Dobruca (Ripa Thraciae) Tarihi
Makale: Özhan Öztürk
Dobruca (Dobroudja, Dobruja,Dobroudja, Dobruja, Добруджа, Dobrudža) Tuna nehrinin Silistre’nin kuzeyinde oluşturduğu dirsek ile Karadeniz arasında kalan ve Tuna deltasını da kapsayan tarihi bölgenin adı olup, günümüzde Bulgaristan ve Romanya devletleri arasında ikiye bölünmüş durumdadır[1].
Dobruca adının anlamı
İlk olarak Türkçe kaynaklarda geçen Dobruca bölgesinin adını 14. yüzyılda yaşamış,
Karvuna prensliğinin kurucusu Bulgar despotu Dobrotitsa’dan aldığı iddiası genelde kabul görmektedir.[2] Alternatif etimoloji olarak Slavca dobro “iyi” ile Tatarca “bucak” kelimelerinin birleşiminden oluştuğu veya Bulgarca “kayalık; bereketsiz toprak” anlamına gelen “dobrica” kelimesiyle ilişkili olduğu iddia edilmiştir[3]. Bununla birlikte gerek 15. yüzyıla ait bir Oğuzname’de yerleşimden Dobruca-eli olarak bahsedilmesi gerekse Laonicus Khalkondyles’in Tarih adlı çalışmasında aynı anlamda “Dobrotitsa’nın ülkesi” anlamına gelen “Δοβροτίκεω χώρα” yazımı Dobrotitsa seçeneğini güçlendirmektedir.
Dobruca Arkeoloji
Dobruca bölgesinde yer alan Babadağ, Slava Cercheză ve Sarıköy yerleşimlerinde Orta ve Üst Palaeolitik dönemden itibaren insan yerleşimi tespit edilmiştir.[4] Geç Neolitik dönemde Tuna nehri havzası ile Karadeniz arasında güneyde Muntenia’ya dek uzanan bölgede ortaya çıkan Hamangia kültürünün (MÖ 5250-4550) özellikle Cernavodă’da (Boğazköy) bulunan “düşünen adam” ve “oturan kadın” heykelleri dikkate alındığında Anadolu ile bağlantılı olduğu sanılmaktadır.[5] Hamangia kültürü dışında Boia (MÖ (4300–3500) tarım kültürü ile Gumelnita gibi Neolitik kültürlerden etkilenen bölge, Eneolitik (Kalkolitik) dönemde Karadeniz kuzeyinden göç almış, böylece Kurgan kültürü bölgeye taşınırken önceki kültürlerle karışarak geç bakır çağında Cernavodă (MÖ 4000-3200) ve bronz çağında Ezero (MÖ 3300-2700) kültürlerinin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Medgidia’da (Karasu) bulunan Miken kılıcından anlaşıldığı kadarıyla bölge MÖ 14. yüzyılda Akdeniz uygarlıkları ile ticari ilişki kurmuş olmalıdır.[6]
Histria’da Roma Hamamları, Roma öncesi döneme ait tapınak kalıntıları, her döneme ait heykeller, Dobruca Getleri ile kültürel ilişki kurulduğuna dair MÖ 5-4 yüzyıllara ait çanak çömlek, amforalar ve diğer kanıtlar bulunmuş, kente ait en eski sur kalıntıları MÖ 575-500 yıllarına tarihlenmiş[7] olup, bronz Histria sikkelerinde Trakların güneş sembolü “tekerlek”, gümüş sikkelerinde ise iki farklı yöne bakan genç bir erkek yüzü olduğu görülmektedir.
Kallatis’te MÖ 4-3. yüzyılara ait Eros, Nike, Aphrodite ve Dionysos figürleri, tapınak ve sunaklar, Albeşti civarında amforalar, MÖ 4. yüzyıla ait sur kalıntıları, yerli yapım çömlekler, İskit tipi mezarlar bulunmuştur.
Yunanlılar ile Getlerin karışık yaşadığı bir Histria kolonisi olan Orgame’de 1980’lerde yapılan kazılarda MÖ 7-6. yüzyıllara ait Yunan çömleklerine rastlamış, Tomoi’de ise MÖ 6. Yüzyıla ait Yunan çömlekleri, Histria bronz sikkeleri, amforalar, yerel İskit kralı Akroas’a ait 4 bronz sikke bulunmuştur.
Dobruca Tarihi
Dobruca Antik Çağ Tarihi
Demir Çağı’nda Get kabilelerinin yaşam alanı olan bölge 8. yüzyılın ikinci yarısında Yunanlılarla ticari ilişki başlarken, MÖ 657/656’da ilk Milet kolonisi Histria kurulmuş bunu Dobruca sahilinde kurulan Kallatis, Tomis, Mesembria, Dionysopolis, Parthenopolis, Aphrodisias ve Eumenia izlemiş olup, tüm bu koloniler MÖ 478’de Pers istilasına karşı Yunan kent devletlerinin kurduğu Delos Birliği’ne katılmışlardır. MÖ 6. yüzyılda İskitler bölgeye girmeye başlamış olup, bu dönemde Miletli Hekataios (MÖ 540–470) Dobruca sınırlarında yer alan Orgame’de (Argamum) Krobyzi ve Terizi adlı iki Get kabilesinin de yaşadığını bildirmiş, MÖ 514/512’de Pers kralı I. Darius, Getler‘e boyun eğdirdikten sonra kuzeyde Tuna nehrini geçerek İskitler üzerine yürümüştür.[8]
MÖ 313 ve 319’da başta Kallatis olmak üzere bölgedeki Yunan kolonileri Büyük İskender’in generallerinden Makedonyalı “Tekgöz” I. Antigonus’un da desteğiyle Makedon egemenliğine karşı ayaklanmışsa da isyan Trakya diadoku Lysimakhus tarafından şiddetle bastırılmıştır. Lysimakhus, MÖ 300’de Tuna’nın kuzeyinde yaşayan ve başkentleri Helis[9] olan Getler üzerine bir sefer düzenlemişse Getlerin lideri Dromikhaetes tarafından önce esir edilmiş, serbest bırakılmasının ardından ise kızını Dromikhaetes ile evlendirerek Getlerle ilişkilerini sağlamlaştırmıştır. Arkeolojik kanıtlara göre MÖ 3. yüzyılda Dobruca’daki Yunan kolonileri Zalmodegikos ve Moskon adlı Get liderlerine haraç vermekte olup, Tulcea’da bulunan ve üzerinde Yunanca “kral Moskonos” (ΒΑΣΙΛΕΩΣ ΜΟΣΚΩΝΟΣ) yazan bir sikkede bunlardan birisi uzun saçlı ve tiara[10] takmış genç bir adam olarak tasvir edilmiştir.[11] MÖ 260’da Keltler Dobruca’nın kuzey sınırı boyunca, MÖ 2. yüzyılda ise Bastarne[12] adlı Kelt-Germen kabilesinin Peucini adlı bir kolu Tuna deltasına yerleşmiştir.[13] MÖ 200’de Trakya kralı Zoltes tarafından işgal edilen bölge Yunan kolonilerine haraç karşılığı koruma sağlamışsa da Tuna’nın kuzeyine hükmeden Rhemaxos[14] adlı kral tarafından kurtarılmıştır. VI. Mithridates MÖ 100’de Pontus devletinin sınırını Dobruca’da ki Yunan kentlerine dek genişletmişse de MÖ 72–71’de 3. Mitridatik savaş sırasında Makedonya konsülü Marcus Terentius Varro Lucullus bölgede egemen olmayı başarmıştır. MÖ 62–61 ayaklanan Yunan kolonileri Roma kuvvetleri, Get ve Bastarneler tarafından Histria’da bozguna uğratıldıktan sonra Get-Dak birliğinin kralı Burebista[15] (MÖ 82-44) MÖ 55-44 tarihleri arasında Dobruca’yı işgal ederek tüm Yunan kolonilerini ele geçirmiştir.
MÖ 29’da Dobrucalı Get şefi Rholes, Makedonya prokonsülü Marcus Licinius Crassus’un Bastarneler ile mücadelesini desteklemiş, Dobrucanın merkezini yöneten Dapyx ile kuzeyini yöneten Zyraxes adlı Get şeflerinin dize getirilmesini sağlamıştır.[16] Bu dönemde Dobruca sahilindeki Yunan kolonileri Makedonya’ya bağlılıklarını sürdürürken, iç bölgeler Trak kabilelerini bir araya getiren Romalılar ile işbirliği yapan Odrysia krallığının egemenliğine girmiş, hatta Odrysia kralı Rhoemetalces, Aegyssus ile Troesmis’i işgal eden Getleri Romalılar ile birlikte bölgeden çıkarmıştır.
Dobruca Roma dönemi
MS 15’de Moesia eyaleti kurulduğunda o dönemde “Ripa Thraciae” adı verilen Dobruca bölgesi “Praefectura orae maritimae” adı verilen sahildeki Yunan kolonileri dâhil olmak üzere bu eyaletin sınırları içerisinde kalmıştır. MS 1. yüzyıl boyunca Get-Dak kabileleri bölgeyi çok defa yağmalamış hatta Dak kralı Decebalus, Dak, Karpi, Sarmat ve Bur halklarından topladığı bir orduyla MS 102’de Moesia İnferior’u işgal ederek Roma ile egemenlik mücadelesine girmiştir.
Roma İmparatorluğu’nun Dacia’yı ele geçirmek amacıyla Dacia Krallığı ile MS 87-88, MS 101-102, MS 105-106 tarihlerinde giriştiği “Dacia Savaşları” adıyla bilinen 3 savaşın sonunda Dacia krallığı yıkılarak bir Roma eyaleti olmuştur.
MS 86’da Dacia kralı Duras ordularına Tuna nehrini geçerek Roma eyaleti Moesia’ya saldırma emri verince, imparator Titus Flavius Domitianus (81-96) bizzat bölgeye gelerek Moesia’yı idari açıdan Moesia Inferior ve Moesia Superior adlı 2 bölgeye ayırmış, burada Dacia’yı istila planları hazırlamıştır. MS 87’de General Cornelius Fuscus’a 6 lejyonuyla Tuna’yı geçme emri vermişse de Romalılar Tapae’de pusuya düşürülmüş, Legio V Alaudae tamamen yok edilince Fuscus savaş meydanında intihar etmiştir. MS 88’de Fuscus ile aynı rotayı izleyen General Tettius Iulianus Tapae’de kazandığı zaferden sonra Sarmizegetusa üzerine yürümemişse de MS 89’da imzalanan barış antlaşmasına göre Dacia kralı Decebalus, Roma’ya bağımlı olduğunu kabul etme şartıyla tahtını korumayı başarmış, buna karşılık Roma’dan para, işçi ve savaş makineleri almıştır.
Roma ekonomisinin yeni kaynaklara duyduğu ihtiyaç Trajan’ın tahta geçer geçmez Dacia seferini planlamasına sebep olmuş, Tuna havzasında bulunan 9 Roma lejyonuna ek olarak Trajan Legio X Gemina, Legio XI Claudia, Legio II Traiana Fortis ve Legio XXX Ulpia Victrix adlarında 4 lejyonu daha bölgeye göndermiş, Dacia ordusuyla Tapae civarında karşılaşmıştır. Daklar, Roma saldırısına direnmişlerse de aniden ortaya çıkan bir fırtınayı Tanrıların işareti olarak algılayarak geri çekilmişlerdir. Trajan kazandığı avantaja karşın kış ortasında Sarmizegetusa’ya yürümeyi göze alamayıp, baharı beklemeyi uygun görmüştür. Buna karşın Deceballus, kış ortasında Moesia’ya saldırınca iki ordu Adamclisi’de karşılaşmış iki taraf da ağır kayıplar vermişse de avantajını zafere dönüştürmek isteyen Trajan, Sarmizegetusa üzerine yürüyerek Decebalus’u barışa razı etmiştir. Antlaşmaya göre Daklar bir yandan Roma ordusunun işgal ettiği yerlerdeki egemenliğini tanırken öte yandan MS 89’da Romalılardan aldıkları silahları geri vermişlerdir. Bununla birlikte Trak kabileleri Tuna boylarındaki Roma kolonilerini yağmalamaya devam edince Trajan MS 105’de ordusunu yeniden Dacia üzerinde göndermiş, irili ufaklı çok sayıda çatışmanın ardından son zafer Sarmisegetusa surları önünde kazanılmış, kentin su kanallarının tahrip edilmesinin ardından Decebalus kaçmış, kralın 165 ton altın ve 331 ton gümüşten oluşan hazinesi ele geçirilmiş, MS 106 yılı yazında Dacia Roma topraklarına katılmıştır.
MS 118’de Roma imparatoru Hadrian bölgeyi de etkileyen bir Sarmat isyanını bastırmış, MS 170’de bugünkü Moldova ve Güneybatı Ukrayna’da yaşayan bir Dak kabilesi olan Kostobokiler Dobruca’yı işgal edip, Libida, Ulmetum ve Tropaeum’a saldırmış ayrıca Goth, Karpi, Bastarne, Hasdingi ve Taifali gibi halklar da MS 248, 258, 263, 267 ve 269 tarihlerinde bölgeyi yağmalamışlardır. II. Claudius, 268-69 tarihinde Naissus’ta Gothlara karşı kesin bir zafer kazanmışsa da Gothlar bölgeyi geçerek Trakya’ya doğru kaçmışlardır. Lucius Domitius Aurelianus (270–275) Dakları 272’de yenilgiye uğratmayı başarmışsa da bazıları Carsium (Hârşova) civarında yerleşmeyi başarmışlardır. Karpi adlı Dak kabilesi ile Roma ordusu arasında 301-308 tarihleri 5 ayrı savaş yaşanmış olup, lejyonlara boyun eğmeyen Daklar, Gothların da yardımıyla Romalılar’ın 271 yılında ülkelerini terk etmesini sağlayınca Dacia Roma’nın terketmek zorunda kaldığı ilk eyaleti olmuştur ki Eutropius’un “Breviarium Historiae Romanae” adlı eserinde Romalılar’ın Dacia’dan ayrılarak Moesia’ya göçtüğü bildirilmektedir. 336’da Büyük Konstantin terk edilen Dacia’yı yeniden fethetmiş bu yüzden Dacicus Maximus[17] ünvanını almışsa da bölgenin güvenlik sorunu ve Ostrogot akınları devam ettiğinden, Valerius Licinianus Licinius (263-325), Flavius Claudius Iulianus (355-360), Flavius Julius Valens (364-378) dönemlerinde Dobruca yerleşimleri yeniden inşa edilmek zorunda kalınmıştır.
Dobruca Bizans dönemi
Roma imparatorluğunun bölünmesinden sonra Doğu Roma’nın (Bizans) payına düşen bölge 513-520’de yerel önder Vitalianus liderliğinde I. Anastasius’a karşı ayaklanmışsa da asiler Bizanslı General Hypatius tarafından Kaliakra’da yenilgiye uğratılmıştır. I. Justinianus döneminde (518–527) Slavlar bölgeyi işgale yeltenmişlerse de imparatorun kuzeni Germanus Justinus tarafından mağlup edilmişlerdir. Yine 529’da Gepid lideri ve Illyria ile Tuna sınırı kuvvetlerinin komutanı (magister militum per Illyricum) olan Roma generali Mundus yeni bir Slav saldırısını püskürtmeyi başarmıştır[18]. 561–562’de Avarlar kağanları I. Bayan liderliğinde Pannonia’ya girerek bölgeye yerleşirken, Mauricius Tiberius döneminde Slavlar Dobruca’yı yağmalarken Dorostolon, Zaldapa ve Tropaeum kentlerini yıkmışlardır. 1. Tiberius Konstantine (574–582) ve Heraklius (610–641) dönemlerinden sonra sikke basılmaması Slav ve Bulgar göçünün başladığı bu dönemde bölgedeki Bizans kentlerinin yıkılıp, boşaltıldığını düşündürmektedir ki[19] gerçekten de Bizanslı general Priscus’ın çabalarına karşın Flavius Mauricius Tiberius Augustus (582-602) döneminde 1591/593’de Slavlar Dobruca’ya girerek Dorostolon, Zaldapa ve Tropaeum’u yıkmıştır. 602’de büyük bir Slav kitlesinin bölgeye girerek Tuna’nın güneyine yerleşmesinin ardından bölgedeki Bizans ordusu ayaklanmış, IV. Konstantine döneminde (668-685) ise sözde Bizans kontrolünde olan Dobruca, yeni bir idari düzenlemeyle Scythia themasına bağlanmıştır.
Dobruca Bulgar-Tatar dönemi
Bulgarların 681’de Ongala savaşı ile Bizans ordusunu yenilgiye uğratmaları sonucunda ilk Bulgar krallığı yapılandırılırken, Dobruca’nın güneyinde yeni kurulan Pliska kenti başkent seçilmiştir. Bulgar Krallığı’nın varlığına rağmen Bizanslılar Karadeniz kıyısının bir bölümünü özellikle Tuna nehrinin ağzını kontrol etmeye devam etmeyi başarmışlardır. İmparator, İstanbul’un MS 669’da Araplar tarafından kuşatılması esnasında[20] Bulgar Hanı Tervel’den yardım istemiş, Bulgar ordusunun yardımıyla Müslümanların yenilgiye uğratılmasının ardından Tervel “Avrupa’nın kurtarıcısı” ünvanını kazanmıştır. Bulgar Krallığı’nın artan gücünden endişe eden II. Nikephoros Phokas’un (963-969) arzusuyla Kiev prensi I. Sviatoslav 969’de Dobruca’yı fethetmiş, 971’de I. John Tzimiskes (969-976) bölgeye girerek “Batı’nın Mezopotamyası”[21] adını takmıştır. Theodorokanos tarafından tamamen fethedilen Dobruca idari olarak önce strategia olarak Drosdon’a bağlanmış, 1020’den sonra ise Paristrion Theması’nın bir parçası olmuştur.
895 yılında Bucak bölgesinden gelen Macar kabileleri Dobruca ve civarını işgal etmeye başarmış, buna ek olarak 10. yüzyılda Peçenek gruplarının Dobruca civarına yerleşimi de kabul edilmiş ama Peçenekler bölgeyi yağmalayıp[22], özerk bir yönetim oluşturmaya çalışınca I. Isaac Komnenos 1059’da bölgeyi yeniden fethetmek zorunda kalmıştır. 1071 Malazgirt yenilgisi sonrası Bizans’ın zafiyetinden faydalanan Tatos ve Khalis adlı Peçenek liderleri 1091’de Dristra, Satza ve Sesthlav’da özerk bir yönetim oluşturmayı başarmışlardır.
Kumanlar, Dobruca’ya 1094’de yerleşmiş olup, Osmanlı egemenliğine dek bölge siyasetinde kritik bir rol oynamışlardır.[23] 1187’de Bizanslılar Dobruca’yı Bulgarlar’a terk etmişse de 1241’de Kadan liderliğinde bölgeyi ele geçiren Tatarlar bölgede merkezi bir otorite oluşturulmasını engellemişlerdir.
Bulgar çarı Konstantin Tih (1257-1277) 20 bin Tatarı paralı asker olarak kiralayarak Bizans Trakyası’na saldırmış, Tatarlar önlerine çıkan Sarı Saltuk liderliğindeki Selçuk Türklerini Kıpçak (Kumania) bölgesine yerleşmeye zorlamışlardır. 1263-64’de Bizans imparatoru VIII. Michael Palaeologus, Selçuk Sultanı II. Keykavus’a Anadolulu Türklerin yerleştirilmesi iznini vermiş, sonradan Babadağ’da türbesi ziyaret yeri yapılacak Sarı Saltuk adlı Bektaşi dervişinin de aralarında bulunduğu Müslüman Türk kitlesi bölgeye gitmişse de 1307’de çoğu geri dönmüş, geri kalanları Hristiyanlığa geçerek Gagavuz adını almıştır.[24] 13. Yüzyılda Türk-Moğol Altın Orda Hanlığı Dobruca’yı defalarca yağmalamış, asi Bulgar lider Ivaylo Tatarlar’ı Bulgaristan’dan çıkardıktan sonra Konstantin Tih’in ordusunu da bozguna uğratarak kendini Bulgar çarı ilan etmiştir.
Dobruca Otonom Dönem
1325’de Güney Dobruca’da Balik adlı yerel bir liderin hüküm sürdüğü dönemde İstanbul Ortodoks Patrikanesi, Methodius’u Varna ve Karvuna’ya metropolit olarak atamıştır. Balik, 1346’da Dobrotitsa ile kardeşi Theodore’u 1.000 askerle birlikte Bizans imparatoriçesi Savoylu Anna’ya VI. John Kantakuzenus’a karşı taht mücadelesinde yardıma göndermişse de yenilip geri dönmüşlerdir. Balik’in 1347’de ölümünden sonra yerine geçen Dobrotitsa, Dobruca’nın tek hâkimi olurken, 1348’de Midia’yı (Kıyıköy), 1356’da Kozyak ile Emona’yı Bizanslılar’dan geri almayı başarmış, Varna’da kurduğu ve Trabzon’a dek gönderdiği donanma ile Osmanlı ve Cenevizliler’e karşı savaşmıştır.
Dobruca Osmanlı Dönemi
1420’de Osmanlı egemenliğine giren Dobruca, Silistre sancağını da kapsayan bir Uç vilayet olarak teşkilatlandırılmıştır. Yıldırım Bayezid’in veliaht olan en büyük oğlu olup, “Düzmece Mustafa” adıyla da anılan Mustafa Çelebi (1393-1422) 1416’da Venediklilerin yardımı ile Rumeli’ye geçerek düzenleyeceği ayaklanma için buradaki vali ve sancak beylerinden hatta Bizans İmparatoru II. Manuel’den yardım istemiştir. Mustafa Çelebi’nin topladığı kuvvetler Selanik’ten Tesalya üzerine yürürken I. Mehmet’e sadık kalan Niğbolu beylerbeyine yenilince şehzade mülteci olarak Bizans’a sığınmıştır.[25] Kazaklar, 1603 ve 1612’de bölgeyi yağmalamış, İshakçı (Isaccea) ve Köstence’yi yakmıştır. Osmanlı-Rus savaşları sırasında Rus ordusu 1771–1774, 1790–1791, 1809–1810, 1829 ve 1853’de Dobruca’yı istila etmiş, 1829 Edirne Antlaşması’yla Tuna deltası Rusya’ya bırakılmışsa da Kırım Savaşı‘nın ardından 1856’da geri alınmıştır.
Dobruca Modern Dönem
1877-1878 Osmanlı-Rus savaşı sırasında Rus çarlığı Dobruca’yı ele geçirmişse de
bölge San Stefano ve Berlin antlaşmalarıyla ikiye bölünerek kuzeyi Romanya’ya teslim edilmiş, San Stefano antlaşmasından Dobruca’nın diğer yarısını alan Bulgaristan’ın payı ise Berlin antlaşmasında revize edilerek güneyde daha küçük bir parçaya dönüştürülmüştür. 1913’de 2. Balkan Savaşı sonrasında Bulgaristan güney Dobruca’yı Romanya’ya terk etmek zorunda kalmışsa, 1. Dünya Savaşı sonrasında 1918’da imzalanan Bükreş antlaşmasıyla geri almış ama 27 Kasım 1919 tarihli Neuilly-sur-Seine antlaşmasıyla güney yeniden Romanya’nın olmuştur. Romanya, pozisyonunu sağlamlaştırmak amacıyla ülke dışında yaşayan Makedonya Rumenlerini (Vlah) 1926 yılından itibaren güney Dobruca’ya yerleştirmişse de 1923’de Güney Dobruca Bulgarlarının Docho Mihaylov liderliğinde kurduğu Dobruca İhtilal Örgütü[26] 1940 yılına dek Romen yönetimine karşı mücadele etmiştir. Sonuçta 7 Eylül 1940’da Bulgaristan ve Romanya krallıkları arasında imzalanan Craiova antlaşmasıyla Güney Dobruca Bulgaristan’a bırakılmış, bugünkü Bulgaristan-Romanya devlet sınırları oluşturulmuştur. Ayrıca Bulgaristan ile Romanya arasında nüfus mübadelesi de gerçekleştirilmiş, 80 bini Dobrucalı 110 bin Rumen Bulgaristan’dan Romanya’ya, 77 bin Bulgar ise Romanya’dan Bulgaristan’a göç etmek zorunda kalmıştır.
Kaynak: Özhan Öztürk. Pontus: Antik Çağ’dan Günümüze Karadeniz’in Etnik ve Siyasi Tarihi (Genişletilmiş 3. Baskı). Nika Yayınları. Ankara, 2016
Notlar
[1] Dobruca’nın 14.492 km2’si Romanya’da 7.780 km2’si Bulgaristan’da yer almaktadır.
[2] Wittek, 1952: 653
[3] Dănescu, 1903: 35–36
[4] Rădulescu, 1998: 13
[5] Nica, 1997: 105-116
[6] Rădulescu, 1998: 30
[7] Hind, 1993: 89
[8] Herodot, Historiae IV, 93
[9] Helis, antik yazarlarca Romanya içlerinde düşünülmüşse de 1982’de Sveshtari’de bulunan Trak mezarları burayı antik kentin muhtemel mevki adayları arasına sokmuştur (Delev, 2000: 384–401)
[10] Yunanca τιάρα “külah formunda bir çeşit taç”
[11] Preda, C. SCIV XV (1964): 401-410; Preda, C. Fasti Archeologici XVII (1965): 237 nr.3353
[12] Yunanca Βαστάρναι veya Βαστέρναι
[13] Strabon VII.3.17
[14] Kralın kökeni hakkında bilgi olmamakla birlikte Dak, Kelt veya İskit olması muhtemeldir.
[15] Yunanca Βοιρεβίστα
[16] Cassius Dio. Roma Tarihi, LI.26, VI: 75–77
[17] Latince “Dakların büyük fatihi”
[18] Ioannes Malalas, Chronographia 450-451
[19] Vaklinov, 1977: 65
[20] İbnü’l-Esîr, 1979: III, 458.
[21] Yunanca Μεσοποταμια της Δυσεον
[22] Georgios Kedrenos, Historiarum Compendium, II: 514–515
[23] Rădulescu, 1998: 192–193
[24] Wittek, 1952: 666-67
[25] Shaw ve Shaw, 1977: 109
[26] Bulgarca Вътрешна добруджанска революционна организация
I. Romanya Dobrucası, Kuzey Dobruca
Kuzey Dobruca, tarihi Dobruca bölgesinin Romanya topraklarında kalan bölümüne verilen adı olup, aşağı Tuna nehri ile Karadeniz arasında 15,500 km² alanda Köstence, Tulcea, Medgidia ve Mangalia kentlerini kapsamaktadır.
1880[1] | 1899 | 1913 | 1930 | 2002[2] | |
Toplam | 139,671 | 258,242 | 380,430 | 437,131 | 971,643 |
Rumen | 43,671 | 118,919 | 216,425 | 282,844 | 883,620 |
Bulgar | 24,915 | 38,439 | 51,149 | 42,070 | 135 |
Türk | 18,624 | 12,146 | 20,092 | 21,748 | 27,580 |
Tatar | 29,476 | 28,670 | 21,350 | 15,546 | 23,409 |
Rus | 8,250 | 12,801 | 35,859[3] | 26,210 | 21,623 |
Ukraynalı | 455 | 13,680 | 33 | 1,465 | |
Alman | 2,461 | 8,566 | 7,697 | 12,023 | 398 |
Yunanlı | 4,015 | 8,445 | 9,999 | 7,743 | 2,270 |
Çingene | 702 | 2,252 | 3,263 | 3,831 | 8,295 |
Romanya Dobrucası’nın 1880-2002 demografik gelişimi incelendiğinde 1877-78 Osmanlı-Rus savaşları öncesinde Dobruca bölgesinin nüfusu büyük ölçüde Osmanlı Türkleri ve Tatarlardan meydana geldiği görülmekteyse de savaş sonrası Müslümanlar büyük ölçüde Bulgaristan ve Anadolu’ya gönderilerek nüfus dengesi değişmiştir. Müslüman nüfustaki azalma günümüze dek süreklilik arz etmiş olup, Türkler 1880’de bölge nüfusunun % 13’ünü oluştururken 2002’de 2. 8’e, % 21’ini oluşturan Tatarlar ise % 2. 4’e inmiştir. 1926-1938 arasında en az 30 bin Vlah, Bulgaristan, Makedonya ve Yunanistan’dan gelerek Güney Dobruca’ya yerleştirilmiştir. 1940’da Güney Dobruca’nın Bulgaristan’a verilmesiyle ise kuzeydeki Bulgarlar nüfus mübadelesiyle Bulgaristan’a gönderilmiştir. Almanlar, 1841-56 tarihleri arasında Rus Çarlığı’nın Besarabya ve Kherson bölgelerinden ekonomik sebeplerle Kuzey Dobruca sahiline yerleşmiştir. II. Dünya Savaşı’nın ilk yıllarında Dobruca Almanlarının tamamına yakınını teşkil eden 16 bin kişi tıpkı Besarabya ve Bukovina Almanları gibi “Heim ins Reich” (imparatorlukta yuva) politikası çerçevesinde Almanya’ya yerleştirilince, günümüze ancak Dobruca nüfusunun %0.04’ünü teşkil eden sembolik bir Alman topluluğu ulaşabilmiştir.
Notlar
[1] G. Dănescu, Dobrogea (La Dobroudja). Étude de Géographie physique et ethnographique
[2] Guvernul României-Agenţia Naţională pentru Romi. 5–6, 13–14
[3] 1913’de Rus-Lipovan ve Ruthenia Ukraynalılar’ı birlikte sayılmıştır
II. Bulgar Dobrucası, Güney Dobruca
Bulgaristan’ın kuzeydoğusunda 7,565 km² yüzölçümüne sahip tarihi bölgenin adı olup, Dobrich ve Silistra illerini kapsamaktadır. 19. Yüzyılda büyük ölçüde Bulgar ve Türklerin yaşadığı Güney Dobruca’da Gagavuzlar, Kırım Tatarları, Rumenler ve Çingeneler gibi azınlıklar da bulunmaktaydı. 1914 sonrası Romanya’ya bağlanan bölgeye Rumen nüfusunu arttırmak için Vlahlar (Makeonya Rumenleri) yerleştirilmişse de 7 Eylül 1940’da Kraiova antlaşmasıyla Bulgaristan’a verilince Romanya ve Bulgaristan arasında karşılıklı nüfus mübadelesi yapılmış, 100 binin üzerinde Rumen kuzeye gönderilmiştir.
1910 | 1930 | 1940 | 2001 | |
Toplam | 282.007 | 378.344 | 407.515 | 357.217 |
Bulgar | 134.355 | 143.209 | 150.962 | 248.382 |
Rumen | 6.348 | 77.728 | 106.534 | 591 |
Türk | 106.568 | 129.025 | 147.196 | 76.992 |
Tatar | 11.718 | 6.546 | ? | 4,515 |
Çingene | 12,192 | ? | ? | 25.127 |