Site icon Özhan Öztürk Makaleleri

1970’ler ve 1980’li yıllarda İtalya

1970'ler ve 1980'li yıllarda İtalya. Fotoğraf: Charles H. Traub (charlestraub.com)

1970’lerde İtalya

İtalya 1970’lerde sosyal ve politik açıdan çalkantılı bir dönem geçirmiş olup, Mart 1968’de Roma’daki La Sapienza Üniversitesi’nde “Valle Giulia Savaşı” adı verilen çatışma yaşanmış, 1969’da yaşanan öğrenci hareketleri ve toplumsal protestolar ülkeyi sarsmış, Torino’da Fiat fabrikası işgal edilmiştir.

Milano’da işçi protestosu, 1970’ler

Opposti Estremismi adı verilen bu dönemin başlangıcında 12 Kasım 1969’da sol bir protesto eylemi sırasında Antonia Annarumma isimli polis memuru Milano‘da öldürülen ilk kurban olarak tarihe geçmiştir. Roma kenti Banca Nazionale del Lavoro, Vittorio Emanuele II, Banca Nazionale dell’Agricoltura ve Banca Commerciale’de patlatılan dört bomba tarafından vurulurken, 12 Aralık 1969’da Piazza Fontana’daki bir bombalamada 16 kişi ölmüş ve 90 kişi yaralanmıştır.

70’lerde bir protesto

1978’de boşanma yasası ve kürtaj yasası uzun ve hararetli tartışmalar sonunda kabul edilmişse de yapılan referandumlar kamuoyunu ikiye bölmeyi başarmıştır. Toplumun politize olduğu bu yıllara işçi grevleri ve terörist faaliyetler damgasını vurmuştur. Sağ ve sol kanattaki aşırıcı uçlar, İtalyan devletini kendi vizyonlarına göre dönüştürmeye çalışmak için silah kullanmaya karar verince 70’li yıllar Kurşun Yıllar (Anni di piombo) olarak adlandırılmıştır. 1974 yılında Roma‘daki CIA istasyonunun şefi Edgardo Sogno hükümeti neo-faşist bir devrim hakkında bilgilendirmekle kalmamış, ABD hükümetinden bu tür bir devrime karşı bazı tedbirler almasını istemiştir. Sogno’nun talebi üzerine ABD’den komünistleri yönetimden uzak tutmak için gerekli desteğin verileceği sözü gelmiştir.  1969’da İtalyan Askeri İstihbarat birimi SIOS’un (Servizio Informazioni Operative e Situazione) şefi olan ve 1970’ten itibaren Savunma İstihbarat Servisi SID’nin (Servizio Informazioni Difesa) başı olan General Vito Miceli, 1974’te devlet aleyhine çalışma suçlamasıyla tutuklanmış, bu olaydan sonra ülkenin gizli servis örgütleri yeniden organize edilmiştir. SID, SISDE (Servizio per le Informazioni e la Sicurezza Democratica), CESIS (Comitato Esecutivo per i Servizi di Informazione e Sicurezza) ve SISMI (Servizio per le Informazioni e la Sicurezza Militare) adlı birimlere ayrılmıştır.

Hristiyan Demokrat (Democrazia Cristiana) bir politikacı olup birkaç kez

Kızıl Tugaylarca kaçırılan Aldo Moro

Başbakanlık yapan Aldo Moro 1972’de Mario Moretti tarafından yönetilen Kızıl Tugaylar tarafından kaçırılıp öldürülmesi ülke tarihinin en önemli politik cinayeti olarak tarihe geçmişse de özellikle 1977 terör saldırılarının yoğun olarak yaşandığı yıl olarak ön plana çıkmıştır. Moskova’dan bağımsız olarak yönetilen ve Batı Avrupa’nın en büyük komünist partisi kabul edilen PCI (İtalyan Komünist Partisi) İtalya’nın merkezi bölgelerinde özellikle Umbria, Emilia-Romagna ve Toskana bölgelerinde oldukça güçlüydü. Aldo Moro cinayetinden sonra, Sosyalist ve Komünist Partiler arasındaki işbirliği umudu sona ermiştir. 70 ve 80’lerde politik güçlerine karşın Komünistler hükümet işlevlerine katılmamışlardır.

1970’lerin İtalyan müzikleri

1970’ler ‘cantautori’ olarak bilinen şarkı yazarlarının altın yılları olup, dünyada Bob Dylan gibi şarkılarında sosyal veya politik mesajları içeren sanatçılar ön plana çıkarken İtalya’da Francesco Guccini ve Fabrizio de Andrè bu alanda ünlenirken ayrıca Lucio Battisti, Lucio Dalla, Francesco De Gregori ve Franco Battiato döneme damgasını vurmuştur. 60’lı yıllarda romantik şarkılarla ünlenen Lucio Battisti 1970’lerin başlarında zirveye ulaşmıştır. Bununla birlikte İtalyan kadınların feminist harekete güç verdiği dönemde Battisti’nin romantik şarkılarında tasvir ettiği kadının obje olarak sunulması (donna oggetto) pek hoş karşılanmamaya başlamıştır.

1970’lerin İtalyan filmleri ve Televizyonu

70’lerde İtalya’da üretilen ve yüksek gişe hasılatı yapan filmler “commedie pecorecce” olarak anılan, İtalyan toplumunun yaygın stereotipleri öne çıkaran cinsellik içeren komedi filmleri olmuştur. 70’lerde sanat filmi severlere hitap eden Cinema d’essai küçük dağıtım şirketlerince piyasaya sokulurken Luci rosse adıyla anılan erotik sinema örnekleri de zirve yapmıştır. 70’li yılalrda artan refah ile birlikte Ortasınıf İtalyan ailelerin neredeyse tümü TV sahibi olurken, lusal kamu kanalları (RAI) ve yeni ortaya çıkan özel kanallar, yayın programlarına ve formatlarına ithal edilen yabancı TV şovlarını eklemeye başlamışlardır. Amerikan dizilerinin yanı sıra Güney Amerika dizileri ve İngiliz TV şovlarıyla İtalyan TV kanallarında ilk kez yayınlanmaya başlanmıştır. İtalyan yazar Emilio Salgari’nin macera kitaplarından esinlenerek hazırlanan Sandokan adlı TV dizisi bu dönemde bir Hintli aktör olan Kabir Bedi’yi neredeyse bir gecede bir süperstar haline dönüştürmüştür.

1980’lerde sokakta birdir bir oynayan İtalyan çocuklar. Fotoğraf: Charles H. Traub (charlestraub.com)

1980’lerde İtalya

1980’li yıllara tüm dünyada olduğu gibi eğlenceli ve artan refahın insanların gelecek konusunda iyimser olduğu ve lüks harcamalar yaptığı bir dönemdi. 1980’ler İtalya’nın ekonomik açıdan büyüdüğü, tarım ülkesinden sanayi ve hizmet odaklı ekonomiye belirgin bir dönüşümü yaşadığı yıllardı. 1980’lerde Milano dünyaca ünlü tasarımcı, sanatçı ve moda gurularıyla dahası mağaza ve galerileriyle İtalya’nın sosyal ve ekonomik başkenti olarak ortaya çıkmayı başarmıştır. 1980’lerin İtalyasına 27 Haziran 1980’de sivil bir yolcu uçağının Bologna‘dan Palermo’ya giderken Ustica yakınlarında denize düşmesiyle gerçekleşen kaza damgasını vurmuştur. Uçağın neden düştüğü yoğun tartışma ve hipotezlerin konusu olmuş, teknik bir kazanın değil de uçak içerisinde yer alan bir bomba hatta askeri savaş uçağının ateşlediği bir füze tarafından vurulduğu ileri sürüldüğünden Ustica Katliamı olarak da anılmıştır.   1982 Dünya Futbol Kupasında (World Football Championship, 1982) İtalya’nın İspanya’da elde ettiği şampiyonluk döneme damgasını vururken, güçlü ekonomik büyüme aynı zamanda terör faaliyetlerinin neredeyse bitmesine de sebep olmuştur.

1980’lerde Politika

Hükümetin ekonomiyi kontrol altına alması ve artan refaha paralel olarak görkemli bir geleceğin hayalini kuran İtalya’da 80’lerde politik gerginlik nispeten yumuşarken, ışıltılı yüzeyinin altında neler olup bittiği gözden gelinmiştir. 1945’ten beri ilk kez, 80’lerde iki hükümet, Hıristiyan Demokrat (Democrazia Cristiana) olmayan başbakanlar, yani Bettino Craxi ve Giovanni Spadolini tarafından yönetilmişse de hükümetleri Hıristiyan Demokratların desteğiyle ayakta durabilmiştir. 1989’un sonuna doğru Enrico Berlinguer’in liderliğinde PCI (Sosyalist Parti) oy sayısını kademeli olarak artırmışsa da Bettino Craxi döneminde Moskova aleyhine esen rüzgar Ronald Regan’ın Sicilya’ya Amerikan füzeleri yerleştirilmesine sebep olmuştur. Komünist parti 80’lerde daha ılımlı politika izlemeye başlayınca 1984’te, Berlinger’in ölümünden sadece iki gün sonra oy sayısı Sosyalistleri geride bırakmıştır. Sosyalist lider Bettino Craxi ile hükümet, 1927’nin Vatikan ile olan Lateran Paktını da revize etmiş, Roma Katolikliğini Devlet dini olarak ele alan revizyon, İtalyan hükümeti ve Kilise arasındaki bağlantıları yeniden düzenlemiştir. Sovyetler Birliği’nin çöküşünden bir yıl sonra başlayan 92’de Mafya’nın Falcone ve Borsellino adlı yargıçları öldürmesi ile 80’lerin iyimser havası vahşice ve birdenbire son ermiştir. Aynı yıl “Mani Pulite” (Temiz Eller) olarak adlandırılan adli soruşturma başlatılarak ülkeyi baştanbaşa saran siyasi yolsuzluk ağı açığa çıkarılmıştır. Temiz Eller Soruşturması ile ülkede yolsuzluğun boyutları ve buna siyasi partilerinin en önemlilerini dahil olduğu ortaya çıkmakla kalmamış, ülke tarihinde dönüm noktası kabul edilen bu tarihten sonrası pek çok yazar tarafından ‘İkinci Cumhuriyet’ olarak anılmıştır.

1980’lerde Müzik ve Moda

1980’ler ‘Made in Italy’in popüler bir marka haline geldiği, İtalyan ürünleri ve yaşam tarzının yurtdışında daha fazla dikkat çekmeye başladığı yıllar olmasına karşın ülke yabancı akınlara her zamankinden daha açık hale gelmiştir. Bu dönemde İngiltere, Almanya ve ABD’den gelen yeni müzik hareketlerinden pek çok şarkıcı ve grup etkilenmiştir. Madonna, Wham, Duran Duran gibi pop ilahları tüm dünyada olduğu gibi İtalyan gençleri arasında da popüler olmuş, İtalya’nın her yerinde ünlü İngiliz ve ABD gruplarının kopyaları ortaya çıkmıştır. Müzikal akımlar kendi giyim tarzlarının oluşmasına yol açmış, Paninari, karanlık, yeni romantikler, metal kafalar ve post punklar adıyla anılan gruplar ortaya çıkmıştır.

1980’lerde Eğlence

1980’ler artan refahla birlikte kişisel bilgisayarlar ve kişisel video oyun sistemlerinin gündelik hayata dâhil olmasına yol açmış, teknoloji ve bilimdeki atılımlar geleceğe daha iyimser bakılmasına sebep olmuştur. 2000 yılının yaklaşmasının yarattığı heyecan  bilim kurguya daha çok önem verilmesine  Star Wars benzeri filmlerin pop kültürü etkilemesine sebep olmuştur. 80’li yıllarda dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi İtalyan kamu ve özel TV kanallarında Japonya’dan ithal edilmiş animasyon filmlerin gösterilmesi popüler kültürde Japon kültürünün etkili olmaya başladığı yıllardır. Çizgi film alanında Japon üstünlüğüne karşın 70’Lerde Charlie’nin Melekleri ve Altı Milyon Dolarlık Adam (The Six Million DollarsMan) gibi dizillerin yerini alan Happy Days, A Takımı, Dallas, Şahin Tepesi, Hanedan,  Automan, Kara Şimşek gibi TV dizileriye Amerikan istilası tahtını korumuştur. 80’lerde daha önce varlıkları fark edilmeyen reklam işinde çalışan yaratıcı yetenekler, finansal yuppilerin ön plana çıktığı görülmektedir.

 

Exit mobile version