Ortadoğu Tarihi

Deniz Kavimleri

‘Savaş gemileriyle denizden geldiler ve kimse onlara karşı koyamazdı’

Deniz Kavimleri ya da Deniz Halkları, Tunç Çağı’nın sonlarına doğru özellikle MÖ 13. yüzyılda, Doğu Anadolu, Suriye, Filistin, Kıbrıs ve Mısır’ı yağmalayıp, istila eden saldırgan denizci halklarına verilen isim olup, Hitit imparatorluğu gibi Bronz Çağı’nın büyük uygarlıklarının yok edilmesine sebep olmuşlardır.

Kimlik

Deniz Halkları için tek taraflı olsa da esas kayıtlar Mısır metinlerine ve çizimlerine dayanmakta ayrıca Hitit kaynakları ve arkeolojik verilerden de faydalanılmakta buna rağmen Ortadoğu tarihi kayıtlarında boşluklar bırakan ‘karanlık dönem’ yüzünden tarihe bıraktıkları silinmez işaretlere rağmen, kültürleri veya milliyetleri hakkında neredeyse hiçbir şey bilinmemektedir. Açıkçası parça parça ve kafa karıştırıcı yazıtlara bakınca Mısırlıların da bu kavimlerin kim olduğunu tam olarak bilmediği anlaşılmaktadır.

Tanis’teki dikilitaşta ‘Savaş gemileriyle denizden geldiler ve kimse onlara karşı koyamazdı’ ifadesinde olduğu gibi Mısır belgelerinde sadece savaş açısından tanımlandıkları için hangi milletten olduklarını kesin olarak söylemek mümkün değildir. Bugüne dek Etrüsk, Troyalı, Luwi, İtalyan, Fenike, Minos ve Miken uygarlıkları ile ilişkilendirilen pek çok teori ileri sürülmüşse de delil yetersizliğinden dolayı hepsi varsayım olarak kalmıştır. Dikkat çekici bir teori de Mısırlıların Deniz Kavimlerini ‘Hau –Nebut’ (Ege Halkı) olarak tanımlamasına atfen bunların çoğu Luwi/Lukka kökenli Batı Anadolu’nun küçük devletlerinin askeri ittifakı olduğudur. Ayrıca hiçbir yazıtta bu halklar “Deniz Halkları” veya “Deniz Kavimleri” olarak anılmamış bu ifadeyi Fransız Mısırbilimci Gaston Maspero 1881’de yazıtlarda bu kabilelerin “denizden” veya “adalardan” geldiği iddiasına atfen ilk kez kullanılmıştır. Ayrıca Alaşya (Kıbrıs) kralı Pagan’ın, Ugarit kralı Ammurapi’yle yazışmalarında yine Deniz Kavimlerinden bahsedilmektedir. Hititlere (Hatti ve Luka ülkesi olarak bahsediliyor) yardım için ordusunu ve gemilerini gönderen Ugarit kralı Deniz kavimlerine direnemediğini anlaşılmaktadır.

Deniz Halklarından adları belli olanlar şunlardır:

  1. Tunç Çağı’nda Yunanistan’a hâkim olan Ekweşler veya Akhalar (Hitit belgelerinde Ahhiyawa)
  2. Batı Anadolu kıyılarında yaşayan korsanlık yapan Teresh, Tyrsenoi veya Tyrrhenia halkı ki Etrüsklerin ataları olduğu sanılmaktadır
  3. Batı Anadolu kıyılarında Likya’da yaşayan Luka halkı
  4. Sonradan Sardunya adasına isimlerini verecek olan Sherdan halkı ki bu halk MÖ 1299’da Kadeş Savaşı’nda Mısırlılar tarafından paralı asker olarak kullanılmıştır
  5. Sicilya’ya adını veren Siculi kabilesiyle özdeşleştirilen Şekeleş halkı
  6. Girit kökenli olduğu sanılıp kalıcı olarak Filistin’e yerleşen tek Deniz Kavmi olan Peleset halkı
  7. Bugünkü Adana’nın bulunduğu bölgede yaşayan Danunalılar
Geç Tunç Çağı’nın sonlarında Deniz Kavimlerinin Ege Denizi ve Doğu Akdeniz’de yapılan istilaları (PLOS journal, CC BY 2.5)

Teoriler

Deniz Halklarını yeni yurtlar aramaya iten neden konusunda görüşler farklıdır,

Boynuzlu Miğferli Savaşçı kabartması Medinet Habu (‘Deniz Kavimleri’ Eski Akdeniz Savaşçıları, N.K Sanders)

ancak bazı tarihçiler, kıtlık veya doğal afetler yüzünden anavatanlarından uzaklaştırıldıklarını iddia etmektedir. Deniz Kavimlerinin saldırgan tutumuna ilk açıklama Eliazer D. Oren yaparak Anadolu’da Hitit İmparatorluğu ve Yunanistan’daki Miken Devleti çökmesiyle bu ülkelerin halklarının Levant’a ve Kıbrıs’a yerleşmesiyle açıklamıştır.[1] Shelley Woochsmann bu halklara Orta Avrupa’dan ve Karadeniz bölgesinden katılımlar olabileceğini de ekleyerek destek verirken, R. D. Barhett ve Eberhard Zagger, Batı Anadolu kökenli olduklarını, Frank Joseph ise kayıp şehir Atlantis’ten geldiklerini ileri sürmüştür.  Kıyı bölgesinde bulunan Sidon ve Biblos gibi Fenike şehirlerinde bir yıkım izi görülmemesi de bu kavimlerin kimliğini belirlemek için ipucu olabilir.[2][3]

Bununla birlikte Deniz kavimleri gelmeden önce Hititlerce ele geçirilen kuzeydeki Fenike şehri Arvad yıkılmış ve tekrar Fenikelilerin eline geçmiştir. Bu durum bize Deniz Kavimlerinin Fenikelilerle düşman olmadığını bilakis anlaşma içinde olduğunu göstermektedir.[4] Bir görüşe göre Fenikeliler, Mısır’a ilk saldırılarında başarısız olan Deniz Kavimlerini Anadolu’ya Hitit topraklarına yönlendirmişlerdir. Deniz Kavimleri Yunanistan anakarasındaki Miken şehirlerine de saldırmış Betancourt’un teorisini kısmen doğrularcasına buranın halk ve paralı askerleri de kendilerine katılmaya ikna etmişlerdir.[5] Philip C. Betancourt, Filistin’e yerleşen Deniz Kavimlerinin çömlek parçalarını incelediğinde Yunanistan’daki Mikenlerin çömlekleriyle benzer olduklarını görmüştür. MÖ 1400-1200 arasında Ege çevresinde geniş bir ticaret ağı kuran Mikenlerin ekonomisi Akdeniz’de korsanlığın artmasıyla bozulmuş, kuraklık ve iç savaşın da etkisiyle göç kaçınılmaz olmuştur. Karnak’taki yazıtta Ekweş adı geçmesi Betancourt’un Miken tezini desteklerken, birbirine benzeyen Filistin ve Yunan çömleklerinin MÖ 12. Yüzyıl sonlarına yani Deniz Kavimleri Göçü’nden 60-70 yıl öncesine tarihlenmesi zayıflatmaktadır. Ayrıca Yunanistan’da bu dönemlerde bir kıtlık yaşandığına dair kanıt da bulunamamıştır.[6]

Deniz kavimlerince kullanılan Tragana Gemisi (Çizim: Peter Connolly)
İstilacılarca kullanılan Tragana gemisi (Oren, E. The Sea Peoples and Their World A Reassessment)

Savaşlar

Mısırlılar, Deniz Halklarına karşı üç büyük firavun II. Ramses (MÖ 1279-1213), oğlu ve halefi Merneptah (MÖ 1236-23) ve III. Ramesses dönemlerinde (MÖ 1198-66) savaşmışlardır. Akdeniz bölgesindeki kıyı kasabalarını yağmalayan Deniz Halkları özellikle MÖ 1276-1178 arasında Mısır’a yoğunlaşmışlardır.

II. Ramesses Dönemi

II. Ramses (Ramesses) veya Büyük Ramses, 19. Hanedan firavunlarından ve eski Mısır tarihinin en etkili yöneticilerinden birisi olup, 16 yaşındayken babası I. Seti tarafından veliaht olarak seçmiştir. 20’li yaşlarının başında tahta geçen Ramses Mısır’ı MÖ 1279’dan MÖ 1213’e kadar, tam 66 yıl yönetmiştir. Saltanatının başlarında Hititler, bugün Suriye’de yer alan önemli ticaret merkezi olan Kadeş’i ele geçirince MÖ 1274’te Ramses’in ordusu 12.000 Hitit askeri ve 8.000 paralı askerlik bir orduya sahip Hititler’i şehirden çıkarmıştır. Mısır ve Hititler, karşılıklı olarak Kadeş’te zafer kazındığını iddia ettiği için savaşın sonucu tartışmalı olsa da Ramses’in yazıtı özellikle Deniz Halkları hakkında söyledikleri açısından önemlidir.

Luksor Tapınağı’ndaki yazıtlardan Deniz Halkları’nın Kadeş Savaşı’nda hem Hititlerin müttefiki hem de Mısır ordusunda paralı asker olarak hizmet ettiğini anlamaktayız[7]. Bununla birlikte nereden geldikleri ve kim olduklarının detayları verilmemektedir. Kadeş Savaşı sonrasında Ramses’in saltanatının ikinci yılında Mısır kıyılarında gerçekleşen bir deniz savaşında Deniz Halklarının nasıl yendiğini de anlatılmaktadır. Ramses, Deniz Halklarının -ki sadece Sherdan halkı söz konusudur -savaş gemileri küçük bir Mısır filosunun koruyor gibi görünen Nil nehrinin ağzına yaklaşmasına izin vererek pusuya düşürmeyi başarmıştır. Sherdan savaşçılarının bazıları savaştan sonra Ramses’in ordusuna katılmış hatta elit muhafızlar olarak görev yapmıştır. Ramses’in yazıtlarında firavunun Deniz Halklarının tehdidini etkisiz hale getirildiği anlatılmaktaysa da sonraki firavunların kayıtları tehdidin sürdüğünü göstermektedir.

Merenptah Dönemi

Büyük Ramses’in oğlu Merenptah döneminde Libyalılarla ittifak yapan Deniz Halkları Nil Deltası’nı istila etmek için yeniden harekete geçmiştir. MÖ 1209’da firavunun saltanatının beşinci yılında Libyalıların şefi Mereye’nin, Deniz Halkları ile Mısır’ı işgal etmek için nasıl ittifak kurduğu anlatılırken ‘kuzeydeki denizlerden gelen’ halklar Ekwesh, Teresh, Lukka, Sherden ve Shekelesh olarak adlandırılmıştır. Karnak Tapınağı’nın duvarlarındaki ve mezar tapınağındaki steldeki yazıtında ve Thebes’teki mezar tapınağında bulunan ünlü Athribis Merenptah kitabesinde düşmanlarını nasıl yendiğini gururla anlatmaktadır.

Merenptah, dua edip, oruç tuttuktan ve savaş stratejisi konusunda tanrılara danıştıktan sonra, piyade, süvari ve okçulardan oluşan ordusuyla Pi-yer adlı mevkide Libya ve Deniz Halkları ittifakı ordusunu 6 binden fazla hasmını öldürerek yenmeyi dahası Libya (Tahenu) kraliyet ailesini esir almayı başarmıştır. Bu arada Deniz halklarının beraberlerinde ev eşyası ve inşaat aletleri taşıması kimi yazarlarca Mısır’da kalıcı yerleşimler kurmaya çalıştıkları şeklinde yorumlanmıştır. Merenptah yazıtının son bölümünde ‘Dokuz Yay’ adıyla ifade edilen Mısırlıların geleneksel düşmanlarını nasıl yendiği anlatılmaktadır. Yazıtta İsrail kelimesi ilke kez anılmaktaysa da ilginç bir şekilde bir ülke veya bölgeye değil insanlara atıfta bulunulmakta ancak tam olarak neyin kastedildiği hala tartışma konusudur. Bununla birlikte babası gibi Merenptah da yanılmıştır ki Deniz Halkları geri dönecektir.

III. Ramses Dönemi

Deniz Halkları, III. Ramses döneminde Kadeş’teki Mısır ticaret merkezine saldırıp yok etmekle kalmamış, ardından yeniden Mısır’ı işgal etmeye çalışmıştır. Nil deltasına saldırmadan önce Mısır sahillerini yağmalayan Deniz Halkları’na karşı MÖ 1180’de kazanılan zafer Medinet Habu’da III. Ramses yazıtında anlatılmaktadır. Yabancı ülkelerle birlik olan Peleset[8], Tjeker[9], Shekelesh, Denen ve Weshesh konfederasyonundan Deniz Halkları Hitit ülkesinin yıkılmasından sonra Mısır’a doğru ilerlemiştir. Medinet Habu’da ki yazıtta yer alan ”Hatti memleketinden hiçbiri bunların hücumuna karşı duramadı. Kode (Kadeş), Kargamış, Arzaova, Alaşya tahrip edildiler. Bunlar Amurru memleketi civarında karargâh kurdular ve buranın halkını tamamen mahvettiler” Sözlerinden MÖ 1176’da Hitit İmparatorluğu yıkılmış durumda olduğu anlaşılmaktadır.

Bahsi geçen halkların Merenptah zamanında Libyalılarla birlik olarak Mısır’a saldıran halklar olması kuvvetle muhtemeldir. Firavun Nil Deltası’nda kıyı boyunca okçularına pusu kurdurarak istilacıların gemileri üzerine ok yağmuru başlatmıştır. Yanan oklarla ateşe verilen gemilerin çoğu batınca karadaki düşmanı da yenmeyi başarmış sonuçta 1178’de Xois zaferiyle Deniz Halkları savaşçıları katledilmiş veya esir alınmıştır. Ramses yazıtında kesin zaferini ‘Sınırıma ulaşanların tohumları değil ancak kalpleri ve ruhları sonsuzluğa kadar bitti’ sözleriyle ifade etmektedir. Mısır işgalden kurtarılmışsa da savaş masrafları hazineyi boşaltmış Set Maat köyündeki[10]  mezar inşaatçılarına ödeme yapılamamıştır. İlginç olan paralarını alamayan işçiler işi bırakmış ve kayıpları telafi edilene dek işe dönmeyi reddederek yazılı tarihteki ilk grevi gerçekleştirmişlerdir. Neredeyse bir asır boyunca Akdeniz bölgesindeki en korkulan deniz akıncıları olan Deniz Kavimleri hakkında Mısır’ın kudretine meydan okudukları bu yenilgiden sonra tarihi kayıtlarında kaybolmuşlardır.

Sonuçlar

Deniz Kavimlerinin saldırıları sonucunda MÖ 1182’de Ugarit şehirlerinin tamamı yıkılmış ve bir daha kurulmamıştır. Bu yüzden Mısır’dan Hititler’e giden yiyecek akışı kesilmiş bu yüzden Hitit İmparatorluğu’nun merkezi ele geçirilmiştir. Miken şehirlerinin akropolisler yıkılmıştır. Mısır ise Deniz Kavimleri’ne karşı Nil deltasını başarıyla savunmuşsa da Levant’ı kaybetmiştir. Deniz Kavimleri yüzyıl içerisinde bir saldırılarına son vermiş, muhtemelen Kıbrıs ve diğer Akdeniz adaları ile Levant’a yerleşmişlerdir. Anadolu’nun kuzeyinde yaşayan Kaşkalar, Hitit topraklarının bir kısmını, İstanbul ve Çanakkale boğazlarını aşarak Anadolu’ya giren Thrakların bir kolu olan Phrygler (Frigler) Hitit ülkesinin daha büyük bir bölümünü ele geçirmişlerdi. Batı Anadolu’ya Yunanistan‘dan Aioller ve İonlar gelip yerleşmiştir. Deniz kavimleri Fenike şehirlerine dokunmadığı için Akdeniz ticareti Fenikelilerin tekeline girmiştir.

Kaynakça

Bryce, Trevor. The Kingdom of the Hittites. Oxford University Press, Oxford. 2005, 1-554.

Bunson, Margaret. The Encyclopedia of Ancient Egypt. Gramercy Books, 1991.

Cline, Eric H. 1177 B.C. The Year Civilization Collapsed. Princeton University Press, 2015.

Faulkner, R.O. The Cambridge Ancient History. Cambridge University Press, 1966.

Gür, Barış. Deniz Kavimleri. Tunç Çağını Sona Erdiren Halklar. Arkeoloji ve Sanat Yayınları, Istanbul. 2012, 1-315.

Karakoç, Eren.”Deniz Kavimleri Göçü Sorunu”, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara-2011

Kuhrt, Amelie, Eskiçağ’da Yakındoğu, (Çev: Dilek Şendil ), Yaylacık Matbaacılık. İstanbul, 2011

Memiş, Ekrem.Eskiçağ Medeniyetleri Tarihi, Ekin Basım Yayın Dağıtım, Bursa-2012

Martin, T. R., Eski Yunan, (Çev: Ümit Hüsrev Yolsal). Say Yayıncılık. İstanbul, 2012

Oren, Eliezer.The Sea Peoples and Their World : A Reassessment. University of Pennsylvania Museum of Archaeology and Anthropology, 2000

Parkinson, R. B. Voices from Ancient Egypt: An Anthology of Middle Kingdom Writings. British Museum Press, 2006.

Rainey, Arson, Who Were The Early İsraelites?. Biblical Archeology Society. 2008

Redford, Donald B. “Egypt and Western Asia in the Late New Kingdom: An Overview.” In: The Sea Peoples and Their World: A Reassessment. Eliezer D. Oren (ed.), The University Museum, University of Philadelphia, Philadelphia (2000), 1-20

Sandars, Nancy, The Sea Peoples, Thomsan Hudson. London, 1978

Shaw,  Ian. The Oxford History of Ancient Egypt. Oxford University Press, 2006.

Singer, Hamar, New Evidence On The End Of The Hittite Empire. Philedelphia University Of Pennsylvania Museum, 2000

Stiebing Jr, William H. Ancient Near Eastern History and Culture. Routledge, 2017.

Van De Mieroop, Marc. A History of Ancient Egypt. Wiley-Blackwell, 2010

Zangger, Eberhard. “Who were the Sea People?” Aramco World (May/June), (1995) 21-31

Notlar

[1] Rainey, 2008: 20

[2] Kuhrt, 2009: 9

[3] Singer, 2000: 24-25

[4] Singer, 2000: 27

[5] Sandars, 1978: 197

[6] Martin, 2012: 68

[7] Rainey, 2008: 11

[8] Filistin

[9] Suriye

[10] Modern Deir el-Medina