Türkiye

Kaymaklı Yeraltı Şehri

Kapadokya’da yerel halkı yağmacı çetelerden ve yağmacı ordularda korumak için birden fazla yeraltı şehri inşa edilmişe de Nevşehir’e 19 km. mesafede bulunan Kaymaklı kasabasında, Kaymaklı Kalesi denilen yerin altında bulunan Kaymaklı Yeraltı Şehri, devasa yerleşim planıyla hepsinin en büyüğüdür.

Bölgenin yeraltı şehirleri muhtemelen MÖ 8-7. yüzyıllarda Hint-Avrupalı ​​bir halk olan Frigler tarafından yumuşak volkanik kayalara inşa edilmiş sonrasında bölgede hakim olan medeniyetler tarafından genişletilmiştir. Frig dili Roma döneminde ortadan kalktığında, yerini Yunanca almakla kalmamış bölgenin Hıristiyanlığa geçmesiyle yapıya şapeller ve Yunanca yazıtları eklenmiştir. Şehir, Doğu Roma (Bizans) döneminde, özellikle dört yüzyıl kadar süren Arap-Bizans savaşları (780-1180) sırasında Müslüman Arapların akınlarından korunmak için kullanıldığında büyük ölçüde genişletilip, derinleştirilmiştir. Derinkuyu yeraltı şehrine kilometrelerce uzunluğundaki tünellerle bağlanan şehir 14. yüzyılda Timur‘un Moğol akınlarından korunmak isteyen Hıristiyan sakinler tarafından kullanılmaya devam etmiştir. Kapadokya Rumları, bölge Selçuklular tarafından ele geçirildikten sonra hatta 20. yüzyılın başlarında bile kullanılmaya devam etmiştir. 1909-1911 yılları arasında bölgedeki Kapadokya Rumları hakkında araştırma yapan Cambridge‘li bir dilbilimci olan Richard MacGillivray Dawkins, 1909’da şunları kaydetmiştir:
Adana’da son katliam haberi geldiğinde, Axo’daki nüfusun büyük bir kısmı bu yeraltı odalarına sığındı ve bazı geceler yer üstünde uyumaya cesaret edemedi.’
1923’te Yunanistan ile Türkiye arasındaki nüfus mübadelesinde bölgenin Hıristiyan sakinleri sınır dışı edilince tüneller terk edilmiştir.

Tüf kayalara oyulan çok sayıda odadan oluşan Kaymaklı Yeraltı Şehri, bölgedeki birçok kardeş şehir gibi su mahzenleri, mutfak ve erzak depoları, havalandırma bacaları, su kuyuları, yaşam alanları, şarap yapımı ve ahırlar için alanlar barındırmaktadır. Ayrıca dışarıdan gelebilecek herhangi bir tehlikeyi önlemek için kapıyı içten kapatan büyük sürgü taşları bulunmaktaydı. Kaymaklı, Özkonak yeraltı şehrinin yenilikçi savunmalarına ya da Derinkuyu yeraltı şehrinin şaşırtıcı derinliklerine sahip olmasa da diğer yeraltı şehirlerden çok daha geniş bir alana yayılmıştır. Ayrıca diğer yeraltı kalelerinden farklı olarak, antik surların birçok oda ve tünelleri, tarihi kenti ayaklarının altında bulan ilk kişilerden oldukları için bölge sakinleri tarafından hala depolama ve yaşam alanı olarak kullanılmaktadır. Yeraltı şehrinin ilk katında ahır yer almakta olup, ahırın solunda sürgülü taşlar vasıtasıyla geçilebilen tek nesli ve iki apsisli kilise sağında ise yaşam alanı olarak kullanılan odalar bulunmaktadır. Şaraphane, erzak depoları ve mutfak gibi yeraltı şehrinin en önemli mekanları üçüncü katta olup, burada ayrıca muhtemelen Aksaray ile Nevşehir arasındaki bir madenden getirilen bakır cevherinin kırılıp dövüldüğü, andezit tabakasına oyulmuş 57 çukur bulunmaktadır. Şaraphane ve erzak depoları ayrıca dördüncü katta da bulunmakta olup, depolanan erzağın büyüklüğü göz önüne alındığında yaşayan insan sayısının çokluğu ortaya çıkmaktadır.

Kaymaklı Yeraltı Şehri en parlak döneminde sekiz katlı yeraltı savunması içeriyordu, ancak şu anda katların sadece dördü ışıklandırılmış olarak halka açıktır. Eski adı Enegüp olan Kaymaklı kasabasında yöre halkı evlerini yeraltı şehrine açılan tüneller üzerine yapmıştır hatta yeraltı şehrinin uygun mekanlarını kiler ve depo olarak kullanılmaya devam etmektedir.

Kaynakça

Darke, Diana. Eastern Turkey. Bradt Travel Guides, 2011

Dawkins, R.M. Modern Greek in Asia Minor. A study of dialect of Silly, Cappadocia and Pharasa. Cambridge University Press, 1916

Peter Mackridge,”Some Pamphlets on Dead Greek Dialects’: R.M. Dawkins and Modern Greek Dialectology”,1990

Rodley, Lyn. Cave Monasteries of Byzantine Cappadocia. Cambridge University Press, 2010