Makale: Özhan Öztürk
Ağasar vadisi üzerinde sahilden 15 km içerde bulunan yerleşim adını Ağasar deresinin denize döküldüğü düzlükte kurulmuş Beşikdüzü’nün eski adı Şarlı Pazarı’ndan almış olup zamanla yerel ağızda deforme olarak bugünkü haline dönüşmüştür. Ağasar vadisi Trabzon İmparatorluğu döneminde Kürtün civarına yerleşen Çepni boyunun iskân ettiği, Trabzon yerli kültürü ile etnik, kültürel, dini hatta dilsel açıdan günümüze dek sürecek hudut oluşturan bir yerleşim bölgesi özelliği göstermektedir.[1]
Trabzon’un Osmanlılarca fethi sırasında Ağasar vadisi Türkmenlerin elinde bulunmakta olup, Osmanlı döneminde Kürtünlü olarak da adlandırılan bu halkın bir bölümünün Çaldıran savaşı öncesinde Safevi propagandasından etkilenip aileleriyle birlikte Şah İsmail’e katılmak için bölgeden ayrıldıkları bilinmektedir.[2] 1486 tarihli tahrir defterlerinde Tirebolu-Akçaabat arasındaki bölge “Kürtün Zeameti” adıyla[3] askeri idari birim olarak yönetilmekte Alahnas, Kandavur, Üreğir, Oğuz ve Alanyuntlu adlı 5 köyü kapsamaktaydı. Emecen, Şalpazarı’nın 1450’lerde köy birimi haline gelen, darı ekilip, başcılık ve kovancılık yapılan Oğuz köyü temelinde geliştiğini iddia etmiştir[4]. 1515 tahrir defterlerinde halkının Kızılbaş olduğu ve bölgede asayiş problemlerine sebep olduğu belirtilen[5] Oğuz köyünün Kürtün zeametinin doğu sınırlarını teşkil ettiği, köye bağlı Kireç mezrasının bugünkü Şalpazarı, Alağavur mezrasının ise Geyikli‘nin merkezlerini teşkil ettiği anlaşılmaktadır.[6]
Kireç ya da Kalecik köyü Şalpazarı’nın merkezi olup, Ağasar vadisini kontrol eden
stratejik bir noktada kurulmuş Trabzon İmparatorluğu ya da daha eskiden inşa edilmiş bir kale yıkıntısı çevresinde 1571 sonrasında kurulmuştur.
Osmanlı kayıtlarına göre 1515’de Celal, 1566’da Kızıltanlı adlı Kızılbaş eşkiyaların Kürtün’den Karahisar’a dek uzanan bölgede isyan çıkarması, şah adına para toplaması, yol kestikleri için köylülerin yaylalarına bile çıkmaya korkması gibi durumlar şikâyet konusu olunca yöre halkının İran’a gidip gelmesinin önü alınmış, muhtemelen bu dönemde bölgeyi Sünnileştirme amaçlı tedbirler uygulanmaya başlamış, 1578 Osmanlı-Safevi savaşı öncesinde Oğuz köyü halkı dağıtılarak yeni yerleşimlerin kurulması sağlanmış olmalıdır. 1583’de Oğuz köyüne bağlı mezralar bağımsız birer köy haline gelmiş, Alagavur, Kuruca, Alahnas, Sazaklu Karaağaç, Çamkiriş, Kalecik, Ayubükü (Arpacı) köyleri ortaya çıkmıştır. 1686’da Aksaklı, İtil, Seyyitahmetli, Yavabolu, Korkudan, Akkilise adlı köyler doğrudan Trabzon kazasına bağlanmış, böylece Ağasar vadisi köyleri Kürtün bölgesindeki Türkmen yerleşim bütünlüğünden ayrılarak Trabzon kazalarına bağlanmış, 1719’da Şarlı ve Şahmelik köyleri de Yoros nahiyesine eklenerek bu idari teammül devam ettirilmiştir.[7]
17-18. yüzyıllarda Karadeniz’in diğer bölgelerinde olduğu gibi Ağasar’da da yerel güç odakları sivrilmiş, savaş için sefere gidip geri dönen kişiler asker olduklarını ileri sürerek vergi vermedikleri gibi çeteler kurarak bölgeyi yağmalamıştır.[8] 18. yüzyılda Ağasar vadisi köylerinin bir kısmı Gümüşhane maden işletmesinin bir kısmı ise Hatuniye Vakfı’nın alanı içerisinde yer almıştır. 18. yüzyılın ilk çeyreğinde eşkıya baskısından bunalan bölge halkının bir bölümünün[9] Giresun’un batısına göçe kalkıştığı devletin göçü önlemek için karşı tedbirler alıp, halkı geri göndermesine karşın önemli bir bölümünün geri dönmediği sanılmaktadır.
1835 nüfus tahrirlerinde Ağasar köyleri Vakfıkebir kazasına bağlı olarak gösterilmiş olup, 1848’de Akçaabat kazasına bağlı 9 nahiye arasında Ağasar vadisinde yer alan Şarlı, Oğuz ve Akhisar’ın da adı geçmektedir[10]. 10 Ekim 1850 tarihli öşür defterine göre[11] Oğuz nahiyesi Nefs-i Oğuz, Anbarlı, Seyitahmedli, İstil, Yavabolu, Akkilise, Aksaklı, Kızılüzüm, Hoblu, Şahmelik, Korkudan köylerinden Akhisar deresi nahiyesi Kireç, Çamkiriş, Karakaya, Güristan, Turalıuşağı, Düzköy, Kasımağzı, Dorukkiriş, Simenli, Alagavur, Pehliçukur, Güdül, Tepeağzı, Dereköy, Kabasakal, Gavurkıran, Tımara, Çetrik, Dereköy, Şarlı nahiyesi ise Takazlı, Nefs-i Şarlı, Bolanisa, Nefs-i Kızılağaç, Bozlu, Abdallı, Gölkiriş, Çamkiriş, Çarlaklı, Kefli–Zemberek, Hodola Bayır, Hodola, Vardallı, Kadahor-Kızılağaç köylerinden oluşmaktadır. 1877-78’de 17 hane bulunan Kireç köyü zamanla pazar yeri konumu kazanmıştır ki 1902 tarihli Trabzon Vilayeti Salnamesi’nde Şarlı Pazarı (Beşikdüzü) dışında 5 saat mesafede içerde Şar Pazarı adlı ikinci bir pazar yeri olduğu da belirtilmiştir[12] burası vakıf kaynaklarında “Kireç ma’a Şarpazarı” adıyla anılmıştır.[13] Ağasar vadisi I. Dünya Savaşı sırasında Trabzon’la birlikte 1916-17 arasında Rus işgaline uğramışsa da yüksek köylerde yaşayanlar çeteler kurarak işgale karşı direnmişlerdir. 1914 yılında Vakfıkebir kazasına bağlı bir nahiye olan Şalpazarı 7 Aralık 1953 tarihinde tam teşkilatlı bucak haline getirilmiş, 2 Ağustos 1988 tarihinde ilçe olarak teşkilatlandırılmıştır. Günümüzde 2 belediye (Geyikli, Şalpazarı), 8 mahalle (Çamkiriş, Dereköy, Kalecik, Kireç, Merkez, Sugören, Şalpazarı, Turalıuşağı) ve 27 köyün bağlı olduğu ilçenin nüfusu 1990’da 18.983 (3.665 kent, 15.318 köyler) iken, 2000’de 23.390, 2009’da 11.804 (3.543 kent, 8.261 köyler) olmuştur.
Trabzon Şalpazarı Köyleri
Köyün Orijinal adı | Bugünkü Türkçe Adı |
Alakâfir, Alagâvur | Geyikli |
Çarlaklı | Çarlaklı |
Çetrik | Çetrik |
Dereköy | Dereköy |
Doğancı | Doğancı |
Doruk Keriş[14] | Dorukkiriş |
Düzköy | Düzköy |
Gökçeköy | Gökçeköy |
Gölkiriş | Gölkiriş |
Güdün | Güdün |
Kabasakal | Kabasakal |
Karakaya | Karakaya |
Kasımağzı | Kasımağzı |
Pehliçukur | Pelitçelik |
Sayvançatak | Sayvançatak |
Kıranmahalle köyü | Sütpınar |
Şimenli | Simenli |
Tepeağzı | Tepeağzı |
Timara | Fidanbaşı |
Turalı Uşağı[15] | Turalı Uşağı |
Üzümözü | Üzümözü |
Kaynak: Özhan Öztürk. Pontus: Antik Çağ’dan Günümüze Karadeniz’in Etnik ve Siyasi Tarihi (Genişletilmiş 3. Baskı). Nika Yayınları. Ankara, 2016
Notlar
[1] Emecen, 2010: 42
[2] 1512’de Şah İsmail’in taraftar toplamak için Anadolu’ya gönderdiği Nur Ali Halife Şebinkarahisar’a gelmiş ve bölgeden 3000-5000 aile kendisine katılmıştır (Rumlu Hasan, 2004: 164)
[3] Osmanlı tımar sistemi içerisinde tımar 20 bin zeamet 100 bin akçelik gelir ile sınırlanmıştır.
[4] Emecen, 2010: 46-47, 74
[5] Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Tahrir Defterleri, no: 52 s. 758
[6] Emecen, 2010: 60-62, 80-81; Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Tahrir Defterleri no 52 s. 760
[7] Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Kamil Kepeci Tasnifi no. 2697 68b-69 a-b; Emecen, 2010: 63
[8] Emecen, 2010: 49-51; Başbakanlık Osmanlı Arşivi, MD, no: 118 s. 75 hüküm 335 (13-23 Ekim 1711)
[9] 1724’de 500 aile kadar (Emecen, 2005: 84-87)
[10] Saydam, 2001: 171-74
[11] Akçaabad-Vakfıkebir Öşür Defteri, 1850 (Başbakanlık Osmanlı Arşivleri, Maliyeden Müdevver defterler, no: 9957)
[12] Trabzon Vilayeti Salnamesi, 20 def’a 169, 350
[13] Emecen, 2010: 141-142
[14] Türkçe kökenli kelimenin Anadolu Türkçesinde keriş ve geriş formunda “hattı bâlâ; su çekmeyen killi toprak; meydan” anlamları tespit edilmiş olup (Türkiye’de Halk Ağzından Söz Derleme Dergisi, 1939: 616-883) Antalya Akseki, Bodrum, Zonguldak-Devrek, Bartın, Bolu’da Geriş, Göynük’te Gerişler, Fethiye’de Geriş Burun, Ankara-Bala’da Kerişli formlarında köy adı olarak kullanılmıştır (Köylerimiz, 1933: 273, 449) Ayrıca Doğu Karadeniz bölgesinde Giresun merkez ilçeye bağlı Hisargeriş, İncegeriş, Espiye ilçesine bağlı Kurugeriş, Çamaş ilçesine bağlı Sakargeriş adlı köyler bulunmaktadır (Giresun İl Yıllığı, 1967: 28-34; Yediyıldız, 1985: 43)
[15] Dede Korkut Kitabı’nda (Ergin, 1984: 129-148) Akkoyunlular ile Trabzonlular arasındaki mücadelenin kahramanlarından Kanturalı’nın Akkoyunlu hükümdarı Tur Ali Bey olduğu sanılmakta olup, bölgede Türkmenlerin yerleşim alanında yer alan Turalı ve Turalı Uşağı köyleri destanların oluştuğu dönem ile ilişkili olmalıdır.