Makale: Özhan Öztürk
1919-22 arasında daha çok Batı kamuoyunu etkilemek amacıyla yazılan propaganda kitaplarının temel özelliği neden-sonuç ilişkisi içerisinde gerçekleşmiş bir dizi şiddet olayını abartarak ya da karşı tarafın kayıplarını göz ardı ederek tek yanlı olarak dile getirmeleridir.1. Dünya Savaşı sürerken 1916 yılında İngiliz istihbaratınca savaş propagandası olarak hazırlatılan Arnold Toynbee ile James Bryce’ın kaleme aldığı ve Osmanlı Ermenilerinin 1915 felaketini konu alan başarılı propaganda çalışması “Mavi Kitap”ın Pontus konseyi ve Patrikhane’nin “Kara Kitap” hatta TBMM’nin “Pontus Meselesi” adlı kitaplarının fikirsel öncüsü olması muhtemeldir. Aşağıdaki listede savaş döneminde hazırlanan çalışmaların başlıcaları yer almaktadır.
Ateşkesten 1920’ye Türkiye Rumlarının ıstıraplarının Kara Kitabı[1]: Fener Rum Patrikhanesi’nin 1920’de İstanbul’da İngilizce yayınladığı ve Batı dünyasının Hristiyan vicdanına seslenen 174 sayfalık kitap 3 bölümden oluşmakta önsözünde Nisan 1919’da yayınlanan ve Balkan Savaşları’ndan ateşkes dönemine dek Rumların çektiği acıları anlatan bir başka kitabın devamı olduğu anlaşılmaktadır. Kitabın A bölümünde Amasya, Niksar, Trabzon vilayetleri, Rodopolis, Haldiya, Karahisar-ı Şarki, Giresun piskoposluk bölgesinde B bölümünde Orta Anadolu ve Ege bölgelerinde C bölümünde Trakya bölgesinde katledilen, malları yağmalanan Rumların isimleri, olayların geçtiği zaman ve mekânın hatta kimi zaman katillerin adı da verilerek şikâyet edilmekte, kitabın genelinde başıbozuk çeteleri ve Kemalistler suçlanarak Rum varlığının imha edilmeye çalışıldığı iddia edilmektedir.
Kara Kitap: Pontus Trajedisi (1914-1922)[2]: Atina’da 14 Ocak 1922 tarihinde Pontus Merkez Konseyi tarafından İngilizce ve Fransızca iki dilli olarak yayınlanan kitap, “önsöz, istatiskler, Haziran-Ağustos 1921 tarihleri arasında Türklerin Pontus’ta gerçekleştirdiği gaddarlığa dair bir kaç not, Bafra trajedisi, Ünye trajedisi, Yargılananlar ve Mahkûm edilenler” adlı 5 bölümden oluşmakta Rumların maruz kaldığı fenalıkları tek taraflı olarak aktararak uluslararası kamuoyunu Türk Milli mücadelesi aleyhine etkilemek amacını gütmektedir.
Pontus’ta Helenizm[3]: Pontus, Kafkasya ve Güney Rusya’da ki Rumları Kurtarma Helenik misyonu adlı örgütün başkanı D. Zervos tarafından 18 Ekim 1919’da Atina’da Parnassos adlı Felsefe topluluğuna sunduğu bildirinin 1920’de yayınlanan metninden oluşmaktadır. Entelektüel bir topluluğa hitap eden, Pontus sorununu milliyetçi bir bakış açısıyla tarihsel bir zeminde ele alan bir çalışma olup, uluslararası kamuoyunu etkilemek amacıyla kaleme alınmadığından özellikle Yunanlı entelektüellerin Pontus sorunu ve Anadolu Helenizmine bakış açısı hakkında fikir vermektedir.
Pontus Şehitleri ve Uluslararası Kamuoyu[4]: 1922 yılında Cenevre’de yayınlanan kitap, Albert Wuarin’in “Anadolu’nun Türk kesimlerinin bağımsızlığının yanısıra Wilson ilkeleri doğrultusunda Anadolu Hristiyanları için otonom bölgeler oluşturulması” önerisini dile getirdiği 24 Aralık 1921 tarihli önsözüyle başlamakta, Kemalistlerin güçlendiği ve Sver anlaşmasını uygulama imkanı kalmadığı bir ortamda Karadeniz’de kurulacak Pontus devletinin Batı uygarlığının bir parçası olacağı detaylı istatistiklerle anlatılarak Avrupa ve Amerikan kamuoyundan destek istenmektedir.
Küçük Asya’da Türk Vahşeti[5]: 28 sayfalık kitapçık 1922’de Washington’da basılmış ve Utah senatörü William H. King’in 22 Aralık 1921 tarihinde Senato’da yaptığı konuşma metnini içermektedir. King konuşmasında Fener Patrikhanesinin raporlarını kaynak göstererek Türkler’i Ermeniler’in kökünü kurutmaya çalışmak ve, yüzbinlerce Pontus Rumunu Rusya’ya göçe mecbur edip bir o kadarını iç bölgelere sürerek ölümlerine sebep olmakla suçlamaktadır. Kitapçıkta Genç Türkler’in 1908’de iktidara gelmesinin ardından kurulan işçi taburlarının binlerce Rumun hayatını kaybetmesine sebep olduğu, Alman komutan General Liman von Sanders’in stratejik sebeplerden dolayı sürgün ve imha planını onayladığı gibi suçlamalarda bulunulup, savaş öncesi ve sonrasına dair istatistikler verildikten sonra[6] Hristiyanlığın bölgedeki varlığına dair endişeleri tarihsel bilgiler eşliğinde sunulmuş ve İstanbul’un Türk kontrolüne verilmemesi gerektiği temenni edilerek bitirilmiştir.
Karadeniz Bölgesinde Türk Vahşeti[7]: Amasya ve Samsun başpiskoposu Germanos’un M. Konstantinides’e 29 Aralık 1918 tarihinde gönderdiği mektubunun 1919’da Pan-Pontus Kongre delegasyonu tarafından Manchester’da bastırılmış 8 sayfalık kopyasıdır. Mektupta “İttihat ve Terakki” partisi döneminde Karadeniz bölgesinin tarihindeki en büyük felaketin eşiğinde olduğunu her türlü rezilliğin yanı sıra cinayet ve yağmanın olağan hale geldiği vurgulanmakta, Türklerin 1 milyon Ermeniyi kestiği, küçük Ermeni çocukları dere ve denizde boğduğu iddia edilmekte, Rum nüfusun sürgün, açlık, yoksulluk, soğuk ve kötü tedavi yüzünden yok olma tehlikesi içerisinde olduğu bildirilmektedir[8]. Germanos önce Rumların Sinop, Ayancık ve Gerze’den sürülüp Kastamonu’ya dağıtıldığını, ölülerin gömülemediğini, kadınların çocuklarını bile çocuklarını yanlarına almaya fırsat bulmadan dövülerek vahşi hayvanlar ve açlıkla yüz yüze geleceği dağ yollarına gönderildiğini bildirmektedir. Ayancık’ın Yukarı köy ve Serne halklarının ölümden kurtulmak için İslam’a geçtiğini, diğerlerinin sürülerinin ve evlerindeki tüm mallarının yağmalandığını, Kastamonu’nun çeşitli yerlerine giderken önemli bölümünün açlık, soğuk ve zulüm sonucu öldüğünü iddia etmiştir. Germanos’a göre Aralık 1916’da Samsun sürgünü başlamadan önce askerler tüm Rum köylerini yakmış, Rum malları yağmalanırken, bir miktar kadın ve çocuk öldürülmüş, kalanlar Ankara, Çorum ve Sungurlu’ya doğru yola çıkarılmış, kadın ve çocuklar jandarma eşliğinde gece gündüz 30-40 gün karla kaplı tepelerde yürümeye zorlanmış, soğuk ve açlık yüzünden önemli bölümü ölmüştür[9]. Diğer bölgelerin sürgünü hakkında da detaylı bilgi veren Germanos, Konstantinides’e 160 bin civarında Rum’un sürgün edildiğini gidenlerin çoğunun öldüğünü, çok az kişinin geri dönebildiğini buna karşılık aynı dönemde Rus işgalinde olan Trabzon’daki Rumların durumunun daha iyi olduğunu bildirmiş, mektubunu Türklerin cezalandırılması için Avrupalı müttefiklerin uyarılması ve Karadeniz’de demokratik bir Pontus devletinin kurulmasının Kafkasya’ya kaçan Rumları da vatanlarına geri döndürecek bir yöntem olarak gördüğünü belirterek sonlandırmıştır.
Pontus ve Rum nüfusunun Haklı talepleri[10]: Fener Rum Lisesi’nde öğretmenlik yapan ve “Yunan dilinin Tarihi Sözlüğü” adlı çalışmanın yazarı olan D. Economides’in 1920’de İstanbul’da yayınlattığı eser önsözden sonra Pontus’un topografik, etnolojik, tarihi açılardan incelendiği 48 sayfalık 3 bölüm ile ek olarak sunulan istatistik ve haritalardan oluşmaktadır.
Rumların Türkiye Eziyeti 1914-1918[11]: 1919 yılında İstanbul’da Rum Patrikhanesi tarafından bastırılan 148 sayfalık bir çalışma olup, Anadolu ve Trakya piskoposluk bölgelerinde Rumların yaşadıkları sıkıntılar, genç Türkler tarafından öldürüldüğü iddia edilen Rumların isimleri çeşitli belge ve mektuplarla birlikte yayınlanmıştır. Kitabın sonunda “Büyük Güçler’e not” adlı bölümde 2. Balkan Savaşı sırasında Edirne civarındaki Rumların imhasıyla başlayan ortaya çıkan Hristiyan karşıtı hareketin Türkiye’de ki Hristiyan varlığını bitirmenin ilk adımı olduğu konusunda Patrikhane’nin 15 Temmuz 1914 tarihli uyarı ve yardım talebi içeren mesajı yeralmaktadır[12].
Pontus Şehitleri[13]: 1922 yılında Hellen Derneği Milli Topluluğu’nca[14] Atina’da yayınlanan 16 sayfalık Yunanca kitapçık Karadeniz bölgesinde yaşanan şiddet olayları tek taraflı olarak ele alınarak çeşitli yörelerde yaşanan şiddet olaylarını tarih ve isim vererek aktarılmaktadır. Ward, 30 bin kişiyle yola çıkarılan kafilelerden 26 Mayıs 1921 günü Harput’a 20.378 sürgünün geldiğini bunların 18 bin kadarının Rum, 2 bin kadarının Ermeni olduğu, 5 bin kadarının yolda kaçtığını,2 bin kadarının açlık ve soğuktan Malatya’da öldüğünü, 1.000 kadarı hakkında bilgi olmadığını geri kalanların yetim olduğunu ve Malatya’da alıkonulduğunu bildirmektedir. Ward ayrıca diğer Amerikalıların tanıklığına dayanarak 1920 Aralık ayında Sivas-Harput yolu kenarında 1500 kadar ceset gördüğünü, bir başkasının ise Malatya-Harput arasında 150 kadın ve çocuk cesedi gördüğünü bildirmiştir. Kitabın ikinci bölümündeki günlükte Dr. Ward’ın günlere göre Harput’a gönderilen kişilerin sayısını ve nereye gönderildiklerini bildirdiği görülmektedir[15].
Küçük Asya Sürgünleri 1921-1922[16]: Dr. Mark H. Ward’ın yazıp İngiliz Helenik Birliği ile İngiliz Ermeni Komitesi’nin 1922’de Londra’da ortaklaşa yayınladığı 18 sayfalık kitapçık Mayıs 1921-Ocak 1922 arasında gerçekleşen Rum sürgünlerine dair notlar, Ward’ın 26 Mayıs 1921 -23 Ocak 1922 tarihleri arasında tuttuğu günlükten alıntılar adlı 2 bölüm ile 29 Mayıs 1922’de Daily Telegraph gazetesinde yayınlanan Küçük Asya’da Türk zulmü adlı makalenin yer aldığı ek bölümden oluşmaktadır.
Türkiye Rumlarının sürgün ve iadesi[17]: Rene Puaux tarafından 1919 yılında Fransızca olarak yazılan 23 sayfalık kitapçıkta detaylı istatistiklerle Rumların Anadolu’dan sürgününün tarihi arka planı detaylı istatistiklerle kamuoyuna sunulmaktadır.
Türkiye’deki Rum halkının Özgürlüğü[18]: Londra Kurtarılamamış Rumlar komitesi tarafından 1919 yılında Manchester ve Londra’da Norbury, Natzio & Co. Ltd şirketine bastırılan 11 sayfalık kitapçıkta 11 kişilik komite üyelerin imzasını taşıyan bir bildiri ve 1912 yılında Trakya ve Küçük Asya’da yaşayan etnik toplulukalrın nüfus oranalrını gösteren bir tablo yeralmaktadır.
Doğu Hristiyanlarının İmhası: Gerçekler, kanıtlar, İngiliz ve Amerikalılar’ın Tanıklığı[19]: P. Thevoz’un yazıp, 1922 yılında Paris’te Fransızca bastırdığı 120 sayfalık bir kitap olup, Mark H. Ward’ın notları ile günlüğünden alıntıları da içermektedir.
Pontus Meselesi: Yunan tarafınca hazırlanan çok sayıda propaganda kitabına karşılık Türk tarafının tezlerini aktardığı tek çalışma olup, Mustafa Kemal Paşa’nın emriyle TBMM Hükümeti Matbuat Müdüriyet-i Umumisi tarafından Türk ordusu ve mülki makamlarından elde edilen belgelere dayanarak hazırlanmış ve 1922 yılında Ankara’da Arapça alfabe kullanılarak Osmanlıca olarak basılmıştır. Gerek karşıtlarına göre oldukça geç bir dönemde basılması gerekse, Lozan görüşmeleri sırasında Türk tarafının muhataplarına gerektiğinde belge sunabilmesi için hazırlanması dolayısıyla İngilizce veya başka Batı dillerine çevrilmemiş olmadığından çalışmanın etkisi sınırlı kalmıştır. 1923’de Fransızca’ya çevrilmişse de ancak 73 sene sonra 1991’de Latin alfabesiyle yine TBMM tarafından tekrar yayınlanabilmiştir.[20] Kitap 5 bölümden oluşmakta ilk bölümde Türk Tarih tezine uygun olarak Türklerin, Ermeni ve Rumların gelmesinden önce Anadolu’da yaşayan gerçek yerlileri olduğu ve Hristiyan din adamlarının azınlıkları siyasi amaçlar uğruna kışkırtıp örgütlediği iddia edilmektedir. 1. Bölümde Yunanistan, Fener Patrikhanesi ve Hrisantos’un Pontus Devleti kurulması için uğraşısı ve Yunan ordusu ile Rum çeteleri arasındaki bağlantılar ele alınmaktadır. 2. Bölümde başta Bafra olmak üzere Rum çetelerin eylemleri, 3. Bölümde Merzifon Amerikan Koleji’nde yapılan soruşturmalar, 4. Bölümde hükümetin Pontusçu çetelere karşı aldığı tedbirler, 5. Bölümde dış propagandaların etkileri konusunda bilgi verilmektedir.
Kaynak: Özhan Öztürk. Pontus: Antik Çağ’dan Günümüze Karadeniz’in Etnik ve Siyasi Tarihi (Genişletilmiş 3. Baskı). Nika Yayınları. Ankara, 2016
Notlar
[1] Orijinal adı “The Black Book of the Black Book of the Sufferings of the Greek people in Turkey, from the Armisctice to the end of 1920”. 12.08.2010<http://www.greek-genocide.org/books.html>
[2] Orijinal adı “Black book: the tragedy of Pontus, 1914-1922; Livre noir; la tragédie du Pont, 1914-1922” 12.08.2010 <http://www.archive.org/details/blackbooktragedy00281prich>
[3] Orijinal adı “Hellenism in Pontus”tur.
[4] Orijinal adı “The Martyrdom of the Pontus and International public Opinion”dır.
[5] Orjinal adı “Turkish Atrocities in Asia Minor” dır.
[6] Turkish Atrocities in Asia Minor, 1922: 13.
[7] Orjinal adı “The Turkish Atrocities in the Black Sea Territories”tir.
[8] The Turkish Atrocities in the Black Sea Territories, 1919: 1-2
[9] The Turkish Atrocities in the Black Sea Territories, 1919: 3-4
[10] Orjinal adı “The Pontus and the right claims of its Greek Population: Topographical, Etnographical and Historical Study”dir.
[11] Orijinal adı “Persecution of the Greeks in Turkey”dir.
[12] Greek Patriarchate, 1919: 147-48
[13] Orijinal adı “Το Μαρτυριον του Ποντου”dur.
[14] Ελληνικός Σύλλογος Κοινωνίας Εθνών
[15] Örneğin Ward, 19 Temmuz’da Afyonkarahisar, Akşehir, Karaman, Ereğli, Haymana, Kütahya, Eskişehir ve Konya köylerinden 302 Rum, 300 Ermeni toplam 602 kişi geldiğini, bunların 370’inin beş parasız olduğunu onlara hergün ekmek verdiklerini 1 ay sonra bölgedeki köylere dağıtıldıklarını bildirmiştir (Ward, 1922: 8)
[16] Orijinal adı “The Deportations in Asia Minor 1921-1922”dır.
[17] Orijinal adı “La Deportation et le Rapatriement des Grecs en Turquie”dır.
[18] Orijinal adı “The Liberation of the Greek People in Turkey”dır.
[19] Orijinal adı “Les Atrocities Turques en Asia Mineure et dans le Pont: Devant la IIIe Assemblee Nationale des Hellenes (Seance du 18/31 Mai 1922)”dır.
[20] Kitap günümüz Türkçe’sine çevrilerek yeniden basılmıştır. Bkz. Kurt, 1995