Türk Tarihi

Piri Reis’in Haritası

Cumhuriyet’in ilanından kısa bir süre sonra  hükümet yetkilileri ve tarihçiler 1929 Topkapı Sarayı’nın müzeye dönüştürülmesine hazırlanırken, Milli Müzeler Müdürü Halil Edhem Eldem tarafından öncesinde bilinmeyen güzel bir dünya haritası keşfedilmiştir. Piri Reis’in Haritası, o sırada İstanbul’da araştırma yapan Alman şarkiyatçı Prof Paul Kahle tarafından incelenmiş ve 1931’de Leiden’de yapılan 18. Şarkiyat Kongresi’nde varlığı bilim dünyasına açıklanmıştır. Orijinalin sadece bir parçası olmasına rağmen, Kolomb’un keşiflerinden sadece 21 yıl sonrasına tarihlenen böylesine kapsamlı bir haritanın varlığı son derece heyecan uyandırmıştı. Bu arada harita Ankara’ya götürülmüş, burada Türk tarihçiler tarafından da incelenmiş ve Atatürk haritanın tıpkıbasımının basılmasını emretmiştir.

Piri Reis’in Haritası’nın Özellikleri

Deve derisine çizilen harita, Osmanlı amirali ve haritacı Piri Reis’in (1457-1555) Hicri takvime göre 919’a tarihlenen eseri olup, Miladi karşılığı 1513 yılıdır. Dokuz farklı renkte çizilen, 86 cm uzunluğunda, üst kenarı 61 cm, alt kenarı 41 cm genişliğindeki haritanın sağ bölümünün yırtılmış durumdadır. Piri Reis’in haritaya bıraktığı kapsamlı notlardan birisinde Güney Amerika’nın kuzeybatı kesiminde haritanın çizim tarihi yazılıdır: “Hacı Mehmed’in oğlu ve Kemal Reis’in yeğeni olarak tanınan mütevazı Piri, bu haritayı 919 [1513] yılının mübarek Muharrem ayında Gelibolu kasabasında kaleme almıştır. Allah ikisini de hidayete erdirsin.” Piri Reis, bir bilim adamı dürüstlüğüyle haritayı hazırlarken kullandığı kaynakları da açıklamayı ihmal etmemiştir:

“Bu bölüm, bu haritanın nasıl çizildiğini anlatıyor. Büyük İskender zamanından kalma, insanların yaşadığı toprakları gösteren yirmi harita ve mappa mundi kullandım. Araplar bu haritalara caferiye diyorlar. Bu türden sekiz caferiyenin yanı sıra, bir kısmı Sind, Hindistan ve Çin topraklarını geometrik yöntemlerle betimleyen bir Arap Hindistan haritası ve dört modern Portekiz haritasından ve Kolomb tarafından yılında çizilen bir Batı toprakları haritasından yararlandım. Tüm bu haritalar tek bir ölçeğe indirilerek bu forma ulaşılmıştır. Öyle ki, denizciler tarafından ülkelerimizin haritası nasıl doğru ve güvenilir kabul ediliyorsa, bu harita da yedi deniz için doğru ve güvenilir olsun.” Piri Reis’in Kolomb atfı çok önemlidir çünkü Kristof Kolomb’un 1492 ile 1504 yılları arasında Amerika’ya yaptığı dört sefer sırasında kıyı haritaları yaptığı bilinmesine rağmen bunların hiç biri günümüze ulaşamamış ancak Piri Reis’in çizdiği haritadan bunlar hakkında fikir edinmemiz mümkün olmuştur.  Notlar, çeşitli bilgi kaynaklarını tartışırken haritada yer alan bazı yerler hakkında yorumlar da barındırmaktadır. Bunlardan birisi şöyledir:

“Bu ülke ıssız. Her şey harabe ve burada büyük yılanların bulunduğu söyleniyor. Bu nedenle Portekizli kâfirler bu kıyılara inmediler ve bu kıyıların da çok sıcak olduğu söyleniyor.”

Piri Reis Kimdir?

Piri Reis, oturduğu yerden kitap yazan bir alimden ziyade çekirdek yetişmiş gerçek bir denizciydi. Sakinlerinin nesiller boyu denizci olduğu Gelibolu’da doğmuştu. Osmanlı deniz tarihindeki yerini, 15. yüzyılın son çeyreğinde Akdeniz’de korkulan ünlü Türk korsanı ve amirali amcası Kemal Reis’e borçluydu. Sultan II. Bayezid’in (1481-1512) isteği üzerine Piri Reis ve Kemal Reis, Osmanlı’nın deniz hizmetinde yer almak için korsanlığı terk ettiler ve deniz komutanları olarak İnebahtı, Methoni, Koroni, Navarin, Mitylene ve Rodos deniz savaşlarında yer almışlardı. Kemal Reis 1510’da ölünce, Piri Reis Gelibolu’ya dönerek bir navigasyon kitabı üzerinde çalışmaya başlamıştı. 1517’de I. Selim’in Mısır seferinde amiral olarak hizmet etmek üzere denize döndüğünde 1513’te tamamladığı ünlü dünya haritasını padişaha sunmuştu. Bu dönemde Barbaros Hayrettin Paşa’nın kaptanlarından kuzeni Muhiddin Reis’e de Akdeniz seferlerinde eşlik etti. Piri Reis başka haritalar da yapmaya devam etti ve 1526’de gerçek bir şaheser olan Kitab-ı Bahriye adlı navigasyon kitabını, 1528’de ise Kuzey Amerika haritasını Kanuni Sultan Süleyman’a sunmuştur. 1552’de Portekizlilere karşı ikinci seferinin ardından donanmasını onarım için Basra’da bırakmışsa da Basra valisi Kubat Paşa’ya genimetlerinden pay vermeyince adamın düşmanlığını kazanmıştır. Piri Reis, ganimetlerle dolu üç gemiyle Mısır’a gittiğinde Kubat Paşa’nın kışkırtmasıyla Mısır valisi Mehmed Paşa tarafından görevini yerine getirmediği için hapse atılmış ve haksız yere başı kesilerek ölüme mahkum edilmiştir. Öldüğünde 80 yaşın üzerinde olan Piri Reis’in’in tüm mülklerine yetkililer tarafından el konulmuştur.

Piri Reis Haritası, akademik çevrelerden komplo teorisyenlerine dek kaynakları ve önemi açısından pek çok tartışmaya konu edilmiştir. Tarihçiler özellikle Piri Reis’in kenar boşluklarına yazdığı “Bu haritadaki kıyılar ve adalar Kolombo’nun haritasından alınmıştır” sözünden büyük heyecan duymuştur çünkü bugüne dek Kristof Kolomb’un haritası bulunamamıştır. Kimi yazarlar haritada Atlantis uygarlığının hatta uzaylıların izlerini aradı. Antik Çağ’daki ilkel insanların yüksek bir medeniyete ve bilgi düzeyine sahip dünya dışı varlıklar tarafından ziyaret edildiğine dair hipotezleri ve bunların delillendirilmesini içeren Erich von Däniken 1968 tarihli ‘Tanrıların Arabaları’ kitabında harita geçmişin çözülemeyen gizemlerinden birisi olarak sorgulanmıştır. Däniken, haritanın uzay aracından çekilen fotoğraflardan alınmış olması gerektiği gibi sansasyonel bir iddiada bulunmuştur. Ayrıca Antarktika’daki dağların tasviri de muammadır, çünkü dağlar buz katmanları altında görünmezdir ki onların varlığı ancak bilim adamlarının 1951’de ses dalgalarını kullanarak yaptıkları deneylerden sonra ortaya çıkmıştır. Günümüz tarihçileri haritacılığın birinci sınıf bir örneği olarak gördükleri Piri Reis haritasının etkileyici olduğu konusunda fikir birliği içinde kalsalar da çoğu yazar zamanı için bile kusursuz olmayan haritayı daha çok askeri istihbarat toplama başarısı olarak görme eğilimindedir.

Amerika Kıtasını Gösteren Diğer Haritalar

Piri Reis Haritası genellikle Amerika kıtasını gösteren en eski harita olarak anılsa da, en az dört daha eski harita Amerika’yı göstermektedir. Bunlar: 1500 tarihli İspanyol Juan de la Cosa Haritası, 1502 tarihli Portekiz Cantino Planisphere, 1505 tarihli İtalyan Caverio Haritası ile bir kopyası Washington DC’deki Kongre Kütüphanesi’nde bulunan 1507 tarihli Waldesmuller Haritası’dır. Ancak izdüşümü mükemmel olan Piri Reis haritası bunların hepsinden daha doğrudur.

Piri Reis’in Kuzey Amerika’nın bazı bölgelerini gösteren daha sonraki bir haritasının bir parçası da bu güne kadar ulaşmayı başarmıştır. Ne yazık ki Piri Reis Haritası halka açık sergilenmemekte olup, Kitab-ı Bahriye ile birlikte Topkapı Sarayı Kütüphanesi arşivlerinin bir parçası olarak korunmaktadır.