Basilicata

Craco: İtalya’da hayalet bir kasaba

Hayalet kasabalara meraklıysanız muhtemelen Craco’nun adını duymuş ya da tarihi filmler için en popüler çekim yerlerinden biri haline geldiğinden muhtemelen bir dizi veya filmde görmüş olabilirsiniz. İtalya’nın güneyindeki Basilicata bölgesine bağlı Matera ilinde, Taranto Körfezi’ne sadece 40 kilometre uzaklıkta bulunan etkileyici Orta çağ kasabası doğal afetlere bağlı olarak terk edilmiş olmasına karşın günümüzde popüler bir turizm destinasyonu ve film platosudur. Craco aynı zamanda kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan World Monuments Fund tarafından 2010 yılında izleme ve koruma listesine alınmıştır.

Craco tower
Craco kalesi, Basilicata

Tarih

Bölgede bulunan mezarlardan ilk yerleşimin MÖ. 8. Yüzyıla uzandığı anlaşılmaktadır. MÖ 540 yıllarında ise bölgeye kıyıdaki Metaponto kasabasından gelen Yunanlılar gelip yerleşmiştir. Kasabanın olduğu alanın ilk adı Latince “küçük sürülmüş tarla” anlamına gelen Graculum olup, Tricarico Başpiskoposu Arnaldo’nun mülküdü. 1154’ten 1168’e kadar köy kasabadaki ilk feodal yönetimi kuran muhtemelen Norman kökenli olan soylu Eberto’ya geçmiştir. Sonrasında 1179’da Pietrapertosa’lı Roberto, Craco’ya sahip olmuştur. II. Frederick döneminde Craco önemli bir askeri merkez, kalesi ise hapishane olmuştur. 1276’da kasabada bir üniversite kurulmuştur. Kasaba nüfusu ise 450’den (1277) 655’e (1477), 1.761’e (1532) ve 2.590’a (1561) yükselmiştir. Sonraki yüzyıllarda ise ortalama 1.500 civarında kalmıştır. 15. yüzyılda kasabada dört büyük konak inşa edilmiştir: Kulenin yakınındaki Palazzo Maronna, büyük kilisenin yakınındaki Palazzo Grossi, Rigirones mülkündeki Palazzo Carbone ve Palazzo Simonetti.

Felaketler Dizisi

1656 yılında bir veba salgını yüzlerce kişinin ölümüne yol açmış dahası kasabadaki aile sayısı da azalmıştır. Sonuçta kara veba ve eşkıya çetelerinin boşaltamadığı yerleşim 1.400 yıldan fazla ayakta kalmışsa da 1963’te bir dizi toprak kayması nedeniyle Craco boşaltılmaya başlanmış ve sakinleri Peschiera vadisine taşındı. 1972’de bir sel, durumu daha da kötüleştirmiş, son olarak 1980’deki bir depremden sonra, Craco’nun antik bölgesi tamamen terk edildi. Açıkçası uçurum kenarındaki köyün uzun ömrü göz önüne alındığında, sakinlerin daha önce Tabiat Ana tarafından kovulmamasına şaşmak gerekir. Craco, 8. Yüzyılda yerden 400 metre yüksekte dik bir yamaç üzerine oturtulacak şekilde kurulmuş olup, dağla birleşen binaların çarpıcı görüntüsüne sahip şehir merkezi, konumu sayesinde Ortaçağ’ın eşkıya çetelerinden kolayca korunabilmekteydi. Savunma avantajına karşın kasaba deprem ve toprak kaymalarına karşı dayanıksızdı. Sakinleri tarafından bir daha dönmemek üzere çoktan terk edilen kasabanın Ortaçağ mimarisi kategorisine giren ve turistlerin gezmeye değer bulduğu epey bir anıtı barındırmaktadır.

Craco Society

Kasabadan Amerika Birleşik Devletleri’ne göç edenlerin soyundan gelenler 2007’de komün kültürünü, geleneklerini ve tarihini koruyan, kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan “Craco Society” ni kurmuşlardır.

Craco Köyünün terk edilmiş sokakları

Craco Kalesi, 1300 yılında inşa edilmiş olup, uçurumun panoramik manzarasına hakimdir. Kasaba kale dışında bir kilise ve yakındaki bir su kütlesi içinde keşfedilen Meryem Ana heykelini de barındırmaktadır. Kasaba halkı ve etraftaki yerleşimlerden gelenler Meryem Ana heykeline saygı göstermek amacıyla düzenlenen bir dini

2004 çekimi Tutku – İsa Mesih’in Çilesi filminde Yehuda’nın asıldığı sahnede arka fonda Craco kasabası

bayramlarda günübirliğine de olsa şehre geri dönmektedir. Craco’da Mayıs-Ekim ayları arasında altı festival gerçekleştirilmekte, ziyaretçiler, harap şehrin yanı sıra aşağıdaki ‘calanchi’ adı verilen dik vadiyi de gezmektedir.

Kasabada Çekilen Filmler

Mel Gibson’ın 2004 çekimi Tutku: İsa Mesih’in Çilesi (The Passion of The Christ) filminde Yehuda’nın asıldığı yer bu kasabada çekilmiştir. Craco kasabası ayrıca Alberto Lattuada’nın La lupa (1953), Francesco Rosi’nin Christ Stopped at Eboli (1979), Bruce Beresford’un King David (1985), Robert M. Young’ın Saving Grace (1986), Paolo ve Vittorio Taviani’nin The Sun Also Shines at Night (1990), Lina Wertmüller’in The Nymph (1996), Catherine Hardwicke’in The Nativity Story (2006), Marc Forster’ın James Bond filmleri serisinden Quantum of Solace (2008) ve Rocco Papaleo’nun Basilicata Coast to Coast (2010) filmlerine set olmuştur.

Gitmeden Önce Bilinmesi Gerekenler

Sadece rehberli ziyaretlere izin verilmekte olup, tek siteye 10€, her iki siteye birde giriş ise 15€ bilet karşılığı gerçekleştirilmektedir. Ancak 5-7 kişilik bir grup olana kadar beklemeniz gerekir.

Nerede?