Sinop Tersanesi Tarihi
Antik Çağ’dan özellikle MÖ 4. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren önemli bir gemi inşa merkezi olan[1] Sinop’u 13. Yüzyılda fetheden Selçuklular İç Kale’nin bir bölümü tersaneye dönüştürerek mevcut tersaneyi genişletmiş, Sinop tersanesinde bir Karadeniz filosu oluşturarak Karadeniz’in kuzey sahiline seferler düzenlemişlerdir.
Tersanenin Candaroğlu Beyliği döneminde aktif olduğu ve Sinop donanmasının
Ceneviz gemilerine denizde üstünlük kurduğu bilinmekte olup, Bizans tarihçisi Khalkondiles’in bildirdiğine göre Candaroğlu İsmail Bey’in burada yaptırdığı 900 tonluk bir gemi Osmanlının kenti fethinden sonra İstanbul’a götürülerek Osmanlı donanmasının yeni gemileri için örnek olarak kullanılmıştır. Sinop, fetih sonrasında İstanbul ve Gelibolu’dan sonra imparatorluğun 3. büyük tersanesi olmuşsa da 17. yüzyıldan itibaren Karadeniz Ereğlisi tersanesi ön plana
çıkmış hatta zaman zaman Samsun’da da gemi inşa edilmiştir[2]. Sinop tersanesinde inşa edilen kadırgaların inşaası bittiğinde İstanbul’a Tersane-i amireye gönderilmiş, burada topları ve diğer techizatları monte edililmiştir[3].
Sinop Liman Tersanesi dışında gemi yapımına uygun akçaağaç ve meşe kerestesinin[4] kolayca elde edilebildiği, civar halkının marangoz ve gemici olduğu
Küplüağzı, Çayağzı ve Çobanlar İskelesi mevkilerinde de gerektiğinde gemi inşa
edilmesi emrolunmuştur. Hatta 1570 yılında Süveyş Tersanesi’nde donanma inşaası için gerekli kerestenin önemli bir bölümü Sinop ormanlarından temin edilirken, Canik Sancağı’ndan urgan istenmiş, katran temin edilen Kastamonu Sancağı halkı da çalıştırılmak üzere seferber edilirken[5], Samakov’dan demir getirilmiştir. Sinop’tan İstanbul Tersanesi için de kereste nakli yapılmasının yanı sıra 17. yüzyılda Kırım’da Kerç Boğazı yakınlarında gemi inşası için yine buradan kereste temin edilmiştir[6].
Kırım savaşı sırasında Rus Çarlığının Karadeniz filosu Sinop’ta demirleyen Osmanlı donanması üzerine bir baskın gerçekleştirmiş olup, savaş sonrasında imzalanan Paris Antlaşması’yla Rusya ve Osmanlı devletlerinin Karadeniz’de bulundurabileceği gemi sayısı sınırlanmış hatta tersane kurmaları yasaklanmış böylece Sinop Tersanesi’nin askeri önemi azalmıştır.
Sinop Tersanesi, limanın yanıbaşında, kalenin hemen altında, fırtınalardan korunaklı bir mevkide yer almakta olup, çevresindeki yerleşim Tersane mahallesi olarak anılmaktaydı. Son olarak 1838’de II. Mahmud döneminde yenilenen tersanenin bina ve arazileri Cumhuriyet döneminde Sinop Belediyesi’ne devredilmiştir[7]. 2008’de Gerze ilçesi Çakıroğlu Mevki’nde deniz dolgusuyla birlikte 130 dönümlük bir alanda 2 iskeleli, 590 m boyunda gemi inşa ve bakım-onarım tersanesinin yapımına başlanmış olup, işletme aşamasında 1.500 kişinin çalıştırılması planlanmaktadır.
Kaynak: Özhan Öztürk. Pontus: Antik Çağ’dan Günümüze Karadeniz’in Etnik ve Siyasi Tarihi (Genişletilmiş 3. Baskı). Nika Yayınları. Ankara, 2016
Sinop Tarihi Makale Serim
Sinop Kenti ve Civarındaki Arkeolojik Kazı ve Bulgular
Karousa, Gerze Tarihi ve Ayandon (Sinop)
İstefan, Ayancık Tarihi (Sinop)
Notlar
[1] Polyenus., Strateg. VII.21.2.5; Robinson, 1906: 25-153, 245-279
[2] Ayrıca Bkz. Ereğli’de gemi yapımcılığı
[3] Cevdet Bahriye Belge No. 11387
[4] Antik Çağ’da Strabon Sinop ile Bithynia arasındaki topraklarda gemi yapımı için uygun kereste bulunup kolaylıkla ihraç edilebileceğini bildirirken (Strabon, Geographika XII.3.12) Theophrastus, Karadeniz’in güney kıyısında yetişen aynı tip ağaçları kuzey kıyıdakilere oranla daha iyi özellikte olduğunu iddia etmiştir (Theophrastus 4.5.5)
[5] Mühimme 14: 807, 808, 844-75; Mühimme 12: 878-79; Ünal, 2008: 350-51
[6] Defterdar Sarı Mehmet Paşa, 1995: 741
[7] Hilmi, 1920-1922: 60; Ünal, 2008: 347-50