Yunan Mitolojisi

İnsanlığın Yaratılışı (Yunan Mitolojisi)

Hesiod’un İnsanlığın Beş Çağı Homer ile birlikte Yunan epik şairlerinin en eskilerinden biri haline gelen Hesiod[1] tarafından yazılan MÖ 8. yüzyıldan kalma bir şiirde insanoğlunun yaratılışı ve bugüne dek var olan kuşaklar hakkında detaylı bilgi verilmektedir. İşler ve Günler adlı 800 dizelik destansı bir şiir yazan Hesiod, insanlığın soyunu Altın Çağ, Gümüş Çağ, Bronz Çağı, Kahramanlar Çağı ve şimdiki Demir Çağı da dahil olmak üzere art arda beş “çağ” veya “ırk” ile izleyen bir Yunan yaratılış hikayesini anlatmıştır.

Oku
Hecate Fighting the Giant, Pergamon Altar-gigantes
Yunan Mitolojisi

Gigantes, Devler ve Gigantomachia (Yunan Mitolojisi)

Gigantes (“toprak doğumlular”), Uranüs ile Kronos arasındaki savaştan doğan devler ırkının adı olup, Gaea ve Tartarus’un (Protogenoi) oğullarıydı. Tanrılar evrenin hükümranlığını Titanlardan zorla devraldığında, Gaia intikam için devler ırkını doğurmuştur. Hesiod’un Theogony adlı eserinde Gigantes hakkında detaylı bilgi verilmekte olup, Uranüs’ün kesilen cinsel organlarından çıkan toprağa damlayan kandan oluşan 24 devden oluşmaktaydı. Uranüs, Trakya sınırları içerisinde Phleora’da Cronus tarafından öldürülmüştü. Hesiod, onları parlak zırh ve uzun mızraklar olarak tanımlarken diğer yazarlarca yılan şeklinde vücutları ve boğa ve aslan şeklinde kafaları olan canavarlar olarak tasvir edilmişlerdir. En ünlüleri Alcyoneus, Ephialtes, Eurytos,…

Oku
Yunan Mitolojisi

Yunan Yaratılış Efsanesi ve Tanrıların Kökeni

Tüm kadim mitolojiler gibi, Yunan Mitolojisi de Yaratılış Efsanesi[1] ile başlamakta olup, evren ve tüm olayların başlangıcını, yaşamın köklerini, dünyanın nasıl başladığını ve insanların ilk olarak nasıl yaşamaya başladığını açıklayan hikayedir. Eski Yunanlılar için bu öykü, en temel varoluş sorununa verdikleri cevaptır. Yunan şairi Hesiod’un[2] Theogony[3] adlı destansı şiirine göre ilk oluşum yani evrenin başlangıcı belirsizlik, sonsuz boşluk veya düzensizlik anlamına gelen kaosdu[4]. Kaos, herhangi bir formu veya amacı olmadan vardı ve tüm karmaşa içinde boşluk, kütle ve karanlıktan oluşuyordu.

Oku
Fall of Troy
Yunan Mitolojisi Yunanistan Tarihi

Truva Savaşı Gerçekten Oldu mu?

Homer’in İlyada destanında Truva[1] Savaşı’nda gerçekleşen olayları anlatmasından binlerce yıl sonra detaylı bir savaş masalı ve Yunanlıların geçmişinin şiir hali destanın dramatik etkisi ve akılda kalıcı karakterleri öykünün şöhretini korumuştur. Büyük İskender Çanakkale Boğazı’nı (Hellespont) geçip ilk kez Asya’ya ayak bastığında bugün Hisarlık[2] olarak bildiğimiz tepede Homerik destanların Ilion’un da kısa bir mola vermişti. Yunan ve Roma dönemlerinde ‘Ilium[3]‘ adında bir Roma kasabası bölgede gelişmişse de az sayıda antik yazar burada bir zamanların Truva kralı Priam‘ın “iyi inşa edilmiş” kalesinin durduğundan şüphe etmiştir. Atinalı Thukydides, “Peloponez Savaşlarının Tarihçesi” yapıtının birinci…

Oku
Zeus and Hera Greek Mythology
Yunan Mitolojisi

Tanrılar, Tanrıçalar ve Diğer Ölümsüz Varlıklar (Yunan Mitolojisi)

Yunan mitolojisinde birçok ölümsüz varlık türü bulunmakta olup, bunların bazıları insanımsı (humanoid), bazıları yarı hayvan-yarı insan olarak tasvir edilmiş, bazıları ise kişileştirilmemiştir. Yunanlılar (ve Romalılar) iyi, kötü ve tarafsız arasında bir yerde değişen düzeylerde duran, insanlarla ilgili olan üstünlükleri tartışılmaz tanrıları betimleyen çeşitli mitolojik hikâyeleri bize miras olarak bırakmıştır. İnsanlarla karşılaştırıldığında, tanrılar ve tanrıçaların farklı derecelerde olağanüstü güçleri veya kültürel etkileri vardı. Sözgelimi Titan Cronus ve Rhea‘nın çocukları kabul edilen 12 Olympos tanrısından Zeus tanrıların kralı olarak bilinmekte, Hera evliliğin tanrıçası iken Hermes tanrıların elçisi olarak tanımlanabilirdi. Ayrıca Olympus tanrıları…

Oku
Yunan Mitolojisi

Yunan Mitolojisinde Efsanevi Yaratıklar ve Canavarlar

Kiklops (Cyclops) veya Tepegözler Homeros’un Odysseia[1] destanında Troya’dan ayrılıp Yunanistan’a dönmek üzere antik Yunanlıların ünlü yelkenli-kürekli trireme teknesiyle yola çıkan Odysseus ve adamları kendilerini deniz tanrısı Poseidon‘un çocukları Kiklops (Yunanca ‘Κύκλωψ’; çoğul Kyklopes ‘Κύκλωπες’) diyarında bulurlar. Alınlarının ortasında tek bir göze sahip olan bu devler insan eti de yemektedir ki bunlardan çobanlık yapan Polyphemus, mağarasına hapsettiği Odysseus ve adamlarını yemeye başlamıştır bile[2]. Odysseus kurnazca bir plan yaparak Polyphemus’u kandırdıktan sonra devin tek gözünü kızgın bir sopayla delerek kör olmasını sağlamış ve arkadaşlarıyla birlikte mağaradan kaçmayı başarmıştır.

Oku