Marmara Bölgesinde Balkan, Kırım ve Kafkas Göçmenleri
Osmanlı Devleti’nin 19. Yüzyıldan itibaren Balkanlar ve Kafkasya’da hızla toprak kaybetmesinin sonucu olarak, bu bölgelerde yaşayan ve çoğunluğu Türk soylu olmayan Müslüman halklar Anadolu’ya göç etmeye mecbur kalmış[1] özellikle Rumeli bölgesinden gelen muhacirler için Bithynia hem geçici konaklama hem de sürekli iskân alanı olmuştur. Devletin oluşturduğu “Muhacirin Komisyonları” göçmenlerin iskân edileceği bölgeleri ve bu bölgelere ne kadar insanın yerleştirileceğini belirleyip, gerekli ön hazırlıkların yapılmasını sağlamışlardır. İskânı gerçekleştirilen göçmenlere ekebilmeleri için toprak ve hane başı 2 kg tohumluk da verilmiş, bir eşitsizlik olmaması için göçmenler için yaptırılacak evler bile belli bir ölçüde inşa edilmiştir. Dâhiliye Nezâreti’nin 6 Ağustos 1860 tarihinde İzmit Mutasarrıflığı’na gönderdiği bir genelgeye göre, inşa masrafı olarak 10 bin kuruş değer biçilen evlerin üst katta iki oda bir salon, alt katta ahırı bulunan iki katlı inşa edilmesi istenmiştir[2]. Muhacirlerin yerli halkın tarlalarına zarar vermesi, mera olarak kullandığı alanların muhacirlere iskân amacıyla ayrılması, ormanların tahrip edilmesi gibi sorunlar ortaya çıkınca yeni masraflar önce muhacirlerin tahsisatından ödenmiş yetmeyince 1913 yılında Rumeli Orman İdaresi emrine 130 bin kuruş aktarılmıştır.
Kırım Savaşı’nın (1853-1856) hemen öncesi, savaş dönemi ve sonrasını kapsayan
1851-65 yılları arasında pek çok Kırım Tatarı yurtlarından ayrılmak zorunda kalmış, ilk göç dalgasında Bithynia bölgesine gelenler İzmit Körfezi’nin güney kıyıları ile Köseköy civarında, Han ve Besni kabileleri Hendek kazası ile Düzce’de, Altıkesik kabilesi ise Sapanca’ya yakın Kovalık, Kuşkaldıran ve Değirmensuyu adlı mahallelerinde Nogay göçmenlerinden bazı aileler Kandıra, Seferiye kazasında, Bahçesaray halkından Hacı Timur Bey ve diğerleri İzmit’te iskân edilmişlerdir[3]. 1303 (1885) yılı Bursa Vilâyet Salnamesi’nde Bursa Merkez’de Mecidiye’ye 110, Nazarlık’a 97, Vakfiye’ye 84, Melârab’a 102, Namazgâh’a 60, İhsaniye’ye 17, Alacahırka’ya 15, Mihaliç Kazası’nda Bey’e 41, Okçugünü’ne 50, Keremyener’e 75, Pazarcık kazasında
Arapdede’ye 51, Seyitgazi kazasında Hamidiye’ye 59, Mecidiye’ye 47 hane Tatar iskân edilmiş, Eskişehir’in İhsaniye Mahallesi, Kütahya’nın Kızılcaviran ve Mihaliç’in Canbali Mahallelerindekilerde eklendiğinde kazalarla birlikte Bursa Vilâyetine toplam 789 hane Tatar ve Nogay yerleştirilmiştir. 1893’de Eskişehir’de İnekpınarı ve Tosbağı mevkilerinde Tatar göçmenler için Refikıye adlı köy kurulmuştur. 1894’te Etranos kazasının Gökçedağ nahiyesinin Çiçekyayla mevkiine 43 Kazan göçmeni Hamidiye adlı yeni bir köy kurularak iskân edilmiştir. 1902’de Eskişehir kazasında Bektaşpınarı mevkinde Mesudiye adlı bir köy kurularak Kırım göçmenleri yerleştirilmiştir. 1930’lu yıllarda bölgeye bu sefer Romanya’dan ikinci bir Tatar göçü gerçekleşmiş Kocaeli’de Akmeşe, Sarımeşe, Karaçalı ve Derince, Adapazarı’nda Fındıklı ve Elmalı Köylerine yerleştirilmişlerdir.
1877-78 Osmanlı-Rus savaşı (93 Harbi) öncesi ve sonrasında Romanya Tatarları’nınyanı sıra, Kafkas göçmenler de Anadolu’ya göçmüş bunların bir bölümü Bithynia’ya yerleştirilmiştir[4]. Batum göçmenleri Gölcük ve Sapanca’da, Rumeli göçmenleri Düzce ve Adapazarı’nda, Çerkezler Adapazarı ve Bolu’da iskân edilmiştir. 1837’de İngiltere’nin desteğiyle bağımsızlıklarını ilan eden Çerkezler, 1864 yılında Ruslara 2 asırlık bir mücadeleden sonra kesin olarak mağlup olmalardır. Bu dönemde Kafkasyalı Müslümanların önemli bir bölümü anavatanlarını terk ederek Osmanlı topraklarına göçmüş, sadece Düzce’ye 3.500 Çerkez[5] ve 6.000 Abaza (Abhaz) yerleştirilmiştir[6]. Göçmenlerin, özellikle savaşçı özellikleriyle tanınan Çerkezlerin Adapazarı, Balıkesir, Bandırma, Biga, Bursa, Çanakkale, Düzce, Kocaeli gibi başkent İstanbul’u saracak şekilde yerleştirilmesi bölgede Müslüman varlık ve etkinliğini arttırmanın yanı sıra başkente ulaşan ticaret ve deniz yolları üzerinde yeni Müslüman yerleşimleri oluşturarak bölgedeki Hristiyan azınlıklar üzerinde baskı kurmak amaçlı stratejik bir hamle olmalıdır. Belki de bu yüzden bölgenin ticari hayatına hâkim olan Hristiyanlar, İstanbul’daki İngiliz elçiliğine başvurarak Adapazarı civarına daha fazla Çerkez yerleştirilmesinden rahatsızlıklarını bildirmiştir.
1864 ve 1867 yıllarında gelen Abaza göçmenleri İzmit Sancağı’na bağlı Düzce ve Adapazarı kazaları ile İzmit merkez kazasında iskân edilmişlerdir. 1878 yılında Kartal Kazası’na bağlı Alemdağı’na gönderilen Kafkas ve Kırım göçmenleri şiddetli kış yüzünden yerleştirilemeden Üsküdar‘a nakledilmiş, kışı burada geçirdikten sonra yeniden iskân edilmişlerdir. Alemdağı’na yerleştirilen Çerkez göçmenler, bölgedeki Rumların sayfiyede olmalarından da yararlanarak, onlara ait boş evleri yağmalamış, olayı araştırmak için Şuray-ı Devlet üyelerinden Yanko Efendi görevlendirilerek, tedbir olarak bölgedeki Jandarma sayısı arttırılmıştır. 1888’de Hopa göçmenleri için İstanbul’un Kartal kazasına bağlı Alemdağı’nda Hamidiye adlı bir köy kurulurken, sonradan gelen Hopa ve Batum göçmenleri Şile Kazası’nda iskân edilmişlerdir. 1888’de Adapazarı Mahmudiye civarında, Gürcü ve Çerkez göçmenler arasında çatışmalar çıkmış, ölen ve yararlananlar olmuştur. Göçmenlerin birbiriyle çatışması hükümetin müdahalesiyle engellenmişse de özellikle Adapazarı’nda Abaza ve Çerkez göçmenlerin bir kısmı yerli halkın tarla ve hayvanlarını yağmalamaya devam etmiştir. 1893 yılında bölgeye gelen Vital Cuinet, İzmit Mutasarrıflığı’nın 222,760 kişilik nüfusunun 12,171’inin göçmenlerden oluştuğunu bildirmiş[7] olup, hicri 1303 (1885) tarihli Bursa Vilâyet Salnamesinden, Bursa’ya yaklaşık 64,000 kişinin gelip[8], yeni köyler ve mahalleler kurulmuş olduğu anlaşılmaktadır. 1903-1904 yılı içinde Kırım, Kafkasya ve Balkanlar’dan yeni bir göçmen dalgası daha gelmiş bunlar da Hüdavendigar Vilayeti içerisinde yeni köyler kurulan köylere yerleştirilmiştir. 1881’de, Bursa’nın Mihaliç Kazası’ndaki Atik Çiftliği’ne yerleştirilen Çerkez göçmenler sonradan Arap Çiftliği’ne nakledilmişlerdir. 1883 yılında Bursa’nın merkezinde yer alan Yıldırım Bayezid Camii’nin etrafındaki bahçeler satın alınarak buralara ve 1886’da Gemlik’te göçmenler için kurulan Mahmudiye köyüne, 1890’da Bursa merkez ilçede yeni kurulan Süleymaniye ve Cihangir köylerine, 1891’de Kavuşukdere’de Sultaniye mahallesine, 1894’te Bursa’nın Derekızık köyüne Batum göçmenleri iskân edilmiştir[9]. 1887’de İnegöl kazasının Osmandede mevkinde Sultaniye köyünde Abaza göçmenler, 1894’de İnegöl’ün Yakacık, Pazaralanı, Tuzla ve Kozpınar mevkilerinde Ahıska, Batum ve Tırnovalı (Bulgaristan) göçmenler iskân edilmiş, Çüruksulu Mahmut Paşa’nın getirdiği muhacirler ise İnegöl’ün bir köyüne yerleştirilmiştir[10]. 1896’da Bursa merkez kazası Karaıslah mevkine, Balıkesir’de yeni oluşturulan Vicdaniye Mahallesi’ne, İnegöl kazasında Bataklık mevkinde yeni kurulan Mürved köyüne de Kafkas göçmenleri yerleştirilmiştir. Yunan kaynaklarında Nikea bölgesine yerleştirilen bazı Çerkez ailelerin Ortodoks Hristiyan olduğu, yerel yöneticilerin bunlara devlet tarafından dağıtılması için verilen yiyecekleri vermediği, bunlar Hristiyan köylerine yerleştirilmek istedikleri halde ısrarla Müslüman köylerine yerleştirildiklerini iddia etmişlerdir[11].
Eski Yugoslavya’dan ilk göçmen kafilesi 1895’te gelirken, 159.030 kişiden oluşan ikinci göç 1946-1968 yılları arasında gerçekleşmiş, 1971 yılında ise çoğu Boşnak 200 binin üzerinde Müslüman göçmen büyük metropoller, Batı Anadolu kasabaların[12] ile Adapazarı ve İzmit civarına yerleştirilmiştir. 19 Haziran 1895 tarihinde İzmit Mutasarraflığı’ndan Dâhiliye Nezâreti’ne gönderilen bir yazıda Karamürsel Kazası’na gönderilen Boşnak göçmenlerin yerleştirildiği köyler Kayacık Mahallesi (6[13]), Hacı Ömer Ağa (4), Cami-i Atik (4), İsmail Ağa (12), Debbağhane (3), Hayriye köyü (83), Oluklu köyü (39), Karapınar köyü (49), İhsaniye köyü (27), Dere köyü (13) İnebeyli (8) olarak verilmektedir[14].
Gürcü Köyleri
Gürcüler bölgenin otokton halkı olmamakla birlikte 1877-78 Osmanlı-Rus savaşları sonrasında Acara civarından gelen çok sayıda Gürcü bölgeye yerleştirilmiştir. Gürcü göçmenler bugün Balıkesir Merkez ilçenin Şamlı belediyesine bağlı Armutalan, Gönen ilçesine bağlı Babakaya, Manyas ilçesine bağlı Cumhuriyet, Kutludere, Darıcı bucağına bağlı Değirmenboğazı, Susurluk ilçesine bağlı Günaydın, Düzce ilinde ve bu ile bağlı Akçakoca ve Çilimli ilçelerinde, Bursa’ya bağlı Gürsü ilçesinde, Gemlik ilçesinin merkezinde, Haydariye, Katırlı, Hayriye, İnegöl ilçesinin merkezi, Bahariye, Bayramşah, Çaylıca, Çayyaka, Çiftlik, Elmaçayır, Esenköy, Feyziye, Fındıklı, Gülbahçe, Hamamlı, Hamidiye, Hasanpaşa, Hayriye, Hoca, İclaliye, İskaniye, Karakadı, Konurlar, Lütfiye, Muratbey, Yeniceköy, Tahtaköprü, Eskikaracakaya, Hacıkara, Hilmiye, Mesruriye, Mezit, Saadet, Sulhiye, İznik ilçesine bağlı Bursa, Elmalı, Kırıntı, orhangazi ilçesine bağlı Hamzalı, Çanakkale iline bağlı Ezine ilçesi, İstanbul iline bağlı Beykoz ilçesinin Akbaba, Dereseki, Şile ilçesine bağlı Teke, Üvezli, Heciz, Yalova ilçesine bağlı Teşvikiye, Kaplıca, Kocaeli ilinin merkez ilçesinin Hikmetiye, Balaban, Maşukiye, Gölcük ilçesine bağlı Hamidiye, Hisareyn, İhsaniye, Nimetiye, Şevketiye, Kandıra ilçesine bağlı Beylerbeyi, Karamürsel ilçesine bağlı Nusretiye, Sakarya ilinin Akyazı ilçesine bağlı Beldibi, İrşadiye, Şerefiye, Ahmediye, Bıçkıdere, Güçücek, Mecidiye, Geyve ilçesine bağlı Doğançay, Boğazköy, Karaçam, Maksudiye, Nuriosmaniye, Şerefiye, Karasu ilçesine bağlı Lahana, Sapanca ilçesine bağlı Akçay, Dilekli, Erdemli, Güldibi, İlmiye, Mahmudiye, Muradiye köylerinde çoğunlukla diğer topluluklarla birlikte yaşamaktadırlar[15].
Mübadele
30 Ocak 1923’de Lozan’da imzalanan ve Anadolu’da yaşayan Türk uyruklu Rum Ortodokslar ile Yunanistan’da yaşayan Yunan uyruklu Müslümanların zorunlu mübadelesini öngören antlaşma[16] ile kabul edilen 388,146 Müslüman göçmenin[17] bir bölümü Bithynia topraklarında yer alan İstanbul, Kocaeli ve Bursa illerine yerleştirilmiştir. Bursa Merkez, Mudanya, Mihaliç (Karacabey), Gemlik, Yenişehir, Kirmasti (Mustafa Kemalpaşa) ve İnegöl kasabalarında yaşayan ve kent nüfusunun 1/5’ini oluşturan Rum nüfus Yunanistan’a gönderilirken, yerlerine 1927 tarihli Bursa Vilayet Salnamesi’ne göre 33,215 Müslüman göçmen getirilmiştir. Muhacirlerin 14,117’i Bursa kasabasına ve Merkez ilçeye bağlı köylere, 19,098’u ise Orhangazi, Mustafa Kemalpaşa, Mudanya, Karacabey, Gemlik kasabaları ile bunlara bağlı köylere yerleştirilmiştir. Genellikle Rumlar ve Ermenilerin terk etmiş oldukları topraklara iskân edilen göçmenler toprağı ekmeye başlarken, kentlere yerleştirilenler ise esnaf olanların dışında fabrikalarda istihdam edilmiştir.
Diğer Topluluklar
1912 yılında Bursa vilayetinin Bursa (2.548), Mihaliç (73), Kremasti (80), Bilecik (6) Söğüt (47) ve Eskişehir (100) kazalarında toplam 2.852 Yahudi yaşamakta ve toplam nüfusunun % 0,18’ini oluşturmaktaysa da varlıklarını günümüze dek sürdürememişlerdir.
Kaynak: Özhan Öztürk. Pontus: Antik Çağ’dan Günümüze Karadeniz’in Etnik ve Siyasi Tarihi (Genişletilmiş 3. Baskı). Nika Yayınları. Ankara, 2016
Notlar
[1] 1. Dünya savaşı öncesinde Osmanlı-Rus savaşları ve Balkan savaşları sırasında Balkanlar ve Rusya’da savaş ve etnik temizlik politikaları sonucunda en az 2.5 milyon sivil Müslüman ölmüştür (McCarty, 1995: 339).
[2] Bab-ı ali Evrak Odası Sadaret Mektubi Nezaret Devair A.MKT NZD, 327/2
[3] Çetin, 2000: 47, 57, 78, 79
[4] 1855-63 yılları arasında Anadolu’ya Rumeli ve Kafkasya’dan 311.330, 1864 Eylülünde Kafkasya’dan 283.000 göçmen gelmiş, 1877’de toplam göçmen sayısı 1 milyona yaklaşmıştır. 1877-78 savaşı sonrasında gelen ikinci göç dalgası 300 bini bulurken, 1911-12 Balkan Savaşları ertesinde ise Rumeli üzerinden yeni göçmenler gelecektir.
[5] Çerkez, Kuzey Kafkasyalı Adıge ve Ubıh halklarına Osmanlıların verdiği isimdir
[6] Vital Cuinet’in “La Turquie d´Asie” adlı eserinde (Paris, 1891-1894) 133 köyden oluşan Düzce’nin toplam nüfusunun 34.691 olduğu düşünüldüğünde göçmenlerin oranının yüksekliği göze çarpmaktadır.
[7] İzmit kazalarına göre göçmenlerin dağılımı şöyledir: İzmit (1,175), Karamürsel (600), Adapazarı (7,329), Kandıra (2,357), Geyve (710)
[8] Sofuoğlu, 1995: 169.
[9] Bursa’nın Yıldırım semt i halkının büyük bölümü 93 muhaciri Batumlu olup, Murgullular Hayriye köyüne, Borçka İçkale’den gelenler Gemlik-Feyziye’ye, Berta göçmenleri Bursa’nın Soğukpınar köyüne yerleşmişlerdir.
[10] Özder, 1971: 78
[11] Genika Archeia tou Kratous, Tameion Antallaximon, Kios 45 1a: 91. 16 Eylül 1867
[12] Biga, Erdek, Karamürsel, İnegöl, Söke, Burhaniye, Urla, Aydın, Bilecik, Arifiye, Kilikya, Kütahya, Turgutlu, Çanakkale, Denizli, Muğla, Ceyhan, Havza, Keşan, Gelibolu, Kuşadası, Ayvalık, Yenişehir, Balıkesir, Bergama, Efes, Kırıkkale, Sincan, Maraş, Çankırı…
[13] Yerleştirilen hane sayısı
[14] Bab-ı Ali Evrak Odası, Sadaret Mektubi Kalemi Mühime Kısmı, Y. PRK. UM 32/ 65, (2). Ayrıca Bak. Kaya, 2007: 70
[15] Çiloğlu, 1993: 97-106
[16] Lozan Barış Konferansı Tutanaklar Belgeler, 1973: 89-95
[17] Mübadiller yerleştirilenlerin sayısına göre sırasıyla Balıkesir, Bursa, Çanakkale, Edirne, İzmir, İstanbul, Kırklareli, Kocaeli, Manisa, Niğde, Samsun ve Tekirdağ kentlerine yerleştirilmiştir.
Emeğe saygımız sonsuz olmakla birlikte Batı Anadolu’ya sanki Boşnaklar yerleştirilmiş gibi algılanıyor . Batı Anadolu’ya özellikle 93 harbi sonrası Adige , Abaza ve Ubıhlar yerleştirilmiştir . Yer yer mantık hataları var .