Site icon Özhan Öztürk Makaleleri

Pergamon, Bergama

Bergama Akropol

Pergamon[1] veya Bergama, Türkiye’nin İzmir ilinde bugünkü Bergama ilçesinin kuzeybatısında, Ege Denizi’ne yaklaşık 26 kilometre uzaklıkta bulunan antik bir şehrin adı olup, Antik Çağ’da Misya (Mysia)[2] bölgesinin önemli merkezlerinden biriydi. Bergama’dan Ege kıyılarına erişim sağlayan Caicus nehri[3] vadisine hâkim olduğu için şehrin büyük bir stratejik değeri vardı. 335 metre yüksekliğindeki bir volkanik kaya etrafında bulunan Bergama akropolü batısında Selinus Nehri[4] doğusunda Ketios nehri[5] ile çevriliydi. Bergama, Helenistik dönemde gücünün zirvesine ulaşmış, yaklaşık 150 yıl boyunca Anadolu’nun büyük bir kısmını yöneten Attalos Hanedanı’nın (MÖ 281-133) başkenti olmuştur. Günümüzde Berlin’de Bergama Müzesi’nde[6] sergilenen Pergamon Sunağı gibi şaheserler bu dönemde inşa edilmiştir. Roma döneminde şehir Asya eyaletinin ilk başkenti olmuşsa da sonrasında unvanını yerel rakibi Efes’e kaptırmıştır. Yeni Ahit’in Vahiy kitabı’nda bahsedilen Asya’nın yedi kilisesinin en kuzeydeki Bergama’da yer almaktaydı. 2011’de UNESCO tarafından Dünya Mirası Geçici Listesi’ne dahil edilen Pergamon antik şehri 2014’te Dünya Mirası olarak tescil edilmiştir.

Bergama şehri surları

Tarih

Büyük İskender sadece 32 yaşında olduğu halde MÖ 323’te Babil’deki II. Nebukadnetsar sarayında öldükten sonra generalleri üç kıtaya yayılmış imparatorluk topraklarını paylaşmışsa da aralarında bir güç mücadelesi yaşanması kaçınılmaz olmuştur. Makedon kralının Pers İmparatorluğu’nu fethi, ona hayal edilemez bir zenginlik ve araziler kazandırmış olup, tüm varisler bu zenginlikten pay almak için pusuda beklemekteydi. On yıllar boyunca, İskenderin generalleri hatta onların oğulları, İskender’in tek halefi olmak için acımasız ve kanlı bir rekabete girmişlerdi. Bu çağ yani İskender’in ölümünden MÖ 30’da Kleopatra olarak bilinen ünlü kraliçe VII. Kleopatra’nin intiharına kadar süren dönem Helenistik Çağ olarak anılmaktadır. Bu dönemin başlarında Roma’nın yükselişine dek Batlamyuslar (Ptolemy) hanedanı Mısır’ı, Seleukoslar (Seleucus, Selevkos) Suriye’yi, Antigonidler ise Makedonya’da hüküm sürüyor ve birlikte Akdeniz’i kontrol ediyordu.

Lysimachus

Bergama kale ve çevresindeki yörede bulunan kaya olukları, taş baltalar ve topraktan yapılmış çanak ve çömlekler bölgede insan yerleşimi tarihinin MÖ 5000-3000 yıllarına dek indiği anlaşılmıştır. MÖ 5. Yüzyıldan beri varlığı bilinen Pergamon bu dönemde güney kısmında yerleşime sahip bir kaleden ibaretti. Yıllarca süren iç çatışmaların ardından yerleşim Yunan şehir devleti[7] modelini benimsemekle kalmamış aynı zamanda Makedon generallerinden Lysimachus tarafından kontrol edilen bölgenin bir parçası olmuştur. MÖ 301 yılında Lysimakhos İpsos savası sonrası Anadolu’nun batı kısımlarını ele geçirmiş bu arada büyük bir servetin de sahibi olmuştur.

Makedon generallerinden Lysimachus, İskender’in imparatorluğunun parçalanmasından sonra sonu gelmeyen savaşlar arasında belki de en önemlisine girişmek için MÖ 282’de Greko-Makedon Babil yönetiminin hükümdarı Seleucus ile karşılaşmak üzere iken 9 Bin gümüş talentten oluşan savaş ganimeti hazinesini Bergama kalesindeki sadık vekillerinden Tieiumlu Philatauerus’un gözetimine bırakmıştır. Bununla birlikte Lysimachus MÖ 281’de Kurupediyon savaşı sırasında ölünce Philatauerus kimseye hesap vermeden harcayabileceği gümüşlerin sahibi olmuştur. Philatauerus bir yandan parasına güvenip bağımsızlığını ilan ederken diğer yandan riske girmemek için Seleucus’a sadakat yemini edince Pergamon ,Seleukos İmparatorluğu’nun parçası olmuştur. Seleukosların Mısırdaki Batlamyus hanedanı ile mücadelesini fırsat bilerek gönderdiği heyetlere hazineyi teslim etmeyen Philatauerus, adamın bastırdığı paraların üzerine krallık tacı taşıyan Selevkos’un portresini yaptırarak kendini vasal gibi göstermiş ancak paradan taviz vermemiştir. Seleukos kralı Trakya seferi sırasında Petolemaios Keraunuos tarafından öldürüldüğünde ise adamlarını gönderip cenazeyi aldırtan Philatauerus kralına son görevini de yerine getirmiş ancak Suriye’de tahta çıkan genç I. Antiochos’tan da hazineyi ustalıkla esirgemiştir.

Philatauerus, MÖ 263’te ölene dek özerk Bergama’yı başarıyla yönetmeyi hatta şehrin topraklarını küçük bir krallık boyutlarına genişletmeyi de başarmıştır. Attalos Hanedanı’nın kurucusu sanıldığının aksine Philatauerus değil ardından gelen yeğeni I. Eumenes Attalos olmuş ve kral unvanını ilk o kullanmıştır.  Çocukken geçirdiği kaza sonucu hadım kalan Philatauerus’un oğlu olmadığından kardeşi Attalos’un kendi ismini taşıyan oğlunu evlat edinmiş ancak bu çocuk kendisinden önce ölünce yine kardeşinin oğlu Eumenes’i halefi yapmıştır.

Bergama Akropolisi, Friedrich Thierch, 1882.
Eski Bergama çizimi. Berlin Pergamon Müzesi kitapçığından tarandı. 19. yüzyılda bir Alman arkeolog tarafından çizilen resimdir.

Bergama Krallığı

Bergama Yönetici ve Kralları

Philatauerus (MÖ 283-263) 20 yıl
I. Eumenes (MÖ 263-241) 22 yıl
I. Attalos (MÖ 241-197) 44 yıl
II. Eumenes (MÖ 197-159) 38 yıl
II. Attalos (MÖ 159-138) 21 yıl
III. Attalos (MÖ 138-133) 5 yıl

I. Eumenes

ı. Eumenes, Tios’un ve Poseidonias’ın kızı Satyra’nın oğlu, Bergamalı Philetairos’un halefi olup, MÖ 263’den itibaren kral unvanıyla Bergama ve civarında hüküm sürmüştür. Tahta çıktığı gibi Seleukoslardan I. Antiohos’un saldırısına maruz kalmışsa da MÖ 262’de Sard Sehri önünde hasmını mağlup etmeyi başarmıştır. Eumenes’in adı MÖ 3. yüzyılda Trakya‘dan gelen ve Orta Anadolu’ya yerleşen Kelt asıllı Galatlara karşı önemli bir zafer kazandığı için tarihe geçmiştir. Anadolu’da yaşayan pek çok halkı yağmalayan Galatlar Bergama surlarını bile aşmayı başarmışlarsa da Eumenes tarafından geri püskürtülmüşlerdir ki bu zaferin anısına ünlü günümüzde bir kopyası Capitoline Müzesi’nde sergilenen Ölen Galyalı heykeli yaptırılmıştır. Eumenesin Bergaması artık Anadolu’nun en güçlü krallığının başkentiydi.

I. Attalos

Philetairos’un küçük erkek kardeşi Attalos ve karısı Aheyes’un kızı Antiohis’in oğlu olup, MÖ 241’de henüz 28 yaşındayken tahta çıkmış ve 44 yıl hüküm sürmüştür. Başta amca oğlu olan selefi gibi Galatlara haraç olarak vergi verdiyse de sonrasında ordusunu güçlendirip haracı kesmiş, ardından Kaikoskelen’de Galatları mağlup ederek bir daha Bergama’ya zarar vermelerini engellemiştir. Bu zafer sonrasında Attalos ona ‘soter’ (kurtarıcı) unvanını verilmiştir. Bu sırada Seleukos hükümdarı Antiokos Hiyerax Mısır Kralı III. Batlamyus ve Pontus Kralı Mithridates ile ittifak kurmuş, Galatları paralı asker olarak ordusuna aldıktan sonra ordusuyla Bergama’yı ele geçirmeye çalışmıştır. MÖ 240-239’da Bergama surları önünde yapılan muharebede kazanan Attalos olmuş, Lidya ve Mysia toprakları Bergama krallığına katılmıştır.

II. Eumenes

Attalus I’in yerine geçen II. Eumenes (MÖ 197-159) Romalıların dostu ve müttefiki olması sayesinde geçmişte Seleukos İmparatorluğu’na[8] ait olan Frigya, Lycaonia ve Pisidia bölgelerinin yeni hükümdarı olmayı başarmıştır. Romanın müttefiki olarak MÖ 190 yılı baharında Eumenes donanması ile Helespond’a gelerek Roma donanmasıyla birleşmiş, Romalı komutan C. Livius ve ordusunun küçük Asya’ya geçişine yardım etmiştir. Bu sırada Seleukos Antiyaokos ve oğlu Bergama’ya saldırıp şehri tahrip etmiştir. Roma, Bergama ve Makedonya ittifakı, Sipilos dağı kenarında Magnezya’da Antiyaokos’u yenilgiyen uğrattıktan sonra yapılan Apameia antlaşamsıyla Antiyaokos Torosların kuzeyinde işgal ettiği tüm toprakları Bergama’ya geri vermiştir. MÖ 189 yılında Roma konsülü Gnaeus Manlius Vulso Anadolu’da Galatlar üzerine sefer düzenlediğinde Bergama ordusunun desteğini almış karşılığında Galat toprakları Bergama’ya verilmiştir. MÖ 183’de Eumenes’in Bithynia kralı Prusias ile savaşında Makedonyalı V. Philip ve Galatlar karşı tarafta yer almış hatta Kartacalı general Hannibal bile Bithynia’ya destek vermiştir.  Savaş MÖ 184’de Roma’nın müdahil olmasıyla sona ermiş, Trakya Makedonlardan alınmış, sonrasında Galatlar üzerine sefer yapılmıştır.

Yunanlılarca hain olarak görülmekle birlikte Eumenes şimdilik Anadolu’yu doğrudan yönetmeyi düşünmeyen ancak Akdeniz kıyısındaki Asya limanlarını fethine girişen Romalıların desteğiyle Pergamon krallığı varlığını sürdürebilmiştir. Bun karşılık Halkis ve Kalinikos savaşlarında Roma’nın arzu ettiği başarıyı gösteremeyince gözden çıkarılmış ancak akıllıca davranıp Roma’ya karşı bir ittifaka girmemiştir. Tarımsal ürünlerin bolluğu ve gümüş madenleri sayesinde müreffeh bir şehir olan Bergama arkeolojik kanıtlara göre bu sırada 10 bin kadar kişiye ev sahipliği yapmaktaydı. Attalos Hanedanı Bergama şehrini Helenistik Çağ’daki tüm Yunan şehirlerinin en önemli ve en güzel şehirlerinden birine dönüştürmüştür. II. Eumenes kenti kültürel bir başkent haline getirmek için büyük çaba harcamış “Büyük Sunak” veya ‘Bergama Sunağı’ adıyla bilinen yapıyı inşa etmekle kalmamış ayrıca içerik ve saygınlık açısından İskenderiye Kütüphanesi’nden sonra belki ikinci sırada yer alabilecek çapta bir kütüphane oluşturmuştur. Mısır’ın Yunan hükümdarı IV. Ptolemy, İskenderiye’ye rakip bir kütüphane fikrinden hoşlanmamış bu yüzden ülkesinden dışarı papürüs çıkarılmasını yasaklamışsa da Bergamalılar daha dayanıklı ama daha pahalı olan parşömen[9] üretmeyi başarmışlardır.

II. Attalos

II. Eumenes’in MÖ 159 yılında ölümünden sonra II. Attalos krallığın basına geçmiş ve Kapadokya prensesi Stratonike ile evlenerek, Kapadokya ile dosthane ilişkiler geliştirmiştir. Bithynia kralı II. Prusias MÖ 156-155’de Bergama topraklarına girmişse de Roma’nın tehdidi üzerine geri adım atmak zorunda kalmıştır.

III. Attalus

Bazı kaynaklara göre deli ya da kötü huylu birisi olarak tasvir edilen son Bergama kralının saltanatı 5 yıl sürmüş MÖ 133’de 38 yaşındayken öldüğünde açılan vasiyetnamede ülkesini Roma Cumhuriyetine bırakmıştır. Roma senatosundan 5 kisilik bir heyet gelerek, yönetime nasıl el konulacağına dair görüşmek üzere Bergama’ya gelmiştir. Bu sırada III. Attalos’un baba bir anne ayrı kardeşi Hermos (Gediz) yakınlarında Leukai kentini üs olarak kullanarak Aristonikos Roma’ya karşı bir ayaklanma başlatmıştır.

Bergama’da kalan nadir parçalardan bir Roma heykeli

Roma Yönetimi

III. Attalus döneminden (MÖ 138-133) sonra Bergama Roma cumhuriyetinin Asya eyaletinin bir parçası olmuşsa da yeni yönetime karşı bir dizi isyan çıkmış ancak bastırılmıştır. Bununla birlikte Pergamon kısa süre sonra statüsünü kaybetmiş ve komşu Efes kenti Asya eyaletin yeni başkenti olmuştur. Bununla birlikte Hadrian döneminde (MS 117-138) metropolis unvanı verilen şehirde büyük tapınaklar, bir stadyum, bir tiyatro, büyük bir forum ve bir amfitiyatro inşa edilmiştir. Bunlara ek olarak şehir sınırlarında şifa tanrısı Asclepius onuruna bir tapınak ve kaplıca inşa edilmiştir. Neocore (Mabetler Muhafızı) adıyla anıldığı bu dönemde şehrin nüfusu yaklaşık 200.000 idi. 3. Yüzyıl ortalarından itibaren şehrin gerileme dönemi başlarken, MS 262’de gerçekleşen bir deprem nedeniyle işleri daha da kötüleştirmiş, bir de üstüne Goth yağması yaşanmıştır. Hristiyanlığın kabulünden sonra pagan tapınakları boşaltılırken her yıl binlerce hasta tarafından ziyaret edilen Asklepios tapınağı bile kaderine terk edilmiştir. Bergama tüm olumsuzluklara rağmen varlığını sürdürmeye devam etmiş ve MS 611’de Persler Anadolu’yu yağmaladıktan sonra II. Constants (MS 641-668) döneminde surlar güçlendirilmiştir. Roma’nın yıkılmasından sonra kent ve civarı 14. yüzyılın başlarında Osmanlıların eline geçene kadar Bizanslar tarafından yönetildi.

Bergama Zeus Sunağı (Wikipedia, Lestat). Pergamon Museum, Berlin

Arkeoloji

Berlin Müzesi’nin himayesinde 1878’de başlayan kazılarda, Helenistik ve Roma sanatının pek çok güzel örneği çıkarılmıştır. Athena Nicephorus tapınağı ile bugün

Solda, Bergama Zeus Altar’ını Berlin’e götüren yol mühendisi Karl Humann.

Türkiye sınırlarının dışında Berlin’deki Pergamon Müzesi‘nde bulunan Helenistik sanatın şaheseri zengin süslemeli frizlere sahip Zeus’a adanmış ‘Büyük Sunak’ bunların en etkileyicileridir. II. Eumenes döneminde bir merdivenin etrafına inşa edilen 36 x 34 metre yüzey alanına sahip sunak 2,3 metre yüksekliğinde ve 120 metre uzunluğunda friz ve üzerinde sütunlu bir salona sahipti.  Frizde Zeus, Artemis ve diğer Olimpus tanrılarının kaos döneminin büyük güçleri olan devlerle savaşı tasvir edilmekteydi. Bu devasa anıt, bir zamanların varlıklı Bergama kentinin sahip olduğu güç ve prestijin sembolü olarak günümüze ulaşabilmiştir. Arkeologlar ayrıca kütüphanenin kalıntılarını tespit edebilmiş dahası rafları monte etmek için açılan deliklerin sayısından 200.000 kadar papirüs depolama kapasitesine sahip olduğu tahmin edilmiştir. Aşağı kentin sivil yapıları arasında büyük bir pazar yeri, spor salonu ve Hera ve Demeter tapınakları ile Roma kalıntıları arasında bir amfitiyatro, tiyatro ve bir yarış pisti bulunmaktaydı.

Heroon

Heroön veya heroon, eski bir Yunan veya Roma kahramanına adanmış ve kahramanın anısına veya kült ibadetinde kullanılan bir türbedir. Genellikle sözde mezar veya kenotaph üzerine dikilirlerdi. Bergama akropolüne girer girmez soldaki kalıntılar bu heroona aittir.

Athena Tapınağı

Atina şehrinin koruyucusu tanrıça Athena Pergamon şehrinin de koruyucusu kabul edilmekteydi. Tanrıça adanan tapınağın tüm parçaları Berlin’e götürülerek orada birleştirilmiş olup, bugün akropolde sadece temelleri kalmıştır.

Dionysos Tapınağı

Tiyatro terasının kuzey ucuna MÖ 3. yüzyılda inşa edilen tapınak Carcalla (MS 211-217) döneminde elden geçirilmiştir. Başlangıçta andezitten yapılan tapınak Roma döneminde bütünüyle mermerle kaplanmışsa da günümüze ulaşan parçaları Berlin’deki Bergama Müzesi’ne götürülmüştür.

Zeus Sunağı

MÖ 197-159 yıllarında yapılan sunak Almanya’ya gönderilmiş ve Berlin’deki Pergamon Müzesi’nde birleştirerek sergilenmeye başlanmış olup, bugünkü Bergama akropolünde sadece temelleri görülebilmektedir.

Bergama Tiyatrosu

Tiyatro

Antik Çağ’ın en dik tiyatrosu olarak kabul edilen Bergama tiyatrosu 10.000 kişi kapasiteye sahiptir. MÖ 3. Yüzyılda inşa edilmişse de Roma döneminde elden geçirilmiştir.

Trajan Tapınağı

İmparator Hadrianus, ölen selefi imparator Traianus (Trajan) için Bergama’da bir tapınak inşa ettrimiş olup, buradan çıkarılan iki imparator ait heykeller Berlin’e götürülmüştür.

 

Kaynakça

Akurgal, E. Anadolu Kültür Tarihi.Tübitak Bilim Kitabları, 1998 (IV. Baskı)

Bahn, Paul. Legendary Sites of the Ancient World. Southwater, 2009.

Bayatlı, O. Bergama Tarihinde Sanat Eserleri ve Abideler. İstanbul, 1951

Bayatlı, Osman. Bergama Tarihinde İlkçağ. Saka Matbaası. Fasikül-I, İstanbul, 1949.

Bosch, C. Türkiyenin antik devrindeki meskükatına dair Bibliyografya, T.T.K., 1949

Bosch. C,Bergama Kral Hanedanının Seceresi. Türkiye Mecmuası, VII-VIII- (1940-42) s.105-124

Durant, Will. The Life of Greece. Simon & Schuster, 1966.

Eris, Eyüp. Bergama Uygarlık Tarihi Bakırçay Üçlemesi. Bergama Ticaret Odası Yayınları. 2003.

Günaltay, Ş. Perslerden Romalılara Kadar Selevkoslar, Bitinya, Galatlar ve Bergama Krallıkları, TTK., Ankara 1987

Güngör, Yüksel. Bergama Krallık Kültü. Bergama Belleten- 14. Bergama Kültür ve Sanat Vakfı. Bergama, 2005

Hansen, E. V. The Attalids of Pergamon, Cornell U.P., 1947

Hornblower, Simon; Spawforth,Antony. The Oxford Companion to Classical Civilization. Oxford University Press, 2014

Magie, D. Anadolu’da Romalılar Attalos’un Vasiyeti. Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İstanbul 2000

McEvedy, Colin. Cities of the Classical World. Penguin Global, 2012.

Özsait, M. “Anadoluda Helenistik Dönem”, Anadolu Uygarlıkları Ansiklopedisi, Cilt, II. Görsel Yayınlar. istanbul 1982

Radt, W.M.Pergamon Archaelogical Guide. İstanbul, 1984

Rohde, E. Pergamon Burgber ud Altar, Bibliothek, Berlin, 1961

Notlar

[1] Eski Yunanca Pergamon (Πέργαμον), Modern Yunanca (Πέργαμος)

[2] Misya, Antik Çağ’da Anadolu’nun kuzeybatısında yer alan ve günümüzde yaklaşık olarak Bandırma, Erdek, Balıkesir, ilinin tümünü, Manisa, İzmir, Kütahya, Bursa, Çanakkale illerinin bir kısmını kapsayan bölge ve çevrenin adıdır.

[3] Modern adı Bakırçay

[4] Modern Bergamaçay

[5] Modern Kestelçay

[6] Bergama Müzesi veya Pergamonmuseu, Berlin’deki Müzeler Adası’nda bulunan beş müzeden biri. Müze, Alfred Messel tarafından tasarlandı ve Ludwig Hoffmann denetimindeki inşaat 1910’da başladı. 20 yıl sonra, yani 1930’da tamamlandı.

[7] Eski Yunanistan’da bir şehir veya şehir-devleti Yunanca Polis (ἡ πόλις) olarak anılmaktaydı.

[8] Seleukos İmparatorluğu, İskender’in ölümünden sonra Makedonya İmparatorluğu’nun parçalanmasıyla İskender’in generallerinden I. Seleukos tarafından kurulan Helenistik imparatorluk. Başkentleri önce Seleukia, sonraları ise Antakya’ydı.

[9] Parşömen, üzerine yazı yazmak veya resim yapmak için kullanılan özel hazırlanmış hayvan derisidir. Parşömen ismi Bergama’dan gelmektedir ve Bergama Kâğıdı anlamında Latince Charta Pergamena’dan türemiş ve bütün dillere de (İngilizce parchment, İspanyolca pergamino, İtalyanca pergamena) buradan geçmiştir.

https://www.youtube.com/watch?v=3D85MaPaO4s
Exit mobile version