Herakleia Pontika[1], Bithynia bölgesinde Lykus nehri ağzında Mariandynler adı verilen Trak orijinli halkın topraklarında, liman ve sahil şeridine hakim olan bugünkü Kaletepe mevkinde kurulmuş, Boeotia’da ki Tanagralıların da katıldığı[2] Megara kolonisi[3] antik bir kentin adıdır. Söylenceye göre MÖ 560-558 tarihinde kentin 2 km kuzeybatısındaki Akherousia Burnu’nda (bugünkü Baba Burnu) bulunan ve Herakles’in yeraltına indiğine inanılan Akheron mağarasına atfen[4] adı Herakleia olarak değiştirilmiştir[5]. Baba Burnu’nun 2 mil kuzeydoğusunda yer alan Ereğli limanı karayel, batı ve lodos rüzgarlarına açık[6] olup, Antik Çağ’da denizcileri kurtaran anlamında “Soonautes” adıyla anılmaktaydı.[7]
Herakleia Pontika bu dönemde Galatlar ve Bithynialılar tarafından sık sık yağmalanan, Mithridat savaşları sırasında yıkılan, Yunan filozofu Heraklides Pontikus (MÖ 387-312) ve tarihçi Herakleialı Memnon’un doğum yeri olarak bilinen, Mariandyni halkının topraklarında kurulmuş bir doğal liman kentidir. Osmanlı döneminde ise Pont Heraklia’nın bozuk telaffuzu Panderaki olarak da anılmış, Osmanlıca kayıtlara “Bend Ereğli” formunda girmiş[8], Heraklea’nın Ereğli’ye dönüştürülmesinin ardından Pontus‘un bozuk formu Bend de Türkçeleştirilince kent adı Karadeniz Ereğlisi[9] olarak olmuştur. Rodoslu Apollonius, MÖ 12. yüzyıla tarihlenen Argo Seyahati efsanesinde bölgenin yerli halkı olan Mariandynler’in Bithynialılar’ın baskısından Herakles’in yardımıyla kurtulduklarından dolayı bu kahramanın adını şükran ifadesi olarak kentlerine verdikleri belirtmiştir. Ksenofon, Byzantion’dan Heraklea’ya kadar Karadeniz sahili boyunca tek bir Helen kenti olmayan bölgede Yunanlılar’a düşmanca davranan Bithynialı Traklar’ın yaşadığını bildirirken[10], Strabon kenti kuranların Milet kökenli Yunanlılar’ın yerli halk Mariandynler’i toprağı işleyen köleler[11] olmaya zorladıklağını, Mariandynler’e onları doğduğu toprakların dışına çıkarmayacaklarına dair söz verip sadece ülke sınırları içerisinde alıp-sattıklarını ifade etmiştir[12]. Tarihi kanıtlara kariın kente ait kitabe, sikke ve sanat eserlerinde İon tarzı unsurlar bulunmamakta[13], eski Dor yerleşimlerinin geç dönemlerde Milet kıyı kolonileriyle kaynaştığı[14] veya Kimmerlerden önce Miletlilerce kurulmuşsa[15] bile sonradan yeniden kurulduğu düşünülmektedir ki bu dönem II. Kyrus’un Lydia’yı fethettiği[16] MÖ 560 civarında olmalıdır. Herakleia’nın Boeotialılar[17], Megaralılar[18] hatta her ikisi tarafından[19] kolonize edildiği ileri sürülmüş olup, modern yazarlardan Burstein, Boetia kentleri Thebes ve Tanagra’dan gelenlerin kentin ilk sakinleri olduğunu, kente adını veren Herakles kültünün de bu sayede taşınmış olabileceğini iddia etmiştir[20].
Ticari gücü Mariandynler tarafından işlenen verimli topraklara ve deniz filosuna dayanan Herakleia Pontika, ikisi Karadeniz’in karşı kıyısında[21] 41 kent ve köy yerleşimi kurabilen önemli bir anakent olup, diğer kent devletlerine hatta Pers krallığına karşı bağımsızlığını koruyabilecek yerel askeri gücü de oluşturabilmiştir. Bugün Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde korunan Herakleia Pontika’da MÖ 530 yılında yapılmış Pers etkileri taşıyan bir büstü Ekrem Akurgal Anadolu’daki Doğu Helen Portre sanatının ilk örneği olarak belirtmesi hem kentin kolonileşme tarihini hem de Anadolu’nun iç bölgeleriyle kültürel ilişkileri doğrulamaktadır. Karadeniz Ereğlisi’ne 24 kilometre uzaklıktaki Zoroğlu Köyündeki Yassıkaya mevki civarındaki mağaralarda yapılan arkeolojik kazılarda toprağın yüzeyinde ve 1 – 2 metrelik derinliklerde MÖ 2500-2200 tarihleri arasına tarihlenen çömlek parçaları, gaga burunlu testiler, öğütme taşları, çakmaktaşı yapımı keskiler, terazi ağırlıkları gibi birçok bulgu elde edilmiştir. Bulguları inceleyen Turan Efe[22] bunlar arasındaki çanak çömleğin özgün bir yapısı olup, Batı Anadolu’dakilere benzemediğini, göç yoluyla gelmiş bir halka muhtemelen Kaşkalar‘a ait olduğunu iddia etmiştir. Herakleia’nın agorası bugünkü Kızkapısı mevki olan Kaletepe Tepesi üzerinde kurulmuş ve 19. yüzyıla dek kent merkezindeki konumu değişmemiştir. Başlangıçta otonom olan Herakleia MÖ 6. yüzyılda oligarşiyle MÖ 480’de ise demokrasiyle tanışmış olup, MÖ 425’de Atina’ya vergi ödemeyi reddedince Atina’dan Karadeniz’e gönderilen 10 triremlik bir filo ile kenti cezalandırılmak istenmişse de bir fırtınada gemilerin bazıları batınca plan suya düşmüştür.
MS 1. yüzyılda Herakleialı Menon, Heraklia Pontika’nın yerel tarihini 16 kitap halinde yazmışsa da eser kaybolmuş sadece Bizanslı Photius’un Bibliothekası’nda kendini Zeus’un oğlu olarak tanıtan zalim tiran Klearkhus’un (MÖ 364-53) iktidara gelmesi[23] ile kentin Romalılarca ele geçirilmesine (MS 70) dek bahsi geçen 9-16 bölümlerinin kopyası korunabilmiştir. Rakiplerini hatta kendisini destekleyenlere bile merhamet göstermeyen tiran Klearkhus, kente ilk kütüphane inşa ettiren kişi olmuş, Khion tarafından 352’de öldürülünce[24] yerine zalimlikte kendinden geri kalmayan kardeşi Satyrus[25] onun ardından da Satyrus’un oğulları -sırasıyla yardımseverliğiyle tanınan Timotheus ve Dionysius- geçmiştir. Timotheus, hapishanelerdeki tüm mahkûmları salıp halka para dağıtarak popüler olmayı başarmış, Ekklesia[26] tarafından hayırsever ve kurtarıcı ilan edilmiş[27] ticaret, el sanatları ama özellikle çömlek yapımının gelişimi için çaba göstermiş[28] ordusunu güçlendirerek toplayarak bölgedeki etkinliğini arttırmış, kendi ve varisi olarak gösterdiği kardeşi Dionysius, ΗΡΑΚΛΕΙΑ yazan sikkelerin yerine kendi adlarını taşıyanları bastırmıştır.
MÖ 337’de tahta çıkan Dionysius, İskender’in Pers krallığını yıkmasının ardından
egemenlik alanını önce doğuda Kytoro ile batıda Rheba’ya dek genişletmiş[29], ardından Tios, Kromna, Sesamos ve Kytoro’yı da ele geçirmiş, İskender ve halefi diadok Perdiccas ile iyi geçinmiş hatta MÖ 323’de Büyük İskender’in Babil’den ölüm haberi geldiğinde hatırasına bir heykel[30] bile diktirmiştir. MÖ 315’de I. Antigonus’a Tyras’ı kuşatmasında yardım etmişse de 10 yıl kadar sonra saf değiştirerek Lysimakhus’u desteklemiş, Pers kralı Dareios’un kardeşi Oxathres’in kızı Amastris ile evlenince zenginlik ve gücü artmış, çiftin Klearchus, Oxathres ve Amastris adlı üç çocuğu olmuştur. Dionysius’un 305’de ölümünden sonra varisi olan karısı Amastris ile evlenen Makedonya kralı Lysimakhus kenti evlilik yoluyla ele geçirmiş, bir süre sonra da kadından ayrılıp, Mısır kralı Ptolemaeus Philadelphus’un kızı Arsinoe ile evlenmiştir. Lysimakhus’tan ayrılan Amastris tahtı tekrar ele geçirmeye muvaffak olmuş, hatta kendi adını taşıyan Amastris[31] kentini kurmuşsa[32] da MÖ 284’de şaibeli bir şekilde ölmüştür[33].
Klearkhus, yetişkin bir erkek olduğunda tahta geçmiş zaman zaman Lysimakhus ile Get halkına karşı savaşmış, hatta bir ara ikisi birden düşmana tutsak düşüp kurtulmayı başarmışlardır. Lysimakhus, annesini öldürdüklerini iddia ettiği Klearkhus ile kardeşlerini öldürtüp, hazineyi gasp etmiş, kent idaresini ise halka bırakarak geri çekilmiştir.[34] MÖ 281 tarihinde Lysimakhus’un Corupedium’da öldürülmesinin ardından kent Selevkus krallığının bir parçası olmuş ve Makedon yöneticiler atanmıştır[35]. Selevkus hanedanının Frigya ve Pontus‘un bu bölümündeki kentleri yönetmesinden Herakleialılar rahatsızlık duyarken, Bithynialılar’ın lideri Zipoetes kenti sık sık yağmalamıştır. Herakleialılar bu yüzden Pontus kralı I. Mithridates’e, Byzantium ve Khalkedon kentlerine elçiler göndererek destek aramıştır[36]. Herakleia, Makedonya’ya Ptolemaeus’un yürüyen Demetrius’un oğlu Antigonus’a askeri destek sağlamışsa da çıkan savaşta kazanan taraf Ptolemaeus olmuş, Kelt kökenli Galat halkı bölgeye girene dek bir süre daha tahtta kalabilmiştir. Galatlar, Byzantium’u yağmaladığında Herakleialılar 4.000 altın yardım göndermişse de Kelt kabilelerinin Asya’ya geçip kent devletlerini hâkimiyetleri altına alma sürecine engel olunmamış hatta Bithynia’ya girip yerli halkı katletmelerine yardım bile edilmiş, ganimetten pay da almışlardır. Bu dönemde Galatlar, yerleştikleri bölgeyi Galatia olarak adlandırıp, üç kabile (Trogmi, Tolostobogii, Tectosageler) arasında pay etmişler, Ankyra’da Trogmi, Tabia’da Tolostobogii ve Pessinus’ta Tektosages adıyla yeni kentler kurmuşlardır. Kendini toplayan Bithynia kralı Nikomedes ise MÖ 712 yılında[37] kurulan Megara kolonisi Astakus’un karşısına kendi adını taşıyan bir kent kurmuştur.
Bir süre sonra Byzantium ile İstria’da ki[38] Herakleia kolonisi Kallatis arasında, Kallatis’in Tomis ticaretininde tekel oluşturma çabası yüzünden savaş patlak verince her iki tarafta Herakleia’dan yardım istemişse de Herakleialılar taraf olmaktansa sorunun çözümünde aracı olmayı tercih etmiştir. Nikomedes, ölümünün ardından tahtını ikinci karısı Etazeta’nın henüz yaşça küçük olan oğullarına bırakmışsa da ilk evliliğinden doğan ve Tolostobogii Keltleri’nin desteğini alan Zeilas, Etazeta ile çocuklarını Ermenistan’a sürgüne gitmeye zorlamıştır. Buna karşın Bithynia halkı Nikomedes’in erkek kardeşini dul kadınla evlendirerek Zeila’nın tahtı ele geçirmesine engel olmaya çalışmışlardır. Bir süre sonra Herakleia kenti, Antiokhus ile savaşında 40 savaş gemisi[39] göndererek Byzantium’a destek olmuştur.
Mithridat hanedanının ilk şatrabı Ariobarzanes ölünce oğlu Mithridat’ın henüz çocuk olmasından faydalanmak isteyen Galatlar krallığını ele geçirmek istemişlerse de Pontus kentlerinin tahıl ihtiyacını karşılayan babasına olan saygı duyan Herakleialılar genç veliahttın kurtulmasına yardım etmiş, MÖ 107’de Galat kuşatması altındaki Amisos’a da yiyecek göndermişlerdir. Duruma kızan Galatlar, Herakleia üzerine bir sefer düzenlemiş, Herakleialılar Galat liderlerine 200’er orduya ise 5000 altın haraç vererek istilacıları zorlukla geri dönmeye ikna etmiştir[40]. Görkemli bir zenginliğe sahip olan Mısır kralı Ptolemaeus, Yunan kentlerine çeşitli hediyeler gönderirken Herakleia’nın payına 500 artaba[41] tahıl ile Akropolis’e Proconnesia[42] mermerinden yapılan bir tapınak düşmüştür. Herakleia, Antiokhus’un yenilgisinden sonra ise Romalılar’a elçi göndererek bir ittifak anlaşması imzalamıştır. Herakleia, MÖ 73-63’de Pontus kralı Mithridates ile Roma arasında gerçekleşen III. Mithridat savaşında başlangıçtaki tarafsız tutumunu terk edip, krallığını savaşarak Phasis’e dek genişleten Mithridates’i destekleyince[43] Romalı General Cotta MÖ 72’de kenti yağmalayıp, yakmıştır[44]. Cotta, Roma’ya döndüğünde “Ponticus imperator” ünvanıyla onore edilmişse de şehri sahsi kazanç uğruna yağmalayıp, yakıp yıktığının anlaşılmasıyla suçlanıp, senatodan ve kentten kovulmuş, Herakleialı esirler özgür bırakılmış hatta Herakleia limanının tamir edilmesine karar verilmiştir. Roma İmparatorluğu’nun Pontos-Bithynia Theması’na bağlanan kente diğer ele geçirilen kentlerde olduğu gibi Romalı kolonistler yerleştirilmiştir. Strabon’a göre kent Julius Caesar tarafından yeniden kurulmuş[45] ve ticari açıdan desteklenerek gelişmesi sağlanmışsa da Galat lideri Adiatorix’in yağmaları önlenememiştir.
Herakleia Pontika Ekonomi
Lykos, Kalles ve Hypios nehirlerinin suladığı verimli ovalarında buğday, arpa, darı, susam, fındık, zeytin, keklik otu, kurtboğanotu ve çeşitli sebzeler ile üzüm yetiştirilmekte[46], kıyıları çam ağaçlarıyla dolu önemli bir ticaret merkezi olan Herakleia’da diğer Karadeniz limanları gibi balıkçılık, ağ üretimi, balık tuzlama ve depolama faaliyetleri de önemli ölçüde gerçekleştirilmekteydi[47]. Karadeniz’in kuzeyindeki Yunan kolonilerinde bile Herakleia amforlarına rastlanmasını sebebi Timotheos döneminde artan ticari önemiyle paralel olarak çömlek üretimindeki olağanüstü artıştır. Attika, Delos ve Rodos ile yoğun ticari ilişki içinde bulunan kent diğer ticari ürünlerinin yanı sıra keskin ama tatlı şarabını[48] satarken özellikle Khernessos’tan tuz ithal etmekteydi.
Kaynak: Özhan Öztürk. Pontus: Antik Çağ’dan Günümüze Karadeniz’in Etnik ve Siyasi Tarihi (Genişletilmiş 3. Baskı). Nika Yayınları. Ankara, 2016
Zonguldak Tarihi Makale Serim
Alaplı (Kalis, Cales) ve Gümeli Tarihi
Çaycuma Tarihi: Tius, Tieion, Tium, Tion, Çarşamba, Çaycami
Devrek Tarihi (Tephrike, Hamidiye), Zonguldak
Karadeniz Ereğli Antik Çağ Tarihi: Herakleia Pontika, Panderaki, Bend Ereğli
Karadeniz Ereğli: Roma, Bizans ve Osmanlı Dönemi Tarihi
Karadeniz Ereğli Tarihi Eserler
Gökçebey Tarihi: Tefen, Zonguldak
Notlar
[1] Yunanca Ηράκλεια Ποντική. Panderaki, Bend Ereğli veya Clavijo’nun kaydettiği Pontoraquia Pont(us) Heraklea’nın bozuk formlarıdır.
[2] Boetialı soylu ailelerin yanı sıra Megaralılar halktan ama sayıca ağırlıkta olan bölümdü. Aynı soydan gelen bu iki kentin kolonistleri arasında çoğunlukla uyum içinde yaşamaktaydı.
[3] Megaralılar İon değil Dor klanından olup, bu halkın savaş, avcılık ve kahramanlık kültürü Herakles’te kişileştirilmiştir.
[4] Ksenophon, Anabasis II. 1. 3
[5] Pausanias V.26.7
[6] Rasim, 1930: 95. I. Dünya Savaşı sırasında Ereğli limanı civarında batırılan “10 Temmuz”, “Heybeli” (7 kulaçta), “Presya Civano” (6 kulaçta) ve “Beykoz” (4 kulaçta) adlı gemilerin batıkları yatmaktaysa da hiçbirisinin mevki şamandıra ile tespit edilmemiştir.
[7] Apollonius Rhodius, II.746; Schol. Apoll. Rh., 746, 845
[8] 1515-16 tarihli tahrir defterinde Bendereğli formunda kayıtlıdır
[9] Heraklea toponomi Konya’da olduğu gibi Türkçe’ye Ereğli formunda olarak geçmiştir
[10] Ksenophon, Anabasis, VI. 4. 16
[11] Yunanca Heilotes (Εἵλωτες) “toprak işleyen köleler”
[12] Strabon, Geographika XII.3.4, XII.3.6; Posidonius, FGrH 2A, 87F8.
[13] Pontus-Roma savaşları sırasında yaşadığı tahribata rağmen kent surlarının temeli ve dalgakıranda Megara tarzı ögelere rastlanmaktadır.
[14] Akkaya, 1994: 11. Asheri, Dorluların Miletlilere katılma düşüncesini yansıtan bu durumu Strabon’un Theopompos’tan naklettiğini iddia etmiştir (Asheri, 1972: 12-17)
[15] Saprykin, 1997: 23-27.
[16] Pseudo-Scymnus, 968-975
[17] Justin, XVI.3; Schol. Apoll. Rh., 155 ad 2.351-352a
[18] Ksenophon, Anabasis VI.2.1, Arrianus, Periplus M. Eux. 18; Diodorus Sicilus XIV.31.3.
[19] Pseudo-Scymnus, 97; Pausanias, V.24.7
[20] Burstein, 1976: 17
[21] Khersonesos ve Kallatis (modern Magnalia)
[22] Prof. Dr., İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü, Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Anabilim Dalı Başkanı
[23] Justin, XVI.4.16
[24] Justin, XVI.5.13
[25] Justin, XVI.5.17-18.
[26] Yunanca ἐκκλησία. Eski Yunan’da 18 yaşından büyük erkek vatandaşların katıldığı kent meclisinin adıdır.
[27] Memnon, FGrH 3B 434F3.1
[28] Saprykin, 1997: 142-143
[29] Memnon, FGrH 3B 434F4.1
[30] Yunanca Euthymia (ευθυμία) kelimesiyle ifade edilen sevinç duygusuyla dikilen anıtlardır
[31] Bugünkü Amasra
[32] Memnon, FGrH 3B 434F4.9; Strabon, Geographika 12.3.10.
[33] Memnon, FGrH 3B 434F5.2
[34] Memnon, FGrH 3B 434F5.3; Justin, XVI.3.3
[35] Memnon, FGrH 3B 434F7.1.
[36] Saprykin, 1997: 163, dipnot: 1
[37] Memnon kuruluş tarihini bu tarihe denk gelen 17. Olimpiyat olarak vermiştir
[38] Yunanca İstria (Ιστρια) “yarımada”
[39] Yunanca triris (τριήρεις), Latince triremis kürek ve yelkenin birlikte kullanıldığı savaş gemisi tipi olup, pentekonterin gelişkin formudur.
[40] Memnon, FGrH 3B 434F24.
[41] Perslerin kullandığı bir ölçü birimi olup, Mısır’da 36.18 litre Greko-Romen dünyasında ise 27.13 litreye karşılık gelmekteydi.
[42] Marmara Adasının orijinal adı Proconnesus’tur.
[43] Memnon, FGrH 3B 434F42
[44] Memnon, FGrH 3B 434F47, 49, 50-52
[45] Strabon, Geographika 12.542
[46] Ksenophon, Anabasis V.4.29, VI.2.2 , VI.2.3, VI.4.6, VI.5.1; Theophr., Athen., II.53b-d; IG 2/3, 1013; Strabon, Geographika 12.3.7; Ovid, Met. 7; Pliny, Naturalis Histroia VI.1, 27.2
[47] Ksenophon, Anabasis VI.4.5, Strabon, VII.6.2; Ath. VIII.331c; Pliny, Naturalis Historia IX.176-178
[48] Theophr., Athen., I.32b