İslami Terimler Sözlüğü – C
Aşağıdaki İslami Terimler Sözlüğü’nde C harfi ile başlayan dini terimler ve anlamları yer almaktadır.
Cafer Sadık, Ebu Abdullah Cafer Bin Mu-hammed El-Bakır Es Sadık MS 699-766. Altıncı ve son Şii imamının adı olup, Hz. Ali’nin torununun torunu ve beşinci imam Muhammed el-Bâkır’ın oğludur.
Caferilik, Câferiyye Bir Şii mezhebi olan İmamiye’nin bir kolu olup, isim mezhebin kurucusu Hazret-i Ali’nin torunlarından Cafer Sadık’a atfen verilmiş olmalıdır.
Câferiye Ebu Muhammed Câfer ibn Mübeşşir es-Sakafi tarafından MS 9. yüzyılda kurulan bir Mutezile tarikatının adıdır.
Câhil Allah’ın varlığından habersiz olan, maddi zevklere düşkünlüğünden ahireti düşünmeyen kişileri tanımlamak için kullanılan bir terimdir.
“Câhiller, ahmaklar, dünyadaki zevk ve lezzetlere kavuşmak için, dinlerini, imanlarını verdi. Ahretlerini satıp, dünyayı, şehvetlerinin istediklerini aldılar. Kurtuluş yolunu bırakıp, helâke koştular. Bu alışverişlerinde bir şey kazanmadılar. Bunlar ticaret ve kazanç yolunu bilmedi. Çok ziyan etti.” (Bakara 16)
Câhiliye İslam’ın gelmesinden önce Arap toplumunun içinde bulunduğu bilgisizliği tanımlayan cümledir. Kur’ân-ı Kerîm’de:
“Onlar hâlâ Câhiliyye devrinin hükmünü mü istiyorlar? Allah’tan daha güzel hüküm verecek kimdir? Fakat bunu, gerçek anlayış sahibi olan bir kavim bilir” (Mâide 50)
Cahîm Cehennem’in dördüncü tabakasının adı olup burası güneşe ve yıldızlara tapan kafirlere ayrılmıştır. Kur’ân-ı Kerîm’de:
“Cahîm ise azgınlara apaçık gösterilmiştir. Ve onlara Allah-ü Teâlâyı bırakıp ibadet ettikleriniz hani nerede? Size yardım edebiliyorlar mı? Yâhut kendilerini kurtarabiliyorlar mı? Denir” (Şuarâ 91-93)
Câhiziye Ebu Osman Amr bin Mahbub el-Haciz’in MS 9. yüzyılda kurduğu sanılan bir Mutezile tarikatının adıdır.
Câiz Dinen yapılması onaylanan, izin verilen şeylerin adıdır.
Câize, sile Hükümdar ve devlet adamlarının kendilerine methiye düzen şairlere verdikleri bahşişin/hediyenin adı olup ilk câize Hz. Muhammed tarafından Kab bin Zübeyr’e hırkasını vererek başlatılmıştır.
Osmanlı döneminde anlamı değişerek devlet memuriyetine atanan kişilerden devletin aldığı haracın adı olmuştur.
Câlut Hz. Davut’u sapan kullanarak öldürdüğüne inanılan ve Tevrat’ta adı Golyat olarak geçen Filistinliye Müslümanlar tarafından verilen isimdir. Bkz. Goliath
Câmi 1. Müslümanların topluca ibadet ettiği mekânın adıdır. Kur’ân-ı Kerim ve hadislerde ibadet yerinin karşılığı olarak mescit terimi geçmekte olup, ibadet yeri olarak ‘cami’ terimi Osmanlıcaya özgüdür.
- Birleştiren, toplayan anlamıyla tanrının isimlerinden birisidir. Kur’ân-ı Kerîm’de:
“Ey Rabbimiz, muhakkak ki sen, geleceğinde hiç şüphe olmayan bir günde insanları câmi’sin. Şüphesiz Allah vaadinden dönmez.” (Âl-i İmrân 9)
Câmiler, Câmiyye 13. yüzyılda Anadolu’da kurulan, kurucusu belli olmasa da 12. yüzyılda yaşamış Şeyhülislam Ahmet Namık-ı Câmi’nin görüşlerini esas aldığı sanılan Bâtınî bir tarikatın adıdır.
Can Tasavvufta özellikle Bektaşi tarikatlarına girmek isteyen mürit adaylarına verilen isimdir.
Candar Ortaçağ İslam devletlerinde saray ve hükümdarı korumakla sorumlu askerlerin adıdır.
Câriye İslam toplumunda çoğunlukla savaş veya baskınlarda ele geçirilen ve hizmet işlerinde kullanılan genç ve yaşlı kadın kölelerin adıdır. Eşyadan farklı görülmeyen câriye alım satımı V. Mehmet Reşad tarafından yasaklanmıştır.
Cârudiyye, Serhûbiyye Ebu’l-Carud Ziyad binel-Münzir’in kurduğu bir Zeydiye tarikatının adıdır.
Câsiye Kur’ân-ı Kerîm’in kırk beşinci suresinin adı olup otuz yedi ayettir ve Mekke’de inmiştir.
Câvidânîlik Babek yandaşlarına takılan isimlerden birisidir. İnanışa göre Babek’in hocası Câvidân ölünce, Babek’e aşık olan Câvidân’ın karısı kocasının ruhunun Babek’e geçtiği söylencesini çıkarmıştır.
Cebbâr Allah’ın güzel isimlerinden (Esmâ-i hüsnâsından) biri olup ‘dilediğini yaptırabilen’ anlamına gelmektedir.
Kur’ân-ı Kerîm’de:¶
“Allah-ü Teâlâ Müheymindir, Azîzdir, Cebbârdır, Mütekebbirdir. Allah müşriklerin koştukları ortaklardan münezzehtir.” (Haşr 23)
Cebel-i nûr Hz.Muhammed’e ilk vahyin indiği Mekke yakınlarında bulunan bir dağın adıdır.
Cebel-i Rahmet Hz. Muhammed’in Veda hutbesini okuduğu Arafat ovasında bulunan bir dağın adıdır.
Cebelüt-Tur, Har Ha-Zetim Bkz. Zeytinlik dağı
Ceberiyye Bkz. Cebriyye
Cebertiye Rufâi tarikatının bir koludur.
Cebken [Anadolu Kültürü] Gömleğin üzerine giyilen uzun kollu kısa belli, düz yakalı geleneksel işlemeli yeleklerin adı olup, yaşlılar siyah veya kahverengi gençler kırımızı veya mavi gibi göz alıcı renkli olanları giymekteydi.
Cebrâil, Cibrîl, Rûh-ul-emîn, Rûh-ul-kuds, Nâmûs-ı ekber Hz. Muhammed ve önceki peygamberlere vahiy indiren, Allah’ın emir ve yasaklarını bildiren meleğin adı olup dört büyük melekten birisidir (diğerleri: Azrail, Mikail ve İsrafil)
Kur’ân-ı Kerim’de adı üç kez geçen (Bakara 91, 92; Tâhrim 4) Cebrail’in bir görevi de peygamberlere sıkıntılı anlarında yardım etmektir.
“Gerçekten Cebraîl, Kur’ân-ı Kerîm’i, Allah-ü Teâlânın izniyle senin kalbine indirdi” (Bakara 97)
< İbranice Gavriel ‘Tanrı’nın kulu’
Cebriyye, Ceberiyye İnsanın iyi ile kötü arasında seçim yapabilme iradesini yadsıyarak her şeyi kadere bağlayan akımın adı olup temeli Ca’d bin Dirhem tarafından MS 8. yüzyılda atılmıştır.
Cedd İsrafil’e Bâtınîler tarafından verilen isim olup evrenin beş temel maddesinden birisi kabul edilirdi.
Cedel Soru-yanıt yöntemiyle karşısındaki kişiye istenilen düşünceyi kabul ettirme yönteminin adıdır.
Cehâlet Dini açıdan bilgisizlik içinde bulunma halidir. Kur’ân-ı Kerîm’de:
“Ayetlerimize iman edenler sana geldiği zaman şöyle de: ‘Allah’ın selâmı üzerinize olsun. Rabbiniz, size rahmet ve merhamet vaad buyurdu. Öyle ki, içinizden kim cehâletle bir fenâlık yapmış da arkasından tövbe edip düzeltmişse Muhakkak ki Allah, Gafûr’dur, Rahîm’dir” (En’âm 54)
Cehennem Günahkârların gideceği ölüler diyarının adı olup yedi kapısı (Kur’ân 59. 71; 15. 43) ve çeşitli katmanları vardır.
Kur’ân-ı Kerîm’de:
“Kim Allah-ü Teâlâ ve Resulüne ısrarla isyan eder, inkar etmek suretiyle Allah-ü Teâlâ’nın koyduğu sınırları çiğneyip geçerse, onu içinde sonsuz kalıcı olarak Cehennem’e koyar. Bunlara Cehennem’de, çok acı azap vardır.” (Nisâ suresi: 14)
< Arapça < İbranice Ge Hinnom ‘Hinnom Vadisi’
< Yunanca Gehenna
Cehmiye Gerçeğe sadece akılla ulaşılabilineceğini öne süren ilk usçu İslamî akımın adı olup Ebu Mukriz Cehm bin Safvan (MÖ 8. yüzyıl) kurulmuş ve çoğu kez küfre düşmekle suçlanmıştır.
Celâl Sonsuz büyüklük, ululuk ve haşmet anlamına gelip Allah’ın sıfatlarından birisidir. Kur’ân-ı Kerîm’de:
“Yeryüzünde bulunan her canlı fanidir. Ancak celâl ve ikram sahibi olan Rabbinin zatı bakidir. Böyle iken Rabbinizin hangi nimetlerini yalan sayabilirsiniz?” (Rahmân 26, 27, 28)
Celse Namaz kılarken iki secde arasında hareket etmeden oturulan kısa sürenin adıdır.
Celvet Batîni terimlerinden birisi olup tanrının sonsuzluğuyla karışmak anlamına gelmektedir.
Celvetiye Adını Allah’ın varlığı içinde eriyerek yok olma (celvet) düşüncesinden alan, Aziz Mahmut Hüdayi’nin (1543-1628) kurduğu tarikatın adıdır.
Cem 1. İkamet ettiği yerden 104 km ya da daha fazla uzağa giden (seferi olan) yolcuların öğle ve akşam namazlarını birlikte kılmaları işidir.
- Tasavvufta bir makamın adı olup sâlikin kendi benliğini tanrı yolunda tamamen unutması suretiyle ulaşılan ve. Hallâc-ı Mansur’un ‘Ene’l-Hak’ deyişi ile özdeşleşmiştir.
Cemaat 1. Bir imamın ardından topluca namaz kılan insanların oluşturduğu topluluğun adıdır.
- Yeryüzünde yaşayan tüm Müslümanların oluşturduğu toplumun adıdır. ‘Kim cemâatten bir karış ayrılırsa, İslâm ipini boynundan çıkartmıştır’ (Hadîs-i şerîf: Müsned-i Ahmet bin Hanbel)
Cemâl Allah’ın lütuf, ihsan, rıza sıfatlarının karşılığı olarak geçmektedir.
Cemâl Halveti Halvetiye tarikatının ilk İstanbul temsilcisi ve Cemaliye kolunun kurucusu olup lakabı Hamideddin damadı Mehmet Cemaleddin Halveti’dir (15. yüzyıl)
Cemâliyye Cemâl Halvetî tarafından 15. yüzyılda kurulan Halvetî kollarından ikisinin (Sünbüliye, Şabaniye) adıdır.
Cemre Hacıların Mekke’de şeytan taşlarken taşı attıkları mevkinin adıdır. Geleneğe göre Kurban bayramının birinci günü sabahı gidilen Minâ’da sırasıyla Cemre-i ûlâ (birinci cemre), ikincisine Cemre-i usta (orta cemre) Cemre-i Akabe adlı üç taş yığınına yedişer taş atılmaktadır.
Cenâbet Erkek ve kadının cinsel ilişki sonrasında boy abdesti (gusül) almalarını gerektiren kirlilik durumunun adıdır.
Cennet 1. Ahirette müminlerin mutluluk ve bolluk içinde yaşayacakları bahçenin adıdır. Kur’ân-ı Kerîm’de:
“Rabbinizden mağfiret istemeye ve Cennet’e girmeğe koşunuz. Bunun için çalışınız! Cennet’in büyüklüğü, gökler ve yer küresi kadardır. Cennet, Allah-ü Teâlâ’dan korkanlar için hazırlandı. Bunlar, az bulunsa da mallarını Allah yolunda verirler, öfkelerini belli etmezler, herkesi affederler. Allah-ü Teâlâ, ihsan edenleri sever” (Âl-i İmrân 133)
Cennet-i Âlâ Müminler-den imanı en güçlü olanların gidebilecekleri Cennet’in en üst katının adıdır. (Anadolu)
Cerrâhiyye Nûreddîn Cerrâhî’nin kurduğu 17. yüzyılda kurduğu bir tarikatın Adı olup, Halvetiyye’nin kollarından birisidir.
Cevher Niteliği değişebilse de özü değişmeyen, kendiliğinden var olabilen, var olması için hiçbir şeye gereksinimi olmayan şeyi tanımlayan bir terim olup, Yunan felsefesinden ödünçlenmiştir.
Cezbe Tasavvufta Allah sevgisiyle kendinden geçme durumunun adı olup nefsin terbiyesiyle gerçekleşir. Tanrıya ulaşmanın üç yolundan birisi olan tarik-i şut-tar’ın yöntemi vecd ve cezbedir.
“Tasavvuf yolu iki kısımdır: Cezbe ve sülûk. Sülûk uğraşarak ilerlemektir. Sülûk tamamlandıktan sonra cezbe lâzımdır. Sülûk olmadan maksada kavuşulamaz.” (İmâm-ı Rabbânî)
Cezulî 15. yüzyılda Şazeliye tarikatının Cezuliye kolunu kuran Arap mutasavvıfın adıdır.
Cezulîyye Bkz. Cezulî
Cihat Müslümanlara farz kılınan Tanrı yolunda mal ve canlarını ortaya koyarak düşmanla savaşma emrinin adıdır. İslam geleneğinde cihat ilan edilmeden önce düşmana İslam’a geçmesi ya da İslam devletinin egemenliğini tanıyarak vergi ödemesi teklif edilirdi. Kur’ân-ı Kerîm’de:
“Mallarını, canlarını feda ederek din düşmanları ile Allah rızası için cihat eden Müslümanlar, oturup, ibadet edenlerden daha üstündür. Hepsine de, Cennet’i söz veriyorum” (Nisâ 95)
Cihat-ı Ekber Tasavvufta kişinin nefsini köreltmek amacıyla kendi benliğiyle giriştiği savaşın adıdır.
Circîs Hz. İsa’dan sonra insanlığa gönderilen velî veya peygamberin adı olup hayatı Filistin’de geçmiştir.
Cizye İslam egemenliğinde bulunan Müslüman olmayan erkek tebaanın can ve mal güvenliklerinin korunmasına karşılığında her yıl vermekle yükümlü olduğu iki vergiden birisinin adıdır. Kur’ân-ı Kerîm’de:
“Kendilerine kitap verilenlerden Allah-ü Teâlâ’ya ve ahiret gününe inanmayan, Allah-ü Teâlâ’nın ve Resulünün haram ettiği şeyleri haram tanımayan, hak olan İslâm dinini kabul etmeyen kimselerle; zelil, hakir ve kendi elleriyle cizyelerini verinceye kadar muharebe edin” (Tevbe 29)
“Zimmîlerden cizye alınmasından maksat, kâfirliğin aşağılığını, Müslümanlığın ise, izzet ve şerefini göstermektir. Bu hakaret o derece tesirlidir ki, cizye vermek korkusundan kıymetli elbise giyemezler, süslenemezler, hakir, sefil yaşarlar. Diğer taraftan cizye ile zimmîlerin Müslümanlar arasında bulunarak zamanla İslâm’ın güzelliğini, hak din olduğunu görerek Müslüman olmaları ümidi ile onlara mühlet tanımaktır. Bu bakımdan cizye, güzel bir İslâm’a davet yoludur” (Râzî)
|
Cuma Müslümanlara tatil yapmaları için verilen hayırlı ve kutsal olduğuna inanılan günün adıdır. . Muhammed’e annesinin Cuma günü hamile kaldığına inanıldığından, İslam ülkelerinde evlilikler (dolayısıyla gerdek gecesi) Cuma gününe denk getirilmektedir. Çocukların adları ailelerine ve vatana hayır getirsinler diye cuma günleri konulmaktadır.
Cum’â Hutbesi Cuma namazında ilk dört rekatlık sünnetten ile iki rekatlık farz arasında imamın minbere çıkıp cemaate Arapça okuduğu hutbenin adıdır. Kur’ân-ı Kerîm’de:
“Ey iman etmekle şereflenen kullarım! Cuma günü, öğle ezanı okunduğu zaman, hutbe dinlemek ve Cuma namazı kılmak için camiye koşunuz. Alışverişi bırakınız! Cuma namazı ve hutbe size, başka işlerinizden daha faydalıdır. Cuma namazını kıldıktan sonra, camiden çıkar, dünya işlerinizi yapmak için dağılabilirsiniz. Allah-ü Teâlâ’dan rızık bekleyerek çalışırsınız. Allah-ü Teâlâ’yı çok hatırlayınız ki, kurtulabilesiniz” (Cum’a 9-10)
Cum’â Namazı Cuma günü öğle vaktinde cemaatle birlikte kılınan iki rekatlık farz namazın adıdır.
Cühûd Bildiğini inkar etmek anlamına gelen kelime zamanla Hz. Muhammed’e inanmayan Yahudileri tanımlamak için de kullanılmaya başlamıştır.
Cüneyd-i Bağdadi MS 10. yüzyılda yaşamış bir mutasavvıfın adı lup yazılı bir eseri olmamasına rağmen müritleri tarafından sözleri derlenerek kitap haline getirilmiştir. Tasavvufta tevacüd’ü reddeden bir anlayışa sahiptir.
Cünüb Boy abdesti (güsul) alması gereken kişi anlamına gelmektedir. Kur’ân-ı Kerîm’de: ‘Eğer, cünüb iseniz temizleniniz’ (Mâide 6)
Kaynakça
Özhan Öztürk. Folklor ve Mitoloji Sözlüğü. Phoenix Yayınları. Ankara, 2009