Site icon Özhan Öztürk Makaleleri

Yılanlı Sütun, Burmalı Sütun

Yılanlı sütun yakından görünüm

Yılanlı Sütun veya Burmalı Sütun, Sultanahmed Meydanı’nda 6×5 metre çapında 3 metre derinliğinde etrafı çevrili bir çukurun içinde bulunan üst kısmı kırık şeklinden dolayı “Burmalı Sütun” olarak da bilinen bronz sütun olup, İstanbul’un günümüze ulaşan en eski anıtıdır. Alltan ve üstten kırık olan Burmalı Sütun’dan günümüze 5,35 m yüksekliğinde, 0,54 metrelik alt çapa 0,41 metrelik üst çapa sahip 29 boğumlu bir parça ulaşabilmiştir.

Yılanlı Sütun nerede? Yılanlı sütuna nasıl gidilir?

Yılanlı Sütun’un tarihi

MÖ 479 yılında 31 Yunan kent devleti birleşerek Perslere karşı kazandıkları Salamis (MÖ 480) ve Platea (MÖ 479) savaşlarından sonra Perslerden ele geçirdiği

Apollon Tapınağı‘nın doğusunda, Khios sunağının karşısında ve bu sunağın önünden geçen kutsal yolun kenarında yer alan Delphoi Tapınağı’nda Yılanlı Sütun’un temeli

bronz eşya ve silahları eriterek Delphi kentinde Apollon onuruna bir abide yaptırmıştır. Dephoi’deki kutsal orman içerisinde yer alan Apollon tapınağının bahçesine dikilen abide birbirlerine sarılmış formda tasvir edilen 3 yılanın (Τρικάρηνος Ὄφις) gövdeleriyle oluşturduğu Gauer’e göre 6,71 m (kaidesiyle birlikte 8,92 m) yüksekliğindeki bir sütun, 3 yana bakan yılan başları ile başların üzerine konan büyük bir tütsü çanağı ile üç ayaklı altın bir adak kazanından oluşmaktaydı. Yılanların başları birbirlerinden ayrılarak üç ayrı yöne bakmakta olup, yılan gövdelerinin üzerinde de tüm Pers

Yılanlı sütun çizim (Thevet, 1556)

harplerine katılan savaşa katılan 31 Yunan sitesinin isimleri Lakonya alfabesine göre yazılıydı. Burmalı Sütunun tunç dökme tekniğiyle ünlü Aigina adasında yapılmış olduğu sanılmaktadır. Fransız arkeologlar Delphoi kazılarında sütunun üzerinde bulunduğu taş kaideyi bulduklarını iddia etmiş olup, Apollon Tapınağı‘nın doğusunda, Khios sunağının karşısında yer almaktadır.

Yılanlı Sütun ne zaman taşındı?

Antik Çağ’da Herodot, Thucydides, Demosthenes, Diodorus Siculus, Cornelius Nepos ve Plutarch’ın abideyi anmış olup,  Pausanias’a göre Üçüncü Kutsal Savaş sırasında (MÖ 356-346) Dellphoi’yi fetheden Phokisli General Philomelus yılanların başı üzerinde yer alan altın tripodu savaş masraflarını karşılamak için alıp götürmüştür. Roma İmparatorluğu‘nun

Yılanlı sütun çizim Salomon Schweigger (1608)

Gerileyiş ve Çöküş Tarihi adlı çalışmanın yazarı Edward Gibbon’un Zosimus, Eusebius, Socrates ve Sozomenus gibi Bizanslı tarihçileri kaynak göstererek bildirdiğine göre Bizans imparatoru I. Konstantin İstanbul’u yeniden imar ederken Anadolu hattab başka ülkelerin çeşitli yerlerinden aralarında yılanlı sütununda olduğu bazı anıtları sökerek başkente getirmiş, Hippodrome’a dikmiştir. 1204’de Haçlıların İstanbul’u ele

Yılanlı Sütun çizim George Wheler (1682) Hippodrome

geçirmesiyle başlayan dönemde muhtemelen çeşme olarak yararlı bir işte kullanıldığından anıta dokunulmamışsa da tütsü çanağı kaybolmuştur.

15. yüzyıl müelliflerinden Ahmed Bican Yazıcıoğlu (?-1466) Dü

Surname-i Vehbi’den bir Osmanlı minayüründe Atmeydanında üç başlı yılanlı sütunda yılan başlarının yerinde olduğu görülüyor (1582)

rr-i Meknûn adlı çalışmasında İstanbul’da kente yılan ve çiyanların girmesini engeleyen bir tılsım olduğundu vurguladığı üç başlı yılan sütununu anmıştır. Yılan başlarının ne zaman sütundan ayrıldığı kesin olarak bilinmemektedir. II. Mehmet’in kente girdiği zaman bunları yıktırdığını, sütunun kenti yılan, çıyan ve akreplerden koruduğunu yazan Evliya Çelebi’nin aktardığı bir söylecede bir yeniçeri kılıç ile başları yılanların başını kesmiştir. Buna karşın Avrupalı gezginlerden André Thevet (1556), Salomon Schweigger (1608), George Wheler (1682), Aubry de la Mottraye’in (1727) çizimlerinde ve 1582 tarihli Surname-ı Vehbi örneğinde olduğu gibi pek çok Osmanlı minyatüründe At meydanında yılan başlarıyla birlikte yer verilen sütunun bu efsaneleri yalanlar niteliktedir.

Yılanlı Sütun çizim. Aubry de la Mottraye (1727)

20 Ekim 1700 gecesi At meydanında misafir edilen Polonya elçisi Viniava Lesczynski’nin sarhoş adamlarından birisi tarafından kırıldığı iddiası ise gerek sütunu “Tunç Ejderha” olarak anan Osmanlı tarihçisi Silahdar Findiklili Mehmed Aga’nın (1658–1723) Nusretname’sinde dile getirilmişti. Kanuni Sultan Süleyman’ın nakkaşbaşısı Osman’ın Hünername (1550-1590) isimli eserindeki minyatürlerde Atmeydanı’nda at talimi yapan yeniçerilerin yılan başlarını hedef tutularak ok ve mızrak attığı görülmesi de sütunun özenle korunmadığını gösteren başka bir delildir. Milady Montaque 1717–1718 yıllarında yılanları açık ağızlarıyla görmüş, 1734–1736 yılları arasında İstanbul‘da kalan Otter

Sultanahmet Meydanı çiziminde Yılanlı Sütun’undaki yılan başlarının yerinde olmadığı görülüyor (Mayer, 1810)

ise eserinde hipodromdaki üç bronz yılanın kafaları koparıldığını bildirmiştir. Luigi Mayer’in 1810 tarihli çiziminde ise sütunun kırık olduğu açıkça görülmektedir.

Latin işgaline rağmen İstanbul’da kalabilen nadir eserlerden birisi olan yılanlı sütunun başları kopuğundan günümüze ancak 5,30 m’lik bir kısmı ulaşabilmiştir. Ayasofya’nın onarımını yapan Gaspar Fossati (1809-1883) toprak hafriyatı sırasında

Üç bronz yılanın kafasından birisinin üst çenesi, İstanbul Arkeoloji Müzesi

yılan başlarından birininin üst kısmını bulmuş olup, bu parça İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde Çağlar Boyu İstanbul Sergi Salonunda sergilenmekte olup, diğerlerinin kaderi belli değildir.

İstanbul’un fethinden önce kente gelen Cristoforo Buondelmonti ve Pero Tayfur

Osmanlı döneminde yılanlı sütun

anıtın geçmişte çeşme olarak kullanıldığını iddia etmiş olup, gerçekten de İngiliz arkeolog Charles Newton’un 1855-1856‘da sütun kaidesiyle birlikte ortaya çıkarırken, bazı su yolları görülmüş, 1927 yılında İngiliz arkeologlarından Stanley Casson kaide etrafında Bozdoğan kemerine doğru gittiği sanılan su yolunu ortaya çıkarmış böyleye sütunun Bizans döneminde bir süre için sebile dönüştürüldüğü anlaşılmıştır. Yapılan kazıda Burmalı Sütunun durduğu taban tam olarak hipodrom ekseni ile aynı hizada olmadığının anlaşılması, Hipodroma’a sonradan getirilerek dikilmiş olduğunu düşündürmektedir. Sütunun hipodromda olduğundan bahseden ilk kaynak Rus hacı Smolenskli Ignatius

Sultanahmet Meydanı’nda bulunan yılanlı sütunun üç başından biri. (Birmingham Üniversitesi arşivi)

(1389–1405) olup öncesinde 9. yüzyılda İstanbul’u ziyaret eden Arap yazar Harun İbn Yahya sütunun Hipodrom’da değil Ayasofya‘nın avlusunda Justinian Sütunu yakınında olduğunu bildirmiştir.

KAYNAKÇA

Ahmed Bican Yazıcıoğlu, Dürr-i meknûn. Kritische Edition mit Kommentar. Ed. Kaptein, Laban. Asch, 2007 s. 186

Anabolu, Mükerrem (Usman) (2001). İstanbul ve Anadolu‘daki Roma İmparatorluk Dönemi Mimarlık Yapıtları (1. Baskı). İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları Kanaat Basımevi. s.21

Auzepy, Marie-France (2011). İstanbul‘un Hipodromu. (Annie Pralong). Bizans-Yapılar, Meydanlar, Yaşamlar. İstanbul: Yayın Kitapevi s. 58

Bassett, Sarah Guberti (1991). “The Antiquities in the Hipodrome of Constantinople”. Dumbarton Oaks Papers (Dumbarton Oaks Papers, Vol. 45) 45 s. 90–95

Bruns, Gerda (1937) “Der Obelisk und seine basis Hippodrom zu

Sultan Ahmet Sebili ve Burmalı Sütun. 1900 başları

Konstantinople”, Istanbuler Forschungen. İstanbul. s. 33-68.

Erdem, Yasemin Tümer (2005). Atatürk Dönemi Arkeolojik Çalışmalarından Biri: Sultanahmet Kazısı. Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, 62. Sayı. s. 340

Koçu, Resat Ekrem. Istanbul Ansiklopedisi. 3. Cilt. Tan Matbaasi, 1963 s.3144

Herodotus, Tarih IX.8.1

Kara, Taner (2010). İstanbul Hipodromu, Mimarlık Tarihi İçerisindeki Yeri ve Önemi. Yüksek Lisans Tezi, Trakya Üniversitesi Fen Bilimler Enstitüsü, Edirne. s. 88- 96

Mayer, Luigi (1810). Views in the Ottoman Dominions from the Original Drawings taken for Sir Robert Ainslie, London, P. Bowyee

Menage, V. L. “The Serpent Column in Ottoman Sources”. Anatolian Studies. Sayı 14 (1964) s. 169–173.

Mottraye, Aubry de la (1727). Voyages du Sr. A. de La Motraye, en Europe, Asie & Afrique Recherches géographiques, historiques & politiques.

Pausanias, “Yunanistan‘ı tarif”. 10.13.9.

Fatih Sultan Mehmed’in Atmeydanı’ndaki Yılanlı Sütuna şeşper atışı. Mehmed Bey’in Yaptığı Minyatür (TTK Kütüphanesi Hünername)

Ridgway, Brunilde Sismondo. “The Plataian Tripod and the Serpentine Column”. American Journal of Archaeology, 181 (3), (1977) s. 374-37

Saltuk, Secda (2001). Antik Çağda Hipodromlar Circuslar (1.Baskı). İstanbul: Ege Yayınları. s. 105- 110

Schweigger, Salomon (1608). Ein newe Reiss Beschreibung auss Teutschland nach Constantinopel und Jerusalem, Nuremberg

Thevet, André (1556). Cosmographie de Levant par F. André Thevet d’Angoulême. Revue et augmentée de plusieurs figures, Lyon

Wheler, George (1682). A Journey into Greece… (6 cilt) In Company of Dr Spon of Lyons. William Cademan, Robert Kettlewell /Awnsham Churchill. C. 2

Yıldırım, Nahit (2003). Constantinopolis Hipodromu. (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Arkeoloji Anabilim Dalı Klasik Arkeoloji. Konya

Exit mobile version