Ortadoğu Mitolojisi

Dünyanın en eski aşk şiiri: Şu-Sin için Aşk Şarkısı veya Istanbul #2461

4.000 yaşında olan ‘İstanbul #2461’, şimdiye kadar bulunan en eski aşk şiirini içerdiğine inanılan eski bir Sümer çivi yazısı tabletidir.19. yüzyılın sonlarında Irak’ın güneyindeki Nippur’da arkeologlar tarafından keşfedilen şiir, eski bir kil tablete kazınmış olup günümüzde İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde Mezopotamya Salonu’nda sergilenmektedir.

Şiirin tam adı ‘Şu-Sin için Aşk Şarkısı’ olup, uzun süre bir müze çekmecesinde kalıp, tercüme edilmediği için keşfedilmesi yetmiş yıl sürmüştür. Anonim bir kadın şair tarafından kutsal doğurganlık ayinlerinin bir parçası olarak kullanılmak üzere yazılan şiir, MÖ 20. veya 21. yüzyılda hüküm süren Şu-Sin’e hitap etmektedir. 20. yüzyılda Şu Sin için Aşk Şarkısı tercüme edilmeden önce 1400 yıl sonra yazılan Eski Ahit’in son bölümündeki Süleyman’ın Ezgiler Ezgisi’nin en eski aşk şiiri olduğu düşünülüyordu.

Keşif

19. yüzyılda arkeologlar, Eski Ahit’teki İncil anlatılarını destekleyecek fiziksel kanıtlar aramak için Mezopotamya bölgesinde hummalı bir çalışma yürütmekteydi. Bununla birlikte arkeolojik bulgular finansörlerin umduğunun tam tersini ortaya çıkarır nitelikteydi: İncil’deki anlatıların çoğunun Mezopotamya kaynaklarından türetildiğini belirleyen çivi yazılı tabletler keşfedildiğinde dünya tarihini derinden etkileyecek bulgular bilim dünyasında büyük heyecan yaratmıştı. Britanyalı gezgin ve arkeolog Austen Henry Layard, 1845’te Kalhu’da’da Hormuzd Rassam’ın yardımıyla kazılara başladığında finansörlerinin yoğun baskısı altında İncil’de bahsi geçen yerleri bulmaya çalışıyordu.1846-1847’de Asurlular’ın başkenti Ninova’yı kazmaya başladığında Asur kralı Asurbanipal’in (MÖ 668-627) içinde Gılgamış Destanı’nı da barındıran 25 bin kil tabletlik muhteşem kütüphanesini gün yüzüne çıkarmıştı. British Museum’a gönderilen tabletler o zamanlar Akad çivi yazısını okuyabilen insan sayısının azlığından 1872’de George Smith tarafından tercüme edilinceye dek 20 yıl boyunca müzede bekletilmiştir.

Çeviri

Şu-Sin için Aşk Şarkısı’nın çivi yazılı tableti ise ünlü Sümerolog Samuel Noah Kramer tarafından 1951 yılında tercüme edilinceye dek İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde bir çekmecede saklanmıştı. Kramer, Tarih Sümer’de Başlar adlı çalışmasında tableti bulduğu anı şu sözlerle anlatmıştır:

‘2461 numaralı küçük tablet çekmecelerden birinde duruyordu, etrafı başka parçalarla çevriliydi. İlk gördüğümde bana çekici gelen özelliği korunmuş haliydi. Çok geçmeden, güzelliği ve aşkı, neşeli bir gelini ve yaklaşık dört bin yıl önce Sümer ülkesini yöneten Şu-Sin adında bir kraldan bahseden birkaç kıtaya bölünmüş bir şiir okuduğumu fark ettim. Tekrar okuduğumda, içeriğinde bir yanlışlık yoktu. Elimde tuttuğum, insan eliyle yazılmış en eski aşk şarkılarından biriydi.’

Şu-Sin için Aşk Şarkısı sıradan bir aşk şiiri olmayıp, her yıl gerçekleştirilen ve kralın tanrıça İnanna ile sembolik olarak evleneceği, onunla birleşince bereket ve refahın sağlanacağına inanılıp, “kutsal evlilik” olarak bilinen kutsal ayinin bir parçasıydı.
Çobanların tanrısı Dumuzi‘yi temsil eden kral, Sümer inancına göre yılda bir kez, toprağa bereket sağlamak ve kadınların doğurganlığını arttırmak için aşk ve doğum tanrıçası İnanna’yı temsil eden bir rahibeyle evlenmekteydi. Bu şiirde muhtemelen yeni yıl kutlamalarından birinde Kral Shu-Sin ile evlenmesi için seçilmiş gelin tarafından okunmuştu. Şu-Sin, kısa kronolojiye göre MÖ 1972-1964, uzun kronolojiye göre ise MÖ 2037-2029 yılları arasında Ur şehrinde kral olarak hüküm sürmüş olup, 3. Ur döneminin son büyük kralı olan Ur Şulgi’nin küçük oğluydu.

Samuel Noah Kramer’in Tarih Sümer’de Başlar adlı çalışmasında (Sf.246-247) şiirin İngilizce çevirisi yayınlanmıştır ki bu İngilizce metin Türkçe’ye kabaca şöyle çevrilebilir:

Damat, canım benim,
İyi ki güzelliğin, tatlım,
Aslan, canım benim,
Güzelliğin ne güzel, tatlım.

Beni büyüledin, önünde titreyerek durayım.
Damat, senin tarafından yatak odasına götürülürdüm,
Beni büyüledin, önünde titreyerek durayım.
Aslan, senin tarafından yatak odasına götürülürdüm.

Damat, seni okşamama izin ver,
Değerli okşamam baldan daha lezzetli,
Yatak odasında bal dolu,
Güzel güzelliğinin tadını çıkarayım,
Aslan, seni okşamama izin ver,
Benim değerli okşamam baldan daha lezzetli.

Damat, benden zevk aldın,
Anneme söyle, sana lezzetler verecek,
Babam, sana hediyeler verecek.

Ruhun, ruhunu nerede neşelendireceğimi biliyorum,
Damat, sabaha kadar evimizde uyu,
Kalbin, kalbini nerede sevindireceğimi biliyorum,
Aslan, sabaha kadar evimizde uyu.

Sen, beni sevdiğin için,
Bana okşamalarından dua et,
Tanrım, efendim koruyucum,
Enlil’in kalbini sevindiren Şu-Sin’im,
Okşamalarına dua et.
Yerin bal gibi güzel, dua et elini üzerine koy,
Elini bir gişban-giysi gibi getir,
Elini bir gişban-sikin-giysi gibi üzerine koy