Mithridat Savaşları: Roma’nın Anadolu’yu İşgali
Makale: Özhan Öztürk
MÖ 90 yazı sonlarında Aquillius ile Maltinus başkanlığında Roma senatosunun bir heyeti Nikomedes ve Ariobarzanes’in krallıklarını eski hallerine getirmek amacıyla doğuya gönderilmiştir.[1] Pergamon’da bulunan yarım lejyonluk[2] kuvvetlerin komutanı Cassius’a hatta bizzat Mithridates’e heyete yardım etmesi direktifi vermiştir[3]. Romalılar’a kızan Mithridates işbirliğini reddetmişse de herhangi bir çatışma çıkarmadan MÖ 90-89 kışında heyetin görevini tamamlamasına izin vermiştir.
Mithridates’in Roma’ya gönderdiği elçi Pelopidas, Romalılar’a Mısır, Suriye, Yunanistan, Afrika hatta İtalya’da bile askeri yardım sözü vermesine karşın teklifi karşılık bulamamış, Nikomedes, Senato’ya verdiği rüşvetler ile Roma’yı tamamen kendi tarafına çekmeyi başarırken, MÖ 89 yılı Mart ayında Trakya Boğazı’nı tekrar kontrolü altına alıp, Karadeniz kentlerinden gelen gemilerinin geçişini engellemiş hatta Mariandynia’yı işgal ederek Amastris’e dek ilerlemiştir[4]. Yağmaladığı hazinelerle ülkesine dönen Bithynia kralını engellerse Roma ile karşı karşıya geleceğini anlayan Mithridates Pergamon’daki Roma heyetine konuşmak için bir elçi gönderirken birliklerini savaşa hazırlamıştır[5]. Roma senatosu Mithridates’in şikâyetini dinleme bahanesiyle vakit geçirirken Anadolu’da ki piyonları Bitynialılar MÖ 89 yazında dördüncü kez yağmaya kalkışınca Mithridates oğlu IX. Ariarathes’i güçlü bir orduyla birlikte Kapadokya’ya göndererek I. Ariobarzanes’i kovup yerine geçmesini[6] sağlamış, böylece Aquillius’un getirdiği “Senatus consultum”u dolayısıyla Roma ile barış anlaşması ihlal edilerek Roma’ya de fakto savaş ilan edilmiştir. Mithridates’in generalleri Neoptolemus ile Arkhelaus, Nicomedes ile Aquillius’u bozguna uğratmış, Pontus ordusu MÖ 89’da Bithynia’yı işgal etmiş, 1 yıl içinde tüm Anadolu’ya hâkim olmuştur. Pontus-Roma çekişmesi Anadolu’daki Yunan kolonilerince Latin-Yunan savaşı olarak görülürken, Helenizm savunucusu Mithridates sonuna dek desteklenmiş hatta Latinlerden nefret eden[7] septik filozofların telkini ile MÖ 88 Mayısında Anadolu’da ki sayıları 80,000’i bulan Latin yerleşimcilerine soykırım uygulanması sağlanmıştır[8]. Bu eylem Romalıların Anadolu’da ki destekçilerinin gözünü korkutmasının ötesinde Latinlerin intikam alacağını bilen tüm Yunanistan anakarası ve Anadolu’da ki Yunan kentlerini geri dönülmez bir biçimde Mithridates’in kaderine bağlamıştır. Ayrıca Mithridates’in en sevdiği kızı Kleopatra ile evlenen Ermenistan kralı II. Tigranes’te kendisine destek birlikleri vermiştir. Pontus birlikleri Yunanistan’da dostça karşılanırken, Mithridates’in filosu Rodos’taki Latin filosunu kuşatmışsa da adanın tamamını alamamış, aynı şekilde Lycia’daki Patara’da ve Makedonya’daki generali Metrophanes de bölgenin Romalı valisi Q. Braetius Sura’ya karşı başarısız olmuştur.
MÖ 87 yılında Roma konsülü Lucius Cornelius Sulla (MÖ 138–78) ordusuyla Epirus’a çıkmış ve Atina üzerine yürümüş başta Thebes olmak üzere pek çok kentin Roma’ya sadık olduğunu görmüşse de[9] Mithridates’e sadık kalan Atina direnmiştir. MÖ 1 Mart 86 tarihinde Atina ardından Pire düşmüş[10] Pontus ordusu Yunan anakarasından geri çekilmek zorunda bırakılırken süvari üstünlüğü[11] sayesinde Makedonya’da tutunabilmiş, Licinius Lucullus[12]da Tenedos adası civarında Mithridates’in filosunu bozguna uğratmıştır. Roma’nın Anadolu’ya gönderdiği Valerius Flaccus komutasındaki bir ordu da buradaki Ephesus, Tralles, Hypaepa, Mesopolis, Sardis, Smyrna ve Kolophon gibi Yunan kentlerinin Mithridates’e isyan etmesini sağlamıştır[13]. Flaccus, kendisine isyan eden Gaius Flavius Fimbria tarafından öldürülmüş, Fimbria komutayı ele geçirerek Mithridates’in kuvvetlerini Rhyndakus nehri civarında yenmiştir. Mithridates, MÖ 85 yılında generali Arkhelaus’u Sulla’ya göndererek “Roma ile ittifak, Bithynia ve Kapadokya dâhil fethettiği topraklardan çekilme sözü, donanmasını teslim etme ve 2.000 talent savaş tazminatı” önermiş, teklifi kabul görünce Sulla ile Mithridates Dardanus’ta buluşarak barış anlaşması imzalamışlardır. Anadolu’da Roma hâkimiyeti Anadolu kentlerine ağır vergi ve haraç yükü getirmesinin yanı sıra Helenizm’in gerilemesine, doğuda Ermeni krallığının güçlenmesi ve yayılmacı bir politika izlemesine yol açmıştır.
Barış antlaşmasından 2 yıl sonra (MS 83) Anadolu’da, emrine daha önce Gaius Flavius Fimbria tarafından yönetilen 2 lejyon verilen General Lucius Licinius Murena, VI. Mithridates’in ordusunu yok etmek ve Pontus’u işgal etmek amacıyla saldırıya geçmiştir. Bu saldırı sırasında Kolhisliler de ayaklanarak Mithridates’in tahtını oğluna bırakması gerektiği şartını öne sürmüşlerse de kral Roma’ya karşı kazandığı zaferin ardından oğlunu öldürtmüş, bölgeye de yeni bir yönetici atamıştır. Murena, önce Komana kentini kuşatmışsa da kent direnmiş, Mithridates’in anlaşmayı denemesine rağmen Murena barışa yanaşmadan Pontus yerleşimlerini yağmalamıştır. Bunun üzerine Mithridates, Roma’ya elçiler göndermiş, Senato’da Murena’yı durdurmak için Calidius’u göndermişse de Murena saldırılarına devam etmiştir. Mithridates, Amaseia’da ki Zeus Stratios’a adak adadıktan sonra[14] Murena üzerine saldırarak Roma güçlerini yenilgiye uğratmış sonrasında ise Sulla’nın gönderdiği bir başka elçi olan Aulus Gabinius Murena’yı durdurmayı başarmıştır. Kapadokya’nın tekrar Pontus idaresine girmesini sağlayan bu zafer Roma’nın ağır vergi yükünden rahatsız olan Yunan kentlerinin gözünde Mithridates’in itibarını arttırmış, Ermeni kralı II. Tigranes, Mısır Ptolemaik hanedanı, Hispania’da isyan eden Romalı asi General Quintus Sertorius[15], Trakya kabileleri ve Kilikya korsanları Pontus kralını desteklemiş, Mithridates’in ordusunu Sertorius’un gönderdiği bir subay eğitmiştir. Savaşın ardından muhtemelen MÖ 80’de Mithridates Roma’ya bir elçi göndermiş, Sulla’nın Kapadokya’yı boşaltması talebini kabul ederek Dardanus antlaşmasının tekrar onaylanmasını sağlamaya çalışmış, Sulla’nın ölümünden sonra MÖ 78 yılında gönderdiği ikici Pontus elçisi ise düşmanca karşılanmıştır[16].
Bithynia kralı IV. Nikomedes Philopator, MÖ 74 yılında ölümünden sonra krallığını miras olarak Roma İmparatorluğu’na bırakınca, Mithridates bu vasiyetin uydurma olduğu iddiasıyla Bithynia’ya girerek Nikomedes’in oğlunu gerçek varis olduğu iddiasıyla tahta geçirmiştir. Bununla birlikte Anadolu’yu işgal için mazeret arayan Roma Senatosu, yeni kralı evlilik dışı doğduğu iddiasıyla tanımayarak Pontus Devleti’ne savaş ilan etmiştir. Pontus dünyasının askeri ve ticari açıdan diğer uygarlıklarla yaşamsal ilişkisini sağlayan Boğazlar bölgesinin Roma’nın eline geçmesine Mithridates’in izin vermesi mümkün olamayacağından Nikomedes’in vasiyeti savaşı zorunlu hale getirmiştir. 2. Mithridat Savaşı’nın çıkaran General Murena’nin yenilmesine karşın MÖ 81’de ödüllendirilmesi, eski dünyanın hâkimi olma uğruna yaptığı pek çok savaş[17] 2. Mithridat Savaşı’nın hatta Nikomedes’in mirasının önceden planlanmış eylemler olduğunu düşündürmektedir. 140 bin piyadesi, 16 bin atlısı ve 400 gemisi bulunan Mithridates, Bithynia’dan sonra Kyzikus’u işgal etmiş, generali Eumakhus Phrygia ile Pisidia’ya girmişse de Galatia tetrarkhı Deiotarus tarafından engellenmiştir[18]. Roma adına savaşı resmen yürüten General Marcus Aurelius Cotta’nın ordusu püskürtülmüş hatta MÖ 73 yılında Khalkedon civarında kuşatılmışken Asya ve Kilikya valisi Lucius Licinius Lucullus, Mithridates’i Khalkedon hatta Bithynia’dan çıkararak Pontus’a dönmeye zorlamıştır. MÖ 72’de Lucullus doğuya doğru ilerleyerek Pontus kalelerini teker teker ele geçirmeye başlamış, MÖ 70’de başkent Sinop dâhil Euphrates’e dek tüm Pontus, Roma ordusunun işgaline uğramıştır. Lucullus’un emrindeki Murena’nın Amisos’a girmesinin ardından Mithridates, damadı kral Tigranes’in yanına Ermenistan’a kaçmıştır. Lucullus, Tigranes’ten kralı ülkesinden çıkarmasını istemiş ama kabul görmeyince MÖ 69 yılında Euphrates nehrini geçerek önce Ermenistan’ın başkenti Tigranocerta’yı ardından Artaxata’yı[19] ele geçirmiş ama Roma’daki düşmanlarının girişimiyle geri döndürülmüştür. Mithridates, Tigran’ın kendisine sağladığı askerlerle ülkesi Pontus’a dönmüş, MÖ 67’de Lucullus’un temsilcilerinin üstesinden gelmiştir. Bu sırada Kilikyalı korsanlar Roma gemileri için tehlike oluşturmaya başladığından Büyük Pompeius[20] MÖ 66’da bölgeye giderek sorunu çözmüş, Part kralı III. Phraates ile ittifak yapmış, kendisi Pontus’a girerken Partlar da Ermenistan’ı işgal etmiştir. Mithridates, stratejik geri çekilme hamlesiyle Roma lejyonlarını dağlık arazilere çekerek yıpratmaya çalıştıysa da Pompeius’u tuzağa düşürememiştir. Tekrar Ermenistan’a kaçan Mithridates’i takip eden Roma ordusu Ermeni kralı Tigranes’e boğun eğdirdikten sonra, Karadeniz sahili boyunca ilerleyerek tüm Pontus’u ele geçirmiş, sonradan “Nikopolis“[21] olarak anılacak
Dasteira mevkinde Mithridates’i yenilgiye uğratmışlardır[22]. Pes etmeyen Mithridates, oğlu Makhares’in yönettiği Kuzey Karadeniz’de Pantikapaion kentinde İskit ve Trakyalı atlılardan oluşan bir ordu kurdu kurarak Balkanlardaki Roma mülklerini yağmalamaya hazırlanırken diğer oğlu II. Pharnakes babasının planlarına karşı çıkıp, krallığın son sadık askerlerini yanına çekince yalnız kalan son Pontus kralı intihar ederek yaşamına son vermiştir[23]. Böylece Helenistik dünyanın son büyük ve tam bağımsız hükümdarı ile birlikte parçalanmış doğu devletlerinin bir araya getirerek Roma’ya karşı savaşma fikri son bulmuş, Anadolu’da Roma hâkimiyeti başlamıştır.[24]
II. Pharnakes, Pompeius’a bir elçi ve babasının cesedini göndererek[25] itaat teminatı verince Pompeius onun yönettiği Bosphorus Krallığı’na bazı imtiyazlar vermiş ve Roma’ya gidince kendisinden Roma müttefiki bir dost olarak bahsetmiştir. Roma’nın güvenini kazanmasının ardından, Pompeius ve Caesar arasında süren iç savaş sırasında MÖ 49’de Julius Caesar’ın Mısır’da olmasını fırsat bilerek Taman yarımadasında yer alan özgür Yunan kenti Phanagoria’ya saldırarak anlaşmayı feshetmiştir. Pharnakes aynı yıl ordusunu Kolhis ve küçük Ermenistan’a göndermiş, Ermenistan kralı Deiotarus’u ve bölgede bulunan Domitius Calvinus komutasındaki Roma kuvvetlerini Nikopolis’te yapılan bir savaşta mağlup ederek atalarının yurdu Pontus’u da ele geçirmeyi başarmıştır. Anadolu’daki Roma varlığının tehlikeye girmesi üzerine Julius Cesar, İskenderiye’yi de kuşatırken komuta ettiği VI. Ferrata Lejyonu (Legio sexta Ferrata) ile Anadolu’ya geçmiş, sayıca kendisinden çok üstün olan II. Pharnakes’in ordusunu 2 Ağustos 47’de Zela’da gerçekleşen meydan muharebesinde mağlup etmiştir. Pharnakes, Bosphorus’a kaçarken, Caesar, zaferini Roma’ya tarihe geçecek “geldim, gördüm, yendim (Veni, vidi, vici)” sözleriyle bildirmiştir. Pharnakes, Bosphorus’ta İskit ve Sarmatlardan oluşturduğu bir orduyla tahtını koruyabilmişse de bir suikast sonucu öldürülmüştür[26].
Pontus ordusu
Mithridatların generalleri Yunan anakarası ve Anadolu devletlerinde olduğu gibi “philoi” adı verilen kralın arkadaş ve dost çevresinden, kara ordusu ise profesyonel askerlerden çok iç bölgelerde yaşayan kabileler ile Yunan koloni kentlerinden toplanan erkeklerden oluşmaktaydı[27]. Donanmanın bir kısmı Yunan kentlerince sağlanırken büyük kısmı hazineden aktarılan paralarla finanse edilmekteydi ki bir dönem Kilikya korsanları da paralı asker olarak kullanılmıştır. Roma ordusunun profesyonel düzen, disiplin ve eğitiminden yoksun olan Pontus ordusunun askerleri etnik karmaşıklığına[28] rağmen efendilerine sadakatte kusur etmemiştir.
Kaynak: Özhan Öztürk. Pontus: Antik Çağ’dan Günümüze Karadeniz’in Etnik ve Siyasi Tarihi (Genişletilmiş 3. Baskı). Nika Yayınları. Ankara, 2016
Pontus Devleti ve Mithridates Makale Serim
Pontus Devleti ve Mithridates Hanedanı Tarihi
Mithridat Savaşları: Roma’nın Anadolu’yu İşgali
Notlar
[1] Liv. Per. 74
[2] 5-10 kohorluk bu güç yaklaşık 5.000 hafif piyadeden oluan barış zamanı kuvvetleridir.
[3] Appian Mith. 11
[4] App. Mith. 11
[5] Appian Mith.12
[6] Appian Mith.15
[7] Ho misoromaios “Romalılardan nefret eden”
[8] Appian Mith. 22, 23. McGing bu rakamın 150.000’i bulabileceğini bildirmiştir (McGing, 1986: 113)
[9] Pausanias I. 20. 5; Memnon 22. 11
[10] Plutarch Sulla 14.6
[11] Plutarch Sulla 15.1-3
[12] Sulla’nın subaylarından olup “pro quaestore”dır.
[13] App. Mith. 48
[14] App. Mith. 66.
[15] Mithridates, Sertorius’a 3 bin talent, 40 gemi teklif ederek Bithynia, Paphlagonia, Kappadocia ve Galatia’yı işgal etmesini istemiştir (App. Mith. 38)
[16] McGing 1986: 137
[17] MÖ 78-72’de Gal bölgesinde, MÖ 80-72’de Sertorian ile İspanya’da, MÖ 76-72’de Balkanlar ve Trakya’da, MÖ 75-66’da İspanya ve Suriye korsanları ile MÖ 73-71’de Spartaküs’ün köle ordusuyla yapılan savaşlar gibi.
[18] App. Mith. 75
[19] Bugünkü Erivan
[20] Gnaeus’un oğlu, Sextus’un torunu Gnaeus Pompeius Magnus. Latince CN·POMPEIVS· CN·F·SEX·N· MAGNVS (MÖ 106-48) geç dönem Roma imparatorluğunda askeri ve politik bir liderin adı olup, Libya, İspanya ve Anadolu’da kazandığı 3 büyük zaferinden sonra kendisine büyük anlamına gelen “Magnus” 3. adı (Latince cognomen) takılmıştır.
[21] Nikopolis “Zafer şehri”
[22] Roma imparatorluğu kısa sürede Paphlagonia, Pontus, Ermenistan, Kapadokya, Mediya, Kolhis, İberya, Arnavutluk, Fenike, Kilikya, Mezopotamya ve Arabistan’ı fethetmiş, 1000 kale, 900 kent ve 800 gemi ele geçirmiş ve 39 yeni kent kurmuştur. MÖ 62’de Roma’da general ve konsül Pompeius onuruna düzenlenen zafer geçidinde yüzlerce arabaya doldurulmuş altın ve mücevher savaş ganimetlerinin önünde bir savaş arabasının üzerinde Pompeius halkı selamlarken arkasında esir edilmiş 300 kadar yenik hükümdar yerel kıyafetleri içerisinde korteje eşlik etmekteydi. Mithridates kaçtığı için esirlerin arasında yer almamakla birlikte 4 m boyunda som altından bir heykeli ve çok sayıda çocuğu Roma’ya getirilmiştir (Appian, Mithridat Savaşları 116-17)
[23] Mithridates zehir içerek yaşamına son vermeye çalışmışsa da başarısız olmuş, kendi isteği üzerine maiyetindeki Galli askerlerden birisi tarafından bir kılıç yardımıyla öldürülmüştür (Plutarch Pompey 41.2; Livy Per. 52; Justin 37.1.9; App. Mith. 102; Dio Cass. 37,2; 37.13.3)
[24] McGing 1986: 168-171
[25] Ceset mumyalanırken beynin çıkarılması unutulunca yüzü çürümüş, tanınmaz hale gelmiştir. Pompeius, rakibini Sinop’ta yaptırdığı bir anıt mezara gömdürmüştür (Plutarch Pompey 42)
[26] Ölümü tartışmalı olup savaş meydanında ya da esir edilerek öldürüldüğü de iddia edilmiştir.
[27] App., Mithr. 70, 75, 87; Strabon X.4.10; Memnon, FGrHist IIΙ 434, F22.7; Plut., Luc. 17.1,19.2, 26.3
[28] Galatlar, Ermeniler, Bithyniler, Kapadokyalılar, Frigyalılar, Heniohiler, Beyaz Suriyeliler hatta Karadeniz’in kuzeyinde İskitler, Sarmatlar, Tauriler, Lezgiler, Korallar, Vasterniler, Traklar...
Mithridates Savaşları: Kısa Biyografi Sözlüğü
Aniston Roma’ya karşı Mithridates ile ittifakı tercih eden bir Atinalı yönetici.
Archelaus Mithridates’in Yunanistan valisi. Chaeronea ve Orchomenus’da Romalı Sulla ile çatıştı. Dominantus Calvinus II. Pharnaces tarafından Nicopolis savaşında yenilgiye uğratılan Roma Generali. Flavius Fimbria Anadolu’da Mithridates’i yenen Romalı general Julius Caesar Roma iç savaşında hüküm süren Roma imparatorluğunun efendisi Galya’yı ele geçirmesiyle ünlemişse de Romalı Senatörler tarafından öldürülmüştür. Anadolu’da Bosphorus kralı II. Phanakes’i yendikten sonra Zile (Zela) civarında tarihe geçen “Veni, vidi, vici” (geldim, gördüm, yendim) sözlerinin sarf etmiştir. Lucullus 3. Mithradatik Savaşta Mithradates’e karşı Roma ordusunu yöneten komutan olup, acımasız yaşam tarzıyla ünlenmişti. Mithridates Pontus Kralı VI. Mithridates Eupator. Yunanistan, Anadolu, Kolhis ve Kırım civarına egemen olmuş, Latinler’e karşı Yunan birliğini kurarak Roma’nın doğuya yayılmasını önlemeye çalışmıştır. II. Pharnaces Mithridates’in oğlu ve Bosphorus (Kırım) Kralı. Roma’ya karşı savaşmışsa da Cesar (Sezar) tarafından yenilgiye uğratılmıştır. Pompey İç savaşta Sezar’a muhalefet eden ünlü komutan, korsanlara karşı önemli zaferlere imza atmıştı. II. Tigranes Ermenistan kralı ve Mithridates’in kayınbiraderi. Sulla Yunanistan’da Mithradates’i yenen Romalı general olup, Roma’ya gidince düşmanı Marius’u mağlup etmiştir. |