Yunan Mitolojisi

Odysseia Destanı (Yunan Mitolojisi)

Makale: Özhan Öztürk

Odysseia, Homeros’un MÖ 9 veya 8. Yüzyılda yazdığı Odysseus adlı Yunan kahramanının Troya savaşından İthaka’ya 20 yıl süren dönüş yolunda maceralarını anlatan manzum destanının adıdır. Muhtemelen sonradan 24 bölüme ayrılan destan Kahramanın yokluğunda öldüğünü düşünen İthaka’nın bazı ileri gelenlerinin Odysseus’un karısı Penelope’nin etrafını sarıp kısa süre içerisinde yeniden evlenmesi için baskı yapmasıyla başlamaktadır. Athena bu durumda araya girerek Odysseus ile Penelope’nin oğlu Telemakhus’un babasının kaderini çizmesini sağlamıştır.

Kyklop Polyphemus

Odysseus, Troya’dan ayrılırken deniz tanrısı Poseidon’u kızdırınca çıkan bir fırtına

Odysseus’un gemisine Kykloplar kaya fırlatırken, Odysseia Destanı

onu Agamemnon’un gemilerinden ayırmış böylece Homeros’un Odysseia adını verdiği olağanüstü serüvenler dizisi başlamıştır. Fırtına sırasında Trakya’da Kikonlar ülkesine sığınarak İsmaros kentini zapt etmiş, burada Apollon rahibi Maron’dan daha sonra esir düşeceği Kyklop Polyphemus’u sarhoş etmekte kullanacağı olağanüstü lezzette on iki küp şarabı almıştır. Trakya’dan ayrılıp güneye doğru yol alınca Lotophagoslar ülkesine varmış, burada ‘lotos’ adlı yemesi bağımlılık yapan bir meyveye alışan adamlarını zorla adadan ayırmayı başarmıştır. Daha sonra uğradığı Kykloplar ülkesinde tek gözlü dev Polyphemos’a esir düşüp bazı adamlarını kaybetmesine karşın, devi şarapla sarhoş edip bir kazık vasıtasıyla kör edip kurtulmuştur.

Aiolia adası

Odysseus daha sonra Zeus’un rüzgârları kontrol etme gücü bahşettiği kral Aiolos’un hüküm sürdüğü Aiolia adasına varmış, burada iyi karşılanmış hatta ayrılırken kral kendisine deri bir içerisinde gerektiğinde kullanması için sert rüzgârları hediye etmiştir. On günlük yolculuktan sonra İthaka’ya yaklaşan Odysseus yorgun düşüp uyuya kalınca Aiolos’un ne hediye ettiğini merak eden, verilenler hazineyse bölüşmeleri gerektiklerini düşünen arkadaşları deri torbayı açarak rüzgârları serbest bırakmışlardır. Çıkan fırtınada gemi yeniden Aiolia adasına dönmüşse de kral Aiolos olanları öğrenince tanrıların öfkesine sebep oldukları gerekçesiyle Odysseus ve adamlarını ülkesinden kovmuştur.

Kirke’nin adası

Aiolia adasından ayrıldıktan sonra Laistrygonia adasında gemisini yaratıklarca parçalanmaktan zor kurtaran Odysseus hayatta kalan arkadaşlarıyla birlikte Aeaea adasına ulaşmışlardır. Yorgun ve moralsiz olan denizciler iki gün boyunca sahilde yattıktan sonra üçüncü gün Odysseus adayı keşfe çıkmış ve ileride bir tepede yükselen dumanları görmüşse de yalnız başına gitmemiş arkadaşlarının yanına dönerek gördüklerini anlatmıştır. Tayfayı iki gruba ayıran Odysseus çekilen kura neticesinde gemide kalırken Eurylokhos liderliğindeki grup tepeye doğru yola koyulmuş, yolda rastladıkları kurt ve aslanların büyü ile hayvana dönüştürülen insanlar olduğunu fark etmeden Kirke’nin evine ulaşmayı başarmışlardır. Büyücü kadın grubu içeri çağırmış kadına güvenmeyen Eurylokhos dışındakiler davete icabet etmişlerdir. Kadın adamlara ikram ettiği yemeğin içine bir ilaç karıştırarak hepsini domuza çevirmiş ardından sopasıyla vura vura ağılına götürmüştür. Eurylokhos durumu görünce koşarak Odysseus’a haber vermişse de kahramanı Kirke’nin evine kadar götürmeye korkmuş, bunun üzerinde Odysseus yola yalnız başına çıkmıştır. Odysseus, yolda genç bir adam kılığına girmiş Hermes ile karşılaşmış ve ondan moli (μῶλυ) adı verilen (muhtemelen kardelen çiçeğinin soğanı) sihirli bir bitkinin büyüye karşı panzehir olarak kullanılabileceğini hatta büyücüyü nasıl yenebileceğini de öğrenmiştir. Odysseus, Hermes’in öğütlerini yerine getirerek Kirke’nin arkadaşlarını yeniden insana dönüştürmesini sağlamakla kalmamış, kadınla birlikte olmuş adada keyifli bir yıl geçirmiştir. Sonunda Odysseus, mürettebatın İthaka’yı özlemesi üzerine yola çıkmaya karar verirse de Kirke’nin uyarısıyla yola çıkmadan önce yeraltı dünyasına inerek Thebaili kâhin Tiresias’a danışmaya gitmiştir.

Yeraltı dünyasına iniş

Odysseus, Okeanos nehrini geçerek Persephone’un kavak korusunun yanına demirledikten sonra toprağı kazarak içini ölülerin şerefine süt, su, şarap ve bal dökmüş ardından bir keçi ile siyah koyun kurban etmiştir. Ölüler kan kokusunu alınca kan içmek için çukurun başına üşüşünce Odysseus kılıcını çekip gelenleri uzaklaştırarak Theireas’ın ruhunun gelmesini beklemiştir. Bununla birlikte kahramanın yanına ilk önce Kirke’nin evinden ayrıldıkları gün çatıdan düşerek ölmesine rağmen ekibin acelesi olduğundan uygun cenaze töreni düzenleyemedikleri Elpenor gelince adama yarım bıraktıkları işi tamamlayacağına dair söz vermiştir. Kâhin Teiresias’ın kandan içmesine izin veren kahraman adamdan Thrinakie’de Güneş’e sığırları çaldırmazsa evine dönebileceğini söylerken karısını rahatsız eden açgözlü taliplerin varlığından da bahsetmiştir. Odysseus istediğini öğrendikten sonra diğer hayaletlerin de yaklaşmasına izin vermiş bu arada annesi, Agamemnon, Akhilleus ve Herakles ile de konuşmuş, bir dağın tepesinden kaya yuvarlayan Sisyphos ile boğazına dek sular içerisinde ıstırap çeken Tantalos’u da görmüştür.

Sirenler

Yeraltı dünyasından panik içinde ayrılan kahraman demir alıp Kirke’nin adasına

Odysseus’un gemisine musallat olan sirenler (Gayley, 1893)

dönmüş, kadından seyahati boyunca karşılaşacağı zorluklar hakkında bilgi aldıktan sonra yola çıkmıştır. Kirke’ye göre gemisinin geçeceği bir adanın civarındaki sirenler söyledikleri güzel şarkılarla denizcilerin aklını başından alarak ölümlere yol açmaktaydı. Odysseus adamlarının kulaklarını balmumuyla tıkamasına karşın kendisini gemi direğine bağlayan Odysseus kulaklarını tıkamayınca sirenlerin şarkısından etkilenip adamlarına durmaları emrini vermişse de kimse kendisini duymadığından kaza yapmadan bölgeyi terk etmişlerdir. Bu olayın ardından Odysseus Skylla ve Kharybdis adlı canavarların meskeni olan dar bir geçitte Kharbydis’e bir yatak hediye ederek gönlünü almayı başarmışsa da Skylla’nın kayasının altından geçerken altı arkadaşını canavara kaptırmıştır.

Güneş’in sığırları

Apollon’un iri cins sığır sürülerini barındıran Thrinakie adasına yaklaşan Odysseus gerek Kirke gerekse kâhin Teiresias’ın uyarısına rağmen kaybedilen arkadaşlarının verdiği moralsizlik ve yol yorgunluğu ile adaya demirlemek ve geceyi geçirmek zorunda kalmıştır. Adamlarına adadaki sığırlara dokunmayacakları konusunda söz verdiren Odysseus rüzgârların birden bire yön değiştirmesiyle 1 ay kadar adada mahzur kalmıştır. Erzak tükenince uzun süre açlığa direnen denizciler Odysseus’un yokluğunda sığırlardan bir kaçını çalmış ve tanrılara adarsak öfkelerini çekmeyiz mantığıyla pişirip yemişlerdir. Odysseus geri döndüğünde işin işten geçtiğini anlamış, birkaç güne fırtına yatışınca adadan demir almışlardır. Bununla birlikte tanrılar adadan ayrıldıktan kısa bir süren sonra kopan fırtınada tekneyi batırıp tüm mürettebatın ölmesini sağlayarak intikam almış, geminin batmayan parçalarına tutunan Odysseus ise sağ kalmayı başarmıştır.

Kalypso

Odysseus, dalgalarla Ogygia adasına sürüklenmiş burada kendisine âşık olan su perisi Kalypso’nun adasında 7 yıl boyunca esir tutulmuştur. Evine dönem isteği azalmayan kahraman ancak Athena’nın Zeus’u ikna etmesi sonucu, Hermes’in adaya gidip Kalypso ile görüşmesiyle kadın tarafından gönülsüzce salıverilmiştir. Kalypso’nun yardımıyla bir sal inşa eden Odysseus İthaka’ya doğru yoluna devam etmiştir. Bununla birlikte Polyphemus’u kör ettiği için kahramana kızgınlığı devam eden Poseidon yine korkunç bir fırtına yaratarak Odysseus’un salının parçalanmasına sebep olmuştur. Bu sırada su perisi İno kahramana duvağını vererek beline sarmasını ve barışçı insanlar Phaeakialıların ülkesine doğru yüzmesini söyleyerek hayatını kurtarmıştır. Burada öyküsünün anlatınca kendisine acıyan prenses Nausikaa’nın yardımıyla ülkesi İthaka’ya dönebilmiştir. Böylece Troya savaşının bitiminden 10, evden ayrılışının ise 20 yıl sonrasında dikkat çekmemek için bir dilenci kılığına bürünen Odysseus ülkesine varabilmiştir. Oğluyla buluşan kahraman karısının taliplerini öldürmek ve bir zamanlar kralı olduğu ülkeyi yeniden yönetebilmek için bir plan yapmış, güç ve kurnazlık kullanarak düşmanlarının üstesinden gelmeyi başarmıştır.

Kaynak: Özhan Öztürk. Dünya Mitolojisi. Nika Yayınları. Ankara, 2016

Ayrıca Oku: Homeros’un İlyada Destanı

Ayrıca Oku: Küçük İlyada Destanı

Ayrıca Oku: Güzel Helene, Troyalı Helen

AyrıcaOku: Troya Savaşı ve Troya Atı