İtalya Tarihi Roma Tarihi

Roma’nın sıra dışı kadını Agrippina

Antik Roma’nın muhtemelen en sıra dışı kadını Julio-Claudian hanedanından Roma İmparatorlarının kız kardeşi, karısı ve annesi olan Julia Agrippina veya Genç Agrippina çoğu kişi için sadece Nero’nun zalim annesi olarak hatırlanmaktadır. 6 Kasım 15’de Ara Ubiorum’da doğan Julia Agrippina, Germanicus Caesar ve Vipsania Agrippina’nın kızı, İmparator Caligula (Gaius), ile Drusilla ve Livilla’nın kız kardeşiydi. Güçlü aile üyeleri Agrippina’yı iktidarı elde tutmak isteyen imparatorlar için hesaba katılması gereken bir güç haline getirmişse de ancak imparatoriçenin tartışmalı hayatı, skandal ölümü ile son bulmuştur.

Evlilikleri

İlk Roma İmparatoru Augustus’un büyük torunu olan Agrippina, hem annesi hem de babası aracılığıyla aristokrat köklere sahip olduğundan

Agrippina Minor
Agrippina Minor (Julia Agrippina veya Genç Agrippina) Varşova Milli Müzesi

doğuştan şanslı gibi görünüyorsa da çocukluğu son derece zor geçmiştir. Julio-Claudian hanedanı[1] mensubu olan ailesi Roma’da herkesin sevgilisiydi. Germanicus ve Vipsania altı çocuk sahibi olarak sözlerini yerine getirmişlerdi. Germanicus’un şüpheli ölümü sırasında Agrippina daha yeni yürümeye başlayan bir çocuktu. On yıl sonra, imparator Tiberius ile uzun süredir devam eden bir kan davası sonrasında annesi ve iki büyük erkek kardeşi Roma’dan sürülmüş, Büyük Agrippina açlıktan ölürken ağabeyleri idam edilmiştir. Agrippina’nın hayatının ilk yılları şiddet, acı ve korku ile doluydu ve tüm bunlar onu inanılmaz güçlü ve hırslı bir kadına dönüştürdüler.

MS 28’de henüz 13 yaşında olan Agrippina, soylu ve zengin Gnaeus Domitius Ahenobarbus ile evlenmişse de MS 37’de Agrippina henüz 22 yaşındayken kaderi amcası Tiberius’un ölümüyle birdenbire değişmiştir. Tiberius’u kardeşi Gaius ki daha çok Caligula olarak bilinirdi yeni imparator olmuştur. Kendini ilk kez güvende hisseden Agrippina kocasının MS 40’da ölümünden hemen önce ondan sonradan imparator olarak kötü bir şöhret kazanacak ve Nero adıyla ünlenecek Lucius Domitius Ahenobarbus adlı ilk ve tek oğlunu doğurmuştur. Dul kalan Agrippina kısa bir süre sonra, yine çok zengin bir adam olan 41 yaşındaki ikinci kocası Gaius Sallustius Crispus Passienus ile evlenmişse de sekiz yıl sonra onu zehirleyerek öldürmekle suçlanmıştır. Passenius’un ölümü Agrippina’nın çok zengin bir dul olmasını sağlamıştır. Kızkardeşi Drusilla’nın ölümüyle kedere boğulan Gaius, Agrippina ve en küçük kız kardeşi Livilla’nın kendine komplo kurduğunu dahası, Drusilla’nın dul eşi Lepidus’un Agrippina ile aşk yaşadığını öğrenince karısını öldürmek yerine Ponza adasına sürgüne göndermiştir. Bu olayın üzerinden bir yıl bile geçmeden MS 41’de Gaius suikaste uğrayınca tahta Augustus ve Tiberius tarafından kasıtlı olarak siyasetten uzak tutulan Claudius geçmiştir. Tüm yeni imparatorların yaptığı gibi Cladius, seleflerinin çizgisine aykırı davranırken, tüm politik tutsakları da affetmiş böylece Agrippina ve Livilla’nın sürgünü sona ermiştir. Ellili yaşlarındaki Cladius siyaset deneyiminden yoksun olup, senatonun saygısını kazanmayı başaramamıştır. Roma isyanlarla sürekli bir kargaşa içindeydi ki imparator otoritesini sarsan her olaya infazlarla karşılık vermekteydi. Yirmili yaşlardaki karısı Messalina imparatorun gezide olmasından faydalanıp bir başkasıyla birlikte olduğunda dahası sevgilisini tahta çıkarmak için kocasını öldürmeyi planladığında kendi ölüm emrini imzalamıştı. Messalina’nın infazından haftalar sonra, Agrippina, Roma hukukunda ensest olarak kabul edilen yasanın değiştirildiğini açıkladı, böylece amcası Claudius onunla evlenebilirdi. Julia Agrippina’nın babasının ağabeyi İmparator Claudius ile ilişkisi dedikodulara göre adam başkasıyla evliyken başlamıştı.

Güç Tutkusu

Güç açlığıyla tanınan Julia Agrippina’nın Claudius ile aşk evliliği yapması pek olası değildir. MS 51’e gelindiğinde Roma daha önce hiç görmediği bir manzaraya şahit olmuştur: Britanyalı asi lider Caratacus[2] yakalanarak, Roma halkına tantanalı bir geçit töreninde gösterilerek aşağılandıktan sonra Roma’da imparatorun ayaklarının önüne atılmıştır. Roma’nın 800 yıllık tarihinde ilk kez bir kadın 36 yaşındaki Agrippina Augusta kocasının yanında bir kürsüye oturarak kocasıyla eşit statüye sahip olduğunu göstermiştir. Eski Roma’da güçlü ve aristokrat bir adamın karısı olmak dahası çocuklarının iktidar üzerinde hak iddia edebileceği net bir yola sahip olmak, bir kadının umabileceği en iyi şeydi. Buna karşın Agrippina diğer Roman kadınlardan farklı olarak imparatorun karısı olmak değil tek başına hükmetmek istiyordu. Cladius ile evliliğinde Augusta[3] unvanını alan Agrippina, imparator Claudius ile eşit yetkiye sahip olmasını Köln şehrini kurarak kutlamıştır. MS 52’de Fucine gölünün boşalması sırasında erkekler gibi altın ipli askeri pelerin giyerek halkın gözünü kamaştırmıştır. Agrippina’nın hayatı ile ilgili Tacitus, Suetonius ve Dio Cassius’un yazılarından bilgi edinebilmekteyiz ki neredeyse tümü onu iktidar peşinde koşan, erkekleri ve kadınları kendi amaçlarına göre manipüle eden ve engellendiğinde acımasızca misilleme yapan bir çeşit canavar olarak tasvir etmektedir. İdeal Romalı kadın sessiz, mütevazı, becerikli ve evli iken o hem toplum içinde konuşmaya ve hareket etmeye cesaret eden bir kadın olduğu için hem de iktidarı karşısında hiçbir ahlak değeri tanımadığı için kötü hatırlanmaktaydı. Agrippina’nın erdemli bir kadın olmadığına şüphe yoksa da politik olarak becerikli ve çok kurnaz olduğu dahası kadınların siyasi rollerinin sınırlarını yeniden şekillendiren bir devrimci olduğu muhakkaktır.

16 yaşına gelmeden yetim kalan, beşkardeşinin tümü öldürülen Agrippina, üçüncü ve son kocası imparator Claudius ile evlendikten bir yıl sonra Claudius’u adını Nero olarak değiştiren oğlunu evlat ve yasal varisi olarak kabul etmeye ikna etmeyi başarmıştı. Sevgililerinden birisi olan Seneca’yı Nero’ya özel öğretmen olarak tutmuştu. Diğer oğlu ve kızı Octavia’ya ihanet eden Claudius’un kararı kendisi için de ölümcül bir hata olmuştu çünkü tarihçiler Agrippina’nın 64 yaşındaki Claudius’u ölümcül bir mantarla zehirlediği iddia etmektedir.

Nero ve Agrippina

Nero

Claudius’un ölümü 13 Ekim 54’te Nero’nun genç yaşta tahta çıkmasına yol açarken Julia Agrippina kral naibi olarak iktidarı eline tamamen geçireceğini sanmaktaydı. Nero’nun ilk günlerinde imparatoriçe toplantılar esnasında senatoya arka kapıdan giriyor ve kalın bir perdenin ardından görüşmeleri izliyordu. Bununla birlikte Agrippina’nın beklediğinin aksine Nero’nun hükümdarlığı altında, Agrippina’nın Roma İmparatorluğu üzerindeki etkisi kısa sürede azalmıştır. Oğlunun genç olması sebebiyle Agrippina onun adına hükmetmeye çalışmışsa da olaylar planlandığı gibi gerçekleşmemiştir. Ana-oğul arasındaki ilk sürtüşme aynı yıl ortaya çıkmıştır Roma’ya gelen Armenialı elçi heyetini dinlemek için Nero kürsüye yerleşmişken kürsüye oturmak için gelen annesini Seneca’nın tavsiyesiyle yanına oturtmamıştır. Oğlunun müsrifliğinden şikâyet eden Agrippina hayal ürünü olması muhtemel bir anlatıya göre oğlunun sekreteri Doryphoros’a 10 milyon sestertius verilmesini emretmesi üzerine bu paranın ne derece büyük olduğunu göstermek için aynı miktarda parayı önüne yığdırmış, eleştirilmeyi sevmeyen Nero’da öfkeyle bu para az olmuş diyerek adama iki katını hibe etmiştir. Tacitus’a göre özellikle 55 yılında ana-oğul arası iyice açılmış, Agrippina imparatoru her fırsatta eleştirerek,  onu İmparator yaptığını asla unutturmamıştır. Nero artık kendisine yük haline gelen annesinden kurtulmak istiyordu.

Agrippina, Octavia’yla evliliği iyi gitmeyen Nero’nun önce Acte adlı eski bir köle kadın ardından arkadaşının karısı Poppaea Sabina ile olan ilişkisine itiraz etmesi, aşk hayatına karışması muhtemelen imparatorun annesinden tamamen kurtulmayı düşünmesine yol açmıştır. Agrippina iktidardan uzaklaştırılınca bu sefer üvey oğlu Brittanicus’un tahtın gerçek varisi olduğunu savunarak, Nero’nun yönetme hakkına da meydan okumuştur. Nero, kendisine karşı koz olarak kullanılan Brittanicus’u, ortadan kaldırdıktan sonra ardından Agrippina’yı saraydan sürmüştür. Bununla yetinmeyen genç imparator da, batması planlanan bir zevk teknesine bindirerek annesini öldürmeyi planlamışsa ancak iyi bir yüzücü olan Agrippina güvenli bir şekilde kıyıya geri dönmeyi başarmıştır. Nero daha sonra annesine evinde suikast düzenlemesini emretmiştir. Bir grup asker Agrippa’yı evinde sopalarla dövdükten sonra bıçaklayarak öldürmüştür.

Agrippina, Seneca’yı sürgünden kurtarmakla kalmamış, maddi açıdan desteklediği filozofun çalışmasını tamamlaması için onu cesaretlendirmiştir. Caligula’nın hükümdarlığı sırasında bazı başarıları finansal politikaların uygulanmasını sağlamıştı. Nero’nun Roma imparatorluğunu iyi yöneteceğinden emin olmak için aşırı çaba göstermişse de Nero, annesinin iyi niyetini onu öldürene kadar fark etmemiştir.

Kaprisli, acımasız ve öz annesini öldürtecek kadar zalimleşen imparator Nero, MS 68’de intiharına kadar 14 yıl boyunca Roma’yı yönetmiş, kendi ailesinden başlayarak keyfini kaçıran herkesi ortadan kaldırmıştır. Annesi hayattayken mutsuz olan Nero, Agrippina’nın ölümünden sonra daha da kötüleşmiş, dedikodulara göre sık sık annesinin hayaletini görmüş ve nadiren geceleri rahat uyumuştur.

Kaynakça

Agrippina the Younger. Encyclopedia of World Biography, 2nd ed., vol. 20, Gale, 2004, pp. 5-8.

Agrippina the Younger (15–59 CE).” Dictionary of Women Worldwide: 25,000 Women Through the Ages, edited by Anne Commire and Deborah Klezmer, vol. 1, Yorkin Publications, 2007, p. 22.

Barrett, Anthony A. Agrippina: Mother of Nero. Routledge Ltd, Florence, 1996;1999;2002; doi:10.4324/9780203012352.

Ginsburg, Judith, and Eric Gruen. Representing Agrippina: Constructions of Female Power in the Early Roman Empire. vol. 50, Oxford University Press, US, 2005;2006

Julia-Agrippina. https://www.britannica.com/biography/Julia-Agrippina

Nero. http://www.history.com/topics/ancient-history/nero

Notlar

[1] Julio-Claudian hanedanı ilk beş Roma imparatoru Augustus, Tiberius, Caligula, Claudius ve Nero için kullanılan bir ifadedir.

[2] Caratacus, İngilizlerin Roma fethine karşı direnişini sağlayan, 1. yüzyıldan kalma bir Britanya Catuvellauni kabilesi şefiydi.

[3] Augustus’un dişil formu olup, Latince “yüce, saygıdeğer” anlamına gelmekteydi. Augustus, ilk Roma imparatoru Octavian’a verilen unvandı.