Karadeniz Tarihi

Maçka Tarihi (Ad Vicesimum, Dikaisimon, Magnana, Karydia, Matsouka, Cevizlik, Maçka), Trabzon

Makale: Özhan Öztürk

Tarih boyunca Ad Vicesimum[1], Dikaisimon, Magnana, Karydia[2], Cevizlik, Matsouka[3], Maçuka[4], Maçka olarak adlandırılan kıyı bağlantısı olmayan yerleşimin Anabasis’te bir Yunan kolonisi olarak adı geçmemekte, geç dönem kolonize edildiği ya da daha büyük ihtimalle Dril ve Tzan adlı halklarının otokton ektogenez gelişimiyle etnik yapısının oluştuğu akla gelmektedir.

Maçka Tarihi

Prokopius döneminde putperest olan yöre halkı Tzanlar ancak imparator

Trabzon, Maçka

Justinianus’un ordusunun bölgeye gelmesiyle Roma egemenliğiyle birlikte Hristiyanlığı kabul etmiştir. Trabzon İmparatorluğu döneminde bir yandan Türkmen saldırılarının önlenmesine yardım eden becerikli savaşçı-köylüler olan Maçkalılar[5] diğer yandan imparatorluğu sarsan isyanlar çıkarmaktan geri durmamışlardır. Bizans ve Trabzon imparatorlukları dönemlerinde geçimlerini kiliseye ait toprakları işleyerek kazanan[6] Maçka halkının, Osmanlı döneminde statüsünün pek değişime uğramaması bölgedeki Hristiyan nüfusun ihtida etmesini büyük ölçüde engellemiş en azından –manastırların da desteğiyle- gizli Hristiyanlığın yaşatılabileceği bir ortam oluşmuştur.

Maçka, Hamsiköy

1486 tarihli Osmanlı tahrir defterine göre 49 köy ve 4 mezradan oluşan[7]Maçka’da 1717 hâne, 104 bive, 69 mücerred, 25 baştina hâne, 33 müsellem hâne, 6 mücerred müsellem, 32 hâne yamak ve 9 mücerred yamak hane Hristiyan yaşamakta buna karşın Samaruksa, Galyan, Evlaniye, Haçavera ve Kongi köylerinde toplam 9 hane İslam yaşamaktaydı[8].

1817’de gelen Bıjışkyan bölgedeki çok sayıda dağınık şapelin varlığını bildirirken Maçkalı Müslümanların da Rumca konuştuğunu kaydetmiştir[9]. 19. yüzyılda Ali Cevad, öbür adı Cevizlik olan Maçka’nın Trabzon Merkez sancağına bağlı bir nahiye olduğunu, Trabzon-Erzurum yolu üzerinde bulunduğu için ticari önemi olduğunu

Maçka Kiremitli köyü

bildirirken, Şâkir Şevket Maçkalıların rençberlik, Trabzon ve Rusya’da taşçılık, İstanbul’da kazancılık ve yorgancılık yaptığını kaydetmiştir[10].1880 Trabzon Vilayet Salnamesine göre Maçka nahiyesinde 64 mahalle ve 5.170 hanede 12.305 erkek yaşamakta olup bunların 5.967’si İslam, 6.406’sı Rum, 202’si Ermeni’ydi. Günümüzde 3 belediye (Atasu, Esiroğlu, Maçka) 21 mahalle ve 57 köyün bağlı olduğu Maçka ilçesinin nüfusu 1927’de 19.176 (1.052 kent, 18.124 köyler) iken, 1950’de 35.465, 1960’da 38.316, 1970’da 40.641, 1980’de 41.208, 1990’da 42.324, 2000’de 42.557, 2009’a 25.723’e (5.943 kent, 19.780 köyler) ulaşmıştır.

Trabzon Maçka Köyleri Eski ve Yeni İsimleri

Köyün Orijinal adı Bugünkü Türkçe Adı
Ağursa[11] Bakımlı
Anbela Esiroğlu
Armanos Ergin
Boğaç Üçgedik
Cibanos[12] Kuşçu
Palima[13], Hapsiköy[14] Hamsiköy
Cinali Cinali
Ferganlı, Fergananton[15] Güzelyayla
Galyan[16] Mesahor[17] Konaklar
Guryeni[18] Öğütlü
Haçavera[19] Yeşilyurt
Hamurya[20] Sukenarı
Aşağı Hortokop[21] Kozağaç
Orta Hortokop Ortaköy
Yukarı Hortokop Yukarıköy
Hozari Gayretli, Hızarlı
İlaksa[22] Mataracı
İpsori[23] Işıklar
İskopya[24] Ardıçlıyayla
İspela[25] Ocaklı
İskalita[26] Altındere
İstama[27] Başar
Kirnasa[28] Anayurt
Kizera[29] Bakırcılar
Kodrul Oğulağaç
Kodila[30] Ormaniçi
Kok[31] Armağan
Konaka, Konakanton[32] Bağışlı
Konga Alaçam
Kosbitiyos[33] Coşandere
Kudula, Kutala[34] Kırantaş, Yemişli
Kusera[35] Ormanüstü
Kuştul, Peristera[36] Şimşirli
Larhan[37] Akarsu
Limli, Limni[38] Kaynarca
Livadia[39] Çayırlar
Livera[40] Yazlık
Lolongena[41] Kumrulu
Mağura[42] Örnekalan
Mandiranoy[43] Alataş
Meksila Çatak
Melanlı, Melianton[44] Çıralı
Mesailli Taşalan
Mesohor[45] Çamkonak
Muhacena, İzaksa Sakızlı
Aşağı Mulaka[46] Sındıran
Yukarı Mulaka Yaylabaşı
Oksa, Ohsa[47] Durali
Olasa Bahçekaya
Paparza Çamlıdüz
Prastiyos[48] Temelli
Pontila[49] Güzelce
Sahanoy Köprüyanı
Sesara[50] Günay
Sersa[51] Kiremitli
Soldoy Sevinç
Valena[52] Arıkaya
Vasinoy Yüzüncüyıl
Verana Kırankaş
Yanakandoz, Yanakanton[53] Gürgenağaç
Yanandoz Yazılıtaş
Yeniköy Yeniköy
Yeri[54] Yerlice
Zagena, Zakeni Barışlı
Zanoy[55] Akmescit
Zavera Dikkaya
Zelfiri Zaferli
Zenha[56] Çeşmeler
Zuza[57] Kapıköy

 

Livera köyünde Aya Yorgi Katedrali önünde papazlar ve cemaat. Osmanlı dönemi

Rhodopolis piskoposluğu

Trabzon metropoliti aynı zamanda 1863’de kurulan Rhodopolis piskoposluk bölgesinin de üstü konumunda olup, merkezi Maçka’nın Livera köyü olan Rhodopolis bölgesinde 1913 yılında 1 kasaba ve 56 köyde toplam 24.829 Rum Ortodoks yaşamakta, 60 kilise, 5 manastır ve 250 şapelde 1 metropolit ile 108 rahip görev yapmaktaydı. Son Rhodopolis metropoliti Kyrillos Papadopoulos (1904-1922) mübadele sonrasında Yunanistan’a gitmemiş, 1 Ocak 1944’te İstanbul’da ölmüştür.

Liveralı Maria Söylencesi

Livera, Rum söylencelerinde[58] bir padişah ile evlenip Osmanlı sultanı olan Rum kızı Maria’nın doğum yeri olan büyük bir Rum köyünün adıdır. Modern tarihçiler söylenceyi ciddiye almış ve gerek padişahın[59] gerekse Maria’nın kimliğini tartışmışlarsa da bir uzlaşmaya varılamamıştır. Kızın adının bazı kaynaklarda Gülbahar olarak verilmesi bazı vakıf kayıtlarında Yavuz Sultan Selim’in annesinin adı olarak geçmesine atfen Trabzon ve Rize’de Yavuz’un annesi adına yaptırılmış 2 caminin adının “Gülbahar[60]” olmasına ve Gülbahar Hatun türbesi kitabesinde “Rum güzeli[61]” anlamına gelen bir ifade de dikkate alınarak Maria’nın Fatih Sultan Mehmet’in veya oğlu II. Beyazıd’ın eşi ve Yavuz’un annesi olduğu iddia edilmiştir. Açıkçası Osmanlı hanedanı köylerinden Anadolu, Kafkasya ve Balkanlarda köylerinden saraya cariye olarak gidip, mevki elde eden kızlarla doludur ve annesi Rum olan 29 yaşındaki Fatih’in evlenmek ya da 14 yaşındaki oğlunu evlendirmek için bir Rum kızını seçmek istemiş olması doğal karşılanmalıdır[62]. Bununla birlikte Trabzonlu Maria söylencesini doğrulayacak veya yadsıyacak kesin kanıtlar bulunmadığından şimdilik tarihi bir gerçek olarak algılamaktansa bölge folklorunun bir parçası olarak kabul edilmesi doğru olacaktır.

Trabzon Maçka İlçesi Tarihi Eserler

1923 öncesinde Livera köyünde 256 Rum ailesi yaşamakta olup 2 kilise ve 40 kadar şapeli barındırmakta, köy girişinde Bizans dönemi inşa edildiği sanılan bir gözetleme kulesi bulunmaktaydı. Köylüler tarım ve hayvancılık dışında bakır madenlerinde çalışmış, madenlerin kapanmasının ardından bazıları ticarete atılmıştır. Köyde mübadele öncesinde Hacı Yani Kalifides tarafından inşa ettirilen “Kalifides” adlı bir kız okulu da bulunmaktaydı[63].

Hortokop Kalesi, Kastanika, Gizenenika, Hortokopion

Roma döneminde Notitia Dignitatum’da “Ala Prima Iovia Felix” adlı askeri birliğin bulunduğu kale bu dönemde Kastanika[64] sonrasında Gizenenika ve son Hortokopion olarak geçmiş olup, aynı adı taşıyan köyün ismi Cumhuriyet döneminde Ortaköy olarak değiştirilmiştir. Değirmendere vadisine hâkim bir noktada deniz seviyesinden 675 m, Maçka ilçe merkezinden 360 m yükseğe kurulmuş olan kale 70 m eninde dairesel bir plana sahip olup, Roma döneminde Zigana geçidi üzerinden ulaşabilen Satala yolunu korumak için inşa edildiği sanılmaktadır[65].

Vazelon, Zaboulon Manastırı

Kiremitli köyünün 7 km batısında 1200 m yükseklikte sarp bir kaya üzerinde yer alan ve Aziz Yuhannes’e adanan Vazelon[66] manastırının kesin yapım tarihi bilinmemekteyse de mimari kanıtlar MS 8. yüzyıl ortalarında kurulduktan sonra genişletildiğini göstermektedir. Yer yer söylenceye de dayanan kilise kaynakları ise MS 270’de bugünkü konumundan farklı bir yerde inşa edildiğini, Pers istilası sırasında tahrip edilince MS 565’de Justinianus tarafından onarıldığı 655’de genişletilip, kütüphanesinin zenginleştirildiğini bildirmektedir.

Trabzon imparatorları III. Aleksios ve III. Manuel dönemlerinde imtiyazlarla desteklenen Osmanlı döneminde ise saygınlık ve statüsü devam eden manastır 1694-1816[67] tarihleri arasında Rusya’dan önemli ölçüde maddi yardım sağlayarak ayakta kalabilmiş, manastırın başrahibi 1821’de Mora isyanı sırasında bölgedeki Hristiyanlara misilleme yapılarak katledilmesini önlemek için yerel derebeyi ve yöneticilere önemli miktarda rüşvet dağıtmıştır. 1719’da soyulan manastırdaki tüm imtiyaz belgeleri (khrysobull), mühür ve tüm resmi evraklar çalınmıştır. 1903-1907 arasında 3 katlı bir taş yapının inşa edildiği manastır, 1917’de Rus işgali sırasında Th. Uspenski ve V. Benechevitch adlı iki Bizantolog tarafından incelenmiş, 13-14. yüzyıllara ait belgeler “Acta Vazelon” adıyla 1927’de Leningrad’da yayınlamıştır. 1923 mübadelesiyle kaderine terkedilen yapı bugün harap bir halde olup, kilisenin kuzey duvarında mahşer günü, cennet, cehennem tasvirlerini konu alan freskler yer almaktadır.

Georgios Peristera, Kuştul Manastırı
Georgios Peristera, Kuştul Manastırı

Aya Yorgo Peristereota[68], Esiroğlu beldesine bağlı, Kuştul (Şimşirli) köyünde Galyan vadisine hakim 1210 m yükseklikteki bir tepe üzerinde konumlanmış bir manastır olup rivayete göre MS 752 yılında inşa edilmiştir. İstanbul’un Latinler tarafından işgal edildiği 1204 tarihinde muhtemelen Türkmenler tarafından yağmalanan manastır, 1388’de III. Aleksius döneminde yeniden inşa edilmiş, verilen bir khyrsobull ile bazı imtiyazlar tanınmıştır. 1483’de geçirilen büyük bir yangında el yazması kitaplarının çoğu yanan yapı yeniden inşa edilmiş, II. Bâyezid ve I. Selim dönemlerinde Sümela ve Vazelon manastırlarına olduğu gibi bazı ayrıcalıklar tanınmış, manastıra ait topraklarda yaşayan Hristiyan köylerine öğretmen gönderme karşılığında tarım ürünlerinin bir kısmı toplamasına izin verilmiştir.

1903’de 15 rahibin görev yaptığı manastır, 1904’de çıkan bir yangında tahrip olmuş yeniden inşa edilmişse de 1923 mübadelesi sonrasında kaderine terk edilmiştir. Manastırda saklanan el yazması kitaplardan birisi Kallinikos adlı bir rahip tarafından Trabzon’da bir antikacıdan satın alınarak Yunanistan’a götürülmüş, Kuştul ve civarındaki manastırlar hakkında bilgi veren yazma 2001 yılında Kyriakides Kardeşler Yayınevi tarafından Selanik’te yayınlanmıştır. Günümüzde harabe halinde olan manastırın hatırası Karadenizli mübadiller tarafından Yunanistan’ın Rodokhori kenti yakınlarında Naoussa’da inşa edilen yeni manastırda yaşatılmaktadır.

Ayrıca Oku: Sümela Manastırı

Kaynak: Özhan Öztürk. Pontus: Antik Çağ’dan Günümüze Karadeniz’in Etnik ve Siyasi Tarihi (Genişletilmiş 3. Baskı). Nika Yayınları. Ankara, 2016

Notlar

[1] Latince Vicesimum “yirminci”

[2] Yunanca karidia (καρύδια) “cevizlik”

[3] Yunanca matsouka (ματσούκα) “sopa, değnek, asa”. Yunanistan’da Matsuki (Ματσούκι), Matsoukion (39° 34′ 3N, 21° 9′ 45E; 38° 42′ 0N, 21° 19′ 60E) ve Matsukata (38° 27′ 0N, 20° 34′ 60E) isimli köyler bulunmaktadır. Karadeniz Türkçe’sinde Maçuka veya Mazuka olarak telaffuz edilen toponim aynı zamanda Sürmene ilçesine bağlı Karacakaya köyünün de eski adıdır. İstanbul’un Maçka semti de II. Mehmet’in 1461 sonrasında Trabzon’dan sürdüğü ailler tarafından kurulmuş bir yerleşim olmalıdır.

[4] 1486 tarihli Tahrir defterlerinde Maçuka nahiyesine ait bilgiler 131-137. sayfalar arasında yer almaktadır (Bostan, 2002: 29)

[5] Bu dönemde bile çoğunlukla Tzan veya Çan olarak anılmışlardır.

[6] Yarıcılık da diyebiliriz

[7] Bostan, 2002: 184

[8] Maliyeden Müdevver Defterler, no: 828 s. 137,141,143,157,172; Bostan, 2002: 184

[9] Bıjışkyan, 1998: 83

[10] Goloğlu, 2000: 138

[11] Yunanca Άγούρσα.  Aguros (άγουρος) “olgunlaşmamış, ham, yeşil” kelimesiyle ilişkilidir.

[12] Kelimenin aslı Zivanos olmalı ve Görele’de yer alan Ziva deresi ile ortak kökene sahiptir.

[13] Hamsiköy’ün Trabzon imparatorluğu dönemindeki adı olup (Bryer ve Winfield, 1985: 263) 1404’de Clavijo, dağın tepesinde bir merdiven ile çıkılabilen bir kale ve çevresindeki evlerin varlığını bildirmiştir.

[14] Yunanca “lokma” anlamına gelen hapsia (χαψιά) kelimesiyle ilişkilidir.

[15] Fergan adlı aileden adını almış olmalıdır.

[16] Yunanca Γαλίανα. Galion (γάλιον) “şilte otu, yoğurt otu” (Latince Galium verum) galion, gala (γάλα) adı verilen peyniri mayalamak için dana mide membranı yerine kullanılmaktaydı. 16. yüzyıl Osmanlı tahrir kayıtlarında Galyane olarak geçmektedir (Gökbilgin, 1962: 318). Köy adı bir ihtimal Akçaabat Oğulkaya köyünün eski adı “Kaloyna, Kaloyenna”nın deforme formu olabilir ki o zaman “iyi nesil” anlamındadır.

[17] Yunanca mesahor “orta köy”. Mesi, meso, meson (μέση, μέσος, μέσον)  “orta” + horia (χωριό)  “köy”.

[18] Akçaabat ilçesi Koryana köyü gibi “Kori Anna”nın bozuk telaffuzu olmalıdır.

[19] Çamlıhemşin’in ünlü Haçivanak yaylası ve Erzurum merkez ilçede yer almış Haçkevank köyü ile ortak kökene sahip ve Ermenice olmalıdır. Ermenistan’da Haçavan isimli köyler bulunmaktadır (40° 8′ 16N, 44° 39′ 8E; 39° 27′ 46N ,45° 58′ 23E)

[20] Yunanca hamura (Χάμουρα) “koşum takımı; saban”

[21]Yunanca “ot kesme yeri”. Horto (χόρτο) “ot” + kopi (κοπή) “kesmek”

[22] İle köyü gibi Yunanca ilios (ήλιος) “güneş” kelimesiyle ilişkilidir

[23] Yunanca psora (ψώρα) ve  psoriasis (ψωρίαση) “uyuz hastalığı” anlamına gelmekte olup, bir köy adı için garip görünmekle birlikte Araklı limanı (Psoron Liman) Antik Çağ’da aynı adı taşımaktaydı.

[24] Yunanca skοpia (σκοπεια) “gözetleme kulesi”

[25] Bkz. Akçaabat İpsil köyü ile ortak kökene sahiptir.

[26] Rum kaynaklarında Skalita (Σκαλίτα). Yunanca skali (σκαλί) “merdiven, basamak” kelimesiyle ilişkilidir.

[27] Yunanca “konaklama yeri”. Stamato (σταματώ) “durmak” kelimesiyle ilişkilidir.

[28] Yunanca krinon (κρινον), krinea (κρινεα) “beyaz zambak”

[29] Araklı ilçesi, Kayacık Köyünün eski adı Kizirnos, Kahramanmaraş ili, Pazarcık ilçesine bağlı Kizirli ve Amasya ili Gümüşhacıköy ilçesi ve Kars ili Susuz ilçesi Kiziroğlu köyleri gibi “köy tellalı, muhtar yardımcısı, kâhya” anlamlarına gelen “kizir” kelimesiyle ilişkilidir. Farsça kökenli bir kelime olan kizir Rumca, Türkçe ve Ermenice’de tespit edilmiştir (Dankoff, 1995: 173; Söz Derleme Dergisi, 1939: 945; Samuilidis, 1999: 58).

[30] Antik Yunanca kotili (κοτύλη η) “oyuk, delik”  (Tzitzilis, 1987: 68) Yomra ilçesi Oymalı köyünün eski adı Kodil ile de ilişkilidir.

[31] Yunanca kokos (κόκκος) “tahıl” kelimesi ile ilişkili olmalıdır.

[32] Türkçe “konak” + Rumca “anton” eki ile “Konaklı” anlamına gelmekte, Konak soyadlı bir aile veya gösterişli bir yapının (veya han) köye adını verdiğini sanıyorum.

[33] Köy adının açılımı Hos Pithios (Πύθιος) ormunda olmalıdır. Pithios, tanrı Apollon’un lakabı ve Batı Trakya’da Osmanlı döneminde Kuleliburgaz olarak bilinen köyün Yunanca adıdır.

[34] Yunanca kutal (κουταλ) “kaşık” anlamına gelmekle Karadeniz Rumca’sında “kaşıkçılar” anlamına gelen kutalea (κουταλέα) kaşık yapımıyla uğraşanların yanı sıra başkasına ait tarım arazisinde yarıcı olarak çalışanları da tanımlamaktadır (Papadopulos, 1958:  II,  488)

[35] Artvin ili, Yusufeli ilçesi, Dörtkilise köyünde mezra, Ankara ili, Kuyubaşı köyü ile Afyon ili, Doğansu köyünün eski adı Kusura ile ilişkili olmalıdır.

[36] Yunanca peristera (περιστέρα) “güvercin” köyde aynı isimli birde manastır bulunmaktaydı.

[37] Yunanca Λαραχανή.  Lari (λάδι) “yağ” + Yunanca (<Farsça) Han (χάν) “han; konaklama yeri”

[38] Yunanca limni (λίμνη) “göl”

[39] Yunanca levadi, livadi (λεβάδι, λειβάδι) “otlak, mera, çayırlık”

[40] Yunanca Λιβερά (bazı kaynaklarda Duvera [Δουβερά]). Antik Yunanca elevoros (ελλέβοροζ ο) “Helleborus otu” kelimesiyle ilişkili olmalıdır ki Karadeniz, Mora, Midilli, Efir dialektlerinde livori, livor, livorin formu kayıtlıdır (Tzitzilis, 1987: 44). KKTC’de Sadrazamköy’ün (35° 22′ 58N, 32° 57′ 7E) eski adı da Livera’dır.

[41] Katolik, Doğu Ortodoks ve Ermeni Apolistik kiliselerince aziz olarak kabul edilen Romalı bir askerin adı St. Longinus ile ilişkili olup, asker adını elinde taşıdığı mızraktan (longhi [λόγχη]) almış olmalıdır.

[42] Araklı ilçesi, Bereketli ve Rize ili, İkizdere ilçesi Güneyce bucağı Tozköy köyünün eski adı, Trabzon merkez ilçede mahalle Mavura ve Akçaabat’ta bir mevki adı olan (Gedikli, 2004: 287) Mahura ile ortak kökene sahiptir. Gürcistan’da bir Mahura bulunmakta olup (42° 31′ 60N, 42° 38′ 29E) bu toponim ile ilişkili olduğunu sandığım Moheresis ilk olarak Prokopius tarafından Kolhis’te Lazlara ait bir bölge olarak anılmış (Prokopius, VIII, xiv, 46-48) MS 396 yılı civarında yazıldığı sanılan Notitia Dignitatum adlı Roma belgesinde Trabzon’un 55 km kadar güneyinde olduğu sanılan Mohora adlı bir garnizonun varlığı kaydedilmiştir (Zuckerman, 1991: ss.527-553). Kolhis ve Trabzon’daki toponimlerin ortak bir köke sahip olduğu düşünülürse Megrelce mohoro “yerli halk” (Kadshaia, 2001: 195) kelimesi en uygun karşılık olabilir.

[43] Yunanca mantra (μάντρα) “etrafı çevrili çayır, otlak” kelimesiyle ilişkilidir.

[44] Yunanca meli (μέλι) “bal” kelimesiyle ilşkili olup, “Ballı” gibi bir anlama gelmektedir.

[45] Yunanca “orta köy” (meso [μέσο] “orta” + horio [χωριό] “köy”)

[46] Yunanca milos (μύλος) “değirmen” kelimesiyle ilişkilidir.

[47] Yunanca oksia (οξύα) “kayın ağacı”. Trabzon ili, merkez ilçe Gürbulak Köyü Oksa ve Sürmene ilçesi, Dağardı köyü Ohşeho (okso “kayın” + horion “köy”) köyleri ile ortak kökene sahiptir.

[48] Kıbrıs adasında çok sayıda Prastio (Πραστιό, Πραστειο)  isimli köy olup (34° 47′ 15N, 32° 41′ 45E; 34° 48′ 04N, 33° 07′ 54E; 34′ 44′ 01N, 32° 42′ 56E; 35′ 10′ 39N, 33° 45′ 14E), Yunanca prasinos (πράσινος) “yeşil; ham” kelimesiyle ilişkili olmalıdır.

[49] Karadeniz Rumcası pontila (πόντιλα) “tahta döşeme”  < Yunanca pontilon (πόντιλον)

[50] Yunanca psihra (ψύχρα)  “soğuk; soğuk hava”

[51] Yunanca therizo (θέρίζο) “hasat; ot kesmek; yaz mevsiminde yapılan ekim biçim işleri”

[52] Yunanca valaneus (βαλανεύς, εως) “banyo, kaplıca”

[53] Rumca Yanakaoğulları anlamına gelen kelime(Γιαννακάντων) köye adını veren aile olmalıdır.

[54] Yunanca yiria (γριά), yeros (γέρος) “yaşlı; eski” kelimeleriyle ilişkilidir.

[55] Tzan halkının adını taşıyan bir köydür. Bkz. Pontus, etnik yapı

[56] Canika adının deforme formu olup, Tzan halkının yaşam alanı kastedilmektedir. Köy adı 14. yüzyılda Trabzon İmparatorluğu içindeki iç savaş döneminde, yerli Tzanların merkeze hâkim olma mücedelesi sırasında inşa edilmiş olan Gümüşhane’nin 2 km kuzeybatısında yer alan Canca kalesi ile ortak kökene dayanmaktadır.

[57] Trabzon’da su taşımak için kullanılan su kabağından veya toprak testilere verilen zuzi (Uraz, 1933: 484) kelimesiyle ilişkili olmalıdır.

[58] Çeşitli varyantları olan söylencenin özet halinde Trabzon’a gelen Osmanlı sultanı Livera’da rastladığı Maria bir çoban kızından bir kap su getirmesini istemesi kızın çeşitli vesilelerle sultanı oyaladıktan sonra amacının

terli olan padişahın hasta olmaması için dinlendikten sonra su içmesini sağlama endişesi olduğunun açığa çıkması, sultanın kızın tavrını beğenip yanında İstanbul’a götürmesinden ibarettir. Görüleceği gibi kızın başkente gittikten sonra Sultan olacağını bu söylenceye şahit olanların bilmesi ve Trabzon’da yaymasına imkân olmadığı gibi kıza “Gülbahar” adının verilmesi ya da Şakir Şevket’in varyasyonunda sultanın kızı kendine değil oğluna aldığı gibi detaylar sonradan eklenmiştir.

[59] Papa Michalopoulos bu sultanın Bağdat seferinden dönen IV. Murat olduğunu bildirmişse de Economides ve bazı modern yazarlar Trabzon seferine çıkan II. Mehmet olabileceğini iddia etmişlerdir (Economides, 1920: 23)

[60] Gerçekten de II. Mehmet’in Emine Gülbahar Hatun adı bir eşi vardır ve II. Bayezid’ın annesi olarak 1492’de ölene dek Valide Sultan olmuştur. Bununla birlikte bu Gülbahar hareme Trabzon’un fethinden çok önce 1446’da giren Kosovalı Arnavut veya Sırp kızıdır (Babinger, 1992: 51)

[61] Goloğlu bu iddiaya dört dizelik kitabenin “Çün zi-dünya sû-yi ukbâ kerd râ Bânû-yı Rûm” formundaki ilk satırında geçen “Bânû-yı Rûm” teriminin Rum güzeli değil “Anadolu hanımı” anlamıa geldiğini Rum kelimesinin etnik değil coğrafi olarak algılanması gerekçesiyle itiraz etmiş ve Osmanlı sultanları için kullanılan “Sultan-ı Rum” örneğini vererek itiraz etmiştir. Dahası Goloğlu kitabede Gülbahar yazmadığını, Yavuz Sultan Selim’in eşinin Dulkadirli beyi Alaeddevli’nin kızı Ayşe Hatun olduğu ve mezarda yatması gereken kişinin de Ayşe Hatun olması gerektiği ama Ayşe Hatun’un ikinci bir isim olarak Gülbahar adını kullanmış olabileceğini iddia etmiştir.  (Goloğlu, 2000: 33-35)

[62] I. Murat’ın annesi Nilüfer Hatun, Bilecik- Holofiralı, II. Mehmet’in annesi Hatice Âlime Hüma Hatun Kastamonu, I. Bayezid’in annesi Gülçiçek Hatun birer Rum kızı olup hepsi de Valide Sultan olmuşlardır. I. Süleyman’ın annesi Kırım Hanı’nın, III. Murat’ın annesi Nurbanu Sultan (1525-1583) Venedikli asil bir ailenin kızıdır. Bu dönemde sonra Valide Sultanlar daha çok Slav kökenli olmuştur.

[63] Economides, 1920: 23

[64] Yunanca καστανιά “kestane”, Latince Castanea kelimesinin formlarından birisidir.

[65] Crow ve Bryer, 1997: 287

[66] İoanni Zavulon veya Vazelon (Ιωάννου Ζαβουλών ή Βαζελών)

[67] 1816’da Çar Alexander 500 rublenin bağışın yanı sıra her yıl 50 ruble verilmesini emretmiştir.

[68] Αγίου Γεωργίου Περστερεώοτα