Karadeniz Tarihi

Pazar (Athenae, Atina), Rize

Makale: Özhan Öztürk

Athenae[1], Adienus nehrinin 180 stadia doğusunda, Apsarus’un 280 stadia batısında[2] antik bir kent ve limanın adı olup, Helenik dönemde ünlü bir tapınağa ev sahipliği yapmıştır.

MS 4. yüzyılda Prokopius, Athenae köyünün Rhizaeum’un ilerisinde, Romalılar ve Laziler arasında uzanan özgür insanların yaşadığı bölgenin içinde olduğunu belirterek, köy adına açıklık getirmiştir:

“Bu adın nedeni bazılarının düşündüğü gibi, bazı Atinalıların buraya yerleşmiş olmasından dolayı değil, eski çağlarda Athenai isminde bir kadının burada saltanat sürmesi ve onun mezarının benim zamanıma kadar bile orada kalmış olmasıdır[3]

Yunanistan’ın başkenti olup adını bilgelik tanrıçası Athena’dan alan Atina dışında Bizanslı Stephanus’a göre Lakonia, Karia, Liguria, İtalya, Euboea, Akarnania, Boeotia ve Pontus bölgelerinde bu ismi taşıyan 8 kent daha vardır[4]. Skylax’ın Byzereslerin yaşadığı Byzerum ile Bekhirilerin yaşadığı Bechirorum arasında Ekekhiries halkının yaşadığı Odinius adıyla andığı yerleşim[5] de Athenae olmalıdır.

Helensitik dönem Kuzeydoğu Anadolu haritasınde Athena

Atina limanı kötü havalarda gemilerin barınması için uygun olmayıp, geçmişte hava bozduğunda limanı terk eden tekneler ya denize açılmakta ya da kentin 3 mil kadar doğusunda Bulep deresinin Karadeniz’e döküldüğü “Sedul” adı verilen koyda demirlemekteydi. Sedul’un doğusunda Ardeşen ilçesi ve kaynağını Balşar ve Siyo dağlarından alan Furtuna deresi ile komşu Palai Trabzon adlı köy almaktadır ki köyün üzeri ağaçlarla örtülü üç cepheli bir kürsü formunda görüldüğü bildirilmiştir[6].

1486 tarihli Osmanlı tahrir defterlerinde Atina kazası merkezi ve kazaya bağlı 25 köy ile 1 mezrada 2307 hâne, 77 bîve, 225 mücerred Hristiyan’a karşılık 59 hâne, 3 mücerred Müslüman’ın yaşadığı görülmekte 1554 yılına gelindiğinde 1644 hane ve 84 mücerred Hristiyan’a karşılık İslamların sayısının 1617 hane ve 384 mücerrede yükseldiği 68 yıllık süreçte Hristiyan sayısının % 41.77 oranında azalırken İslamların % 2740.60 oranında arttığı görülmektedir.[7] 1521 yılında Abhaz korsanlarca yağmalanan kent bu dönemde Trabzon miralayı İskender Bey’in oğlu Emir Bey’in tasarrufunda bir zeamet olup, 30 köyde 4068 nefer ve baştine ile birlikte 3683 hane (584 İslam, 3096 Hristiyan) 293. 550 akçe (11.250 mirliva hassı, 282.300 akçe diğerleri) geliri vardı.[8] 1486 tarihi Osmanlı tahrir defterine öre Atina nahiyesine bağlı büyük köylerden Anaraş’ta 214, Mirebasak iskelesinde 183, Gabarne’de 105, Kotanu’da 94, Tuğat’ta 328, Vanek’te[9] 90 hane bulunmaktaydı. Yılda 200 akçe geliri olan Tuğat iskelesinin yerleşim merkezi olması muhtemel olup, bu tarihte Gürcü ve Ermenilere karşı savaşan 7 hanenin vergiden muaf tutuldukları anlaşılmaktadır. 1530 yılında 293.550 akçe vergi geliri elde edilen Atina kazası ve 30 karyesinde 468’i yeni İslam’a geçmiş 584 Müslüman haneye karşılık, 33’ü vergiden muaf tutulmuş 3096 Hristiyan hane bulunmaktaydı.

1571’de Abhaz korsanlarca yağmalanan Batum’un Ruslara terkedileceği 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı’na dek Batum sancağına bağlıyken bu tarihten sonra Trabzon vilayetine bağlı, Rize merkezli Lazistan sancağının kazalarından birisi yapılmıştır.

Atina, I. Dünya Savaşı sırasında 5 Mart 1916’da Rus ordusu tarafından işgal edilmiş, 10 Mart 1918’de kurtarılmıştır. 1928 yılında adı “Pazar” olarak değiştirilen yerleşim, 2 Ocak 1936’ya dek Çoruh iline bağlı kaldıktan sonra yeni kurulan Rize iline bağlanmıştır. Günümüzde 1 belediye (Pazar), 13 mahalle ve 50 köyün bağlı olduğu Pazar ilçesinin 1927’deki nüfusu 41.626 (521 kent, 41.105 köyler) iken, 1950’de 54.500, 1960’da 34.115, 1970’de 43.981, 1980’de 47.950, 1990’da 37.241, 2000’de 32.215, 2009’da 30.307 (15.328 kent, 14.979 köyler) olmuştur.

Pazar ilçesine bağlı köylerin eski ve yeni adları

Mahallenin Eski Adı Mahallenin Adı
Atina Merkez
Şileyip Aşağı Soğuksu
Şileyip Yukarı Soğuksu
Bulep-i sufla Kirazlık
Bulep-i ulya Zafer
Noğadiğa, Nogadiha Cumhuriyet
Beyaztaş
Hoşneşil Gazi
Kukulat İkiztepe
Güzelyalı
İlastas Yemişli

Kordyla, Kalecik, Sivri Kale

Athenai (Pazar) ilçe merkezinin 5 km batısında Kalecik deresinin denize döküldüğü, yüksek bir burun üzerinde kurulmuş kesme taş ve moloz taştan inşa edilmiş kale olup, Trabzon-Rize sahil yolunun yapımı sırasında bir bölümü yıkılmıştır.

Köyün Eski Adı Köyün Adı[10]
Melmenat Akbucak
Carcivat, Cicivat[11] Akmescit
Hunar Aktaş
Anaraş[12], Kitat Aktepe
Zelek, Zelur Balıkçı
Hançkun Alçılı
Başköy Başköy
Ciğetüre Boğazlı
Acaba Bucak
Sulet, Culet Dağdibi
Aranas Darılı
Sukıta Derebaşı
Zuğnat Derinsu
Kostanivat[13] Dernek
Kuzika, Kuvancar Elmalık
Avramit Güneyköy
Cabat Gürgöze
Eski Trabzon Hamidiye
Dadivat Handağı
Nohlamsu Hasköy
Koskovat, Kukulat Hisarlı
Mamakivat[14] Irmakköy
Sitori Kayağantaş
Hudisa Kesikköprü
Hotri Kocaköprü
Sürmenat Kuzeyce
Melyat Merdivenli
Sapo Ocak
Meleskür Ortayol
Vanek[15], Venek Örnek
Papat Papatya
Papilat Sessizdere
Terduvat Sivrikale
Sikenenivat Sivritepe
Haçapit Subaşı
Apso Suçatı
Hako Şehitlik
Bogina Şendere
Gulivat Şentepe
Bogina Tektaş
Tavalvat[16] Tütüncüler
Çingit Uğrak
Nohlapso Yavuz
Lango Yücehisar

 

Kaynak: Özhan Öztürk. Pontus: Antik Çağ’dan Günümüze Karadeniz’in Etnik ve Siyasi Tarihi (Genişletilmiş 3. Baskı). Nika Yayınları. Ankara, 2016

Notlar

[1] Yunanca Ἀθῆναι.

[2] Arrian’ın verdiği rakam (Arrian, 4) hatalı olup, Rize-Atina arasının 270 stadia olduğu düşünüldüğünde Apsaus çok daha uzak mesafededir.

[3] Prokopius, Peri Ton Polemon, VIII. II. 1-33

[4] Bunların sadece üçünü diğer yazarlar anmıştır.

[5] “ Ecechiries. Post Byzeres sequitur gens Ecechiriensium, et fluvius Pordanis (Prytanis) et Arabis fluvius, Limne urbs, Odinius urbs Graeca…”  (Skylax, 83)

[6] Rasim, 1930: 34. Yazarın Rize’de ki Palai (Eski) Trabzon köyünden bahsederken Trabzon kenti ile bağdaştırılan Yunanca trapezus “masa” görünümünü aynı adı taşıyan bu köyde bulurcasına tarif etmesi ilginç bir tesadüf gibi görülmekteyse de yazarın Trabzon tarihine aşina olmasıyla da açıklanabilir. Şakir Şevket’in Eski Trabzon’a dair folklorik aktarısı ise tarihi bir ipucu vermekten uzaktır (2001: 101).

[7] Bostan, 2002: 220. Bostan muhtemelen ihtidayı işaret eden bu tabloyu somut kanıt göstermeden büyük çaplı iç ve dış iskâna bağlamaktadır. Bostan’ın iddiasından Hemşinli ve Lazlardan oluşan bugünkü Pazar halkının yerli olmayıp, Osmanlı döneminde bölgeye yerleştirilen Anadolulu Müslümanlar olduğu her nasılsa önemli bir bölümünün Lazcayı anadilleri olarak kabul ettiklerini, Laz ve Hemşin geleneklerinin yanı sıra bölgenin Türkçe olmayan toponomik isimlerini de benimsediklerini, bir başka söyleyişle Lazların aslında antik Lazi halkı olmayıp, Lazlaşan Osmanlı Türkleri olduğunu yorumunu çıkarılabilirse de katılmak mümkün değildir.

[8] Gökbilgin, 1962: 324

[9] Ermenice Vank “ev; manastır” (Dankoff, 1995: 136) kelimesiyle ilişkili olmalıdır

[10] Tarihi metinlerde Vefrance, Melmesuvat, Meciye, Diyan, Ogne, Keşan ve Bester adlarıyla geçen eski Atina köylerinin bugünkü konum ve akıbetleri belirsizdir.

[11] 16. yüzyıl Osmanlı tahrir defterlerinde Çaçorivat olarak geçen köyde (Gökbilgin, 1962: 325) 1530 tarihli Osmanlı tahrir defterine göre 9 hane Hristiyan, 12 hane yeni Müslüman, 4 hane kadim Müslüman yaşamakta 6 bin akçe vergi vermektedir.

[12] Anaraş karyesinde 1486 tarihli Osmanlı tahrir defterine göre 206 hane Hristiyan, 5 hane yeni Müslüman, 11 vergiden muaf Hristiyan, 1530’da ise 297 hane Hristiyan, 108 hane yeni Müslüman, 22 hane kadim Müslüman, 65 baştine, bulunmakta ve 33.400 akçe vergi vermekteydi. Anaraş kelimesi Yunanca “tepe üstü” anlamına gelmekte olup aynı zamanda Sürmene ilçesine bağlı Yemişli köyünün de eski adıdır.

Müslümanların sayısı 22 haneye ulaşmıştır. Anaraş aynı zamanda Sürmene ilçesi Yemişli köyünün de eski adıdır.

[13] 1530 tarihli Osmanlı tahrir defterinde karyede 81 hane Hristiyan, 6 hane yeni Müslüman, 1 müsellem, 34 baştine bulunmakta 13 bin akçe vergi vermekteydi. 16. Yüzyıl Osmanlı tahrir defterlerinde Kostaniçe olarak kayıtlı olan  (Gökbilgin, 1962: 326) köyle özdeş olmalıdır ki bu durumda köy adının hem Yunanca (Kastane + itsa /–cik/ anlamı katan küçültme son eki) hem de Lazca formunun birlikte kullanıldığı (Kostani + -vati “Lazca mevki anlamı veren son ek”) görülmektedir.

[14] 1530 tarihli Osmanlı tahrir defterinde karyede 52 hane Hristiyan, 13 hane yeni Müslüman, 10 baştine, 10 değirmen bulunmakta 5.800 akçe vergi vermekteydi.

[15] 1530 tarihli Osmanlı tahrir defterlerine göre karyede 261 hane Hristiyan, 9 hane yeni Müslüman yaşamakta ve 19.800 akçe vergi vermekteydi.

[16] 1530 tarihli Osmanlı tahrir defterlerine göre karyede 138 hane Hristiyan, 49 hane yeni Müslüman, 8 müsellem bulunmakta 19.500 akçe vergi vermekteydi.