Bizans yapıları İstanbul camileri

Kalenderhane Camii

Kalenderhane Camii, İstanbul’un Fatih ilçesi’nde Vezneciler semtinde Bozdoğan Kemeri’nin 16 Mart şehitleri Caddesi’ni kestiği köşede yer alan Doğu Roma döneminden kalma bir yapının adı olup, Ayasofya, Zeyrek Camii (Pantokrator Manastırı) veya Fethiye Camii (Pammakaristos Kilisesi) gibi 1453 yılında Osmanlıların Konstantinopolis’i fethinden sonra camiye dönüştürülen Bizans kiliselerinden birisidir. Meryem Ana’ya adanan yapının eski adının Bakire Meryem’in İsa‘nın annesi olduğu anlamına gelen Theotokos Kyriotissa Kilisesi olması muhtemeldir. Akataleptos Manastırı Kilisesi de Kalenderhane Camii’nin Bizans döneminde kilise olarak kullanıldığı sırada sahip olduğu iddia edilen bir başka isim olup, bu konuda uzmanlar arasında bir uzlaşı sağlanamamıştır.

Roma Hamamından Kiliseye

Kalenderhâne Camii’nin XIX. yüzyılın ikinci yarısında Galanakis tarafından çizilen gravürü (Paspatis, s. 351)

Son yıllarda camiinin içinde ve yakın çevresinde yapılan kazılarda Bizans devrine ait pek çok kalıntıya rastlanırken IV ve V. yüzyıllara tarihlendirilen küçük bir

Kalenderhane Camii , 1939 İç mekan

hamamın temelleri de meydana çıkarılmıştır. 6. yüzyıla tarihlenen erken Bizans dönemi bazilikası olan ilk kilisenin Roma dönemine ait daha eski bir yapının kalıntılarının üstüne inşa edildiği anlaşılmış olup, bir iddiaya göre bir burada küçük bir saraya ait bir hamam bulunmaktaydı. Muhtemelen Valens Kemeri‘nin (Bozdoğan Kemeri) bir süre su taşıma işlevini görmemesine bağlı olarak, hamamın kullanılmaz hale gelmesinden sonra, doğusunda bazilikalar yapıldığı anlaşılmaktadır ki bugünkü camiinin yerinde ilk yapılan kilise bu dönemde inşa edilmiştir. Muhtemelen bu ilk kilisenin üzerine 7-8. Yüzyılda yeni bir merkezi planlı kilise (Bema Kilisesi) yapılmaya başlanmıştır ki bugünkü kilisenin absidi o dönemden kalmıştır. Diakonikon, Ana Kilise inşa edilmeden önce Orta Bizans döneminde inşa edilmiş iki şapelden (Francis Şapeli ve Melismos Şapeli) oluşmaktadı.

Bugünkü Yapı

Bununla birlikte bugün gördüğümüz yapı gerek hamam gerekse kendinden önceki iki kiliseye ait temel, duvar ve diğer yapı ögelerini de kullanarak inşa edilmiş bir Komnenoslar dönemi yapısıdır. 19 metrekare naosu, 8 metre çapında kubbesi olan yapının bir narteks ve ekzonarteksi vardı. Daha sonra Yunan Haç planına sahip, tipik orta Bizans mimari uslübundaki bu 12. yüzyıl kilisesinin çevresinde bir manastır inşa edilmiştir. Kilisenin orijinal mermer dekorasyonunun Ayasofya ve Kariye Müzesi ile büyük benzerlik gösterdiği anlaşılmıştır. 1204-1261 arasında İstanbul’un Haçlı istilasına uğradığı dönemde kilise Katolik italyanlara tahsis edilmiş olduğu sanılmaktadır ki kilisenin diakonikon’undaki bir şapelde Fransisken tarikatının[1] kurucusu Aziz Francesco’nun hayatına ilişkin freskler bulunması bu iddianın dayanağını oluşturmaktadır. Kalenderhane Camii alanında Fransisken manastırının varlığına dair tarihsel bir kanıt olmasa da Fransiskenlerin 1220’den itibaren Konstantinopolis’e yerleştiği bilinmektedir. Latinlerin 1261’de İstanbul’dan kovulmasından ve kentin Palaiologos ailesi liderliğinde Rumlarca yönetilmeye başlanmasından sonra kilise kısmen yeniden dekore edilmiştir.

Kalenderhane Camii iç mekan, 1939

Zaviye

1453 yılında II. Mehmed liderliğindeki Osmanlı güçlerinin İstanbul’un fethinden sonra kuşatmadaki hizmet ve gayretleri sebebiyle bizzat sultan tarafından Kalenderî tarikatı dervişlerine zâviye olarak tahsis edilmiştir. Fatih’in çağrısı üzerine şeyh, derviş ve abdalın, genç, ihtiyar demeden gelip İstanbul’un muhasarasına katıldıklarını bazı Osmanlı tarihleri yazmıştır ki Sultan da hem İstanbul’un iskanı ve kalabalıklaşması için hem de Kalenderîleri tek bir binaya doldurup göz önünde bulundurup, kontrol etmek amacıyla bu kiliseyi zaviye olarak vakfetmiştir. Fatih’in vakfiyesinde şeyhe 10 akçe, zaviyenin işlerine bakan nazıra 5 akçe, hafıza 1 akçe, şiir okuyan iki kişiye 1’er akçe, semazenlere eşlik edecek 4 çalgıcı derviş için 2’şer akçe, zaviyedeki tüm dervişlere yemek için 40 akçe ve misafir olan muhtaç kimseler için de 15 akçe tahsis edilmiş olup ayrıca İstanbul’daki yetimler için günde 100 akçeden tüm kente 3.000 akçe sarf edilebileceği ve yetim çocuklara da 15’er akçe dağıtılacağı bildirilmişti. Kalenderhâne İstanbul’da fetihten sonraki ilk mevlevîhâne sayılmaktadır.

1932

Camii

Zaviye, İstanbul’un bu bölgesine büyük zarar veren 1718 yangını, 1720 depremi ve 1727 yangınında hasar görmüş olup, 18. yüzyılın ilk yarısının sonlarında Darüssaade Ağası Maktul Beşir Ağa tarafından camiye çevrildiği sırada yapının absid bölümü yıkılmış olmalıdır. Bu sırada kilisenin naosunun güneybatı köşesindeki küçük odanın duvarları doldurularak üzerine bir minare de eklenmiştir. 19. Yüzyılda yeniden yanan yapı bu sefer 1854’te yeniden ama yapının birçok mimari özelliğini ortadan kaldıracak şekilde baştan savma tamir edilmiştir. 1930’lu yıllara kadar ibadet için kullanılan cami, bir fırtınada minaresinin yıkılması ve yapının hasar görmesi üzerine terk edilmiş ve 1965’e kadar evsizlerce sığınak olarak kullanılmıştır. 1966-1975 arasında Harvard Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi iş birliği ile yapılan kazılarda önemli arkeolojik veriler bulunmakla kalmamış aynı zamanda restore edilmiş ve tekrar cami olarak kullanılmaya başlanmıştır. Yıkılan minare de tekrar yapılırken, caminin özgün giriş kotuna dışarıdan inilerek, kemeri restore edilmiş, ayrıca diakonikon de elden geçirilerek küçük buluntular için müze olarak ayrılmıştır. Caminin önünde şadırvanlı bir avlu olduğu sanılmaktaysa da o da günümüze ulaşamamıştır.

Önemi

İsa’nın Rahip Simeon’a Tapınakta Sunumunun Mozaiği
6. ya da 7. yüzyıla tarihlenen Konstantinopolis’ten kalan, hayatta kalan tek ikonoklastik mozaik ve Bizans sanatında Sunum (Hypapante) ‘nin hayatta kalan en eski temsilidir.

1966-1975 kazıları sırasında kilisenin absid duvarı üzerinde, İkonoklast dönem öncesinin İstanbul’daki tek duvar mozaiği panosu olan Meryem’in İsa’yı Rahip Simeon’a takdimini gösteren 6-7. Yüzyıla tarihlenen bir tablo bulunmuş olup, restore edildikten sonra İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin ikinci katında sergilenmektedir. Ayrıca Aziz Francis’in yaşamının parçalara ayrık bir döngüsünü de içeren 13. Yüzyıl freskleri de keşfedilmiş olup bunlar aynı zamanda Aziz Francis’in yaşamının en eski freskleri olduğundan ayrıca önemlidir.

Nasıl Gidilir?

Kalenderhane Camii, Vezneciler Metro İstasyonu’nun hemen yanında olup, M2 Metrosu ile kolayca ulaşılabilmektedir. Hazı Kalenderhane Camii’ye gitmişken yakınlarında bulunan Pantokrator Manastırı (Zeyrek Camii), Valens Su Kemeri (Bozdoğan Kemeri), Şehzade Camii, Vefa Kilise Camii (Vefa Kilise) gibi İstanbul’un önemli yapıları ziyaret edilebilir. Ayrıca Vefa semtine gidilmişken Vefa Cd. No:66 adresindeki Vefa Bozacısında ünlü Vefa bozasının tadına bakılabilir.

Kaynakça

A. G. Paspatis, Byzantinai Meletai, İstanbul 1877, s. 351

A.van Millingen, Byzantine Churches in Constantinople, London 1912, s. 183

C.L. Striker – Y. Doğan Kuban, Kalenderhane in Istanbul. The Buildings, Their History, Architecture and Decoration. Final Reports on the Archaeological Exploration and Restoration at Kalenderhane Camii, 1966-1978, Mainz 1997

Doğan Kuban. ‘Kalenderhane Camii’. İçinde: Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi. Tarih Vakfı Yayınları. 2000 4. Cilt

E.Freshfield, “Notes on the Church Now Called the Mosque of the Kalenders at Constantinople”, Archaeologia, sy. 55, London 1897, s. 431

Fatih Mehmet II Vakfiyeleri (nşr. Vakıflar Umum Müdürlüğü), Ankara 1938, s. 202, 259, 260, 268

J. Pervititch, Stanboulplan cadastral d’asurances, İstanbul 1924

Nejat Göyünç, “Kalenderhâne Câmii”, TD, sy. 34 (1984), s. 485-494

M. Müller-Wiener, Bildlexikon zur Topographie Istanbuls, Tübingen 1977, s. 153

R. Janin, La géographie ecclésiastique de l’Empire byzantin. Les églises et les monasteres, Paris 1969, s. 174-175, 293-294, 504-506

Semavi Eyice, Istanbul, Petit guide à travers les monuments byzantins et turcs, İstanbul 1955, s. 54

Eyice, Semavi. “Kalenderhâne Camii”. İslam Ansiklopedisi. 24: 251-252. Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2001

V. Laurent, Echos d’orient, XXXIV, Paris 1935, s. 227

Kalenderhane Gezisi  Video (3 Mart 2022)

https://www.youtube.com/watch?v=2RMHvSijlFE

Notlar

[1] Fransiskenler, bir İtalyan rahibi olan Assisili Francesco, İsa’nın isteğine göre yoksulluk hayatı sürmeye ant içmiş müritleri ile kurduğu tarikattır. Papa III. İnnocentius 1210 yılında bu tarikata ait düzeni kabul etmiştir.