İmparatoriçe Atinalı İrene: Azize mi, Entrikacı mı?
Bizans İmparatorluğu’nu kadınların yönetmesi yaygın bir adet değildi İmparatoriçe Atinalı Irene’de sıradan bir kadın değildi. Rumlar üzerinde tek başına hüküm süren ilk kadın olan İrene kısmen azize kısmen de oğlunu kendi elleriyle öldüren taş kalpli bir entrikacı olarak bilinmektedir.
Atinalı İrene[1] veya Irene Sarantapechaina[2] (752 Atina doğumlu — 9 Ağustos 803’te Midilli’de öldü) 775-780 arası imparatoriçe, 780-790 ve 792-197 arası naip, 797-802 arasında ise Bizans İmparatorluğu’nun tek hükümdarı olarak ülke kaderine hükmeden Bizans imparatoriçesidir. Naipliği sırasında 787’de ikinci Nicaea Konseyi’ni toplayarak ikonoklazmın sapkın olarak kınanmasını sağlayarak, ilk ikonoklast dönemine (730-787) son verdiğinden dolayısıyla yeniden ikona kullanımını sağladığından Rum Ortodoks Kilisesi’nce azize olarak kabul edilmektedir.
Evliliği
İmparator V. Konstantin oğluyla evlenecek kızı seçmek için İmparatorluk çapında bir güzellik yarışması düzenlemiş, bu amaçla olağanüstü güzel bir yetim kız taşra kasabasından başkente getirilmek üzere seçilmişti. 1 Kasım 768’de aristokrat bir Atina ailesine mensup Irene adında bir genç kız, ipek yüklü savaş gemileri filosu eşliğinde Atina’dan Konstantinopolis’e gelmiş, kendisini imparatorluk sarayına doğru yürüyen şehrin önde gelen erkek ve kadınlarından oluşan bir kalabalık tarafından karşılamıştı. 17 Aralık’ta şatafatlı bir tören ile İmparator V. Konstantin’in IV. Leon adıyla ileride tahta çıkacak oğluyla evlenecekti. Düğün 769’da gerçekleşmiş ve İrene daha ayağının tozuyla kocasının ikonlara karşı tutumunu hafifleterek devlet politikasını etkilemeye başlamıştır. 14 Ocak 771’de Irene’in kayınpederi Constantine’in adını taşıyacak oğulları doğmuştur. V. Konstantin Eylül 775’te öldüğünde yirmi beş yaşında IV.Leon tahta çıkmıştır.
İmparatoriçe Olması
Leo, babası tarafından dayatılan ikonoklast rahiplerin manastırların cezalarını kaldırırken Konstantinopolis Patriği Niketas öldüğünde İrene, 780 yılında ikonofil olarak tanınan Kıbrıslı Paul’un patrik olarak seçilmesini sağlamıştır. Leo’nun ikonlar konusundaki tavrı babasından ılımlı olmuşsa da taraftarı olmadığına şüphe yoktur ki 11. yüzyıl tarihçisi George Kedrenos’a göre Irene’nin yastığının altında gizli iki ikon bulduğunda saray kahyasını bunları temin ettiği için kırbaçlatıp, manastıra kapatmıştır. Leo’nun kısa saltanatı, 780 Eylül ayında Halife ordularına karşı savaşırken daha 30 yaşındayken ateşli bir hastalık sebebiyle sona ermiştir. Bazı çağdaş yazarlar ve akademisyenler Irene’dniin kocasını zehirlediğinden şüphelenmişlerdir. Irene, Herakleios’un Ayasofya‘nın hazinesine bağışladığı bir tacı takarak tacın anısını bozduktan sonra ateşlenerek öldüğü söylentisini yaymıştır. Son imparatoriçe naibi Martina’nın dilinin kestirmekle kalmamış, burnu kesilen oğlunun yanına Rodos adasına sürgüne gönderilmiş, kayınbiraderi Caesar Nicephorus ve dört erkek kardeşi rahipliğe zorlanmıştır.
Naiplik Dönemi
Oğlu VI. Konstantin, daha dokuz yaşındayken imparator olmuş, MS 780’den 797’ye kadar hüküm sürmüşse de gerçekte ülkeyi küçük olan İrene yönetmiştir. İrene bu dönemde saray hadımları Staurakios ve Aetios’un da yardımlarıyla V. Konstantin’in diğer oğulları, görevden alınan bakanlar ve Sicilya valisi gibi ikonoklast askerlerin liderliğindeki bir darbeyi engellemiştir.
782’de 95.800 kişilik bir Abbasi ordusu İstanbul Boğazı‘na kadar ilerlemeyi başarmış, Stauracius Abbasileri tuzağa düşürmeyi başarmışsa da müzakereler sırasında kendi generallerinden biri tarafından düşmana teslim edilince imparatoriçe yıllık 160.000 nomismata fidye vermeye zorlandığı bir barış anlaşmak zorunda kalmıştır. 787’de Staurakios, Yunanistan‘daki Slavlarla savaşmak için bir Bizans ordusu göndermiş Selanik’ten Peloponnesus’a dek uzanan cesur bir askeri seferle Bulgarları yenmiş ve bol ganimet toplamıştır. Zaferden sonra Irene, oğlu Konstantine ile Trakya gezisine çıkmış, Irenopolis şehrini yeniden adlandırmış ve Philippopolis’e kadar seyahat ederek, kayınpederinin hayatı boyunca aldığı toprak miktarından fazlasını 1 yıl içinde elde etmiştir. Bununla birlikte imparatoriçe askeri meselelerden ziyade dini konularla ilgiliydi. 784’te Patrik Paul öldüğünde eski sekreteri Tarasios’u henüz atanmamış olmasına rağmen Konstantinopolis Patriği yapmış ardından ikonların imhasına (ikonoklazma) resmi olarak bir son vermek için MS 786’da Konstantinopolis’te bir Kilise konseyi toplamıştır.
Yedinci Ekümenik Konseyi
Buna karşın ordunun ikonoklazmı destekleyen nüfuzlu üyeleri bu harekete karşı çıktılar ve konsey toplantılarını bitmeye zorlayan bir isyan örgütlediler. 17 Ağustos’ta konsey kapılarını açtığında bir grup imparatorluk muhafızı Kutsal Havariler Kilisesi’ne girerek ayrılmayanları öldürmekle tehdit etmiştir. İmparatoriçe geri adım atmaktansa, Araplara karşı yeni bir askeri sefere hazırlık kisvesi altında sorun çıkartanları hızla başkentten Bithynia’daki askeri kampa sürdükten sonra, ordunun üst düzey komutanları görevden alındı ve İrene’ye sadık olanlar yerlerine göreve getirildi. Ordunun muhalefeti sona erdirildiğinde Staurakios 23 Ekim 787’de Nicaea’daki toplanan Yedinci Ekümenik Konseyi’nde Irene ile birlikte katılmış, konseye davet edilen 350 piskopos, ikonların ortodoksisini restore etmeye ve ikonoklazmaya son vermeye karar vermiştir. Böylece 60 yıllık ikonoklazmadan sonra keşişler rahat nefes almaya başlamıştır.
İkonofillere uygulanan baskı özellikle Irene’nin kayınpederi V. Konstantin döneminde artmış hatta bu yüzden imparatora ölümü sonrasında Kopronymos (‘gübre isimli) adı takılmıştı. İmparatoriçe akrabası olan faillere karşı çok sert davranmak yerine günahlarından tövbe etmelerine izin vermiştir. Bu sırada yeni bir Trakya seferi öncesinde Abbasilere haraç ödemeyi bırakmış ve Arapların Adata’daki üslerini yok etmiştir. 16 yaşındaki oğlunu Charlemagne’nin kızı Rotrude’ye nişanlamak istemişse de Frank kralından 13 yaşındaki kızını göndermesini istediğinde kral kızını özleyeceği gerekçesiyle göndermeyi reddetmiştir. Bunun yerine Irene ve Stauracius, bir azizin torunu olan Amnialı Maria’yı Konstantin’e eş olarak seçmişlerdir.
Saraydan Sürülmesi
İrene, ikonoklazm akımına son vermişse de özellikle ordu da güçlü bir muhalefet olduğunun dahası naip olarak daha ne kadar ülkeye hükmedebileceğinin farkındaydı. Papalık, Slavlar, Abbasiler ve Charlemagne’nın hasım dünyaları arasında tehlikeli zamanlarda ülkeyi yönetmek güçlü liderlik gerektiriyordu. İrene bir kadın olmakla birlikte devlet işlerinde tecrübeliydi oysa oğlu çok toydu. Devlet işlerine katılmasına hatta evleneceği kişiyi bile kendisinin seçmesine izin verilmemişti. Kızının doğumundan sonra, Konstantin karısına ve annesine iyice öfkelenen VI. Konstantin babasının tahtı için hak iddia ettiğinde ordu genç imparatorun etrafında toplanmıştır. Hadım Stauracius, oğlunun kendisine karşı hazırlanan komploya katıldığını anladığında İrene, bu talebe oğlunu hapse atarak cevap vermiştir. 790’da Anadolu’nun en büyük theması olan Armeniac isyan ettiğinde imparatoriçe Alexios Mosele’yi elçi olarak buraya gönderdiğinde Konstantin’in imparator ilan edilmesi talebi kendisine iletilmiş, 4 Anadolu theması daha isyana destek verince Irene 19 yaşında oğlunu serbest bırakmıştır.
V. Konstantin Dönemi
Ordu içinde hala pek çok ikonoklast taraftarı vardı ve bunlar dini nedenlerle Irene’ye sadık değildi. 19 yaşındaki Konstantin, annesini devlet işlerinden çıkarmaya karar verirken, imparatorluğun Thrakesion bölgesinin etkili general ve valisi Michael Lachanodrakon’un yardımıyla İrene ve danışmanlarını saraydan uzaklaştırmıştır. İrene’nin naipliğiyle geçen 10 yıldan sonra Konstantin, Bizans tahtında haklı yerini almışsa da genç imparator bu göreve hazır değildi. Bulgarlara karşı ciddi yenilgi ve Araplara karşı utanç verici bir ateşkes onun popülaritesi hızla azaltırken sarayda aleyhine bir dürü komplo geliştirildi. Konstantin amcası Nikephoros liderliğindeki bir komployu bastırdıktan sonra adamı kör ettirmiş ardından diğer dört amcasının dillerini kestirmişse de kaderini engellemek için doğru hamleyi yaptığını söylemek zordur.
Bu olaydan sonra 792’de muhtemelen konumunu güçlendirmek için annesi İrene’yi hatta Stauracius’u saraya davet etmiş, sonraki 5 yıl boyunca imparatorluğu birlikte yönetmişlerse de imparatoriçe gizlice oğlunun kuyusunu kazmaya başlamıştır. General Michael Lachanodrakon o yıl Bulgarlara karşı yürütülen askeri sefer ölünce en büyük desteğini de kaybeden Konstantin ayrıca Bulgarlara karşı mağlup olunduğu için askerlerini suçlamaya başlayıp, İrene’nin gizli kalan önerisiyle 2 yıl öncesinde kendisine destek veren bin kadar askerin yüzüne dövme olarak ‘Armeniac hain’ yazdırdığında ordudaki desteğini tamamen kaybetmiştir.
Bunlar yetmiyormuş gibi bir de 795’te karısını bir manastıra zorla kapatarak annesinin nedimelerinden Theodote ile zina yapması ve Joseph adlı rahip tarafından evlendirilmesi ülkede ‘Mihos[3] Tartışması’ adıyla bilinen teolojik ve politik bir sıkıntıya sebep olmuştur. Konstantinopolis patriği düğünü kutsamayı reddetmişse de imparatorun ayinlere katılmasını engellememiş ve Joseph’İ cezalandırmadan durumu idare etmiştir. Bununla birlikte çiftin 18 ay sonra bir oğlu doğduğunda Sakkoudionlu Platon ve Stoudioslu Theodore adlı iki keşiş, imparatorun boşanmasının yasadışı olduğunu, tekrar evlenerek imparator zina yaptığını iddia ederek tartışmayı büyütmüştür. Konstantin kısa süre içinde yaptığı hatalarıyla hem ordunun hem de ikonofillerin desteğini tamamen kaybetmiş, annesi tarafından iktidardan uzaklaştırılmasını engelleyecek hiç dostu kalmamıştı.
İmparatoriçe Olması
MS 797’de, Irene tahtı oğlundan geri aldığında, Konstantin’i doğurduğu sarayın aynı mor odasında kör ettirmiş, çocuk bir süre sonra aldığı yaralardan dolayı ölmüştür. Kocasının akrabaları ve oğlu dahil tüm rakiplerinden kurtulan İrene artık resmi devlet kayıtlarında basileus yani imparator olarak anılmıştır. Bu durum onun Bizans’ı kendi başına bu şekilde yöneten ilk kadın olarak tarihe geçmesine sebep olmuştur. Vergi indirimleriyle halkın gönlünü kazanmaya çalışan imparatoriçe siyaset, savaş ve din konularının tümüne ilgi göstermişse de Araplarla yapılan savaşlar devleti iflas noktasına getirmişti.798’de Müslümanlar Ege kıyılarına kadar ilerlemiş, pahalı haraç anlaşması aşağılayıcı bir şekilde yeniden başlatılmıştır. İmparatoriçe yoksullar için yemek dağıtsa ve yaşlılar için konaklama imkanları yaratsa da Konstantinopolis’te altın bir arabada dolaşarak kalabalığa para dağıtması bile öz oğlunu öldüren bir kadının sevilmesini sağlamayacaktı.
Sonu
800 yılının Noel Günü’nde, Papa, Charlemagne’ı ‘Imperator Romanorum‘ yani Roma İmparatoru olarak taçlandırdığında kendisini Roma’nın devamı olarak gören Konstantinopolis sarayı aşağılandığı bu darbeyle derinden sarsılmıştı. 802’de Irene, Karolenj Devleti’ni imparatorluk statüsüne yükselten Frank ve Lombard kralı Charlemagne ile ittifak evliliği yapmayı denemiş hatta Roma imparatorluğu’nun eski iki yarısını bir araya getirmeyi de desteklemiştir. Benzer bir plan, Irene’nin geç oğlu için Charlemagne’nin kızı Rotrud ile evlenmesini ayarladığında da denenmişti. Bununla birlikte Eski Roma’nın iki parçasının yeniden bir araya gelmesi düşüncesi özellikle Konstantinopolis’in güçlü karakterlerinden maliye bakanı Hadım Aetios’un sert muhalefetiyle karşılaştı. Ona göre Papa tarafından kutsanmış bile olsa bir Bizans imparatorunun okuma yazma bilmeyen bir barbarla evlenmesi kabul edilemezdi.
Hasta ve ümitsiz olan İrene Eleutherios Sarayı’na çekildiğinde, Ekim 802’de Konstantinopolis’teki en yüksek saray görevlileri Hipodrom’da toplandı ve İmparatoriçenin haddini aştığını ilan ederek azletti. Irene, saraydan uzaklaştırıldı, Midilli (Lesbos) adasındaki bir manastıra sürüldü ve yerine İmparatoriçe’nin eski maliye bakanlarından I. Nikephoros geçirildi. Irene, uğruna oğlunu öldürttüğü tahtını kaybettikten sonra bir yıl içinde öldü. Nikephoros, MS 811’de savaştaki ölümüne kadar hüküm sürmüşse de Charlemagne’nin imparatorluğu batıda yükselirken Abbasilerin doğudan gelen tehdidi altında Bizans imparatorluğunun çöküşünü durduramamıştır. Irene’nin oğlunu öldürülmesi ile başlattığı kraliyet suikastları döngüsü, Bizans’ın 15 yıl içinde altı imparator göreceği bir döngüye girmesine sebep olacaktır.
Kaynakça
Brownworth, L. Lost to the West. Broadway Books, 2010.
Garland, Lynda, “Irene (769–802)”, Byzantine Empresses: Women and Power in Byzantium, AD 527–1204. New York City, New York and London, England: Routledge, 1999
Gregory, T.E. A History of Byzantium. Wiley-Blackwell, 2010.
Herrin, J. Byzantium. Princeton University Press, 2009.
Kazhdan, Alexander, ed. The Oxford Dictionary of Byzantium. Oxford and New York: Oxford University Press, 1991
Mango, C. The Oxford History of Byzantium. Oxford University Press, 2002.
Norwich, J.J. A Short History of Byzantium. Vintage, 1998.
Ostrogorsky, George. History of the Byzantine State. Oxford: Basil Blackwell, 1956
Rosser, J.H. Historical Dictionary of Byzantium. Scarecrow Press, 2001.
Shephard, J. The Cambridge History of the Byzantine Empire c.500-1492. Cambridge University Press, 2009.
Wace, Henry and William Smith, A Dictionary of Christian Biography, Literature, Sects and Doctrines, J. Murray, 1882.
Notlar
[1] Ειρήνη η Αθηναία
[2] Sarantapechos adlı Yunan ailesinden gelmesine atfen. İrene’nin kuzeni Konstantin Sarantapechos sekizinci yüzyılın sonunda Yunanistan valisiydi. Konstantin Sarantapechos’un oğlu Theophylact bir spatharios idi ve 799’da bir isyanı bastırmıştı.
[3] Yunanca μοιχός ‘zina yapan erkek’
Elinize sağlık ,yazınız çok bilgilendiriciydi fakat sanırım başlıktaki resimde bir yanlışlık var.Resimdeki şahıs 11. yüzyılda yaşamış Macaristanlı Irene’dir.2. Ioannis’in eşidir.
Engin Bey dikkatiniz için çok teşekkür ederim. Copyright sorunu olmayan bir görsel bulmakta zorluk çektiğimden Ayasofya’da kendi çektiğim fotoğrafta Komnenos mozaiğindeki İrene’yi geçici olarak kullanmıştım. Okuyucuyu yanıltmamak adına tam istediğim gibi olmasa da doğru İrene’yi içeren 15. yüzyıl tasviriyle değiştirdim.