Karadeniz Tarihi

Abhazlar, Abhazya ve Abhazca

Abaski veya Abasgi[1] Kolhis’in kuzeyinde yaşayan ve kimi zaman Yunanlılarca İskitlerle ilişkilendirilen bir halkın Antik Çağ sonlarındaki adı olup, en azından Herodot döneminden itibaren[2] köle ticareti ile uğraştıkları bilinmektedir. Abasglar yeni doğan güzel yüzlü çocukları hadım edip, Romalılara köle olarak satarken babalarını da intikam almamaları için öldürmekteydiler. Bu halk kendini önceleri Apsuwa olarak adlandırdığı, Abhaz kelimesinin Gürcülerin[3] veya Türklerin yakıştırması olduğu iddia edilmiştir. 16. yüzyılda Trabzonlu Mehmet Âşık ise Abhazlar‘a İslam ülkelerinde “Abaza” denildiğini, Kars-Ardahan civarında yaşayanların Abazalardan esir satın aldıklarını bildirmiştir.[4]

Kiroslu Theodereti (393-466) Abhazlar’ın tıpkı Lazlar ve Sanigeler gibi Roma

19. yüzyıl başlarında Megrel ve Abhaz geleneksel kıyafetleri, 1823-1838

egemenliğini kendi istekleriyle kabul ettiklerini bildirmiştir. Agathias’ın bildirdiğine göre Abasgiler de Apsiller gibi Lazlara bağımlı olarak yaşamalarına karşın biri ülkelerinin batısı diğeri doğusundan sorumlu kendi klanlarından iki yönetici tarafından yönetilmekteydiler. Zaharati Retora’nın “Hristiyan Tarihi” adlı kitabında Abasg halkının adını “Bazgun[5] olarak verilmekte, kendi dillerini konuştuklarını, Kafkasya’nın 5. Hristiyan halkı olduklarını, Hazar denizi

Abhazya haritası (M. Joseph & Nicolas Delisle, 1766)

boyunca ve Bulgarlar’a komşu olarak yaşadıklarını bildirmektedir. Kollautz, Antik Çağ sonlarında Psou ve Bzıp nehirleri arasında yaşayan Abasgi, Bzıp ile Dioskuria arasında yaşayan Sanige ve yukarıda bahsi geçen Apsillerin bugünkü Abhazlar’ın atası olduğunu iddia etmiştir.[6]

Abhaz efsanelerinde Abhazların bugünkü yurtlarının yerlileri olarak gösterdikleri hatta ülkedeki yontulmuş taş

Abhazya’da Kale kalıntısı

blokları yaptıklarına inandıkları[7] efsanevi Atsan veya Tsanların Laziler/Tzanlar olması kuvvetle muhtemeldir. Abhazların bölgeye gelmeden önce nerede yaşadığı hala cevabını arayan bir soru olup, kimi tarihçilerin Mısır kökenli olduğu özellikle 20. yüzyıl başlarında başta 1925’te Tiflis’te yayınlanan Profesör Goulia’nın “Abhazya Tarihi” çalışması olmaz üzere Rus, Abhaz ve Gürcü tarihçilerce hararetle savunulmuştur. Herodot’un

Abkhazia souveneir
Abhazya’da hediye eşya dükkanı

aktardığı Mısır firavunu Sesostris’in İskit seferinden dönen askerlerden bazılarının Rioni nehri civarına yerleşmesi öyküsü bir yana Memlûk ordusunda görev yapan Çerkez-Abaza köle askerlere atfen gelişmiş olması daha güçlü bir varsayımdır.[8]

Lazika savaşları sırasında Pers generali Anabed Abhazya’ya girerek bölgeyi yağmalamıştır. Abasglar Romalıların yardımıyla hükümdarlarını devirerek 2

Abhazya’da Ortodoks katedrali

kral seçmiş ve Roma himayesine girmişlerdir. Abhazya’nın doğusunu yöneten Opsit ile batısını yöneten Skapernas, Romalıların gücünden çekinerek Perslerle anlaşmaya çalışınca Justinianus komutanı Bessi’yi Abhazya seferi düzenlemekle görevlendirmiş o da seçkin birliklerin başına Uligag ve Yoga’yı geçirerek gemilerle Kafkasya’ya göndermiştir. Bizans ordusunun geldiğini duyan Skapernas, Pers hükümdarı Hüsrev’e sığınırken Opsit ise Abhazlardan bir ordu oluşturarak gelenleri karşılamaya gitmişse de ordusu yenilmiş ancak bir kaç adamıyla Hunların yanına kaçabilmiştir.

İmparator Justinian döneminde (543-46) Hristiyanlığı kabul eden Abhazlar öncesinde Svan ve Megreller gibi aya ve meşe ağacına tapınmaktayken bu dönemde Bizanslı rahipler ülkelerine gelerek din eğitimine başlamış, çok sayıda kilise inşa edilmiştir. Justinian ayrıca sarayından Efrad adlı bir saray ağasını erkek çocukların hadım edilerek köle olarak satılmasını yasaklayan bir ferman ile Abhazya’ya göndermiş, imparatorun adil tutumu Abasg halkını sevindiriken kendi yöneticilerine karşı ayaklanmalarını da sağlamıştır. 546’dan itibaren kendi yöneticilerini uzaklaştıran Abasglar Romalıların gönderdiği adamlar tarafından yönetilmeye başlamışsa da bunlar da zamanla halka zulmetmeye başlayınca yeni ayaklanmalar baş göstermiş ve bölgeye Romalı görevli gönderilmesi durdurulmuştur.

MS 6. Yüzyılda Prokopius Abasgilerin ağaçlara ve ormanlara tapındığını bildirirken[9] bir kısmı 17. yüzyılda İslam’a geçen ama önemli bir kısmı Hristiyan kalan Abhazları 19. yüzyıl başlarında Bıjışkyan batıl itikadlara sahip, putperest ve ağaçlara[10] bağlı bir toplum ifadeleriyle tanımlarken geleneksel yaşamları, adet ve geleneklerine ilişkin değerli bildiler vermiştir.

Bıjışkyan, Abhazların davalarına “samalta” adı verilen yaşlılar heyeti bakmakta, ticaret ve hırsızlıkta yetenekli oldukları, yabancıları iltifat edip ağırladıkları ama esir olanları acımadan sattıkları, “Tenefe” adı verdikleri paskalya yortusunu kutlayıp, haça hürmet ettikleri, Tapşi Meryem’e dua ettiklerini, bekâr gençlerin evlenene dek sakallarını traş etmedikleri, soydaşlarından kız almadıkları, namuslu insanlar olup, birinde ahlaksızlık görünce öldürdükleri veya sattıklarını açıkladıktan sonra Kuban nehri civarında yaşayan Anapa Abhazlarının dillerinin farklı olduğunu belirtmiştir.[11]

19. yüzyıl boyunca tümü İslam olan Abhaz toplumu Şeyh Şamil‘in liderliğinde 1834-1859 arasında Ruslara karşı mücadelesinde ikiye bölünmüş Şkraua adı verilen dağlılar Şamil’i desteklerken Tapanra adı verilen ovalılar Rus tarafında yer almış, 1862-64 arasında dağlı Abhazlar vatanlarından sürgün edilmişlerdir.

Evliya Çelebi seyahatnamesinde Çerkezler, Abhzalar, Lazlar, Arnavutlar, Umman ve Kiys Araplarının atalarını Kureyşliler’e bağlayan bir söylenceyi aktardıktan sonra sahilde yaşayan Arlan, Çandalar,  Büyük Çandalar, Keçiler, Artlar, Suçeler, Cembeler, Bozoduklar, Osovişler, Aşpılı, Soğuksu, Kotasi aşiretleri ile dağlarda yaşayan Poşerhi, Ah Çepsi, Besleb, Mekliye, Vaypiga, Bağrıs, Ala Kureyş, Çimakors, Macar ve Yayharaş adlı Abhaz aşiretleri hakkında bilgi vermiştir. Rahip Lamberti ise 1654 tarihli Kolhida adlı kitabında Abasgların bir ağacın ortasını oyup, vücutları üzüm bağlarıyla sıkı sıkı sarılmış ölülerin sanki bir tabuta yerleştirircesine ağaç içine koyulduğunu, erkeklerin etrafına ayrıca ömür boyunca kullandığı eşya ve silahlarının dizilmesi, cesedin çürümesinden sonra “Apşura” adı verilen toprağa gömme töreninin yapıldığını aktarmıştır.

Abhaz dili ancak 20. Yüzyılda yazıya geçirilmiş olup, 1933-1938 arasında Latin, 1938 sonrasında ise Kiril alfabesiyle yazılmıştır.

Abhazlar (Sohum, 1930’lar

Abhazlar, yaşadıkları bölgelere göre 4 grup halinde sınıflandırılabilir:

  • Sadzen veya Cigetler: Karadeniz sahilinde Hamış deresi ile Gagra arasında yaşarlar.
  • Absualar: Karadeniz sahilinde Gagra ile İngur nehri arasında yaşarlar.
  • Medozüi: Ubıhların doğusunda yaşayan Pshu, Ahçipsu ve Aigba kabillerinin ortak adıdır.
  • Zamballar veya Tsebadalılar: Dal vadisi ile Kodor vadisi arasında yaşarlar.

Bu gruplar dışında 17. Yüzyıl sonlarında Vordane civarından Kabardey topraklarına yerleşen ve günümüzde Karaçay-Çerkez cumhuriyetinde 40 bin kadarı yaşayan kısmen Besleney kabilesiyle karışmış Barakay, Bağ, Şegeray, Tam, Kazilbek, Başilbay ve Başhoğ adlı Abhaz kabileleri bulunmaktadır.

Şavi Katsiler, Afrikalı Abhazlar

Abhazya’nın Oçamçire bölgesinde Karadeniz kıyısında Kodori nehri ağzında yer

Afrikalı Abhaz, Şavi Katsi 1870

alan Adzyubzha kasabası ile köylerinde yaşayan Afrika kökenli bir halkın addır. Afrika’dan bölgeye ne zaman getirildikleri kesin bilinmemekle birlikte Osmanlı döneminde 17. yüzyılda Abhaz beyi Şervaşid-ze’nin meyve bahçelerinde çalıştırılmak üzere Etiyopya’dan getirilen birkaç yüz siyah kölenin soyundan geldikleri sanılmaktadır. Gürcüler tarafından “siyah adam” anlamına gelen “Şavi katsi” olarak adlandırılan bu halkın tamamı yaşadıkları bölgenin dili olan Abhazca’dan başka bir dil bilmemektedir. Afrikalı Abhazlar dini açıdan homojen bir topluluk olmayıp bir kısmı İslam bir kısmı ise Hristiyandır.

Notlar

[1] Yunanca Ἁβασκοί, Ἀβασγοί. Ayrıca Bkz. Abhazia

[2] Herodot, Historiae III.97

[3] Kollautz, 2000: 12

[4] Usta, 1999: 36.

[5] Basgun kelimesinin son eki /-un/ veya /-on/ un Yunanca olduğu düşünülebilir

[6] Kollautz, 2000: 14

[7] Grigoriantz, 2000: 140

[8] Grigoriantz, 2000: 138

[9] Prokopius, Peri Ton Polemon VIII, III, 1-15

[10] Abhazlar “Tapşi” adını verdikleri büyük ağaçlara tapınmaktaydı.

[11] Bıjışkyan, 1998: 147-158

Kaynakça

Bıjişkyan, P. Minas. Pontos Tarihi. 2. Baskı. İstanbul: Çivi Yazıları, 1998

Grigoriantz, Alexandre. Kafkasya Halkları. 2. Baskı. İstanbul: Sabah Kitapları, 2000

Kollautz. A. Abasgia: Abhazya Tarihi’nin Bizans Dönemine Ait Belgeleri. Çev. Bahriye Çelebi. İstanbul: As Yayınları, 2000.

Özhan Öztürk. Pontus: Antik Çağ’dan Günümüze Karadeniz’in Etnik ve Siyasi Tarihi (Genişletilmiş 3. Baskı). Nika Yayınları. Ankara, 2016

Usta, Veysel. Anabasis’ten Atatürk’e Seyahatnamelerde Trabzon. Trabzon: Serander Yayınları, 1999. ISBN: 975-94238-0-4

Ayrıca Oku: Abhazlar, Abhazya ve Abhazca

ABHAZLAR, çoğunluğu bugünkü muhtar Abhaz Sovyet cumhuriyetinde yaşayan Kafkasyalı bir kavim. Asıl memleketleri Batı Kafkasya’nın Karadeniz sahilleridir. XVII. yy.’dan itibaren bir kısmı Kuzey Kafkas­ya’ya, Kuban nehrinin güney kolları dolay­larına göç etti. Osmanlıların, Karadeniz’in doğu sahillerine yerleşmelerinden sonra Türk hâkimiyetine girdiler. Müslümanlığı kabul edenleri, Rusların Kafkasya’yı işgalinden sonra, büyük kütleler halinde Türkiye’ye göç etti. Bunların sayısı 400.000’e yakın tahmin edilmektedir. Bugün Abhazya’da ve Ku­zey Kafkasya’nın türlü bölgelerinde yaşayan Abhazların sayısı 100.000 kadardır. Dilleri. Kafkas dillerinin kuzey grubunun batı bölü­müne giren Abhazca’dır. Çok ilkel olan bu dil, telaffuz bakımından Kafkas dillerinin en ahenksiz ve en güç olanıdır.
ABHAZYA, (Abhazca: Аҧсны Аҳәынҭқарра veya Rusça: Респу́блика Абха́зия, Gürcüce: აფხაზეთის რესპუბლიკა) Batı Kafkaslar’ın güneyinde devlet. Bu nüfusun bir kısmı Abhazlardan meydana gelir. Merkezi: Suhumi (Sohumkale). Mem­leket eski Kolhis’in büyük kısmını teşkil eder. Karadeniz’e hâkim dağlık bir arazidir. Bol yağmur almakla beraber soğuk kuzey rüzgârlarından korunur. Bitki örtüsü ve ağaç tarımı yarı tropikal bir karakter gösterir (turunçgiller, tütün, çay, bağlar). Karadeniz boyunca yaz ve kış oturma yerleri sıralanır: Gagra. Gudauta, Suhumi.

Samsun limanında Abhaz muhacirler, 1864

Tarih. Yunanlıların ve Romalıların sömür­ge edindikleri Abhazya, V. y.yılda Gürcistan sınırları içine girdi: XVI. y.yılda Osmanlı hâkimiyetine geçti. 1810’da Rusya himayesi altına konuldu. 1864’te kanlı bir sürgün politikasının ardından bu devletin toprakla­rına katıldı. 1917 ihtilâlinden sonraki iç s­vaşlardan faydalanarak 1919’da muhtariyetini ilân eden Abhazya, 1921’de Gürcistan Sov­yet cumhuriyetine katıldı, 19 Nisan 1991 yılında bağımsızlık ilan edilmiştir ve Gürcistan’dan ayrılmış, 23 Temmuz 1992 yılında yeniden 1925 Anayasası, 26 Kasım 1994’te ise Yeni anayasa kabul edilmiştir. 12 Ekim 1999 yılında devlet bağımsızlık kanunu kabul edilmiş olup, 26 Ağustos 2008 yılında Abhazya, ilk defa uluslararası tanıma gerçekleşmiştir.

Abhazca 

Abasg-Kerket dilleri. Batı veya Ku­zeybatı Kafkasya dilleri denilen dil grubu­dur. Kuzeydoğu veya Çeçen-Lezgi dilleriyle birlikte Kuzey Kafkas dil grubunu teşkil eder. Abhaz ve Çerkezlerin konuştukları bu diller onların eski adları olan Abasg-Kerket adı ile anılır. Üç asli gruba ayrılır: Adige, Ubth, Abhaz.

Fonetik

1. ünsüz grupları yaygındır.

2. Çeçen-Lezgi grubunda hemen hiç bu­lunmayan ş ve s gibi fışırtılı (Iabialize) veya yarım fışıltılı fonemlere rastlanır.

3. Ab­haz ve Ubıh dillerinde dbr ve tpr değerinde olan titrek (labiodantal) fonemler vardır.

Morfoloji

1. Çeçen-Lezgi dillerindeki çok çeşitli çekim hallerine karşılık Abhazcada isim çekimi hiç yoktur. Ubıh ve Adige kollarında yalnız iki hal vardır.

2. Abhaz ve Ubıh dillerinde a- öneki Adige kolunda r soneki şeklinde olmak üzere harfi tarif bulunur. Çeçen-Lezgi dillerinde ise yoktur.

3. Bu dillerde kelimeler gramer bakımından ayrılmaz. Abhazcada «âkil» (insanlar, tan­rılar) ve «gayrıâkıl» (hayvanlar, eşya v.d.) olmak üzere iki kategori vardır.

4. Abasg- Kerket dillerinde en basit kavramlar bile çoğu zaman bileşik kelimelerle ifade edi­lir. (m)