Karadeniz Tarihi

Almus, Turhal ve Kazova Tarihi (Tokat)

Makale: Özhan Öztürk

Gavurni, Kafirni, Almus

Kentin hangi dönem ve kimler tarafından kurulduğu bilinmemekte olup, 15. Yüzyılda Rum Eyaleti’ne bağlı Tozanlı ile birlikte Gavurni-Kafirni adlı bir seraskerlik, 1772’de ise Tozanlı nahiyesinden ayrı bir birim olduğu görülmektedir. Ali Cevad 1890’da Almus-u Kebir adıyla andığı yerleşimi Tokat merkez kazasının bir nahiyesi olarak anmıştır. Cumhuriyet döneminde Tokat Merkez ilçeye bağlı bir bucak olan Almus 1 Mart 1954 tarihinde ilçe statüsü kazanmıştır.

İlçede zaman zaman bulunan mezar başları ve pişmiş toprak kaplar gibi İslam öncesi yerleşime dair kanıtlar elde edilmekteyse de bizzat yerleşimin “Gavur + ini” ve “Kafir + ini” adları ve Türkçe olmayan pek çok köy ve mahalle adı bölgede en azından Osmanlının ilk dönemlerinde önemli miktarda Hristiyan yaşadığını düşündürmektedir.

Turhal, 1938

Gaziuara, Taulara, İbora, Turhal

Gaziura[1], Zela’nın kuzeybatısında, İris nehri kenarında kurulmuş Zela’ya bağlı

Turhal Şeker Fabrikası, 1937
Turhal, 1935

antik bir kentin adı olup, Pontus krallarının sikke bastıkları ikametgâhı olmuş, Strabon’un çağını göremeden yıkılmıştır. Romalı tarihçi Lucius Cassius Dio Cocceianus (163-229) VI. Mithridates’in Roma ordusundaki mızrakçılara[2] karşı burada savunma pozisyonu aldığını bildirmiştir[3].

Talaura[4], VI. Mithridates’in hazinelerini sakladığı kalenin adı olup, Lucullus tarafından ele geçirilmiştir[5]. Hamilton, Gaziura ile Taulara’nın masif ve izole bir kayanın üzerine kurulmuş Turhal kentinin atası olduklarını iddia etmiştir[6]. Eupator’un sikke bastırdığı bu kale günümüzde Bayramtepe/Horoztepe ile özdeşleştirilmektedir.

Bir zamanlar Turhal, Tokat

İbora, Roma Katolik Kilisesine bağlı ve Amasya’ya bağlı piskoposluk bölgelerinden birisi olup, bugünkü Turhal ilçesinin yerinde, muhtemelen daha eski dönemlerde Gaziura olarak bilinen kentin yerine kurulmuş olmalıdır.

Gaziura gibi Zela’ya bağlı olan Sarim ve Khadutha adlı antik yerleşimlerin yeri ise henüz belirlenememiştir[7]. Roma ve Bizans dönemlerinin ardından Eretna Beyliği egemenliğine giren Turhal, 1391’de Kadı Burhanettin Beyliği, 1399 ve 1413 tarihlerinde ise Osmanlılarca ele geçirilmiş, Cumhuriyet döneminde başlangıçta Tokat’a bağlı bir bucak merkezi iken 1 Eylül 1944’de ilçe statüsüne kavuşmuştur.

1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nın ardından Anadolu’ya gelen Balkan ve Kafkas muhacirlerinin bir kısmı Turhal yöresine yerleştirilmiştir. Ayrıca Turhal’ın Çarıksız, Çayıraltı, Gümüştop, Karaevli, Kızkayası, Kuşoturağı, Şatıroba ve Tatlıcak köylerinde yer yer Çerkez ve Alevi Türkmenlerle karışık olarak yaşayan bir kısmı anadilini unutmuş bir miktar Kürt nüfus da bulunmaktadır.

Kazova Civarında Üçtepeler’e ilk defa bir uçağın inmesi, Tokat

Daksimonitis, Dazya, Kazâbâd, Kazova

Daksimonitis[8], Strabon notlarında Yeşilırmak (İris) vadisinde varlığını bildirdiği bir ülkenin adı olup, Hamilton tarafından Tuhal Vadisi’yle özdeşleştirilmişse de[9] Turhal’ın güneydoğusunda yer alan antik Daksimon bugünkü Kazova yerleşimidir. Yeşilırmak tarafından beslenen Kazova, Turhal ve Zile ovaları Hitit döneminden itibaren tarım ve yerleşim için elverişli alanlar olmuştur. Kazova’yı Turhal Ovası’na bağlayan Katmerkaya Boğazı’nı kontrol eden Kazova’nın en yüksek noktası Mercimek Tepesinde (1.200 m) yer alan Necipköy’ün kuzeyindeki Necip höyüğü izinsiz kazılarla tahrip edilmişse de gerek halk arasında içerisinden yayık formunda tabutların çıktığı söylencesinden, gerek bu tepedeki kalker kayalara oyulmuş gerekse Kazova’nın doğusunda Emirseyit Köyünde bulunan kaya mezarlardan bölgede yerleşimin geçmişine dair fikir edinmek mümkündür. Kazova’nın ortasında eski Dökmetepe bucak merkezinin doğusunda yer alan Yığma Tepe’de yapılan yüzey araştırmalarında 1938 yılında  seramik eşyalar, at heykeli, taş sütunlar hatta Horasan temeller çıkarılmış, Asarkaya köyünde yapay mağara ve mezarlar, Asarcık, Dereköy ve Beyoba’da Yunanca ve Latince kitabeler, Yeşilyurt Köyü yakınında yer alan Engüren Tepe’de ise bir at heykeli bulununca bölgede yerleşimin sürekliliğine dair önemli kanıtlar elde edilmiştir[10]. Turhal’ın kuzeydoğusundaki Dazmana ve doğusundaki Dazya (Gümüştop) köyleri Kazova’ya en yakın modern yerleşimler olup, Dazya köyünde Eratna Beyi Gıyaseddin Mehmet’in emriyle Eminüddin Hoşkadem tarafından Hafız Osman Ali’ye inşa ettirildiğinden bahseden bir kitabeden bugün mevcut olmayan 1361 tarihli bir cami bulunduğu anlaşılmaktadır. 1656 yılında Tokat’a gelen Evliya Çelebi, Kazâbâd’ın 150 akçalık bir kasaba olduğunu, kethüda yeri, serdarı, câmii, han ve hamamı, küçük çarşısı olduğunu buradan Tavukçu Köprüsü geçilerek Tozanlı Nehri’ne ve oradan Tokat şehrine varıldığını bildirmiştir.

Turhal Tarihi Eserler

Turhal Kalesi veya Dengiboz Kalesi, ilçeye hakim 628 m yüksekliğindeki bir tepe üzerine kurulu olup yapım tarihi  henüz aydınlatılamamıştır. Bununla birlikte Strabon’un Yeşiırmak hakkında bilgi verirken andığı Gaziura’nın Turhal Kalesi olması kuvvetle muhtemeldir. Kalede iki burç kalıntısı ve Vital Cuinet’in aktardığı bir söylenceye göre Mithridates’in hazinelerini saklamak için kullandığı 360 merdivenle inilen bir mağara/yeraltı geçidi olduğu görülmektedir.

Evliya Çelebi, Turhal adında bir Danişmendlinin yaptırdığı beşgen ve pek sağlam görünmeyen kalenin 1392’de savaşmadan Yıldırım Beyazıd’a teslim olduğunu bildirmiştir.

Ulucami, Camiikebir veya Melik Gazi Cami adlı 12. yüzyıla tarihlenen yapı söylenceye göre Battal Gazi adlı efsanevi kahramana aşık olup dinini değiştiren Rum kızı Varvara tarafından yaptırılmıştır. Emir İshak tarafından 1530’da onartılan iki kubbeli bu cami Turhal’ın en eski camisidir. Ulucami’nin giriş kapısı mihrabın/kıblenin karşısında olmayıp Rum kiliselerinde olduğu gibi yan taraftadır. Bu durum yukarıda kısaca belirttiğim gibi yerel söylenceler ile açıklanmaya çalışılmış ise de kanımca Anadolu toplumunun İslamlaşma sürecinin başlangıcın döneminde yaşanan geçiş süreciyle ilişkili olmalıdır.

Kesme taştan yapılmış 1237 tarihli Mahperi Hatun Kervansarayı, 1336 tarihli Halil Bey cami, 1542 tarihli Sinan Bey cami ile Semerciler piri Ahi Yusuf’un 1324 tarihli türbesi ve Mubariz Bin Mehmet’in yattığı 1312 tarihli Mehmet Dede türbeleri Turhal’da bulunan diğer tarihi eserleridir.

Turhal Sikkeleri

Gaziura, Amasia’nın güneyinde yer alan ve sikke basılan en içerlek Pontus kentiydi.

I. Ariarathes (MÖ 332-322) dönemi Gaziura gümüş drahmisi
Gaziura sikkesi 8.04 gr, MÖ (100-85). Ön yüzünde Ares’e benzetilmiş Mithridates Eupator portresi, arka yüzde ΓΑZΙ− ΟΥΡΩΝ yazısı ve kınında kılıç figürü.

İlk Kapadokya kralı I. Ariarathes (MÖ 330-322) döneminde kentte Pers standartlarında sikke kesilmiş olup, bunların ön yüzünde sol elindeki asaya dayanarak oturur vaziyette sağ koluna bir kartal tünemiş tanrı Baal ve Arami harfleriyle Baal-Gazur yazısı, arka yüzünde bir geyiği parçalayan Griffin tasviri ile Aramice Ariorat yazısı yer almaktaydı. Bu dönemde Gaziura, Attik standartta sikke basan Pontus kentlerinden ziyade Kapadokya yerleşimlerine benzer kültürel ve etnik yapıya sahipti.

Birisi Gaziura’nın ki ile tıpatıp aynı olan[11] diğeri önyüzünde Zeus portresi, arka yüzünde ayakları arasında kıvılcım demeti tutan kanatları açık bir kartal figürü ve ΤΑΥΛΑ−ΡΩΝ yazısı bulunan MÖ 100-85 dönemlerinde basılmış iki çeşit Taulara sikkesi bulunmaktadır.

Kaynak: Özhan Öztürk. Pontus: Antik Çağ’dan Günümüze Karadeniz’in Etnik ve Siyasi Tarihi (Genişletilmiş 3. Baskı). Nika Yayınları. Ankara, 2016

Tokat Tarihi Makale Serim

Tokat Tarihi

Almus, Turhal ve Kazova Tarihi (Tokat)

Zile (Anziliya, Zela,  Zila) Tarihi, (Tokat)

Niksar (Kabeira, Diospolis, Sebaste, Neocaesarea) Tarihi, Tokat

Erbaa Tarihi (Eupatoria, Magnopolis, İbora), Tokat

Gümenek (Komana Pontika, Hierocaesareia) Tarihi (Tokat)

Sulusaray (Sebastopolis, Herakleopolis) ve Reşadiye (İskefsir) Tarihi, Tokat

Notlar

[1] Yunanca Γαζίουρα

[2] Erken dönem Roma ordusunda ağır zırhlı ve büyük kalkanlar taşıyan mızraklılara Triarii (tekil: Triarius) adı verilmekteydi.

[3] Dion Cassius xxxv. 12

[4] Yunanca Τάλαυρα

[5] Dion Cass. xxxv. 14; Appian, Mithr. 115.

[6] Hamilton, 1842: I,  360

[7] Anderson, Sarim’in Zela’nın 8 km doğusundaki Kırklar tepesinde olduğunu ileri sürmüştür (Anderson, 1910: 243)

[8] Yunanca Δαξιμωνῖτις. Yunanca Deksia (Δεξιά) “sağ”  + Monitis (Μονή της) formunda çözülmesi muhtemeldir. Bununla birlikte daha çok manastır adları önüne getirilen monitis kelimesini -bir ana tanrıça kastedilmemişse- Strabon döneminde anlamlandırmak güçtür. 16. yüzyılda kiliseden camiye dönüştürülen Kariye müzesinin de Yunanca adı “Moni tis Hora”dır (Μονή της Χώρας)

[9] Hamilton, 1842: I, 358

[10] Yavi, 1986: 180

[11] Taulara’da basılanda arka yüzde ΤΑΥΛΑ−ΡΩΝ yazmaktadır