Makale: Özhan Öztürk
Kavak yerleşim, civarında Kalkolitik Çağ’da yerleşim yeri olarak, Hititlerin genişleme döneminde ise Amasya-Samsun ticaret yolunu kontrol etmek amacıyla askeri amaçlarla kullanıldığı sanılan Kaledoruğu höyüğünün[1] yanı sıra Deliktepesi, Kaleyeri, Kaletepe, Aytepe, Hacıbey, Dingil Kalecik höyükleri ile Güneytepe, Çamlık, Asarkale gibi istihkâmların varlığı ve civarda bulunan Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemi kalıntılarından Kavak ve civarında insan yerleşiminin en azından MÖ 5000-3000’den günümüze dek kesintisiz süregeldiğini göstermektedir.
Bununla birlikte 1418’de Osmanlı topraklarına katılan Kavak’ın Bizans ve önceki dönem yerleşimlerine dair yeterli bilgi bulunmamaktadır. 1518 tarihli Osmanlı tapu defterinde Kavak’ın Samsun sancağına bağlı bir karye olduğu, 1839 yılında merkez ilçeye bağlı bucak, 1934 yılında ise ilçe statüsü kazandığı bilinmektedir. Yerel söylenceye göre kervancıların konaklama yeri olarak gördüğü mevkide bulunan kavak ağaçlarına atfen “Kavaklar” adı vermiş ve bu ad zamanla “Kavak”a dönüşmüştür. 1869 Trabzon Vilayet Salnamesi’nde Kavak nahiyesinde 5.609’u İslam, 562’i Rum, 10’u Ermeni olmak üzere toplam 6.181, 1905’de ise 14.310’u İslam, 2546’sı Rum, 116’sı Ermeni 16.972 kişinin yaşadığı görülmektedir. Kavak 1934 yılında ilçe olmuş belediyesi de aynı yıl kurulmuş olup, kenet elektrik 1953’te gelmiş, 1961’de su şebekesi yapılmıştır. Günümüzde 1 belediye (Kavak), 7 mahalle (Bahçelievler, Mehmetpaşa, Merkez, Ondokuzmayıs, Soğuksu, Yaşardoğu, Yenicami) ve 84 köyün bağlı olduğu Kavak ilçesinin nüfusu 1950’de 34.240 iken, 1960’da 40.139, 1970’de 2.810, 1980’de 48.265, 1990’da 32.949, 2000’de 27.371, 2009’de 21.559’e (8.435 kent, 13.124 köyler) ulaşmış olup, Kavak merkez belediye nüfusu ise 8.435’tir.
Samsun Kavak Pontusçuluk Faaliyetleri
Rum Patrikhanesi’nin kayıtlarında göre 15 Aralık 1918’de Doruk Han’dan Türk ve Laz başıbozuklar ile birlikte yola çıkarak Karadağ köyüne giren askerler, Hristiyanların düğün için kilise de toplanmış olmasından faydalanarak Simeon Çavuşoğlu’nu vururken tüm evleri yağmalamışlardır.[2]
Samsun Kavak Tarihi Yapılar
Taşhan, eski Ankara-Samsun yolu üzerinde kavak ilçe merkezinden takriben 15 km uzaklıkta Çakallı mevkiinde bulunmakta olup, halk arasında Selçuklu döneminden kaldığı söylenilen 24 odacıklı bir yapıdır.
Yörgüç Paşa Camii ise Amasya Beylerbeyi Yörgüç Paşa tarafından 15. yüzyılda -rivayete göre bir kilisenin yerine- önce ahşaptan inşa edilmiş, sonraki tarihlerde yıkılarak bu sefer taştan yapılmıştır. Selçuklu özelliklerini yansıtan minaresinin Hristiyan bir mimar tarafından yapıldığı rivayet edilmektedir.
Tamamen ahşaptan inşa edilmiş içi kök boya süslemelerle dolu Bekdemir Köyü Camii’nin giriş kapısı üzerinde yazılı 41 sayısının hicri 1241 (1826) tarihini işaret ettiği tahmin edilmektedir. Geçmişte etrafında bir de medresesi olduğu söylenen yapı Kültür Bakanlığı tarafından koruma altına alınmıştır. 20. yüzyılın başlarında muhtemelen daha eski yapıların yerine çatma başı yöntemiyle tamamen ahşaptan inşa edilmiş Tartamuslu köyündeki Dere cami ile Değirmencili köyündeki Deme camileri ile Çakallı köyünde bulunan 1879 tarihli iki gözlü kemer köprü ise bölgenin diğer önemli tarihi yapılardır.
Kaynak: Özhan Öztürk. Pontus: Antik Çağ’dan Günümüze Karadeniz’in Etnik ve Siyasi Tarihi (Genişletilmiş 3. Baskı). Nika Yayınları. Ankara, 2016
Notlar
[1] İlçe merkezinde 75 m yüksekliğinde bir tepecik üzerinde yer alan höyük 350 x 250 metrelik bir alanı kaplamaktadır.
[2] Ecumenical Patriarchate, 1920: 8
Tekkeköy
Tekkeköy adını Şeyh Zeynüddin’in (1250-1330) burada kurduğu “Tekke”den almış olup, ancak 1988 yılında ilçe statüsü kazanmıştır. Tekkeköy – Fındıcak vadisi civarında yapılan arkeolojik araştırmalarda çakmaktaşı el baltalarından yörede yerleşimin en azından alt paleolitik dönemden (MÖ 600.000-80.000) itibaren başladığı[1], Orta Paleolitik Çağda (MÖ 80.000-30.000) sürdüğü[2] anlaşılmış, Fındıcak vadisindeki “A” kodlu kaya sığınağının 2 ve 3. katlarında rastlanılan mikrolit nitelikteki yontma taş aletlerinin Mezolitik Çağ’a (MÖ 12.000-9.000) ileri sürülmüştür.
1399’da Osmanlı egemenliğine giren bölge Moğol işgaliyle birlikte Kubatoğullarının eline geçmişse de, 1419’da Çelebi Mehmet tarafından tekrar Osmanlı topraklarına katılmıştır. Kalkolitik dönemde Fındıcak vadisinde bulunan doğal mağaralar, oyulup, genişletilerek insanların yerleşimine müsait hale getirilmiştir. Bu dönemde mağaraların deniz kıyısında bulunduğu ama zamanla Yesilirmak’in getirdiği alüvyonlu toprakla kıyının dolarak denizin 4 km kadar uzaklaştığı düşünülmektedir. Bu duruma rağmen mağaralarda yerleşimin süreklilik arz ettiği, Roma ve Bizans dönemine ait dini ve sivil yapı kalıntılarından anlaşılmaktadır. Ayrıca Tekkeköy ilçesine bağlı Kutlukent belediyesi sınırları içerisinde yer alan Asarağaç tepesinde Knadisus ile İris nehri ağzındaki Ankon liman köyü ve Semenlik gölü civarında adı bilinmeyen bir başka antik yerleşim daha bulunmaktadır.
Günümüzde 4 belediye (Aşağıçinik, Büyüklü, Kutlukent, Tekkköy), 29 mahalle ve 39 köyün bağlı olduğu ilçenin nüfusu 2009 sayımına göre 49.462 (36.728 kent, 12.734 köyler), Tekkeköy merkez belediye sınırlarında ise 36.728’dir.
Arım
Osmanlı döneminde kaza statüsünde olup, bugünkü Çarşamba ilçesi ile Asarcık ilçesini kapsayan Arım’da yerleşim İkiztepe kazılarından[3] da anlaşıldığı kadarıyla en azından Erken Tunç Çağı’na dek uzanmaktadır. 16. Yüzyılda Eyalet-i Rum içerisinde yer alan Canik sancağına bağlı bir kaza olan Arım, 1520’de nahiye yapılmış, bir camisi ve pazarı bulunan Nefs-i Ordu karyesi ise kazanın merkezi olmuştur.
Kaynak: Özhan Öztürk. Pontus: Antik Çağ’dan Günümüze Karadeniz’in Etnik ve Siyasi Tarihi (Genişletilmiş 3. Baskı). Nika Yayınları. Ankara, 2016
Samsun tarihi Makale Serim
Samsun Tarihi: (Enetike, Amisos, Pire, Samastro) Samsun adı ve Arkeolojisi
Samsun, Amisos: Antik Çağ Tarihi
Samsun Tarihi: Roma ve Bizans dönemi
Samsun Tarihi: Milli Mücadele dönemi ve Pontusçuluk faaliyetleri
Samsun Tarihi: Cumhuriyet Dönemi
Çarşamba Tarihi (Gölcanik, Çeharşenbe), Samsun
Kavak, Arım ve Tekkeköy Tarihi, Samsun
Havza Tarihi (Ancere, Hancere, Hâvize), Samsun
Notlar
Notlar
[1] Kökten 1941: 124; Kökten 1944: 470
[2] Kökten 1941: 124
[3] 1974 yılında ilk defa kazılmasına başlanan ve 2000, 2001, 2002 ve 2003’de Şevket Dönmez başkanlığında tekrar kazılan İkiztepe’de son kazıda 6. mimarî tabakanın moloz yığıntısı içinden pişmiş toprak bir çanak, 2 minyatür kap, 2 insan figürini parçası, 5 ağırşak, 10 tezgâh ağırlığı, bir boncuk, bir nesne, kemikten 9 delici, bir kaşık, taştan perdah âleti, çakmaktaşı 6 kesici ve istiridye kabuğu bir pandantif ele geçirilmiştir.(Bilgi, 2004: 21-28)