Karadeniz Tarihi

Perşembe ve Ulubey İlçeleri Tarihi (Ordu)

Makale: Özhan Öztürk

Genetes, Vona, Lena, Koz Ağzı,  İstefani, Satılmış, Perşembe

Vona[1], Yasun Burnu’nun[2] 90 stadia doğusunda bir burun ve limanın adı olup[3], 1945 yılında ilçe olunca Perşembe adını almıştır. 19. yüzyılda Hamilton, İstanbul’un doğusunda yeterli su derinliğiyle Sinop’a bile tercih edilen en iyi kış limanının Vona olduğunu bildirmiştir[4]. Vona limanı karayele korunaklı olmasına karşın gündoğuşu ve poyraza açıktır.[5] Yasun Burnu ile Vona burnu arasındaki 1 mil uzunluğundaki sahil ise batı rüzgarlarına karşı korunaklı olmakla birlikte gemilerin karaya oturabileceği “Harman kaya” adlı bir topuğu barındırmaktadır[6].

Perşembe, 1921

Strabon[7], Bizanslı Stephanus ve Sklax’ın[8] Kotyora yakınlarında küçük bir nehir

Karadeniz’in dalgalı hali. Perşembe, 1969

ve liman adı olarak tanımladığı Genetes[9] ile Vona özdeş olmalıdır. Apollodorus, Akra Genitea[10] adlı bir burundan bahsederken, Yaşlı Pliny bu bölgede Genet halkının varlığını bildirmiştir[11]. Clavijo[12], 1404 yılında geldiği Ordu bölgesinde Lena olarak adlandırdığı bölge de Vona olmalıdır: “Ünye’ye vardık; rüzgarın muhalefeti yüzünden buraya sığınmak istedik. Tepelerde evler görünüyordu. Ahalinin ekserisi Rumdu. Bize kalenin

Perşembe, 1930

etrafında 300 kadar Türk bulunduğu anlatılmıştı. Fakat, bugün ahali Melaseno namında bir Rum asilzadesinin hükmü altında idi ve bu zat Timur’ a vergi veriyordu. Ertesi gün hareket ettik. Fakat rüzgar muhalifti. Onun için Türk topraklarına iltica ettik. Sığındığımız yerin adı Lena idi. Bize anlattıklarına göre, birkaç sene evvel Cenevizliler buraya akın etmişlerdi. Bütün bu havali Erzamir[13] namında bir Türk Prensine aitti. Bu Prensin kumandası

Perşembe karlar altında

altında 10 bin atlı bulunduğunu söylemişlerdi”

Vona ve civarı Pontus, Roma, Bizans ve Trabzon İmparatorluğu dönemlerinde gemilerin kötü havalarda sığındığı liman olma özelliğini korumuş kısa bir süre için Hacı Emiroğulları Beyliği’nin eline geçmişse de 1461’de Trabzon’un fethi ile Osmanlı topraklarına katılmıştır. Bu dönemde  “Niyâbet-i Satılmış ve Bayramlu”, “Vilayet-i Satılmış-ı Bayram” ve “Nahiye-i Satılmış” adıyla anılan bölgenin

Perşembe, 1930’lar

özellikle 1520’den sonra en kalabalık köyünün Vona olmasından tam sınırları bilinmese de modern Perşembe’ye yakın sınırlara sahip olduğu sanılmaktadır. Vona köyünde 1455 yılında 18 hane bulunmakta bunlarda 32 Müslüman’a karşılık 5 nefer Hristiyan yaşamaktaydı[14]. 1485’de “Karye-i Vona me’a İskele” adıyla kaydedilen yerleşimde 30 İslam’a karşın 1 Hristiyan’ın yaşadığı Vona’da 1520’den Hristiyan bulunmadığı[15] ve İslam nüfusunun arttığı, 1613’de köyün camisinde bir imamın görev yaptığı görülmektedir[16]. 1817’de Bıjışkyan kıyıdan içerde kurulan Vona kasabasının zamanla Perşembe pazarına taşınarak bugünkü yerini aldığını bildirmiştir.

Ordu Perşembe

Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesinde Fatsa’dan ayrıldıktan sonra vardığını bildirdiği

Ordu Vona (Perşembe) Nahiyesi Mebus Recai Beyin köşkü

İstefani, Yasun Burnu olmalıdır: “Fatsa’dan kalkarak İstefani Burnu denilen mahalle geldik. Deryaya doğru on mil çıkmış bir sivri burundu. Dağlarında mamur Rum Köyleri vardır. Bunlarda Canik toprağında mahsul köylerdir. Bu burnu geçip şimal taraftan Vona Kalesi’ne geldik. Vona, Ceneviz Frenkleri’nin binasıdır. Canik sancağı hükmünde subaşılıktır. Kalesi, deniz kenarında yuvarlak eski bir kaledir. Dizdarı ve neferleri vardır. Ama cephanesi o kadar iyi değildi. Halkı ekseriya Rum ve Tuna etrakidi. Camileri, Hamamı, Hanı, küçük Çarşısı vardır. O kadar ileri gelenleri yoktur”

P. Minas Bıjışkyan 1817-1819 yılları arasında çıktığı Karadeniz seyahatinde Vona’nın ideal liman özelliklerinden bahsetmiştir: “Vona Limanı büyük bir koyun mevcudiyeti sayesinde iyi bir yerdir ve burada üç yerde gemiler emniyet içinde durabilirler. Karadeniz’de hüküm süren doğu ve batı rüzgârlarıdır. Doğu rüzgârı o kadar zararlı değilse de, batı rüzgârı çok tehlikeli olup, büyük fırtınalar çıkarır. Kuzey rüzgârı da Kuzeybatıdan ( Karayel) fırtına kopar. Güney rüzgârı da bilhassa kışa yakın zamanlarda, uzun sürmemekle beraber denizi birden bire alt-üst eder. Kışın daha ziyade Batı ve Kuzey rüzgârları estiği için, seyir imkânsız bir hale gelir ve bazen de Kral Mithridates ve Kombronimos’un zamanlarında olduğu gibi yüzlerce mil yer donar.”

Osmanlı döneminde Pirzade Hacı Mustafa Kaptan’ın yaptırdığı cami ile iskele etrafında kurulan depo, dükkân ve kayık yapım atölyeleri Vona kasabasının genişleyerek büyümesini sağlamış, 19. yüzyılın başlarında denizcilik ile uğraşan pek çok ailenin yanı sıra, 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı sonrası Müslüman Gürcü göçmeler de Vona ve köylerine yerleşerek nüfusu arttırmıştır. 1871 tarihli Trabzon Vilayet Salnamesi’nde Perşembe nahiyesinde 1486 İslam’a karşılık, 10 Çerkez, 38 Rum ve 67 Ermeni’nin yaşadığı görülmekte olup, Çerkez ve bahsi geçen Hristiyanlar bölgenin yerli halkı olmayıp nahiyeye 19. yüzyılda yerleşmişlerdir. Bolaman deresinin doğusunda yer alan kent, Fatsa ile arasındaki 50 km’lik mesafe boyunca dağlar denize dik indiğinden ve yer yer yalıyarların 100 metreye varan yüksekliği yüzünden Fatsa ve Ünye kadar gelişmemiştir. Osmanlı döneminde Vona’nın hafta pazarı pazartesi günleri olup, özellikle dut pekmezi ile ün yapmıştı. 1878 Trabzon Vilayeti Salnamesi’ne göre Perşembe nahiyesinde 6.591’i İslam, 214’i Rum, 261’i Ermeni toplam 7.066 erkeğin yaşadığı görülürken, Cuinet ise 1890’larda etnik tasnif yapmadan toplam 17.209 kişinin varlığını bildirmiştir. Günümüzde 3 belediye (Kırlı, Medreseönü, Perşembe), 22 mahalle ve 42 köyün bağlı olduğu Perşembe ilçesinin nüfusu 1950’de 28.441 iken, 1960’da 35.434, 1970’de 44.022, 1980’de 48.311, 1990’da 44.128, 2000’de 37.512, 2009’de 33.204’e (9.643 kent, 23.561 köyler) ulaşmıştır.

Ordu Perşembe İlçesi Tarihi Eserler

İason (Yasun) Burnu[17] Ordu’ya 25, Perşembe’ye 15 km uzaklıktaki Çaytepe köyü sınırları içerisinde yer almakta olup, Argonotlar’ın efsanevi liderinden aldığı adı ilk olarak Ksenofon’un Anabasis’inde geçmiştir: “Kıyıları izlerken söylentiye göre Argo gemisinin yanaşmış olduğu İason burnunu, Thermodon, İris, Halys ve Parthenios ırmaklarının kaynaklarını gördüler[18].”

Yarımadanın ucunda bulundan 1868 yapımı Rum kilisesi muhtemelen Ortaçağ yapımı öncülü yıkılarak inşa edilmiştir ki eski yapıdan kalma taşlar yeni yapının duvarlarında görülmektedir. Cumhuriyet döneminde kubbesi yıkılan yapı Ordu Valisi Kemal Yazıcıoğlu tarafından 2004 yılında aslına uygun restore edilerek turizme kazandırılmıştır. Yasun Burnu, Ordu civarında yaşayan Rumların Hazreti İsa’nın doğumu ve vaftiz edilişini her yıl 6 Ocak tarihinde “denizden haç çıkarma” töreniyle kutladıkları “Ta Fota[19]” bayramını kutladıkları dini açıdan kutsal kabul edilen bir mekândır.

Ulubey

Eğrikaya ve Kıranyağmur köyü kaya mezarlarının[20] varlığı bölgede Antik Çağ hatta öncesinde yerleşim olduğuna dair net kanıtlar sunmaktaysa da Ulubey kent merkezinin kuruluş tarihi ve Türkleşme öncesi dönemine dair bilgiler bulunmamaştır. Kentin adı II. Mehmet’in Osmanlı yönetimine geçen Ordu’nun güneyindeki toprakları dağıtırken verdiği bir Türkmen beyinden almış olup, 1455 ve 1485 tahrir defterlerinde “Niyabet-i Geriş-i Sevdeşlü namı diğer Uluğbeylü nahiyesi” 1547’den sonra ise “Nahiye-i Ulubey” olarak adlandırılmıştır[21]. Sevdeşlü ise başlangıçta yerleşimin merkezi olduğu sanılan bir kabilenin adı olup zamanla “Güllü-belen” olarak da bilinen Gündüzlü köyü gelişince kasaba merkezi buraya taşınmış olmalıdır. Ulubey 19. yüzyılda bir süre için Hapsamana ile birleştirilmişse de yeniden müsatakil nahiye olmuş, 1 Nisan 1958 günü ise ilçe statüsüne kavuşmuştur. 1878 Trabzon Vilayeti Salnamesi’nde Ulubey nahiyesinde 3.926’sı İslam, 218’i Rum, 875’i Ermeni  toplam 5.019 erkek yaşadığı kayıtlıyken, 1890’larda Cuinet etnik tasnif yapmadan Ulubey’de 11.168 kişinin yaşadığını bildirmiştir[22]. Günümüzde 5 belediye (Avgan, Hasköy, Kışla, Omurca, Ulubey), 7 mahalle ve 36 köyün bağlı olduğu Ulubey ilçesinin nüfusu 1960’da 26.562 iken, 1970’de 33.767’ye, 1980’de 39.822’ye, 1990’da 37.698’e, 2000’de 29.227’ye, 2009’da 19.012’ye (5.030 kent, 13.982 köyler) ulaşmıştır.

Kaynak: Özhan Öztürk. Pontus: Antik Çağ’dan Günümüze Karadeniz’in Etnik ve Siyasi Tarihi (Genişletilmiş 3. Baskı). Nika Yayınları. Ankara, 2016

Ordu Tarihi Makale Serim

Ordu Tarihi (Kotyora, Bayramlı)

Perşembe ve Ulubey İlçeleri Tarihi (Ordu)

Mesudiye, Gölköy ve Korgan İlçeleri Tarihi (Ordu)

Fatsa Tarihi (Phadisana, Phadisanen, Vatiza, Satılmış), Ordu

Akkuş, Aybastı ve Çamaş ilçeleri tarihi (Ordu)

Ünye Tarihi, Ordu

Bolaman (Side, Polemonium) Tarihi, Ordu

Notlar

[1] Yunanca Βοών

[2] Ortaçağ’da St. Andreas Burnu olarak adlandırılıyor olmalıdır ki Panaretos’a göre 1347’de Ünye ile birlikte Türkmenlerin eline geçmiştir.

[3] Arrian, 417

[4] Hamilton, 1842: I, 269

[5] Rasim, 1930: 58. 1930’da 40 m uzunluk ve 3 m çapında ahşap bir iskelesi bulunmaktaydı.

[6] 1923 yılında Gülcemal vapuru burada karaya oturunca ancak eşyası limbo edilerek suyu azaltılmak suretiyle yüzdürülebilmiştir.

[7] Strabon XII. 548

[8] Skylax limanı Genesintis (Γενέσιντις) olarak anmıştır.

[9] Yunanca Γενήτης

[10] Yunanca ῎ακρα Γενηταία

[11] Pliny Nat. VI.4

[12] Ruy González de Clavijo, Kastilya kralı III. Henry’nin Timur’a gönderdiği elçi olup, seyahati 1582’de “Embajada a Tamorlán” adıyla İspanyolca, 1859’da “Narrative of the Embassy of Ruy Gonzalez de Clavijo to the Court of Timour at Samarcand AD 1403-6” adıyla İngilizce yayınlanmıştır.

[13] Emiroğlu Beylerinden bahsetmektedir

[14] Yediyıldız, 1985:22 (TD 13. S. 242-244)

[15] Az sayıdaki Hristiyan Rum, Evliya Çelebi’nin Rum ve Tuna etraki olarak açıkladığı Türkmenler arasında erimiş olmalıdır.

[16] Yediyıldız, 1985:22 (TD 37. S. 39, TD 169 v. 42-44a)

[17] Cumhuriyet döneminde Kiremit Burnu olarak Türkçeleştirildiyse de bölgenin turizm beklentisinin gelişmesiyle tekrar orijinal adı kullanılmaya başlanmıştır.

[18] Ksenophon, Anabasis VI. 2. 1

[19] Işıklar Bayramı

[20] Yüksek kayalar üzerine oyulmuş tek odalı 8 kaya mezarı mevcuttur

[21] Yediyıldız, 1985: 27 (TD 13 s. 336-348, 1-14, TD 37 s. 109-118, TD 255 s. 382-393, TD 169 v. 61b)

[22] Yurt Ansiklopedisi, 1983: 9, 6264-65