Karadeniz Tarihi

Tokat Tarihi

Makale: Özhan Öztürk

 MS 6. yüzyılda yaşayan Bizanslı coğrafyacı Hierokles’in Synecdemus adlı eserine göre Anadolu’da Phrygia Pacatiana, Pamphylia, Lykia ve Kappadocia’da Eudokia[1] isimli dört antik kent bulunmakta olup, sonradan adı Tokat’a dönüşecek olan sonuncusu[2] başlangıçta Anadolu Theması’na bağlı iken VI. Leo döneminde Kapadokya’ya bağlanmıştır[3].

Tokat (Eudokia, Dokeia) Etimolojisi

Tokat, 1934

1656 yılında Tokat’a gelen Evliya Çelebi kentin Türklerin eline geçmesinin ardından arpasının bolluğundan dolayı “Tok at” adı verildiğini hatta kente Farsça “arpa diyarı” anlamına gelen “Kân cuh” da denildiğini bildirmiştir[4]. Çağdaş ve eski kuşak bazı yazarlar kent adının orijinal formunu dikkate almadan Türk ağzındaki telaffuzunun etimolojisini yapmaya çalışmış, Hüseyin Hüsâmeddin kentin adını Togayit adlı Turâni bir halkla[5], Târih-i Âl-i Dânişmend ve Mirkât al-Cihâd kitaplarının yazarı

Osmanlı döneminde ahşap Tokat evleri

olan Ali ve Uzunçarşılı ise “surlu şehir” manasına geldiğini iddia ettikleri[6]Toh-kat” ile ilişkilendirmişlerse de[7] kanımca yanılmışlardır. Tokat kentinin orijinal adı Dokeia ile Kappadokia kelimeleri arasındaki benzerlik dikkat çekici olup, her iki mevki ortak etimolojiye sahiptir. Kapadokya ilk olarak MÖ 6. yüzyıl Ahameniş imparatorları I. Darius ve Xerxes dönemlerinde “Dahyu” adıyla Pers devletine bağlı bir ülkenin adı olarak geçmektedir. Dahyu Avesta’da “ülke” anlamıyla kayıtlı olmakla[8] birlikte Ahameniş dönemi yazıtlarında “şatraplık” anlamında kullanılmıştır. Daha sonraki dönemlerde Katpatuka adıyla kayıtlı olan kelimenin Akad dilinde “kenar, yan taraf” anlamında yer alan Katpa ile “ülke, şatraplık” anlamındaki

Tokat Saat Kulesi

Dahyu kelimelerinin birleşimi olduğunu sanıyorum. Bölgede Akat dilinde bir kelimenin bulunması Herodot’un bölgenin “Beyaz Suriyeliler[9] atfı dikkate alındığında şaşılmamalıdır. Sonuçta, Dokeia, Dahyu’nun Rum ağzındaki deforme formudur ve Eski Farsça “ülke, şatraplık” anlamındadır.

Tokat Arkeoloji

Maşat ve Kayapınar höyüklerinde rastlanan bulgulardan Tokat civarında insan yerleşiminin Kalkolitik Çağ’a dek indiği görülmekteyse de[10] modern Tokat kenti Roma döneminde muhtemelen 9 km uzağındaki Pontika Komana halkı tarafından Dokeia adı verilen kale etrafında kurulmuş olmalıdır. Özsait, Tokat ili sınırları dahilinde 1998-1997 yılları arasında 30 Erken Bronz Çağı yerleşimi tespit etmiştir ki bunların 19’u tepe, 5’i doğal mağara,3’ü düzlük yerleşimidir. Orta ve Genç Bronz Çağ yerleşim sayısı ise 26 olup, bunların 21’i doğal tepelerde, 5’i doğal tepelerde, 3’ü düzlük alanlardadır.

Tokat Hıdırlık Köprüsü

Tokat’ta kağnılar

Tokat Tarihi

Dokeia kenti akropolisinin bulunduğu ve eteklerinde bir de İlkçağ kaya mezarı

Süt damlası parkı, Tokat

bulunan yüksek bir tepe üzerine oturtulmuş kesme taştan yapılmış kalenin bahsi Evliya Çelebi seyahatnamesinde geçmekte olup, kentin değerli eşyalarının içinde saklanmasının yanı sıra Tokat’ın tüm suçlularının da kale içindeki cezaevinde hapsedildiği yazılmaktadır. Tokat civarında MÖ 1650 yıllarında Anziliya (Zile), Tapigga (Maşat), Gaziura ve Tahazimuna (Dazmana) gibi önemli Hitit yerleşimleri bulunmakta olup, bölge Hitit devletinin MÖ 1170’lerde yıkılmasının ardından sırasıyla Frig, Kimmer ve Pers hâkimiyetine girmiştir. Hitit döneminde Samsun’a giden kervanlar Komana’da konaklamaktayken, Pers döneminde de ticari önemini kaybetmemiş Persapolis ile Lidya Krallığı’nın merkezi Sardis arasındaki Kral Yolu üzerinde yer almış ve Pers devletinin 23 şatraplığından birisi olan Kapadokya’ya bağlanmıştır. İskender’in Pers İmparatorluğu’nu yıkmasının ardından Makedon diadoklar tarafından yönetilen bölgede MÖ 301’de II. Ariarates bağımsız bir devlet kurmuşsa da Tokat’ın kuzeyinde Mithridates Ktistes’in kurduğu Pontus devleti başlangıçta Galat paralı askerlerininde desteğiyle hızla büyüyerek Tokat ile birlikte Anadolu’nun büyük bölümünü ele geçirmiştir. Mithridates Eupator döneminde Pontus Krallığı’nın sınırları Tokat’ın tamamını kapsamışsa da MS 1. yüzyılda Romalılar tarafından fethedilmiştir. Roma döneminde başlangıçta Roma’ya bağlı yerel prensler tarafından yönetilen Tokat, MS 39’dan sonra Trakyalı Kotis’in yönetimine verilmiştir. İmparator Diokletian döneminde 12 Roma dioceseinden[11] birisi olan Pontos diocesi sınırları içerisinde yer almış, Dokeia bölgesi sırasıyla Pontus Galatikos, Pontus Polemmommiakos ve Armenia Secunda adlarını taşımıştır.

Bizans döneminde Armeniakon Theması içine yer alan Tokat, MS 625’te Sasaniler tarafından yağmalanmış, Arap kaynaklarına göre MS 712’de Maslama, 732’de Muaviye, 740’da Süleyman bin Hişam adlı Arap emirleri tarafından[12] kısa süreli zapt edilmiştir. Bizans kaynaklarına göre 838 ve 860’ta Bizans ve Abbâsî orduları Dazimon[13] civarında tekrar karşılaşmışlarsa da Araplar her ikisine de üstün gelmeyi başarmıştır. 22 Temmuz 838’de Dazmana[14] yakınlarında gerçekleşen bu yüzden Dazimon veya Anzen Savaşı olarak adlandırılan muharebede Bizans ordusuna Frigya hanedanından Ermeni asıllı imparator Theophilos (829-842) bizzat komuta ederken Abbâsî güçleri Arap emiri Omar al-Aqta ile Haydan bin Afşin yönetimindeydi. Theophilos, Arap öncü birlikleri ile karşılaşınca 21 Temmuz’da Dazimon’un güneyinde Anzen[15] adı verilen düzlükte kamp kurmuş, ertesi gün şafak vakti saldırıya geçmiş, Araplar’a 3 bin kadar kayıp verdirmişken yanlış bir kararla 2 bin kadar Bizanslı ve Kürt birliğini savaş hattının gerisine çekmiş, rakibinin açığını yakalayan Afşin 10 bin okçu Türk atlısını ileri sürerek Araplar’a yeniden organize olmaları için zaman kazandırmıştır. İmparatoru savaş alanında göremeyen ordu Theophilos’un öldüğünü düşünerek bozgun belirtileri göstermeye başlamış, Afşin, mancınıklarla Bizans hattını döverken, bir tepe üzerinde tagmata adı verilen özel kuvvetleri ve Kürt savaşçılarla mahsur kalan imparatoru, subaylarından birisi Kürtlerin ihanet edebileceği endişesiyle geri çekilmeye ikna etmiş, Bizans ordusundan sağ kalabilenler Kiliokomon’da toplanmıştır. Dazimon savaşının bir diğer özelliği de Bizanslılar ile Arap ordusunda görev yapsalar da Türklerin ilk defa savaş meydanında karşı karşıya gelmesidir.[16]

1071 Malazgirt savaşı sırasında yenilen Bizans ordusundan kalan birlikler Dokeia’a doğru geri çekilerek Dazimon’daki karargâhta toplanmış 1 hafta sonra Selçuklular’ın serbest bıraktığı Romanos Diogenes’de kendilerine katılmıştır.

I. Haçlı seferi sırasında Normanlar sonrasında Danişmendiler[17] Niksar’a egemen olurken, II. Kılıç Arslan 1175’de Sivas ve Niksar’ı fethedince tüm bölge Selçuklu[18] egemenliğine girmiştir. Sultan I. Gıyaseddin, tahtına aday olan oğullarından Keyhüsrev İzzeddin Keykavus’u Malatya’ya Alâaddin Keykubad’ı ise Tokat’a melik olarak atamış, kısa süreli saltanat mücadelesinin galibi I. İzzeddin Keykavus olmuştur. 1243 Kösedağ Savaşı’ndan sonra Anadolu’nun İlhanlı egemenliğine girmesiyle Rükneddin Kılıç Aslan, Sivas ile Sinop-Samsun arasındaki kıyılara dek uzanıp, başkenti Tokat olan bölgeyi İlhanlılar adına yönetmiştir.[19] 1277 tarihinden itibaren Selçuklu toprakları İlhanlı idare ve vergi sistemlerine göre tanzim edilmiş, Tokat ve Niksar 24 eyalet veya subaşılık merkezlerinden ikisini oluşturmuştur.[20]

Sultan I. Mesud (1116-1155) döneminde başkenti Simre[21] olmak üzere kurulan Danişmendiye Eyaleti I. Gıyaseddin Keyhüsrev (1192-1196) döneminde Alâaddin Keykubad tarafından yönetilen Tokat merkezli bir melikliğe dönüşmüştür.[22] İlhanlılar, 1281 yılında Selçuklu melikleri arasında paylaştırırken merkezi Tokat olup, Sivas ile Sinop arasında kalan Danişmendiye bölgesi II. İzzeddin Keykavus’a verilmiştir.[23]

Tokat bölgesi 1340’ta Eretna Beyliği egemenliğine girmiştir. Taht kavgalarıyla zayıflayan Eretna Beyliği Vezir Kadı Burhanettin Ali Bey döneminde tekrar eski gücüne kavuşmuş, Kadı Burhanettin naipliğini yaptığı II. Mehmet’i öldürerek tahta kendisi çıkmış, Tokat’taki emirlerin Beyliğini kabul etmemesi üzerine de kenti kuşatarak ele geçirmiştir. Kendi adıyla anılan Kadı Burhanettin Beyliğini kuran 1387’de Niksar ve 1388’de Turhal’ı ele geçirdikten sonra 1398 yılında Akkoyunlular tarafından yenilince kısa bir siyasi belirsizliğin ardından 1399’da bölge Sivas, Kayseri ve Aksaray bölgeleri ile Osmanlı egemenliğine girmiş[24], 1402-13 tarihleri arasında kısa bir süre için Moğol işgaline uğramıştır. 16. yüzyılda Vilayet-i Rum-ı Kadim’e bağlı olan Sivas-Tokat Sancağı’nın bir kazası olan Tokat, kent merkezi dışında Cincife, Venk[25], Komanat, Kafirni, Kilmigad, Tozanlu, Yıldız ve Kazabad nahiyelerinden oluşmaktadır.

Tokat, 1717

1632’de Tavernier, Tokat’ın Doğu’nun en önemli kavşak noktalarından birisi olduğunu belirtirken, İran, Diyarbakır, Bağdat, İstanbul, İzmir ve Sinop arasında mekik dokuyan kervanların kente girdiğini kaydetmiştir[26]. İslam veya Hristiyan olan yerli halkın yanı sıra önemli miktarda göçmen Alevi nüfusu barındıran Tokat’a 1854 Kırım Savaşı, 1855 Şeyh Şamil Ayaklanması ve 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı ardından Anadolu’ya gelen Kafkas göçmenlerinin bir bölümü Tokat ve çevresine yerleştirilmiş, bu yüzden nüfusu artan Tokat kazası 1883 Sivas Salnamesi’nde Sancak statüsünde yer almıştır. Bu dönemde Tokat, Zile, Niksar ve Erbaa’ya 20.944’i erkek göçmen yerleştirilmiş, 1903’de 215 hane Kafkas göçmeni daha gelmiştir. 1. Dünya Savaşı sırasında gelen Balkan göçmenleri ise kentten ayrılan Ermeni ve Rumların mülklerine yerleştirilmiştir. Tokat kent merkezinde 1875 Sivas Vilayet Salnamesi’ne göre 6.002 Müslüman’a karşın büyük bölümü Gregoryen Ermeni olan 5.186 Hristiyan yaşamaktaydı[27].

Tokat evleri
Tokat evleri
1907 Vilayet Salnamesi’ne göre Tokat Sancağı nüfusunun etnik/dini dağılımı şöyledir:
Topluluk Merkez Kaza Zile  Erbaa Niksar
Müslüman 89.755 71.476 49.243 26.423
Rum Ortodoks 2.699 83 7.319 4.067
Ermeni Gregoryen 12.530 2.683 2.967 3.113
Katolik 676
Protestan 51 79 367
Yahudi 299
Kıpti (Gayr-ı Müslim) 381 248 165 29
Toplam 106.893 73.869 60.061 33.632

Economides, mübadele öncesinde Tokat kentinde Rumların 1 kilise ve 2 okulu[28], Ermenilerin 4 kilisesi, Yahudilerin 1 sinagogu olduğunu, Kazova cinarında 8 Rum köyünün varlığını bildirmiş[29] olup, ayrıca Tokatlı Rumlar’ın 1913’de “Eudokias” adlı bir eğitim derneği kurduğu bilinmektedir. Rum kaynaklarında Tokat’ta 67 erkek ve 12 kız okulunda 94 öğretmenin görev yapıp 2878 öğrencinin okuduğunu ayrıca bölgede bulunan 82 kilisede 87 din adamının varlığını bildirmektedir.

Tokat Yöresinde  Pontusçuluk Faaliyetleri

15 Ocak 1921’de Merkez Ordusu komutanı Nurettin Paşa’nın emrine istinaden

Rum cemaatine ait üc okuldan birinde öğrenci ve öğretmenler. Tokat, 1905

Tokat mutasarrıfı bölgede Ermeni kalmadığını, derhal tevkif edilmesi gereken Rum olmamakla birlikte Hocalefteroğlu Haralambos, belediye kalfası Laziko Usta, Asarcıklı Anastas, Şamlıoğlu Filitadisi Sulugöl muhtarı Laverdi ve Cavanidis Pavaniki adlı kişilerin Pontus teşkilatlanmasında yer aldığından şüphe ettiğini rapor etmiştir.[30] Merkez Ordusunun Samsun Rum metropolitliği aramasında bulduğu belgelere dayanarak Pontusçu örgütlenmeyle ilişkilendirilen Lazarus adlı Tokatlı Rum ile Zile ilçesi piskoposu Eftimios tutuklanmıştır.[31] Şubat 1921’de Merkez Ordusunun Rum köylerini silah toplamak bahanesiyle girmesiyle Tokat merkezi genelde sorunsuz silahlarını teslim ederken[32] Erbaa’da özellikle Destek ve Serpenç köylerinde silahlarını teslim etmek istemeyen Rumlar müfrezelerle çatışmış, köylülerin bir kısmı öldürülürken kalanı teslim olmak zorunda kalmış[33] yapılan aramalarda ormanlık alanda tahıl deposu olarak kullanılan 4 mağara

Atatürk ün Tokat Belediyesini Ziyareti.
Tokat Behzat deresi, 1977
Zafer Bayramı Kutlaması. Tokat, 1926
Tokat’ta bir yurttaşın derdini dinleyen Cumhurbaşkanı Atatürk, 21 Kasım 1930

bulunmuştur.[34]

Tokat Cumhuriyet Dönemi Tarihi

1923 yılında krom yatakları bulunan Tokat’ta 1934’de Turhal şeker Fabrikası ve İçme Suyu şebekesi, 1958’de DİMES Gıda sanayi, 1964’de Şehir içi Otobüs işletmesi, 5 Ekim 1966’da Almus Baraj ve Hidroelektrik Santralı, 1976’da Tokat Meslek Yüksekokulu, 1982’de Cumhuriyet Üniversitesi’ne bağlı Tokat Ziraat Fakültesi kurularak hizmete girmiştir. Günümüzde Tokat ili Almus, Artova, Başçiftlik, Erbaa, Niksar, Pazar, Reşadiye, Sulusaray, Turhal, Yeşilyurt ve Zile adlı 11 ilçe, 77 belediye ve 626 köyden oluşmaktadır.

1927’de 262.622 kişilik Tokat nüfusunun 48.758’i kentte, 213.864’ü köylerde yaşamaktaydı. 1950’de 388.923 (67.888 kent, 321.035 kırsal) ve 1960’da 437.590’a (99.447 kent, 338.143 köy) çıkan nüfusun hala kırsal karakter taşıdığı ve görülmekteyse de sonrasında kent nüfusu hızla artarken kırsaldaki oran göç yüzünden düşecek Tokat ili nüfusu 1965’de 495.352 (123.403 kent, 371.949 kırsal), 1970’de 540.855 (146.623 kent, 394.232 köy), 1980’de 624.508 (200.231 kent, 424.277 köy), 1990’da 719.251 (308.304 kent, 410.947 köy), 2000’de 828.027 (401.762 kent, 426.265 köy), 2009’da 624.439 (356.246 kent, 268.193 köy) olacaktır.

Tokat Tarihi Eserler

Tokat Kalesi, kent merkezinde Komana’nın 9 km batısında sarp bir kayalık üzerinde yer alan beşgen planlı, kesme ve moloz taş kullanılan surlar üzerinde konumlanmış 18 burçtan oluşan yapının Roma döneminde yapıldığı sanılmaktadır. Sivas yolu üzerindeki Kızıliniş Geçidini kontrol eden ve Selçuklu, Osmanlı ve son olarak 2009 yılında Tokat Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından restore edilen yapı içerisinde yiyecek ambarları, cephanelikler, asker barınakları ve mescid bulunmaktadır.

Arap tarihçi Ebu’l Fereç’in Gıyaseddin Keyhüsrev ile Muineddin Pervane’nin Memlûk sultanı Baybars’tan kaçarken Dokia kalesine sığındıklarını bildirdiği yapı, Osmanlı döneminde hapishane olarak da kullanıldığı için “Çardak-ı Bedevi” olarak adlandırılmıştır. Kale içerisinden 362 basamakla su ihtiyacını karşılamak için sarnıça inen yola günümüzde “Ceylan Yolu” adı verilmektedir.

Taşhan veya Voyvoda, Gazi Osman Paşa Caddesi üzerinde bulunan tarihi yapı 1631 yılında inşa edilmiş olup, alt katında 37, dışında 25 kemerli dükkân, üst katında depo olarak kullanılan 46 odası bulunan, güney ve batı yönlerindeki odalarının önü revaklı, dikdörtgen planlı, açık avlulu, iki katlı bir kervansaraydır.

Ali Paşa Cami, II. Selim döneminde 1572 yılında Ali Paşa tarafından bugünkü Cumhuriyet Meydanı’nında kesme taştan inşa ettirilen kare planlı, sekizgen kasnaklı tek kubbeli ve tek minareli bir camidir. Kanuni Sultan Süleyman’ın oğlu Şehzade Beyazıt’ın Damadı olduğu iddia edilen Ali Paşanın eşi ve oğlu Mustafa Bey’e ait 2 türbe cami avlusunda yer almaktadır.

Gök Medrese, Pervane Darüşşifası, Kırkkızlar Medresesi, Darüşşifa veya Bimarhane, 1275’de Selçuklu veziri Muiniddin Süleyman Pervane tarafından yaptırıldığı sanılan iki katlı, iki eyvanlı, avlulu, kemeleri firuze çinili, oda önleri revaklı yapı, 1811 yılına dek şifahane olarak kullanıldıktan sonra, 1926’da onarılarak müze haline getirilmiştir.

Yağbasan Medresesi veya Çukur Medrese, Sulusokak’ta yeralan moloz taştan dikdörtgen planlı yapı Danişmendli emiri Nizameddin Yağıbasan tarafından Niksar Kalesi taşlarından da faydalanılarak 1157-58’de inşa ettirilmiş[35], 1248’de Selçuklu Sultanı  Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından onarılmıştır. Medrese avlusunu örten 14 m çapındaki kubbenin ortasında 10 m çapında tromp[36] yeralmakta, medree girişinin iki yanında yeralan yazlık dersane olarak kullanılan ana eyvan, diğer eyvan ve odalar ile mescitin üzeri tonozla örtülüdür. Tokat Yağıbasan medresesi ile Suriye Bosra’da bulunan 1135/6 tarihli Gümüştekin ve Niksar Yağıbasan medreseleri arasındaki mimari benzerlikler dikkat çekicidir. Kaplama taşları sökülüp, 1939–1942 depremlerinde büyük hasar gören yapı 2009 yılında restore edilmiştir.

İlçe merkezinde ayrıca dini yapı olarak Pazarcık mahallesinde 14. yüzyıl yapımı Garipler cami, Sulu Sokak’ta 1521 yapımı Sefer Beşe Mescidi, 1505 tarihli Alaca Mescit[37], 1412 tarihli Hamza Bey Cami, Meydan Mahallesinde Gülbahar Hatun tarafından 1485’de yaptırılan Meydan Cami,  Behzat Caddesinde 1535 tarihli Behzat Cami, 1679 tarihli Ulu Cami adlı camiler ile 1234 tarihinde Ebulkasım bin Ali El Tûsi, 1292’de Hacı Sümbül, 1292’de Halef Sultan, 1288’de Yanyalı Vezir Ahmet Paşa, 1314’de Nureddin İbn Sentimur, 1317’de Abdülmuttalip için inşa edilen türbeler bulunmaktadır.

Kent girişinde Yeşilırmak üzerinde 1250 tarihli 151 m uzunluk ve 7 m genişliğindeki 5 gözlü Hıdırlık taş köprüsü, Behzat Mahallesinde II. Abdülhamit’in tahta çıkışının 25. yıldönümü için yapılan 1902 tarihli saat kulesi, Nusret Suman’ın 1935 yapımı 3,5 m yüksekliğindeki Atatürk heykeli, Yörgüç Paşa, Mustafa ve Pervane adlı tarihi hamamlar kentin diğer önemli tarihi eserleridir.

Kaynak: Özhan Öztürk. Pontus: Antik Çağ’dan Günümüze Karadeniz’in Etnik ve Siyasi Tarihi (Genişletilmiş 3. Baskı). Nika Yayınları. Ankara, 2016

Tokat Tarihi Makale Serim

Tokat Tarihi

Almus, Turhal ve Kazova Tarihi (Tokat)

Zile (Anziliya, Zela,  Zila) Tarihi, (Tokat)

Niksar (Kabeira, Diospolis, Sebaste, Neocaesarea) Tarihi, Tokat

Erbaa Tarihi (Eupatoria, Magnopolis, İbora), Tokat

Gümenek (Komana Pontika, Hierocaesareia) Tarihi (Tokat)

Sulusaray (Sebastopolis, Herakleopolis) ve Reşadiye (İskefsir) Tarihi, Tokat

Notlar

[1] Yunanca Εὐδοκία

[2] Bazı yazarlar yanlışlıkla bugünkü Turhal’a bağlı Dazya köyü üzerinde kurulmuş olan Dazimon’u Tokat ile özdeşleştirmiştir.

[3] Konstantinos Porphyrogennetos, 1967: Imp. 50

[4] Kentte arpa yetiştirildiğini bildirmesinin ötesinde antik kentlere yapılan Türkçe etimolojilerin folklor disiplini dışında ciddiye alınmasına gerek yoktur ki Evliya Çelebi pek çok kent adı için aynı hataya düşmüştür. Ali ve Uzunçarşılı gibi tarihçiler ise kent adını “surlu kent” anlamına geldiğini iddia ettikleri “Toh Kat” kelimesine bağlamaya çalışmıştır.

[5] Böyle bir halkın bölgeye yerleştiğine hatta varlığına dair bilgi bulamadım.

[6] Benzer şekilde Yoz-kat kentinin ise “surlu şehir” anlamına geldiğini belirtmişlerdir.

[7] İslam Ansiklopedisi, 1979: 12/1, 402

[8] Hoffmann, 1976: 599-600; Gershevitch, 1979: 160

[9] Bkz. Pontus, Etnik Yapı

[10] Özsait 1990, 1996, 1998, 1999

[11] Latince dioecesis, Yunanca διοίκησις “yönetim”

[12] İslam Ansiklopedisi, 1979: 12/1, 402

[13] Yunanca Δαζιμῶν. Tokat’ın Turhal ilçesine bağlı Akçatarla Köyü’nün eski adı Dazmana’dır. Bizans ordusunun Aplekton (ἄπληκτον) adı verilen duvarlarla takviye edilmiş ordu üslerinden birisi olup, VII. Konstantine döneminde (945-959) Anadolu’daki aplektonlar batıda doğuya sırasıyla Malagina, Dorylaion, Kaborkin, Koloneia, Kaisareia ve Dazimon’du (Haldon, 1990: 80–81)

[14] Bugün Turhal ilçesine bağlı Akçatarla köyüdür.

[15] Yunanca Ἀνζῆν.

[16] Haldon, 2001:  82–83

[17] Beşirli, 2005: 9

[18] Turan, 1993: 255

[19] Ebü’l Ferec-Ibnü’l İbrî 1941: 39; Aksarayî, 2000: 46

[20] Cahen 1968: 41-50

[21] Simre bugün Vezirköprü’ye bağlı olan 40 hanelik Samur köyünün eski adıdır.

[22] Akdağ, 1995: 68; İbn Bibi,1996: II, 110; Müneccimbaşı, 1935: 26-27

[23] Aksarayî, 2000: 46

[24] Uzunçarşılı, 1982: 299

[25] Ermenice vank “büyük kilise”

[26] Jean Baptiste Tavernier, 2006: 53

[27] Savvas Ioannides’e göre Tokat’ta 1870’de 100 gizli Hristiyan aile yaşamakta olup muhtemelen bu sayımda bunlar İslam kaydedilmişlerdir.

[28] Bunlar 3 yıllık “Elleniko” ile “Allilodidaktiko” okullarıdır.

[29] Economides, 1920: 30

[30] ATASE Arşv. Kls. 729. Ds. 13. Fhr 8

[31] Yerasimos, 1989: 65; ATASE Arş. Kls. 605, Ds. 173. Fhr. 87.2

[32] 21 Şubat günü 104 tüfek, 2596 fişek, 1 bomba, 27 revolver, 267 revolver fişeği toplanmıştır (Balcıoğlu, 2003: 97)

[33] ATASE Arş. Kls. 730. Ds. 16 . Fhr. 23.1, 30

[34] ATASE Arş. Kls. 1124. Ds. 20 Fhr. 3.44

[35]  İbrahim Hakkı Uzunçarşılı’nın Melik Gazi Türbesinde bulduğu yapının kitabesinin meali şöyledir: “Bu mübarek bina, el melik el âlem, el adil ebu-l Muzaffer Yağıbasan bin Melik Gazi bin Melik Danişment’in emri ile h.552 senesinde yapılmıştır.”

[36] Tromp: Kare planlı kubbeli yapıların duvarları arasındaki köşelerin üstüne yapılan tonozun adı olup, böylece bina üzeri sekiz kenarlı hale getirilerek kubbe oturtulmaktadır.

[37] 1301 tarihli daha eski yapı yıkılınca yerine yapılmıştır.