Makale: Özhan Öztürk
Trabzon’un 13 km batısında yer alan Platana[1] kenti İslam öncesi bir yerleşim olmakla birlikte hangi dönem kurulduğu bilinmemektedir. Platana, Yunanca “çınar ağacı” anlamına gelmekte olup[2] pek çok antik toplum gibi Yunanlılar’ın da bu ağacı kutsal kabul etmesine atfen verilmiş olmalıdır[3]. Platana, karayele karşı korunaklı olduğu için[4] kötü havalarda Daphnous mevkiindeki Trabzon limanına iyi bir alternatif olmuş, 10 – 11 Nisan 1404 tarihinde Clavijo’nun gemisi kötü hava şartlarından burada demirlemiş, 17 Eylül 1405 tarihinde Trabzon’dan kalkan fındık yüklü bir Ceneviz gemisi de ters rüzgârlar nedeniyle buraya demirlemek zorunda kalmıştır[5]. 1460/61’de Osmanlı donanması Mersin-Akçakale köyleri açıklarında Trabzon İmparatorluğu donanmasıyla çatışmış, 8 Trabzon 3 Osmanlı gemisi batmıştır.
Trabzon kenti 1461de II. Mehmed’e teslim olmuşsa da Akçaabat’ın batısında yer
alan Akçakale’deki Rumlar 1468’e dek 7 yıl boyunca Osmanlı ordusuna direnmeyi başarmışlardır. Yerleşim 1486, 1520, 1554, 1583 tarihli Osmanlı Tahrir Defterleri’nde “Platana, Pulana, Pulatine, Pulatana, Puladaniye” adlarıyla kayıtlıdır[6]. Aynı kayıtlara göre Akçaabad nahiyesinde 1486’da 99 hâne, 11 bîve, 10 mücerred, 1520’de 123 hâne, 4 bîve, 8 mücerred, 1554’de 64 hâne, 11 mücerred Hristiyan yaşamaktayken, ilk olarak 1583 kayıtlarında 108 hâne Hristiyanın yanı sıra 26 hâne Müslüman’ın
varlığına rastlanmaktadır. 1486 tarihinde Akçaabat nahiyesine bağlı 78 köy ve 1 kalede 3597 hâne, 261 bîve ve 202 mücerred Hristiyan’a karşılık 36 hâne ve 1 mücerred İslam ile Görele kalesinde 9 nefer Müslüman yaşamaktadır.1583 tarihinde ise nahiyeye bağlı 118 köy, 5 mezra ve 1 zaviyede 4153 hâne, 1157 hâne baştina ve 327 hâne zemin Hristiyana (%83.06) karşılık 138 hâne, 933 hâne bennak[7], 393 mücerred İslamın (%16.93) varlığı kayıtlıdır[8]. II. Mehmed’in Trabzon’u fethinin ardından, Trabzon sancağına bağlı nahiye olarak örgütlenen Akçaabat, 1486 yılında 78 köy, 1 mezra ve Görele kalesinden oluşmaktaydı. 16. yüzyıl başlarında Akçaâbâd nahiyesi Hızır Çelebi adlı birisinin 24 bin akçe gelirli zeameti olup, bu gelirin büyük bölümü “Haso” adlı karyesinden elde edilmekteydi.[9]
Kalanima deresinin Trabzon yakasında ihtişamlı çınar ağaçlarının varlığını bildiren Fallmerayer, 450 evden 140’ında Hristiyanların yaşadığını, bunların küçük esnaflık, tefecilik, şarapçılık ve zeytinyağı üreterek geçindiklerini bildirmiştir[10]. Yine Fallmerayer, Periplus gibi antik kaynaklarda Kordyl’den 45 stadia doğuda, Trabzon’dan 60 stadia batıda bulunan Hermonassa[11] limanını Platana ile özdeşleştirmiştir. 1890’larda Şemsettin Sami, Akçaabat’ın Trabzon vilayeti Merkez sancağının Merkez kazasına bağlı bir nahiye olup, 99 köyünde 13 bini Müslüman 25 bin kişi yaşadığını, topraklarında nitelikli tütün yetiştirildiğini bildirirken, Ali Cevad tütünün yanı sıra mısır ve fındık tarımından bahsetmiştir.
Bıjışkyan 1817’de limanı sayesinde geçmişten beri önemli bir ticaret merkezi olan Platana’da zeytin ve zeytinyağı üretimin önemini vurguladıktan sonra Türk, Ermeni ve -bakırcılıkla uğraşan- Rumların yaşadığı 400 kadar evin ve birkaç yıkık kilisenin varlığını bildirmiştir[12]. 1848-49 tarihli vergi paylaşımı amacı için hazırlanan bir listede Akçaabat kazasının Nefs-i Polathane, Nefs-i Kalanima, Sera deresi, Ayagorgor nahiyesi, İskefiye nahiyesi, Fol nahiyesi, Şarlı nahiyesi, Oğuz nahiyesi, Akhisar nahiyesi adlı 9 idari birimden oluştuğu görülmektedir.[13]
1884 yılında kaza olan Akçaabat I. Dünya Savaşı sırasında 20 Nisan 1916’da 1 yıl 10 ay süreyle Rus işgaline uğramıştır. Ekim 1917 devriminden kaçan önemli miktarda Gürcü geçici bir süre için Yaylacık mahallesine yerleştirilmiştir. 17 Şubat 1918’de Türk ordusu Pulathane’ye girmiş, bu süreç zarfında Rus askerlerinin geri çekilirken geride kalan Rus devriyeleri ile Rum ve Ermeni çeteleri ile Müslüman köylüler arasında küçük çaplı çatışmalar çıkmıştır. Rum kaynakları mübadele öncesinde Akçaabat’ta iki mahallede Asor (90), Kaloyenna, Fiz (60), Fisera (30), Kaliyera (60), Frangoulanton (30), Struki (50), Myrsini (60) ve Kartsea (70) köylerinde 350 Rum ailesinin yaşadığını bildirmektedir. Bu dönemde Akçaabat hafta pazarı Salı günleri kurulmaktaydı. 1903 Trabzon Salnamesi’ne göre Akçaabad kazasında 4786’sı Rum, 4.188’i Ermeni geri kalanı Müslüman olmak üzere 52.014 kişi yaşamakta olup, günümüzde 15 belediye (Adacık, Akçaabat, Akçakale, Akçaköy, Akpınar, Darıca, Derecik, Doğanköy, Dörtyol, Işıklar, Kavaklı, Mersin, Söğütlü, Şinik, Yıldızlı) ve 49’ün bağlı olduğu Akçaabat ilçesinin nüfusu 1927’de 41.546 (3.014 kent, 38.532 köyler), 1950’de 66.328, 1960’da 75.413, 1970’de 93.474, 1980’de 102.876, 1990’da 99.826, 2000’de 120.693, 2009’da 110.623 (37.500 kent, 73.123 köyler) olmuştur.
1876’da 272 hanede 1.360 kişinin yaşadığı Haçka kasabası, Düzköy adıyla1944’de bucak merkezi olmuş, 1960’da belediye teşkilatı kurulurken ancak 9 Mayıs 1990’da ilçe statüsü kazanmıştır. Günümüzde 4 belediye (Aykut, Çalköy, Çayırbağı, Düzköy), 7 mahalle (Büyük, Cevizlik, Düzalan, Orta, Tepecik, Yaylacık, Yeni) ve 6 köyün (Alazlı, Çiğdemli, Gökçeler, Gürgendağ, Küçüktepe, Taşocağı) bağlı olduğu Düzköy ilçesinin nüfusu 1990’da 20.974 (4.793 kent, 16.181 köyler) iken, 2000’de 24.892, 2009’da 15.933 (3.456 kent, 12.477 köyler) olmuştur.
Trabzon Akçaabat İlçesi Tarihi Eserler
Antik metinlerde Palatana ile Yoros burnunun ortasında Hieron Oros veya Yoros’un 40-45 stadia doğusunda bulunan[14] Kordyl[15] ile Akçakale/Haldandoz aynı mevki olmalıdır ki[16] Rize Pazar ilçesi yakınlarında aynı isimde bir kale daha bulunmaktadır. Akçakale, Trabzon imparatoru II. Aleksios döneminde (1297–1330) Trabzon’un 18 km batısındaki Kordil köyü sahilinde Türkmen akınlarına karşı yüksekçe bir kaya üzerine inşa edilmiş, kalenin yanı başına St. Phokas adlı bir manastır yapılmıştır. 1361’de restore edilen yapı, 15. yüzyıla dek varlığını sürdürmüş olup, “keramet sahibi” St. Athanasios’un mezarının burada olduğuna inanılmakta bu yüzden Rumlar tarafından şifa dilenmek ve panegyris[17] amacıyla sıkça ziyaret edilmekteydi[18]. Belki de bu yüzden Trabzon’un 1461’de feth edilmesine rağmen, Akçaabatlılar burada Osmanlılar’a karşı 7 yıl daha direnmiş, 1468’de kaleyi kuşatan Mahmut Paşa’nın askerileri zafere ulaşmışsa da Paşa şehit olmuş ve bu kaleye defnedilmiştir. Moloz ve kesme taştan yapılmış, batı yönünde 2 kulesi bulunan, 4-5 m sur yüksekliğine sahip bir kale olup, Osmanlı döneminde restore edilip, genişletilmiş, deniz kıyısına mazgallar eklenerek adı Akçakale olarak değiştirilmiştir. Trabzon valisi Vezir Hasan Paşa 1828-29 Osmanlı-Rus savaşları sırasında Akçakale’de de bir tabya kurmuştur. Cumhuriyet döneminde özel bir şahsın tapusunda görülen Akçakale 2006’da kamulaştırılmıştır.
Ayrıca Hıdırnebi yaylasında Metinkaya, Mimera’da (Erikli) Sivrikale, Gozoysa’da (Akpınar), Gulaliyos’da (Taşocağı), Düzköy-Çalköyü (Kale), Doğukaya kaleleri diğer köylerde bulunan, çoğu Roma ve Trabzon imparatorluğu dönemlerinde inşa edilmiş kaleler olup, günümüze önemli ölçüde tahrip olarak ulaşmışlardır.[19]
St. Michael Kilisesi veya Orta Mahalle Kilisesi 13-14. yüzyıllar arasında Trabzon İmparatorluğu döneminde inşa edilmiş olup, 1846 tarihli bir onarım kitabesi bulunmaktadır. 1332’de Trabzon’a Bayram Bey komutasında saldırıp Asomatos’a (Hamsiköy) dek ilerleyen Türkmen ordusunun püskürtülmesi onuruna bu yapının inşa edildiği iddia edilmiştir.[20] Tek nefli, dikdörtgen plânlı taş yapının mozaiklerle kaplı döşemesi önemli ölçüde bozulmuş, 1923 sonrasında ev olarak kullanılmış, duvarlarında yeni pencereler açılarak, beton çatı yapılarak tahrip edilmiştir. Ayrıca kilisenin batısında tek apsidli içerisinde fresk izleri bulunan 13-14. Yüzyıla tarihlenen bir de şapel bulunmaktadır.
Dürbinar Mezarlık Camisi, hicri 1070 (1659–1660) tarihli vakfiyesinden anlaşıldığına göre, Kamiloğullarından Osman Bin Sadullah tarafından yaptırılmış olup, Lermioğlu’na göre Akçaabat’ın en eski camisidir.[21] Kesme taştan, dikdörtgen yapıdaki cami gördüğü çok sayıda onarımla özelliğini yitirmiş olup, yanı başında Hacı Salihzade Ali Ağa’nın yaptırmış olduğu Medrese-i Kebir ise günümüze ulaşamamıştır.
Dürbınar Mahallesi Camii 1949 yılında yenilenmiş olup, eski yapı 1757 yılında Hacı Mustafa Bin Hacı Ali tarafından inşa ettirilmiştir.
Orta Mahalle Camii, hicri 1222 (1807–1808) tarihli kitabesinden anlaşıldığına göre daha eski bir caminin yerine Molla Bekir oğlu Hafız Üzeyir Efendi tarafından kesme ve moloz taştan inşa edilmiş, tek şerefeli, dikdörtgen planlı bir yapıdır.
Eski Cami’nin kitabesi olmadığından kesim yapım tarihi bilinmemekle birlikte yanındaki 1784–1785 tarihli kitabeli Mustafa Efendi Çeşmesinin birlikte inşa edildiği düşünülmektedir. Kare planlı, tek şerefeli, kubbeli bir camidir.
Yeni Camii, Akçaabat’ın en büyük camisi olup, kesme taştan, dikdörtgen planlı bir yapıdır.
Trabzon Akçaabat İlçesi Köylerinin Eski ve Yeni Adları
Köyün Orijinal adı | Bugünkü Türkçe Adı[22] |
Ahanda[23] | Kavaklı |
Akçakale, Kordil[24] | Akçakale |
Bodamiya[25] | Derecik |
Botonoz[26] | Bozdoğan |
Cağera, Zağera[27] | Ağaçlı |
Caneni | Cevizli |
Cavera, Zavera[28] | Akdamar |
Cera | Çamlıdere |
Çahori[29] | Yalıköy |
Çarşuda | Akören |
Çilekli | Çilekli |
Dürbinar | Dürbinar |
Eskiköy | Eskiköy |
Fakelenza | Demlitaş |
Fiz[30] | Demirci |
Galinos | Ortamahalle |
Geliya[31] | Çamlıca |
Gozoysa | Akpınar |
Gulaliyos | Taşpınar |
Haçka, Haçuka[32] | Düzköy |
Haldandoz[33] | Zeytinlik |
Hameniya[34] | Çiğdemli |
Haraka[35] | Yolbaşı |
Helvacı | Helvacı |
Holku | Tepegören |
Horcorot | Dumankaya |
Horovi[36] | Aykut |
Hotalita | Karacakaya |
İhtimena[37] | Gökçeler |
İspendam[38] | Çatalzeytin |
İlana[39] | Uğurlu |
İle[40] | Akçaköy |
İpsil[41] | Ortaalan |
İstera[42] | Demirkapı |
Kalanima[43] | Söğütlü |
Kaleğra[44] | Meşeli |
Kalkiya[45] | Gürgendağ |
Kaloyna, Kaloyenna[46] | Oğulkaya |
Kalyara[47] | Çiçeklidüz |
Karaman | Karaman |
Karikliya[48] | Meydankaya |
Karziya, Kardiya[49] | Gökçekaya |
Kokona[50] | Uçarsu |
Koptez, Koftez[51], Kurtezi, Kurtesa | Üzümlü |
Koryana[52] | Acısu |
Korobi, Koropi[53] | Baltacı |
Kudura, Kutune, Kotina[54] | Kayalar |
Kutoz[55] | Korucu |
Kuzari[56] | Benlitaş |
Lefka[57] | Çınarlık |
Lahana[58] | Yeşilyurt |
Lalank[59] | Karpınar |
Mala[60] | Cevizlik |
Mayer[61] | Fındıklı |
Mazara, Macera[62] | Gökçebel |
Mersin, Myrsini[63] | Mersin |
Metinkaniya | Sertkaya |
Mimera[64] | Erikli |
Mucura, Muzura[65] | Doğanköy |
Mula[66] | Alazlı |
Muhula[67] | Kuruçam |
Panakotla[68] | Küçüktepeköy |
Polita[69] | Pazarcık |
Pulathane | Akçaabat |
Salari | Sarıtaş |
Satari[70] | Kaleönü |
Serasor[71], Sera | Yıldızlı |
Sidiksa[72] | Çayırbağı |
Şinik | Şinik |
Üstirkiya, Struki[73] | Darıca |
Vara[74] | Kirazlık |
Vartana[75] | Taşlıca |
Vayton[76] | Ambarcık |
Vazil Dimena[77] | Yeşiltepe |
Vizera[78], Fisera | Işıklı |
Zonida[79] | Karaçayır |
Kaynak: Özhan Öztürk. Pontus: Antik Çağ’dan Günümüze Karadeniz’in Etnik ve Siyasi Tarihi (Genişletilmiş 3. Baskı). Nika Yayınları. Ankara, 2016
Notlar
[1] Yunanca πλάτανος. Muhtemelen ağacın üst kısmının genişliğinden dolayı Yunanca “geniş” anlamına gelen planus (πλατύς) kelimesiyle ilişkilidir. Latince Platanus orientalis. Yunanistan’da Girit ve Mora yarımadasında Platana isimli köyler bulunmaktadır.
[2] Şakir Şevket notlarında (2001, 86) çınar ve kavak ağaçlarını karıştırmıştır: “…Trabzon Hükümeti putperestlerin elinde iken bu kasaba halkı plâtana denilen kavak ağacına taptığından bucağın adı o ağacın adından gelmektedir.”
[3] “…Platana, altı mil uzakta Yoros koyunun içinde bir kasabadır. Platana çınar ağacı demektir, çünkü eskiden bura halkı aynı ağaca tapardı. Bununla beraber, bazıları Polathane yani ‘demir fabrikası’ olarak zikrederler” (Bıjışkyan, 1998: 82)
[4] Rasim, 1930: 48
[5] Clavijo, 1928: 59
[6] Maliyeden Müdevver Defterler’de (no: 828 s. 30, 32, 34) Akçaova nahiyesi adıyla da kaydedilmiştir.
[7] Yarım çiftlikten az toprağı olan evli vergi mükellefidir.
[8] Tapu Kadastro, Kuyûd- Kadîme Arşivi, Tahrir Defterleri no: 29 s. 24-60, no: 43 s. 185-200
[9] Gökbilgin, 1962: 310
[10] Fallmerayer, 2002: 173
[11] Yunanca Ερμώνασσα
[12] Bıjışkyan, 1998: 82-83.
[13] Saydam, 2001: 171-74
[14] Pliny Nat. VI.4; Arrian, Periplus 17; Anon. Periplus 13
[15] Yunanca Κορδύλη
[16] Hamilton, 1842: I, 248
[17] Yunanca πανήγυρις “Antik Çağ’da bir tanrı; sonraki dönemlerde ise bir aziz adına düzenlenilen dini toplantı”. Türkçe’ye panayır formunda geçmiştir.
[18] Foss, 2002: 134 (A. Papadopoulos-Kerameus in VizVrem 12. 1906; C. van de Vorst, “S. Phocas,” AB 30 1911: 279)
[19] Bryer ve Winfield, 1985: 158-9, 163-4
[20] Ballance, 1960: 164-7
[21] Lermioğlu, 1949: 47
[22] İçişleri Bakanlığı’nın 25 Haziran 1958 gün ve 22105-7304 sayılı genelgesiyle Türkçe olmayan köy isimleri değiştirilmiştir.
[23] Trabzon Rumcası ahantin (αχαντιν), ahant, ahanton “diken, dikenli, ısırgan otu, çalı süpürgesi” (Papadopulos, 1958: I, 167) Modern Yunanca aynı anlamda ακανθώδης.
[24] Yunan Kordil (Κορδύλη) Antik kaynaklarda Hieron Oros veya Yoros’un 45 stadia batısında bir liman adı olarak geçmektedir. Eski Yunanca “şerit” ve “zigzag yol” anlamına gelip Türkçeye kurdela formunda geçen kordela (κορδέλλα) kelimesiyle ilişkili olmalıdır.
[25] Yunanca potamia (ποτάμι) “dere” kelimesiyle ilişkili olan köy adının anlamı “dereli”dir.
[26] Yunanca botani (βοτάνη) “yayla, ot, saman” kelimesiyle ilişkilidir. Zanga, Güney ve Durmuşlu mahallerinden oluşan Zaferli köyü yakın zamanda Botonoz’dan ayrılmıştır. Zanga Trabzon ili, merkez ilçe, Yeşilova köyünün eski adı ile ortak kökten gelmekte olup eski Yunanca zangarios (τζανκάριος) “ayakkabı tamircisi” kelimesi ile ilişkilidir.
[27] 1990’lı yıllarda Aydın ve Ağaçlı adıyla iki ayrı köye bölünmüş olan Hıdırnebi Kayası yakınlarında bir köyün adıdır. Gürcistan’da Sohumi bölgesinde Çagera, Cagera, Çageri isimli 3 köy (42° 32′ 50N, 42° 49′ 44E; 42° 46′ 25N, 41° 25′ 48E; 42° 38′ 40N, 42° 45′ 49E) bulunmaktadır. Maçka ilçesi Dikkaya, Akçaabat Akdamar’ın eski adı Zavera ve Yalıöy’ün eski adı Çahori de Zagera ile özdeştir. Karagöz (2006: 190) ve Bilgin (2000: 75) köy adını Avarların gelişinden önce Hazar Denizi havzasının kuzeyinde yaşayan ve Hun kökenli olması muhtemel Sabir adlı halk ile ilişkilendirmek istemişlerdir. Sabirler, MS 515’de Güney Kafkasya’da Bizans ve İran topraklarını yağmalamışlarsa da önce Persler, 552’den itibaren ise Sasaniler aleyhine Bizanslılar ile ittifak yapmışlardır. Tatarların atası olması muhtemel Sabirler zamanla Hazar veya Bulgarlar içerisinde erimiş olmalıdır. Bizans dökümanı “De Administrando Imperio” da Macar halkı Tourkoi olarak adlandırılırken bunların eskiden Sabartoi olarak bilindiği kaydedilmiştir. Sabirlerin bölgeye yerleştiğine dair tarihsel bir kanıt olmadığına göre bölgede bu derece sık kullanılan toponimin yerel kelimelerden biriyle ilişkisi olması muhtemeldir ki kanımca bu kelime Ermenice kökenli cah, çah, cağ olup “çalı, dal” anlamına gelmektedir (Dankoff, 1995: 144). Anadolu Türkçesine çahavel “çalı süpürgesi” (Söz Derleme Dergisi, 1939: 1081, 963, 4343, 4662, 3515), Erzurum’da çağ “çalı, çırpı” (Gemalmaz, 1978: 268) formlarında kaydedilmiştir.
[28] Sahilden 10 km içerde olan Zavera Cumhuriyet döneminde Akdamar, Alsancak ve Tatlısu adıyla üç ayrı köye ayrılmıştır. Muzilya, Karanlı, Kuturoğlu, Emirali, Habibli köylerdeki eski mahalle isimleridir. Zağera ile Zavera hatta Çahori özdeş olmalıdır.
[29] Cağera ve Cavera köyleriyle özdeş olmalıdır
[30] Visera’nın kimi Rum kaynaklarında Fiz olarak telaffuz edilmesinden hareketle hiçbir dilde anlamı olmayan Fiz kelimesinin “Vizera”nın bozuk formlarından birisi olduğunu sanıyorum.
[31] Yunanca keli (Κελλί) “oda; bal peteği” kelimesiyle ilişkili olan köy adını geçmişte arıcılık mesleğinden ya da bir rahiplerin odalarında inzivaya çekildiği bir manastırdan almış olabilir.
[32] Hemşin’de Yeğnivit köyü yakınlarında bulunan Aziz Khaçik Ruhani Pederi (Surp Khaçik Horn Hokevori) Khaçik-Hayr adlı manastırın (Haçikyan, 1996: 49) bölgedeki Kaçkar dağlarına adını vermesi ihtimalinden hareketle Haçka’da geçmişte yerleşime adını veren bir Ermeni kilisesi ve yerleşimi olduğu düşünülebilir. Yerleşime adını veren Ermeniler muhtemelen Pavlusçu olup, 13. yüzyılda Trakya’ya sürülmüş ve köylerine Rumların yerleştirilmiştir.
[33] Bkz. Halt halkının varlığıyla ilgili bir yerleşimdir
[34] Yunanca hamenos (χαμένος) “kayıp, geri kalmış” kelimesiyle ilişkili olmalıdır.
[35] Karadeniz Rumcası haraka (χαράκα) “düz çizgi” (Papadopulos, 1958: II, 497) ile ilişkili olup Yunanca varyantlarda “oluk” anlamı da kayıtlıdır.
[36] Düzköy’e bağlı belde olan Aykut’un eski adı Horovi, Baltacı köyünün eski adı Korobi’nin deforme formu olmalıdır.
[37] Yunanca “özel mülk (çoğunlukla tarım arazisi, zeytinlik, bağ…) anlamına gelen htima (χτήμα) kelimesiyle ilişkilidir.
[38] Yunanca sfentami (σφεντάμι) ” akçaağaç, isfanden çınarı”
[39] Yunanca ilios (ήλιος) “güneş” kelimesinin formlarından birisidir
[40] Yunanca ilios (ήλιος) “güneş” kelimesinin formlarından birisidir
[41] Yunanca ipsilos (υψηλός) “yüksek; uzun; yüce, soylu, ulu” Yunanistan’da köy ve aile adı olarak da kullanılmaktadır. Çaykara ilçesi, Arpaözü ve Maçka Ocaklı köylerinin eski adı İpsela ile ortak kökene sahiptir.
[42] Yunanca sidero (σίδερο) “demir” kelimesiyle ilişkili olmalıdır.
[43] Köyde kendir tarımı ve ip üretmi yapılmasına atfen verilmiş bir isim olup “iyi iplik” anlamına gelmektedir. Yunanca kala (καλά) “iyi, güzel” + nima (νήμα) “iplik”
[44] Yunanca “iyi toprak” anlamına gelmekte olup, kala (καλά) “iyi, güzel” ve lera (λέρα) “toprak” kelimelerinden oluşmuştur.
[45] Düzköy ilçesine bağlı olan Kalkiya Yunanca halkos (χαλκός) “bakır” kelimesiyle ilişkilidir.
[46] Yunanca kalonia “iyi soy”. Kalo (καλό) “iyi” + genos (γένος) “aile, soy”
[47] Yunanca kaligeros “iyi ihtiyar” < kalo (καλό) “iyi” + geros (γέρος) “yaşlı adam”
[48] Antik Yunanca kalikrios “iyi baba” < kalo (καλό) “iyi” + krios (κύριος) “baba, efendi”
[49] Yunanca kardiya (καρδιά) “kalp, merkez, çekirdek”. Yunanistan’da sıkça kullanılan toponim olup çoğunlukla kent merkezini tanımlamak için kullanılmaktadır.
[50] Pontus Rumcası kokona (κοκονα) “ev hanımı” (Papadopulos, 1958: I, 456)
[51]Yunanca koftis (κόπτης) “oymacı” anlamına gelmekte olup, bir aile adının yanısıra bir ahşap oyma sanatına atfen de köy adı olmuş olabilir. Karagöz’ün köy adına ilişkin bildirdiği Gümüşhane’de aile adı olarak kullanılan Kurtessa ise Koftis’in varyantı olmadığı gibi Kürtlerle de ilişkisizdir. Bu isimde Korinth’in 11 mil uzağında 1814’de akropolisinin yıkıntıları halen görülebilen antik bir kentin varlığı bildirilmiştir (Hugues, 1822: 99).
[52] Akçaabat’a 17 km mesafede yer alan Koryana Metinganiya köyleri olarak adlandırılan 8 köyün en büyüğü olup, Nesi, Düzmahalle, Kumsal, Horoften, Raşi, Guney ve Kıran mahallelerinden oluşmaktadır. Köy adını Trabzon imparatoru David Komnenos’un kızkardeşi Anna Komnenos’tan almış olup, Yunanca Kori Anna (κορί Άννα) “bakire Anna” anlamına gelmektedir. Anna Komnenos (Άννα Κομνηνή) 1447-?. Vatikan Masarelli yazmalarına göre David ile karısının iki kızı bulunmaktadır. Kızların birisi Seigneur de Mammia diğeri ise Makedonya beylerbeyi olan bir Türk paşası (1460-4 arası görevde olan Sinan Bey olmalı) ile evlenmiştir. Prenses Anna Müslüman olmayı reddedince kocası tarafından boşanmış o da 1463’de Trabzon’a dönüp Kyranna adlı bir köy kurmuştur (Runciman, 1999: 206; Laonicus Chalcocondylas, Liber X, s. 527)
[53] Trabzon Rumcası korop, gorop “Derme çatma baraka, basit yağmur sığınağı” anlamına gelmekte olup, Türkçe içerisinde Trabzon ve Rize ağızlarında tespit edilmiştir. Çaykara ilçesi, Eski Öküzlü ile Yeni Öküzlü yaylaları arasında Gorop isimli bir vadi ve İkizdere ilçesinde Goroplar (Koroplar) isimli bir mevki bulunmaktadır (Coşkun, 2002: 57; Kara, 2001: 117, 247). Yunanistan’da Atina’nın varoş semtlerinden birisinin de (37°54′4″N 23°52′3″E) adı Koropi’dir (Κορωπί).
[54] Pontus Rumcası kutuna (κουτούνα) veya kutuni (κουτούνι) [Papadopulos, 1958: I, 490]. Doğu Karadeniz’de Türkçe içerisinde kutuna, guduna, kutuni, kutur, kutul formlarında “öğütülmüş tahıl kabuğu, mısır koçanı” anlamları tespit edilmiş olup (Söz derleme Dergisi, 1939: 936, 1000, 2188, 3018; Kazmaz, 1994: 210), kanımca köy adı geç dönem Yunanca’sında kotuna (κόττυνα) “saman” kelimesiyle ilişkili olmalıdır.
[55] Yunanca kutos (κουτός) “aptal” anlamındadır.
[56] Yunanca kutso (κουτσό) “topal” kelimesiyle ilşkili bir aile adı olmalıdır.
[57] Yunanca levka (λεύκα) “kavak ağacı” kelimesiyle ilişkili olup, Sinop ili, Çamyayla köyünün eski adı Lefken, Tonya ilçesi, Kösecik Köyünün eski adı Lefkiye ile ortak orijine sahiptir. Anadolu’da Lefka Bilecik ili, Osmaneli kasabasının, Aksaray ili, Boztepe ve Kırklareli, Değirmencik köylerinin eski adı olup, Yunanistan’da çok sayıda Lefka isimli köy bulunmaktadır (Öztürk, 2005: 777).
[58] Yunanca lahanon (λάχανον). Eski Yunanca yenilebilir tüm sebzeleri tanımlayan kelime sonradan sadece lahana ile özdeşleşmiştir.
[59] Eski Yunanca lalangion (λαλάγγιον) “ince uzun bir hamur işi”nin adıdır. Doğu Karadeniz bölgesinde halk Osmanlı imparatorluğunda saray mutfağının bir parçası olarak lalanga adıyla süregelmiştir. Yağda kızartılarak, üzerine şeker ya da şerbet dökülen bir hamur tatlısıdır.
[60] Osmanlı döneminde Kokona (Uşarsu) köyünün Ermeni mahallesiyken 1915 yılında Ermenilerin köyden sürülmesinin ardından çevre köylerden gelen Müslümanlar tarafından iskân edilmiş, 1952 yılında köy statüsü kazanmıştır. Köy, Mala ve Avroy mahallelerinden oluşmaktadır. Köy adı Yunanca mala, mali (Μάλα, Μάλη) “çok fazla; koltukaltı” kelimesiyle ilişkili olabilir ki Skylax, Mala isimli bir Kolhis köyünün büyücü Medea’nın doğum yeri olduğunu bildirmiştir.
[61] Yunanca mayiras (μάγειρας) “aşçı” kelimseiyle ilişkilidir.
[62] Trabzon ağzında /c/ sesi /dz/ olarak telaffuz edildiğinden Macera ve Mazera pratikte telaffuzu aynı olan kelimelerdir. Torul ilçesi Alınyayla Köyünün eski adı olan Mazera, Maçka ilçesi, Zanoy köyünde mahalle, Yusufeli ilçesi, Demirkent (Erkinis) köyünde mezra adıdır. Akçaabat ilçesi, Kuruçam köyünde Macarlı bir mahalle ve sülale bulunmaktadır (Gedikli, 2004: 287). Gürcistan’da bolca bulunan Macara, Maçkara, Mazeri köy adları dikkate alındığında köy adının Megrelce (Kadshaia, 2001: 194), Gürcüce ve Ermenice’de (Dankoff, 1995: 91) “taze şarap” anlamına gelen matshar, macar, maçari kelimesiyle ilişkili olduğunu düşünüyorum.
[63] Yunanca mirsin (μυρσίνη) “mersin; maki grubundan çalı formunda bir bitki”
[64] Yunanca “gün” anlamına gelip, Yunanistan’da çok sayıda toponimin adı olan imera kelimesi başındaki artikeli /Η/ ile birlikte Türkçeye kabul edilmiş “i imera” (Η Ημέρα) Türkçe içerisinde Mimera’ya dönüşmüş olmalıdır.
[65] Girit adasında Hanya yakınlarında Muzuras (Μουζουράς) adlı köyün varlığından (35° 31′ 60N, 24° 8′ 60E) Yunanca olduğunu tahmin ettiğim yerleşim Karadeniz bölgesi ve Anadolu’da “dörtte bir, çeyrek” anlamına gelen mucur (Söz Derleme Dergisi, 1939: 1069, 1070) ve “sakat, parçalanmış” anlamındaki mucurum (Gedikli,2004: 248) kelimeleriyle ilişkili olmalıdır. Muhtemel bir bölgenin “dörtte birine” dâhil olduğu ya da bir bütünü oluşturan dört köyden birisi için bu adı almıştır.
[66] Günümüzde Düzköy’e bağlı olan köyün adı Yunanca milo (μύλος) “değirmen” kelimesiyle ilişkili olmalıdır. Mula’da Kohli köprüsü (Yunanca kohli (κοχλί) “salyangoz”) adlı tarihi bir kemer köprü ile köyün girişinde kale olması muhtemel eski bir yapının kalıntıları bulunmaktadır.
[67] Trabzon Rumcası muhla (μούχλα) “sis, duman” (Papadopulos, 1958: II, 63) Eski Yunanca omihli (ομίχλη) olan kelime Ermenice’ye muh Lazca’ya mpula formunda geçmiştir. Rize ili, Güneysu ilçesi, İslahiye köyü civarında bir tepe, mezere ve dere olarak bahsi geçen Moholoş ile Maçka ilçesinde Osmanlı döneminde kaydı görünmekle birlikte bugünkü konumu bilinmeyen Mohuleha köyleri aynı kökten geliyor olmalıdır.
[68] Düzköy’e bağlı köyün adı bir Rum manastırından geliyor olmalıdır.
[69] Yunanca politia (πολιτεια) “devlet, ülke, köy”
[70] Yunanca sitari (σιτάρι) “buğday, tahıl” kelimesiyle ilişkilidir.
[71] Yunanca tesera (τέσσερα) “dört” kelimesinin bozuk formu ya da Yunanca heri (χειρί) ” el; kol” kelimesinin çoğul formunun Karadeniz Rumcasında /h/ > /ş/ değişimine uğramış formudur. Çaykara’da ki Şeraho ve Hopşera köyleri ile ile ortak orijine sahip olabilir.
[72] Yunanca psidi (ψίδι) “ayakkabıcılıkta kullanılan bir deri parçası” anlamına gelebileceğini sanıyorum. Düzköy’e bağlı beldenin ilk yerleşim bölgesi olduğu sanılan Miran mevki ise Yunanca meros, meron (μέρος) “yerleşim yeri; ev, hane” kelimesiyle Zeliha mahallesinin adı ise Zeliha Rize ili, Pazar ilçesi, Balıkçı köyünün eski adı Zeleki, Çaykara ilçesi, Taşören köyünün eski adı Zeleka ile ortaktır.
[73] Yunanca “kısır, verimsiz toprak” anlamına gelen stirki(a) kelimesinin bozuk formu olmalıdır (στείρος “verimsiz” + γη “arazi”).
[74] Yunanca “yük” anlamına gelen varao, varos (βάρος) kelimeleriyle ilişkili olmalıdır.
[75] Ermenice erkek ismi olup “gül veren” anlamına gelen Vartan ile ilişkili olmalıdır. Bölgede Çaykara ilçesinde Vartan isimli bir yayla ve dere, Giresun Çamoluk ilçesi, Köroğlu köyünün eski adı Vartana, Torul ilçesine bağlı terkedilmiş bir Rum köyü olan Vartanton, Anadolu’da Sivas Divrik’te Yerliçay köyünün eski adı Vartan, Erzurum’da Aktaş köyünün eski adı Vartanut aynı adın varyasyonlarıdır.
[76] İlk bakışta Ermenice bir isim gibi algılanmakla birlikte Sürmene ilçesi, Koyuncular köyünün eski adı Vadon’un deforme formu olmalıdır. Eski Yunanca vaton (βάτον) “böğürtlen” anlamına gelmektedir.
[77] Yunanca “kral” anlamındaki vasil (βασιλ) ve bölgede en iyi cins buğdaya verilen dimenit (Söz Derleme Dergisi, 1939: 1499 [Ordu], 1629 dümenit [Amasya, Tokat]) kelimelerinin birleşiminden oluştuğunu sandığım köy 1963’te ikiye bölünmüş, köyün Vasil bölümü Yeşiltepe, Dimena denilen bölümü Fıstıklı adını almıştır. Orta dönem ve modern Yunanca diminitis (διμηνίτης) “iki ay erken toplanan buğday” anlamına gelmektedir (Tzitzilis, 1987: 40)
[78] Vizera, Antik Çağda bölgenin otokton halkı olan Byzer (Visir) halkının adını taşımaktadır. Ayrıntılı bilgi için Bkz. Byzerler (Pontus, Etnik Yapı)
[79] Yunanca zoni (ζώνι) “bele bağlanan kuşak” veya zonidos (ζονιδος) “bağlantı, birleşme yeri” anlamlarına geliyor olmalıdır.