Karadeniz Tarihi

Yunanlılar Antik Çağ’da Karadeniz’e yerleşmeye neden ve nasıl geldi?

Makale: Özhan Öztürk

İlk Yunan kentleri Doğu Akdeniz’de Kıbrıs, Yunanistan ve Girit’te kurulmuş olup, Girit Uygarlığı (MÖ 2700 – 1450) yerini zamanla yükselen Miken uygarlığına bırakmış bu dönemde (MÖ 1200) Anadolu’dan İber yarımadası ve İtalya’ya büyük kitleler halinde göçler yaşanmıştır. MÖ 700’lerde Yunan kent devleti (polis) sistemi gelişmiş ve yeni ekonominin sonucu olarak 2 büyük dalga haline dış göç yaşanmıştır.

Bu göçlerde özellikle hep birden Büyük Yunanistan (Magna Graecia) olarak adlandırılan Khalkis, Megara, Korinth ve Sparta kentleri önemli rol oynamış, Sicilya ve İtalya’da çok sayıda yeni kent kurmuştur. MÖ 1100’lerde Dorların Yunan anakarası ve Peloponnesus’un işgali ile İonlar Ege Denizi ve Anadolu’ya göç etmek zorunda kalmış, Ege sahilinde pek çok kent kurmuşlardır. İonlar’ın MÖ 7. yüzyılın sonları ile MÖ 6. Yüzyılın başları arasında Karadeniz sahilinde yeni koloniler kurmasının nedenleri, bölgenin yerlileri ile kültürel ve ticari ilişkileri ve yeni yurtlarındaki yaşam şartları çeşitli araştırmacılar tarafından tartışılmıştır. Petropoulos’a göre Miletliler[1] önce basit bir emporia kuruyorlar ve sonraki toplu göç için gerekli şartları sağlamaya çalışıyorlardı[2]. Bununla birlikte Yunanlıların ticarete ilgisini ya da “toprak ihtiyacı” anlamına gelen “stenohoria”yı göçün ana sebepleri olarak düşünmek ancak kısmen doğrulanabilir nedenlerdir. Ege adaları ve Anadolu kıyılarındaki şehir devletlerinin nüfusunun hızlı artışı ve tarım alanlarının verimsizleşmesi ile Perslerin baskısı, tehlikelerle dolu olduğuna dair sayısız öykü anlatılan bir Karadeniz havasına göç etmek için başka sebeplerin de olduğu ortadadır.

Argo efsanesinde “altın” arayan Mikenler, yöreyi boyanmış çanak çömlekler gibi Akdeniz’e özgü ticari malları ile tanıştırmış, bu sırada geriye Yunan ana karasına tuzlanmış balık, buğday, fındık, ceviz, gemi yapımı için kullanılacak kereste, balmumu, zeytin, şarap, madenler[3] gibi ticari değeri yüksek mallar ile dönebilecekleri keşfetmişlerdir. Mikenler yapamadıysa bile sonradan İonlar emporion ve koloniler vasıtasıyla bu ticaret ağını kurmayı başarmışlardır. Atölyelerinde işçi yerine daha ucuz olan köle kullanma eğilimi, düzenli hammadde akışına ve işlenmiş malların satılması için yeni ve sürekli pazarlara duyulan ihtiyaç Yunan nüfusunu başka coğrafyalara taşımıştır. Lydia ve Kimmer baskısının yanı sıra Milet kenti kırsal nüfusunun önemli bir bölümünü göçlerle kaybetmiş[4] kentli nüfus varlığını sürdürmekte zorlanınca o dönem için diğer Yunan kentleri tarafından kolonize edilmeyen tek bölge olan Karadeniz’e göç etmeyi çözüm olarak görmüştür.

Miken döneminin ardından Ege’ye egemen olan İonların ticaret amaçlı emporionlarla yetinmeyip Karadeniz kıyısında kent adacıkları kurma ihtiyacı duymalarının ardında hangi faktörlerin yattığı gerek Yunan gerekse bölge tarihi açısından yanıtını arayan en önemli sorulardan birisi olmaya devam etmektedir. Yakın zamana dek bir yandan Yunan dünyasının giderek artan kereste, maden, tahıl, balık gibi besin ve hammadde ihtiyacını karşılamak diğer yandan ithal edilen bu ürünlere karşılık satılacak çanak-çömlek gibi ticari mallarının üretiminin yaratacağı istihdam kolonizasyonun temel sebebi sayılmaktayken[5] günümüzde farklı varsayımlar ileri sürülmektedir.[6]

Gocha R. Tsetskhladze[7], Yunanlıların, maden, balıkçılık[8], tarım ve zanaat amacıyla koloni kurduğu yönünde klasik teze karşı çıkarak, Yunanistan’a tahıl ihracatının yerleşim yerlerinin genişlemeye başladığı MÖ 6. Yüzyılın ortalarına dek gerçekleşmediğini iddia etmiştir[9]. Gürcü yazar, Sceglov’un[10] çalışmasına dayanarak yazılı, arkeolojik ve paleobotanik kaynakların tahılın MÖ 5-4. yüzyıllara dek göçebe hayatı sürüp tahıl ekmeyen İskitlerden sağlanamadığını çeşitli kanıtlar göstererek iddia ederken, Treister’e[11] dayanarak bölgenin maden açısından da sanılandan daha fakir olduğunu göstermiştir. Karadeniz ile Ege arasında kurulan ticaret bağlantısı hem ana şehrin hem de kolonilerin hızla zenginleşmesini sağladığı açıkça bilinmekle birlikte Treister’in Anadolu ve Pontus‘ta yaptığı çalışmalar Yunanistan’da yeteri kadar demir madeni olduğunu ve Karadeniz’den ithal edilmesinin gereksiz olduğunu ortaya koymuştur.[12]

Sonuç olarak kolonizasyonu sadece nüfus fazlalığı veya hammadde ihtiyacına bağlamak doğru olmayıp her kentin koloniler oluşturmasının kendince sebepleri olduğunu düşünmek ve başta Milet olmak üzere Küçük Asya’daki İon kentlerinin MÖ 8-6. yüzyıllar arasındaki konumlarını anlamaya çalışmak “neden” sorusunun yanıtını aramak için en doğru yöntem olacaktır. Tsetskhladze’ye göre Lidyalılar ve Pers Akhaimenid krallığının İonia’yı işgal etmesi Yunan kent devletlerinin kontrol edebildiği tarım arazilerinin dolayısıyla üretilen tahıl oranını azaltmıştır. İon kentlerinde Pers ve Lydia dış tehdidine karşı koyma veya esir edilme pahasına uzlaşma konusunda odaklaşan siyasi mücadelede kızışmış ve bazı grupların siyasi tercihlerinden dolayı dışlanmasını beraberinde getirmiştir. Böylece Persler tarafından esir edilmek veya öldürülmekten kaçınmak isteyen uygar, yerleşik ve okuryazar bir halk uzak coğrafyalarda vatan arayışına girmek zorunda kalmış, kolonizasyon için müsait[13] tek bölge olan Karadeniz’e göç etmeye mecbur bırakılmıştır. İonia üzerindeki Pers ve Lydia baskısından kaçan Yunanlılar Karadeniz kıyısında anavatanlarını aratmayan çok sayıda kabilenin baskısıyla karşılaşmışlarsa da geri dönüş şansları olmadığından şartlara adapte olup zorluklarla mücadele etmek zorunda kalmışlar, bilgi ve becerileriyle yerli toplumları etkileyerek[14] siyasi güç ve refaha kavuşmayı başarmışlardır.

Kaynak: Özhan Öztürk. Pontus: Antik Çağ’dan Günümüze Karadeniz’in Etnik ve Siyasi Tarihi (Genişletilmiş 3. Baskı). Nika Yayınları. Ankara, 2016

Karadeniz’de Yunan Kolonileri Makale Serisi

1. Yunanlılar Antik Çağ’da Karadeniz’e yerleşmeye neden ve nasıl geldi?

2. Yunanlılar Antik Çağ’da Karadeniz’e nasıl yerleşti?

3. Karadeniz kentlerinin Egeli anası: Miletus veya Milet

4. Karadeniz’de Yunan kolonilerinde yeraltı evleri, tarım ve ticaret

Notlar

[1] Milet koloni kurma konusunda en aktif Yunan kenti olup, Akdeniz, Anadolu ve Karadeniz kıyılarında en az 90 kentin anasıdır.

[2] Petropoulos, 2005, 65

[3] Roebuck 1959, 116-30

[4] Herodot V. 28-29

[5] Fine, 1983: 81

[6] Tsetskheladze, 2005: 9-27

[7] Tsetskhladze, 1998: 68; 2005: 10

[8] Graham (1958: 39) ve Roebuck (1959: 47) Karadeniz’in balık rezervinin kolonizasyonda etkili olduğunu iddia etmişlerdir.

[9] Atinalılar tahıl ihtiyaçlarını MÖ 7-5. yüzyıllar arasında Peloponnesos gibi daha yakın ve verimli bölgelerden karşılayabilmekteydiler.

[10] Sceglov, 1990: 141-160

[11] Treister, 1992: 29-43; Tsetskhladze ve Treister, 1995: 1-32

[12] Detaylı bilgi için Bkz. Treister, 1988, 1992, 1995

[13] Henüz diğer Hellen kentleri tarafından kolonize edilmemiş coğrafyalar kastedilmiştir.

[14] İonlar yerli halklara düşmanca davranan Dorlardan farklı kolonizasyon politikası  izlemiştir.