durular (ortaya çıkarlar); omuz omuza ve yüz yüze birbirlerini selamladıktan sonra, sazcı sazını alarak nefes (dinsel deyiş) söyler. Çiftler, samah yapar. Samah bitince, bacı önce samah yaptığı erkeğe dolu verir; sonra mürşitten başlayarak herkese dolu dağıtır. Daha sonra öbür çiftler kalkarak samahı sürdürür. Samahlar en çok dokuz zamanlı olur. Oyuncular, zarif devinimlerle birbirlerine hiç değmeden oynarlar. Samahlar, ağır ve hareketli olarak ikiye ayrılır. İlk bölüme ağırlama denir. Bu bölümde erkek, kollarını sağa sola hareket ettirir. Kadın kollarını omuzdan daha yukarıya kaldırmamak üzere aynı hareketi yanlara doğru yapar. Çiftin hareketleri büyük bir uyum içerisindedir. Ağırlamayı hareketli bölüm izler. Buna yeldirme denir. Burada çiftler yeniden niyazlaşır. Yüzler birbirine dönük ve daha yaklaşmış olarak birkaç metrelik alan içinde gider ve dönerler. Oyun bitince çiftler yeniden niyazlaşıp otururlar (Yurt: 4432).
|
Samah Gecesi Oğlan evinde düzenlenen kına gecesinin adı olup, güveyinde eline kına yakılmaktadır (Isparta).
Samebito Japon masallarında parlak yeşil gözleri ve sivri sakalı olan siyah bir canavarın adı olup, Totara adı kahraman tarafından okyanustan kovulmuştur.
San Luis Rey Şenliği Belize’de Toledo bölgesinde varlığını sürdürebilen ve Katolik mezhebini benimsemelerine karşın otantik kültürlerini de yaşatmayı başaran 2.000 civarında Mopa Mayasının düzenlediği bir festivalin adıdır. Erkekler alkol aldıktan sonra geyik maskeleri takarak ‘Yaşam Ağacı’nı sembolize eden yağlanmış bir direğe tırmanmaya çalışmaktadırlar.
San Phra Phum Her Tayland evinde bulunan eve bereket ve sükûnet getirdiğine inanılan ev ruhlarının adıdır.
Sande Topluluğu, Bundu, Bondo Liberya, Sierra Leone ve Gine’de yaşayan Yassi ve Bundu halkları kadınlarının gizli derneklerinin adı olup, aynı halkların erkek topluluğu olan Poro’nun karşılığıdır. İlk olarak Hollandalı coğrafyacı Olfert Dapper tarafından Liberya’da görülüp tanımlanmışlardır. Ergenlik dönemine gelen kızların inisiasyonu hasat sonrasında birkaç haftadan birkaç aya dek kızın yaşı ve ırkına göre değişen süre içerisinde tamamlanmaktadır. Majo veya Mende adı verilen bir kadın kızların klitorisini keserek sünnet etmektedir. Kadınlar ayin sırasında siyah palmiye yaprağından yapılmış ‘sovo’ adı verilen sembolik bir başlık takmaktadır. Şovo’nun takılış şekli semboliktir: Tüm başı kaplarsa ‘bilgelik’, kuş formunda olursa ‘insan ve ruhlar arasında habercilik’, salyangoz forumda olursa ‘refah’ gibi…
Sandık Günü Düğünün ikinci gününün adı olup, gelinin elbiseleri ve takıları bir kutu şekerle birlikte okuyucu kadına verilerek güvey evine gönderilmektedir (Niğde).
Sandıklı Altın Geleneksel kadın kıyafetinde fes altına alnın üzerine dizilen altınlardan oluşan takının adıdır (Hatay).
Sannikov Toprağı Kuzey Buz denizinde Yeni Sibirya adalarının kuzeyinde, ilk olarak Yakov Sannikov tarafından 1811 yılında gözlenen bir hayali adanın adıdır. 1886 ve 1893 yıllarında başka bir Rus kaşif Eduard Toll tarafından rapor edildikten sonra varlığına bir daha rastlanılmamıştır.
Saray Hükümdarların oturduğu büyük ve gösterişli yapıların adıdır. Bilinen en eski saray Eski Mısır’da Teb kentinde bulunmaktadır.
Sardana Halka şeklinde yöresel kostümler içinde kadın ve erkekler tarafından oynanan geleneksel Katalan dansının adı olup, iki çeşidi vardır:
- Sardana curta (kısa sardana)
- Sardana llarga (uzun sardana)
Sardana müziği cobla adı verilen 11 kişilik orkestralar tarafından geleneksel Katalan müzik aletleri ile (tenora, tible, flabiol, kontrabas, trompet, trombon) yapılmaktadır.
Sardunya Ebegümeci otu Hz. Muhammed’in dokunmasıyla bu güzel çiçeğe dönüştüğüne inanılmaktadır.
Sarhoş Barı Erzurum ve Sivas yöresinde erkekler tarafından oynanan bir sıra oyununun adı olup, barbaşı oyun disiplinini bozmadan sarhoş taklidi yapan oyunculara sırayla sigara içirmektedir. Çoğu varyasyonda sigara konu edilmese de kollar dirsekten kırık, dirsek hizasında önde kenetlenmiş olarak dizilen oyuncuların sağ ayak öne atılıp basıldıktan sonra sol ayakla topa vuru gibi öne doğru savurarak sarhoşların dengesiz hareketlerini taklit etmeleriyle gerçekleştirilmektedir.
Sarı Ana, Yörük Ana Bereket getiren bir yatır olarak saygı gösterilen ve tek bir ineği olmasına karşın savaşa sırasında tüm Türk ordusunu beslediğine inanılan bir gömütün adıdır. 16. yüzyılda yaşadığı sanılmakta olup, denizciler sefere çıkmadan önce türbesine giderek dua eder, adaklar adarlardı (Marmaris).
Sarı Çiçek Artvin yöresinde özgün türküsü eşliğinde en az bir kız bir erkek tarafından oynanan horonun adıdır.
Sarı Gelin Kars yöresinde özgün türküsü eşliğinde oynanan bir oyunun adıdır. rahmetli tarihçi Ahmet Refik (Altınay) Bey’in derlediği hikâyesinde bir Ermeni köylü kızına aşık olan Müslüman delikanlının duyguları yansıtılmaktadır.
“Vardım kilisesine, baktım haçına
Mail oldum bölük bölük saçına
Kız seni götürem İslam içine
Vay Sinan ölsün Sarı Gelin
Vardım kilisesine kandiller yanar
Kıranta Keşişler pervane döner
Tersa sevmiş deyin, el beni kınar
Vay Sinan ölsün Sarı Gelin
Seni saran neyler dünya malını”
Aynı türkünün Kars ve Revan’daki başka bir varyantı şöyledir:
“İravan çarşı Pazar
İçinden bir kız geçer
Elinde divit kalem
Dertliye derman yazar”
Sarı Kız 1. Edremit’in Güre köyünde doğduğuna inanılan yardımsever ve güzel bir genç kız hakkında asılsız çirkin söylentiler çıkınca yanına bir miktar kaz alarak dağda çobanlık yapmaya gitmiştir. Toplumdan uzak yaşamak zorunda kalan kızını ziyaret eden kızını ziyaret eden baba, yorulup kızından su isteyince kız dağın tepesinden Ege denizinde tasını doldurup babasına vermiştir. Kızının erdiğini anlayan baba kızın önünde namaz kılınca kız ölmüşse de adı Kaz Dağı’nın zirvesine verilmiştir. Mezarı her yıl Ağustos sonu Eylül başlarında Yörükler tarafından ziyaret edilmektedir (Balıkesir).
Edremit, Tahta kuşlar köyünde Sarı Kız |
Evlerde bir gün önceden esaslı temizlik yapılmıştı. 22 Ağustos sabahı her evde bir kurban kesildi. Hayvanın kesilmesi,yüzülmesi işlerini erkekler yapıyorlar, kadınlar ocağı yakma, ateşi köz haline getirme ile görevliler. Kurbanın böbrek, karaciğer gibi parçaları, ilk olarak közde pişirilip çocuklara dağıtılırdı (Çocuklarla kadınlar, kurbanın kanından birer parça alınlarına sürmüşlerdir) Ocağın hazırlanması bitince, kadınlar güzel elbiselerini giymişlerdi. Evin avlusuna hasırlar yayıldı, minderler kondu; közde pişirilen ufak et parçalarından, ev halkı ve konukları yediler. Bu, ilk sabah sofrasıdır. Bu yemeğin arkasından ‘hayır dağıtma’ töreni geldi: Her evin genç kızı, komşu evlere kavun, karpuz dilimleri götürüp dağıttı. -İlk yemekten sonra kalan bütün et haşlandı; suyuna pilav yapıldı. Asıl yemek bu etli pilavdır, ve ikindiye doğru, bütün ev halkı ve konukları ile, evin içinde sofra kurulup yendi.-Her evin avlusunda, avlusu olmayan evlerde kapının önünde ilk yemek faslı sürerken, genç kızlar ve erkekler köyün sokaklarında gezmekte, sohbet edip eğlenmektedirler. – Bayramın birinci günü kesilen bu kurban Sarı Kız’a adanmıştır. İkinci gün, aynı törenler uygulanarak, Sarı Kız’ın babasına adanan kurban kesilip yendi. Üçüncü günün kurbanı, ‘Üç Taşlar’a adanandır. Bunu, her ev ayrı bir hayvan kesmek suretiyle yapabildiği gibi, bir kaç aile ortak bir kurban da kesebilir. |
- Başta Ordu ve Gümüşhane olmak üzere Karadeniz bölgesinde kız ve erkek özgün türküsü eşliğinde oynanan bir halk dansının adıdır:
“Sarı kızın ayağında yemeni
Aman aman sarı kız
Yaz gelince çiğner çayır çimeni
Yandım aman sarı kız
Sarı kız dediğin ince bir kızdır
Babası bezirgân giydiği bezdir”
Sarı yazma Kastamonu yöresine özgü bir tülbent bağlama formunun adı olup, bölgede kadınlara ‘sarı yazmalı’ adı verilir.
Sarı Zeybek Başta Isparta yöresi olmak üzere özgün türküsü eşliğinde Ege ve Akdeniz bölgelerinde hatta Sivas, Çorum, Erzurum ve Bitlis’te bile oynanan bir zeybek çeşididir. İki elinde birer kama olan erkeğin ortada bir iskemlede oturan kadına yiğitçe dansları ile aşkını gösterme çabasını konu almaktadır.
“Sarı Zeybek, inip gelir inişten
Her yanları görünmüyor gümüşten
Habarım yok dün geceki cümbüşten
Sarı Zeybek inip gelir dereden
Heryanları görünmüyor bereden
Hekim napsın iyi olmaz yareden
Sarı Zeybek şu dağlara yaslanır
Yağmur yağar silâhları paslanır
Benim yârim küçücükten uslanır
Sarı Zeybek şu dağlara yaslanır
Yağmur yağar silâhları paslanır
Deli gönül bir gün olur uslanır”
Sari Hindistan, Bangladeş ve Sri Lankalı kadınların ipek veya pamuklu kumaştan dokunmuş geleneksel kıyafetlerinin adıdır. 5-6 m uzunluğundaki sari vücuda çeşitli formlarsa sarılsa da en sık rastlanılanı bel çevresine bir ucu omuzdan aşırılacak şekilde olandır.
Antropolog Chantal Boulanger sari bağlama formlarını bölgelere göre gruplandırmıştır:
- Nivi: Güneydoğu Hindistan’da (Andhra Pradesh)
- Maharashtrian: Maharashtra bölgesinde
- Gujarati bölgesinde
- Dravidian: Tamil Nadu bölgesinde
- Gond: Merkez Hindistan’da
- Kerala: Güneybatı Hindistan’da
Sarımsakçı Sırtlarına minder bağlayan ve sarımsak satan iki kadın oyuncuyla izleyiciler arasındaki doğaçlama atışmalardan oluşan seyirlik oyunun adıdır (Ordu).
Sasquatch, Koca Ayak, Big foot, Vauk-Vauk, Oh-Mah, Saskehavis Kanada’nın büyük göller ve Rocky dağları ile ABD’nin kuzeybatısını içine alan ormanlık bölgede yaşadığına inanılan vücudu kıllarla kaplı insan görünümlü dev bir yaratığın adıdır. Tıpkı Loch Ness canavarı ve Yeti gibi kriptozoolojinin ilgi alanına giren en ünlü yaratıklardan birisidir.
1958 yılında kuzeybatı Neveda’da yer alan Humbolt bölgesinde inanılmaz büyüklükte insan ayak izlerine rastlanması efsaneyi başlatmıştır. Pek çok bilim adamının yaratığın varlığına inanmayıp filmi düzmece olarak nitelemesine karşın bölge folklorunda ise daha 18. yüzyıldan kalma masallarda kıllı ve dev büyüklükte insanımsı vahşi bir yaratığın varlığı bilinmekteydi. Bugüne değin bilim dünyasında yaratığın, 30.000 yıl öncesine kadar varlığını sürdürdüğü sanılan ve Ortadoğu, Kuzey Afrika, Avrupa ve Orta Asya’nın batısında izlerine rastlanan Homo Sapiens’in eski formu Neanderthal insan, hatta Çin’de 1 milyon yıllık fosiline rastlanan dev maymun Gigantopithecus blacki (Hindistan’da 6-9 milyon yıllık diğer bir fosile ise Gigantopithecus bilaspurensis adı verilmiştir) ile ilgisi olup olmadığı tartışılmışsa da Kocaayak akademik çevrelerde genellikle kriptozoolojinin ilgi alanına girmesi gereken bir yanlış yorum ya da şaka olarak görülmüştür.
British Columbia’da Kızılderililer için ayrılmış Chelalis arazisinde öğretmenlik yapan J.W. Burns Kızılderili masallarında ormanda yaşayan kıllı büyük yaratıklar için kullanılan Sasquatch kelimesini 1920’lerde ilk olarak kaydetmişse de Loren Coleman ile Jerome Clark kelimenin orijinal formlarının ‘sokqueatl’ ve ‘soss-q’tal’ olduğunu Burns’ün bunları birleştirerek yeni bir kelime yarattığını ileri sürmüşlerdi.
Dikkate değer gözlem kayıtları:
- 1811: Kaşif ve yer ölçümcü David Thompson, Kanada’da Alberta bölgesinde Jasper yakınlarında büyük ayak izlerine rastlamıştır.
- 1840: Reverend Elkanah Walker, Spokane Kızılderililerinin kıllı devlerden bahsettiklerini kaydetmiştir.
- 4 Temmuz 1884: Daily British Colonist gazetesinde yayınlanan bir haberde British Columbia’da Yale’e 20 mil uzaklıkta 4. tünel civarında işçiler gorile benzeyen yarı insan bir yaratık görmüşler ve ‘Jacko’ adını vermişlerdir.
- 1893: Theodore Roosevelt, içinde Sasquatch’a benzer bir varlığı tasvir ettiği Bauman adlı bir avcının hikâyelerini yayınlamıştır.
- 1924: Albert Ostman adlı birisi bir Sasquatch tarafından kaçırılıp alıkonduğunu iddia etmiştir.
- 1924: Fred Beck adlı birisi Sasquatch’ların saldırısına uğradığını iddia etmiştir.
- 1955: William Roe dişi bir Sasquatch gördüğünü iddia etmiştir.
- 1958: Humbolt bölgesinde dev ayak izlerine rastlanmıştır.
- 20 Ekim 1967: Eureka, Kaliforniya’da Eureka’nın kuzeyinde yerlan Bluff Creek’de Roger Patterson ile Bob Gimlin Sasquatch’ın filmini çektiğini iddia etmiştir. Yaratığın boyu fotoğrafa göre 2.1-2.7 m arasında olup, kıllarla kaplı gövdesinin altında güçlü bir vücut yapısına sahip olduğu görülmekteydi. Bu filmin düzmece olup, olmadığı çeşitli çevrelerce uzun süre tartışılmıştır.
Satı, Satılmış Üst üste bir kaç çocuk düşürmüş kadınlar nihayet çocuk sahibi olduklarında yaşamasını sağlamak için sözde çocuğa zarar veren cinleri aldatacak bir geleneği yerine getirirlerdi: Bebeği bir cami önüne bırakır, tanıdık birisi mahsusçuktan çocuğu oradan alıp kendi evine götürür, daha sonra para karşılığı bebeğin gerçek ailesine satardı. Bu durumda bebeğe kız ise ‘Satı’, erkek ise ‘Satılmış’ adı konulmaktaydı. Dursun, Durdu, Yaşar, Durmuş gibi isimlerde aynı inanışın neticesinde konulmaktadır. Bazen bahsi geçen hülleye aracı olan tanıdık bir Arap ya da Kürt’se (Gaziantep) çocuğa Arap veya Kürt adı verilmektedir.
Satıtaş Sinop ilçe merkezi yakınlarındaki bir kayanın adı olup, çocuğu olmayan kadınlar tarafından öpülüp, dua edilir, yardımı istenirdi.
Savaklı Geleneksel kadın giyiminin bir parçası olup bele takılan işlemeli gümüş kemerlerin adıdır.
Savir düğün gecesi konuklara verilen yemeğin adıdır (Kayseri).
Saya Gezmek Şubat ayı ortalarında koyun ve keçi çobanlarınca gerçekleştirilen bir geleneksel oyunun adıdır. ‘Saya kocası’ adı verilen ak sakallı başı sarıklı, kambur, bastonlu ve kollarında ikişer küçük çan taşıyan adamla, kadın kılığına girmiş ‘gelin’ adlı iki karakterin oyunun kahramanlarıdır. Davul-zurna eşliğinde tüm evleri sırayla dolaşıp seyirlik oyunlar oynar, çocukları korkutur ve evlerden bulgur, yağ, yumurta gibi besin maddeleri toplarlar. Ev gezmesi sırasında oğlakların ölü doğmaması için sayacılar hiç konuşmazlar. Toplanılan malzemenin bir kısmı yemek yapılıp yenirken, kalanı hasta ve fakirlere verilir (Yurt, 2662: Erzincan)
Konya’da 18 Ocak’ta gün dönümüne denk getirilen tarihte yapılır. Ellerinde heybelerle ev ev dolaşan gençlerden birisi ayağına tahtalar takıp boyunu uzatırken paçalarına da çanlar takar, bir diğeri de yüzünü siyaha boyayarak Arap olur. Saya tekerlemesini okuyan bu iki gence un, yağ, yumurta gibi yiyecekler verilmekte daha sonra toplanan tüm yiyecekler köy gençleri arasında pay edilmektedir.
Saya tekerlemesi (Konya Ilgın) |
Saya saya sallı beye Dört ayağı nallı beye Sayacı geldi duydunuz mu? Selamını aldınız mı? Ne kaldı ne kaldı Kırk elli gün kaldı Kırk elli gün geçelim Yozdan sağmalı geçelim Ak koyunun ağı var Yüreğinde yağı var Sağına yattı sızıladı Soluna yattı kuzuladı Ala beye kuzusu Tırnağında yazısı Dam başında boyunduruk Dura dura yorulduk Çaydan deşirdiğimiz para olsun Oğlunuz kızınız beş olsun O da yanınıza eş olsun Verenin altın perçemli bir oğlu olsun Vermeyenin kel başlı kör gözlü bir kızı olsun O da yuvarlansın tandıra düşsün Yıldız sıçradı meleşin kuzularım: -Meeee (Yurt, 5225)
|
Saysana Öğlen saatlerinde kız evine gidilerek alınıp düğün evine getirilen çeyizin adıdır (Nevşehir)
adıdır.
Saz Türk halk müziğinde uzun saplı, ahşap tombul gövdeli, tezene adı verilen bir mızrapla çalınan enstrümanın adıdır. Sazın yanı sıra cura ve bağlama da yanlışlıkla saz olarak adlandırılmaktadır. Sazın eski Türklerin kullandığı kopuz adlı enstrümandan geliştiği sanılmaktadır.
Sacbe Ore bataklığı kertenkele insanı ABD Güney Caroline’da bataklık alanlarda rastlandığı rapor edilen bir yaratığın adı olup kriptozoolojinin alanına girmektedir. İlk olarak 29 Temmuz 1988 tarihinde gece saat 02:00 civarında arabasının lastiğini değiştiren birisi tarafından görülmüştür.
Folklor Sözlüğü önceki bölümler
AA-AK, AL -AS, AS, AZ, BA -BAŞ, BAT-BLU, BO-BY, C, Ç, DA,
DİN-DZ, E, F, GA-Gİ, GJ-GZ, HA-HAL, HAM-Hİ, İ, J , KA-KAR, KAR-KILIÇ, KINA-KOVBOY, L, MA, ME-MZ, N, O-Ö, P, R
Kaynak
Özhan Öztürk. Folklor ve Mitoloji Sözlüğü. Phoenix Yayınları. Ankara, 2009