Edirnekapı (Fatih)
İstanbul’un altıncı ve yedinci tepeleri arasında en yüksek noktada konumlanan Edirnekapı semti adını II. Theodosius (408-450) zamanında inşa edilen surlar arasındaki kapıdan almaktadır.
Edirnekapı nerede? Edirnekapı’ya nasıl gidilir?
Edirnekapı Tarihi
Skarlatos Byzantios’a Edirnekapı Bizans döneminde Polyander (Πολυάνδρου) veya ‘Mezarlık Kapısı’ anlamında Myriander (Μυρίανδρου) ve Kharisius (Χαρισίου) kapısı olarak anılmaktaydı. Söylencelere göre İstanbul’un fethinden sonra Fatih Sultan
Mehmet bizzat bu kapıdan kente girmiş, Hz. Muhammed’in sahabelerinden Ebû Εyup el-Ensârî Arapların 674’de kenti kuşatması sırasında burada şehit olmuştur. Haliç ile Marmara Denizi arasını surların ikinci kapısı olup, Rumeli’nin her tarafından İstanbul’a gelen mal ve yolcuların yanı sıra, yabancı elçilerin de başkente kabul edildiği kapının adı fetih sonrasında Edirne yolu üzerinde olmasına atfen Edirnekapı olarak değiştirilmiştir.
Osmanlı Döneminde Edirnekapı
Edirnekapı ayrıca İstanbul’un fethi sonrasında Müslüman nüfusun yerleştirildiği ilk
bölge olduğu için önem arz etmekte olup, bu yüzden İstanbul’un ilk cami, tekke ve medreseleri de burada inşa edilmiştir. Bölgedeki yapıların en önemlisi Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı onuruna yaptırdığı Mihrimah Sultan Camidir. Skarlatos Byzantios kapının hemen dışında daha Türk taş oymacılarının mezar taşı yapıp sattıklarını kaydetmektedir. 17. yüzyıl sonlarında bölgeye gelen Eremya Kömürciyan ise kapının hemen karşısında Türklere konakların, Bayrampaşa bostanı, Beylik Çayırı ve Yenibahçe bahçeleri ile Balatlı Ermeniler ve bölge Rumların mezarlıklarının varlığını bildirmiştir. Fetih
sonrası bölgedeki Hristiyan varlığı yerinde kalmış olup, Fener’e yakın olmasının da etkisiyle 19. yüzyıla dek suriçi Rum toplumunun önemli bir bölümü Edirnekapı’da yaşamıştır. Öncesinde 19 Rum ailenin yaşadığı Edirnekapı Pazarı Mahallesi’ne 1475 yılında Kırım yarımadasındaki Kefe kentinden bazı Hristiyan aileler de yerleştirilmiştir. Ayrıca yine Osmanlı döneminde semtin kuzeyinde yer alan Eğrikapı’ya Yahudiler, güneyinde bulunan Sulukule’ye Çingeneler yerleştirilmiştir. Osmanlı döneminde Edirnekapı suriçinden Çukurbostan’a dek uzanan yolun iki tarafı yolcuların ihtiyacını gidermeye yönelik kahvehane, saraç, nalbant, mutaf ve silahçı gibi dükkanlarla çevriliydi.
Edirnekapı’da feth öncesinde bulunan ahşap çatılı Aya Yorgi kilisesi 1555’de yıkılmış olup, bulunduğu yere Mihrimah Sultan Cami inşa edilmişse de Sultanın fermanıyla 12 yıl sonra Rumların başka bir mevkide bir manastır inşa etmelerine izin verilmiştir. Manouil Gedeon’e göre 3 rüzgâr değirmeni sahibi olup, un ticareti ve fırıncılık yapan Edirnekapılı Rumların bölgede Prodromu adlı bir manastırı vardı ama bu yapı 1637 sonrasında camiye dönüştürülmüştür.
Cumhuriyet döneminde Edirnekapı
Cumhuriyet döneminde bölgedeki Rum nüfus hızla azalmış olup, 1949’da 20’si yardıma muhtaç derecede fakir 49, 1955’te ise 45 Rum ailesi bulunmaktaysa da 6-7 Eylül olayları bölge terk edilmiş, 1974’te Rum ilkokulu kapatılmış, Edirnekapı’da hiç Rum kalmamıştır.
Günümüzde Fatih İlçesi’nin sınırları içerisinde yer alan tarihi semt sur dışında kalan Edirnekapı Şehitliği ve Edirnekapı Mezarlığı’ndan suriçinde ise batıda Edirne Kapısı’nın altından geçen Sulukule Caddesi ile devamı Hocaçakır Caddesinden doğuda Salma Tomruk Caddesi, Fevzi Paşa Caddesi, Hatice Sultan Mahallesi ile Kariye-i Atik Mahalleleri’nden oluşmaktadır. 1861, 1871, 1900 yıllarında birkaç kez yanan semtin önemli tarihi yerleri Kariye Camii, Mihrimah Sultan Külliyesi, Edirnekapı mezarlığı ve mescidi, Hızır İlyas (Aya Yorgi) Kilisesi ile Hatice Sultan Mahallesi’nde (eski Sarmaşık Mahallesi) Aya
Dimitrios Kilisesidir. Edirnekapı’da yer alan ahşap evler 1868, 1871, 1900 yangınlarında büyük ölçüde yanmışsa da 1950’lerden itibaren kâgir binalarla dolmaya başlamış ama yoksul bir semt özelliğini sürdürmeye devam etmiştir. Karacaahmet Mezarlığından sonra kentin en büyük mezarlığı kabul edilen Edirnekapı Mezarlığı’na Müslümanların gömülmesinin fetih zamanı şehit düşenlerle başladığı iddia edilmekte olup, mezarlık içerisinde kim tarafından ve ne zaman inşa edildiği bilinmeyen bir de mescit bulunmaktadır.
KAYNAKÇA
Belge, M. (2007). İstanbul Gezi Rehberi. İstanbul. s. 76-77
Βυζάντιος, Σ., Η Κωνσταντινούπολις. Ή Περιγραφή Τοπογραφική, Αρχαιολογική και Ιστορική Α. Atina, 1851 s. 348-351
Eyice, S. (1955). “Mezarlıklarımız”, Türk Yurdu, S. 242. s. 685-694
Γκίνης, Ν. – Στράτος, Κ., Εκκλησίες στην Κωνσταντινούπολη. Atina, 1999 s. 64.
Μήλλας, Α., Σφραγίδες Κωνσταντινουπόλεως. Atina, 1996. s. 95, 101, 212-213.