Aşağıdaki İslami Terimler Sözlüğü’nde Ç, D ve E harfi ile başlayan dini terimler ve anlamları yer almaktadır.
Çelebi Tarikat şeyhlerine verilen unvanlardan birisidir.
Çerkeşşiye 19. yüzyılda Çerkeşli Mustafa tarafından kurulan bir Nasuhiye kolundan bir tarikattır.
Çeştiyye 9. yüzyılda Horasan’da Ebu Ahmet Abdâlî Çeştî tarafından kurulan bir tarikat olup özellikle Hindistan’da yayılmıştır.
Çıhâr Yâr-ı Güzîn Dört büyük halifenin (Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali) adıdır.
Çile Dervişlerin 40 gün ve 40 geceyi ıssız ve kapalı bir mekânda perhiz ve nefs mücadelesi yapmak suretiyle gerçekleştirdikleri bir ibadet türünün adıdır. Çile kelimesi Farsça çihil ‘kırk’ kelimesiyle alakalıdır.
Çürümeyen Ceset Şehitlerin cesetlerinin geç çürüyeceğine ölümden günler sonra bile cesetten taze kan akabileceğine inanılmaktadır.
Dabbe, Dâbbet-ül-erd Kıyamet günü yeraltından çıkıp insanlığın tanrıya inançsızlığına ağlayacak dev bir yılanın adıdır.
Kur’ân-ı Kerîm’de:
“İnsanlara vâd olunan öldükten sonra dirilmek ve azap olunmak yaklaşınca, biz onlara yerden Dâbbe’yi çıkarırız.” (Neml 82)
Halk inanışında 30 metre boyunda bir yaratık olup bir elinde Hz. Musa’nın asasını diğerinde Hz. Süleyman’ın mührünü taşıyacaktır. Arapça konuşacak olan Dabbe, insanların alınlarını Süleyman’ın mührüyle Mümin veya Kafir diye damgalayarak, yaşayanları inançlı ve inançsız olarak ikiye ayıracaktır.
Dabur Tasavvufta bedensel şehvetin sembolü olup ‘batı rüzgârı’ anlamındadır.
Dağın Yaşlısı Haşhaşin tarikatı lideri Şeyh Al Gebel’in lakaplarından birisidir.
Dahve-i kübrâ Öğle vaktinden hemen öncesini tanımlayan bir zaman diliminin adı olup oruç tutulan zamanın yarısına tekabül etmektedir.
Dai Dürzi, İsmaili ve Karmatilerde tarikat düşüncesini yayma görevi verilen müritlerin adıdır.
Dalhan Yolculara saldırıp yiyen, devekuşu sırtında seyahat eden bir cindir.
Dâlle Adet halinin kaç gün sürdüğünü unutan kadınlar için kullanılan terimdir.
Danişmend Sahn medresesinde eğitim gören öğrencilerin adı olup Farsça ‘bilgili’ anlamına gelmektedir.
Danyal İsrailoğullarına Hz. Musa’dan sonra gönderilen bir peygamberin adıdır.
Dâr-ül bekâ, Dâr-ül-cezâ Ahiret anlamına gelmektedir.
Dâr-ül fenâ, Dâr-ül-gurûr Kullarına sınava tabi tutulduğu yer olan dünya anlamına gelmektedir.
Dâr-ül celâl Beyaz inciden yapıldığına inanılan sekiz cennetten birincisinin adıdır.
Dâr-ül fünun [Osmanlı Kültürü] 1863 yılında İstanbul’da açılan ilk Osmanlı üniversitesinin adı olup 1933 yılında adı İstanbul Üniversitesi olarak değiştirilmiştir.
Dâr-ül hadis Hadis okutulan en yüksek aşamada bulunan medreselerin adıdır.
Dâr-ül harb İslam hukukunda yönetim düzeni İslamî ilkelere göre düzenlenmemiş, İslam egemenliğinin dışında kalan ülkelerin adı olup Arapça ‘Savaş ülkesi’ anlamına gelmektedir.
Dâr-ül islâm İslam hukukunda yönetim düzeni İslamî ilkelere göre düzenlenmiş, İslam egemenliğinde bulunan ülkelerin adı olup Arapça ‘İslam ülkesi’ anlamına gelmektedir.
Dâr-ül karâr Sekiz cennetten ikincisinin adıdır.
Dârül kurra Kur’ân’ı güzel okuyan kişi ve imamları yetiştirmekle yükümlü Ortaçağ’a özgü medreselerinin adıdır.
Dâr-üs selâm Sekiz cennetten üçüncüsünün adı olup Arapça ‘barışın evi’ anlamındadır.
Kur’ân-ı Kerîm’de:
“Allah-ü Teâlâ, Dâr-üs-selâma çağırır ve kimi dilerse onu doğru yola iletir.” (Yunus: 25)
Davet İnanmayanları Hak dîni İslam’a çağırmak anlamındadır. Kur’ân-ı Kerîm’de:
“Ey Muhammed! Rabbininin yoluna hikmetle, güzel öğütlerle davet et. Onlarla en güzel şekilde tartış” (Nahl 125)
Davut İsrailoğullarına gönderilen bir peygamber olup (“Davut’a ZEbur’u verdik” [İsrâ 55] ) Hz. Süleyman’ın babasıdır (6. 84). Allah’a dua etmiş (21. 79, 38. 18-19) Allah da onun krallığını güçlendirmiştir (38. 20).
Debernuş Ashab-ı Kehf veya Yedi Uyurlar olarak bilinen yedi Hıristiyan azizinden birisinin adıdır.
Deccal Kıyamet alametlerinden birisi olup, kıyamet öncesi Hz. İsa ve Mehdi tarafından öldürülecektir. Kur’ânda bahsi geçmeyen Deccal adı bazı hadislerde geçmektedir.
Dede Mevlevilikte 1001 günlük çilesini bitiren dervişler için kullanılan unvandır.
Dede Baba Bektaşiliğin en büyük pirine verilen unvandır.
Dehr Kur’ân-ı Kerîm’in yetmiş altıncı suresinin adı olup otuz bir ayettir ve Medine’de inmiştir.
Dehrî Tanrıya ve ahirete inanmayan, ateist, kafir anlamlarına gelmektedir.
Dehriyye [İslam, Felsefe] MS 10. Yüzyılda İbni Ravendi tarafından ortaya atılan bu düşünce akımı Tanrı ve diğer metafizik öğelerin hayal ürünü olduğunu ileri sürmüş ve her türlü inanç sistemine karşı çıkmıştır.
Demirtâşiyye Halvetiliğin bir kolu olan Rûşenilikten doğmuş olup Mısır’da 16. Yüzyılda Muhammed Demirtaş tarafından kurulmuştur.
Dendân-ı Seâdet Hz. Muhammed’in Uhud muhârebesinde kırılan dişinin Topkapı sarayında saklanan parçasının adıdır. Sultan Mehmet Reşâd tarafından içinde saklanması için kıymetli taşlarla süslü bir kutu yaptırılmıştır.
Dergâh Tekke deyimiyle aynı anlamı taşıyan Farsça terim terim olup ‘eşik’ anlamına gelmekte tasavvufta tarikatların toplandığı mekân anlamında kullanılmaktadır.
Derviş 1. Münzevi yaşam tarzını benimsemiş tarikat mensuplarına verilen isimdir. Derviş tarikatına bir törenle katılır, diğer sırdaşları tarafından tanınması için kendisine bir hırka, kemer ve beyaz bir taş verilir. Her tarikatın sembolü farklı olmakla birlikte genellikle üst üste duran iki üçgen motifidir.
- [Bektaşilik] Tarikat hiyerarşisinde muhiplikten sonra gelen derecenin adı olup, liyakati anlaşılan muhipler ayin-i cemi yapılarak derviş olmaktaydı.
“Dervişlik didükleri hırkayıla tâc değül, Gönlün derviş eyleyen hırkaya muhtâç değül”
(Yunus Emre) < Farsça darviş
Desukilik, Desukiyye Seyyid İbrahim ed-Desuki’nin 9. Yüzyılda Mısır’da kurduğu bir tarikatın adı olup Şazilikten türediği sanılmaktadır. Kolları: Şernûbiyye, Âşuriyye
Deyyân Allah’ın güzel isimlerinden (Esmâ-i hüsnâsından) birisi olup ‘hesabını bilen’ anlamına gelmektedir.
Deyyûs Karısının ahlaksızca, dindışı hareketlerine göz yuman erkek anlamına gelmektedir.
Devse Saadiye tarikatında, ata binmiş tarikat şeyhinin, yerde yan yana sıralanıp yüzükoyun yatmış müritlerinin üzerinden geçtiği dini törenin adıdır. İnanışa göre müritlere bir şey olmamaktadır. 1881 yılında Mısır’da yasaklanmasının ardından şeyh müritlerin üzerinden atla değil yürüyerek geçmeye başlamıştır.
Deyr 1. Hıristiyanlara ait manastırlara verilen Arapça isimdir.
- Tasavvufta dünya, insanların yaşadığı âlem anlamında kullanılmaktadır.
Dırdıriyye Halveteliğin 17. yüzyılda kurulmuş bir kolunun adıdır.
Didar Tasavvufta tanrı ile insan arasında yetmiş bin perde olduğuna, ışıktan oluşan bu perdelerin, zikir yoluyla teker teker ortadan kaldırılınca tanrının çehresinin (didar) görülmeye başlanacağına inanılmaktadır.
Din Allah’ın insanoğluna peygamberleri vasıtasıyla gönderdiği emir ve yasakların adıdır. Kur’ân-ı Kerîm’de:
“Doğrusu Allah indinde makbul olan din İslâm’dır. Kendilerine kitap verilenler kendilerine ilim geldikten sonra aralarındaki çekememezlik, kin ve düşmanlıktan dolayı ihtilâfa düştüler. Kim Allah’ın ayetlerini inkâr ederse, şüphesiz ki Allah, hesâbı pek çabuk görendir” (Âli İmrân 19).
Dirhem-i Şer’î Hz. Muhammed zamanında kullanılan 3,36 gr ağırlığında gümüş paranın adıdır.
Divane İlahi aşkın etkisiyle harete düşüp şaşkınca davranan kişiler için kullanılmaktadır.
Diyânet, Diyânât Allah ile kul arasındaki dini işlerin adıdır.
Diyet Şeriat hukukunda birisini yaralama veya öldürme karşılığında ödenmesi gereken bedelin adıdır.
İslam öncesinde 10 dişi deve olan bir ölümün bedeli, İslam sonrasında 100 deveye çıkarılmıştır. Öldürülen kişinin Hıristiyan ya da Yahudi olması durumunda yarım ya da üçte bir diyet ödenmekteydi. Yaralamalarda göz ve ayak kaybı için 50 deve, kafa veya batından yaralanmalar için 33 deve, bir diş kırma için ise 5 deve diyet ödenmekteydi.
Dokuz makam Yesevilik, müminleri sırasıyla dokuz aşamada sınıflandırmaktadır:
1.Tövbe edenler
- Bilginler
3.Sabredenler
- Zahitler
- Salikler
- Razı olanlar
- Şakirtler
- Muhipler
- Arifler
Dua Kutsal kabul edilip, kadere ve doğaya müdahale gücü olduğuna inanılan doğaüstü güçlerle iletişim kurma eyleminin adıdır.
Kur’ân-ı Kerîm’de:
“Bana dua ediniz. Duanızı kabûl ederim.” (Mümin 60)
Dualar ihtiyaç halinde edilen dualar (dua el-masalah) ve ibadet duaları (dua el-ibadet) olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
Duat Bâtıni inanışını yaymak ve tarikata yeni müritler bulmakla görevlendirilen kişilerin adı olup ebvâb olarak da bilinirler.
Duhâ Kuşluk vaktinde kılınan namazın adıdır. Duhâ zamanı/vakti aynı zamanda imsak ile iftar zamanı arasındaki sürenin dörtte birine denk gelen süredir.
Duhâ suresi Kur’ân-ı Kerîm’in doksan üçüncü suresinin adı olup on bir ayettir ve Mekke’de inmiştir.
Duhân suresi Kur’ân-ı Kerîm’in kırk dördüncü suresinin adı olup elli dokuz ayettir ve Mekke’de inmiştir.
Düldül Hz. Ali’ye Hz. Peygamber tarafından armağan edilen beyaz katırın adı olup aynı zamanda o dönemde hızlı giden tüm at ve katırlar için kullanılan ‘kirpi’ anlamına gelen genel bir terimdir.
Dürziler, Dürzüler, Dürzîlik Lübnan, İsrail, Türkiye, Ürdün ve Suriye’de yaşayıp Arapça konuşan insanların bir kısmı tarafından inanılan, Muhammed ed Dürzi tarafından kurulmuş kökleri Fatımi halifesi el-Hâkim ve veziri Hamza bin Ali’ye dek uzanan Gnostik Hıristiyanlıktan etkilenmiş bir mezhebin adıdır.
Kur’ân ve Kitab-ı Mukaddes’e birlikte inanan Dürzi inancına göre Tanrı önce ışık ve karanlığı yaratmış ardından ışıktan Hamza Ali bin Ahmet karanlıktan şeytan çıkmıştır. Dürziler, dünyanın bir seferde yaratılmış olduğuna ve yeryüzündeki ruh sayısının sabit kaldığına dolayısıyla reenkarnasyona inanmaktadır.
Dürziler cemaatlerini ukkal ‘akıllı’ ve cuhhal ‘cahil’ olmak üzere iki gruba ayırmış, MS 11-12. yüzyıllarda gerçekleşen Haçlı seferlerinde Müslümanlara karşı Hıristiyanları desteklemişlerdir.
< Arapça duruzī, çoğul form durūz; İbranice druzim
Dürziliğin 4 temel inancı:
- Fatımi halifesi El-Hâkim’i hem tanrı hem de insan kabul etmek
- Hamza bin Ali’yi varlıkların en üstünü saymak
- Tanrı buyruklarını öğreten 5 kişiyi (hudud) tanımak
- Hâkim’in vasiyetlerini yerine getirmek.
Hâkim’in yedi vasiyeti:
- Hâkim’den başka tanrıya inanmamak
- Hâkim’in isteklerini yerine getirmek
- Sözüne güvenilir olmak
- Aynı dinden olan kimselere yardım etmek
- Kötülükten uzak durmak
- Batıl adetlerden uzak durmak
- Kişisel arzuların esiri olmamak
Düşkün Alevi geleneklerine karşı geldiği ya da Alevi toplumunu tehlikeye sokan davranışlar sergilediği için cemaatten dışlanan kişilere verilen isimdir. Osmanlı döneminde sorunlarını cemde görüşmek yerine Osmanlı mahkemelerine başvurarak çözme yoluna giden cemaat mensuplarının bile düşkün ilan edildiği görülmüştür.
Ebabil, Ababel Dünya ağacına verilen isim olup, Zümrüdü Anka (Phoenix, Kerkes) kuşunun her doğumunda 40 yeni dal vererek büyümektedir.
Ebabil kuşları Kur’ân-ı Kerim’de, Habeşistan Kralı Necâşi Ashame’nin, Yemen’e hükümdar tâyin ettiği Ebrehe b. Sabbah el Eşrem’in Kâbe’yi yıkmak üzere aralarında fillerinde olduğu büyük bir orduyla saldırısını (İbnü’l-Esir, el-Kâmil fi’t Târih, Nşr: Tornberg, Beyrut 1965, I, 442) püskürten kuşların adı olarak geçmektedir:
‘Görmedin mi Rabbin fil sahiplerine ne yaptı? Onların tuzaklarını boşa çıkarmadı mı? Üstlerine sürü sürü kuşlar gönderdi. Onlara çamurdan sertleşmiş taşlar atıyorlardı. Nihayet onları yenilmiş ekin yaprağı gibi yaptı.’ (el-Fil, 105/1-5).
Ebâdilik 8. Yüzyılda Abdullah bin Ebâd tarafından kurulmuş ve günümüze dek varlığını sürdürmüş bir harici tarikatının adıdır. Kendilerinden olmayan veya büyük günah işleyen Müslümanları kâfir sayan kaderci bir yapıya sahiptir.
Ebced Hesabı Arap alfabesindeki harf sırasının harf sayısı değerine göre düzenlenmesiyle meydana gelen ilk kelimenin adı olup, kehanet amaçlı kullanılmaktadır. Bütün harflere 1’den 1000’e kadar rakam değeri verilen bu düzen İbrâni ve Süryani alfabesindeki harflerle de gerçekleştirilebilir.
Alfabedeki harfleri kolayca akılda tutmak için oluşturulan sekiz sözcük sırasıyla:
Ebced, hevvez, hutti, kelemen, sa’fes, karaşet, sehaz, dazıg.
Harflerin sayı değeri ise şöyledir:
Ebced (elif):1, be:2, cim:3, dal:4
Hevvez (he):5, vav:6, ze:7
Huttî (ha):8, tı:9, ye:10
Kelemen (kef):20, lam:30, mim:40, nun:50, Safes (sin):60, ayın:70, fe:80, sad:90
Karaşet (k af):100, re:200, şin:300, te:400, Şehaz (se):500, hı:600, zel:700
Dazığ (dad):800, zı:900, gayın:1000
Ebed Tanrıya özgü olan sonsuzluk kavramının adı olup İslam inancına göre Tanrı’nın başı ve sonu yoktur
Ebedi Mahrem Evlenilmesi kesinlikle yasak olan kan, süt veya sonradan olma akrabalık ilişkisine sahip kişilerdir.
Erkek için:
1) Anne
2) Anne ve babanın annesi
3) Kızı, kızının kızı
4) Kız kardeşi
5) Kız kardeşinin kızı
6) Erkek kardeşinin kızı
7) Hala ve teyze
8) Süt anne
9) Süt annesinin ve süt babalarının anneleri
10) Süt kızı,
11) Süt kız kardeşi
12) Süt kız kardeşinin kızı
13) Süt erkek kardeşinin kızı
14) Süt hala ve teyze
15) Kaynana
16) Üvey kız
17) Üvey anne
18) Gelin
Kadın için:
1) Baba
2) Babasının ve annesinin babası
3) Oğlu, oğlunun oğlu
4) Erkek kardeşi
5) Erkek kardeşinin oğlu
6) Kız kardeşinin oğlu
7) Amca ve dayı
8) Süt baba
9) Süt babasının ve süt annesinin babaları
10) Süt oğlu
11) Süt erkek kardeşi
12) Süt kız kardeşinin oğlu
13) Süt erkek kardeşinin oğlu
14) Süt amca ve dayı
15) Kayın baba
16) Üvey oğlu
17) Üvey baba
18) Dâmat
Ebrâr Özü sözü doğru, imanlarında sadık Müslümanlar için kullanılan terimdir. Kur’ân-ı Kerîm’de:
‘Muhakkak ki ebrâr, nimetleri devamlı olan Naîm Cenneti’ndedirler’ (Mutaf-fifîn 22)
- Tasavvufta tarikata girenleri tanımlayan bir terim olup Arapça ‘doğru sözlü’ anlamına gelmektedir.
Ebu Bekir, Abu Bakr, Abdü’l-Kabe (MS 573 Mekke-23 Ağustos 634) Hz. Muhammed’in kayınpederi ve peygamberin ölümünün ardından Müslümanların dini ve siyasi lideri olan ilk halifenin adıdır. Kureyş kabilesinin Taym kolundan olup İslam’ı ilk kabul eden yetişkin erkek ve peygamberin en yakın dostudur.
Servetini Müslüman köleleri satın almak için kullanan varlıklı bir tüccar olmasının yanı sıra, Müslümanların Habeşistan’a hicreti (622) sırasında Hz. Muhammed’le birlikte Mekke’de kalmış, kızı Ayşe’yi Hz. Muhammed ile evlendirerek kayınpederi olmuş, peygamberin hastalığı sırasında imamlık görevini devramış, iki yıl halifelik (632-634) yapmıştır.
Ebu Cehil, Ebu’l-Hakem Amr bin Hişam bin el-Mugire MS 554-15 Mart 624. Kureyş’in Mahzun ailesine mensup ünlü bir tüccar olup Hz. Muhammed ve İslam karşıtlığıyla tanınmıştır. Cahilliye dönemi şiirlerinde övgü dolu şiirlere konu olmuştur.
Gerçek adı Hi-şâm el-Muğira olup, İslam’a karşı çıktığı için Müslümanlar arasında ‘cehaletin babası’ anlamına gelen Ebu Cehil adıyla tanınmıştır.
İlk Müslümanların açlıktan dolayı ölümle karşı karşıya kaldıkları boykotun kaldırılmasına karşı çıkmış, ilk iki İslam şehidinden biri olan Ammâr Yâsir’in annesi Sümeyye’nin öldürülmesini sağlamış, Hz. Peygamber’in hicretinden kısa bir süre önce Dâru’n-Nedve’de yapılan müzakerede her sülaleden seçilecek birer temsilcinin oluşturduğu bir fedâi grubu tarafından Hz. Muhammed’in öldürülmesini teklif etmiştir. Bedir savaşı sırasında öldürülmüş (MS 624), Abdullah Mes’ûd tarafından kesilen kafası Kalîbu Bedr adı verilen kuyuya atılmıştır.
Ebu El-Hasan Eş-Şadili Şadililer tarikatının kurucusu olan bir sufinin adıdır.
Ebu Eyyub el-Ensari, Halid bin Zeyd ebu Eyyub el-Ensari Hazreç kabilesinden olan, Hz. Ali döneminde halife adına imamlık ve Medine kaymakamlığı yapan el-Ensar Emeviler döneminde Konstantinopolis (İstanbul) kuşatmasına katılıp şehit olmuştur (MS 672)
Ebu Hanife, Ebu Hanife en-Numan bin Sabit, İmâm-ı A’zam Ebu Hanîfe MS 699-767. Dört Sünni mezhebinden biri olan Hanefiliğin kurucusu olan fıkıh ve kelam bilgininin adıdır. Arap kökenli olmayan (mevali) Ebu Hanife, Emevi ve Abbasi halifelerinin baskılarıyla hapsedildiği Bağdat’ta vefat etmiştir. En ünlü yapıtı el-Fıkhu’l-Ekber olmakla birlikte oğlu ve öğrencilerinin sonradan onun derslerinden derlediği el Fıkhu’l-Ebsat ile Kita-bu’l-Âlim adlı çalışmalar da bulunmaktadır.
Ebu’ l-Hüdeyl el-‘Alaf (750- 850) Basra doğumlu bir din adamı olup Mutezile okulunun felsefî düşünmeye yatkın ilk teologlarından birisidir.
Ebu Müslimiye Ebu Müslim Horasani tarafından geliştirilen bir inanç akımının adı olup, Şii geleneğine bağlı Ravendilik kollarından birisidir. Müritleri tarafından mehdi olduğuna inanılan Ebu Müslim Abbasilerin iktidarı ele geçirmesinde önemli rol oynamıştır.
Ebu Süfyan, Sahr bin Harb bin Ümeyye ebu Süfyan MS 597-653. Hz. Muhammed’i Mekke’den göçmeye zorlayan düşmanlarının lideri olan zengin bir Kureyşlinin adıdır. Mekke’nin düşmesinin ardından eşiyle birlikte İslam’a geçmiş ve Havazinlerle yapılan savaşta Hz. Muhammed’in yanında savaşırken gazi olmuştur.
Ebu Talip, Ebu Talip bin Abdülmüttalib Hz. Ali’nin babası ve Hz. Muhammed’in amcasının adı olup yeğenini koruması altına almış, ticaret yapması yasaklanan Müslümanlarla birlikte 3 yıl direnen, arkasından hep övgüyle bahsedilen Ebu Talip’in İslam’ı seçtiğine dair herhangi bir kanıt bulunmamaktadır.
Ebu Türâb Hz. Muhammed’in amcasının oğlu olan dördüncü halife Hz. Ali’nin ‘Toprağın babası’ anlamına gelen lakabıdır.
Ebu Ubeyde bin el-Cerrah Hz. Muhammed ile birlikte tüm savaşlara katılan peygamber tarafından kendisine ‘Emin’ unvanı verilen Arap komutanın adı olup, cennetlik oldukları müjdelenen 10 kişiden (Aşere-i Mübeşşere) birisidir.
Ecel Her insanın Tanrı tarafından önceden saptanmış olan ölüm zamanının adıdır. İslam inancına göre her varlığın yaşamı eceli geldiğinde son bulacaktır. Sünni inanışında cinayete kurban gitme de alın yazısı yüzünden dolayısıyla eceliyle ölüm anlamına gelirken Mutezile düşüncesi bu görüşe karşı çıkmakta kurbanı eceliyle ölmüş saymamaktadır.
Edâ Namaz, oruç, hac gibi ibadetleri doğru zamanda, bildirilen vaktinde gerçekleştirmek anlamındadır.
Edep Arapça ‘iyi davranış’ anlamına gelen kelime tasavvufta dini eğitim ve Kuran’a uygun davranmak olarak algılanmaktadır.
Edhemi Tâc, Tâc-ı Edhem Bektaşi tarikatlarına özgü dört dilimli başlığın adı olup, alt bölümüne yeşil bir destar sarılmaktadır.
Edhemiyye 8. Yüzyılda İbrahim bin Edehm tarafından kurulan bir Bâtıni tarikatının adı olup, Anadolu Bektaşiliğini etkilemiştir.
Ehad Allah’ın güzel isimlerinden (Esmâ-i hüsnâsından) birisi olup ‘hiç bir şeye muhtaç olmayan’ anlamına gelmektedir.
Kur’ân-ı Kerîm’de:“De ki: O, Allah’tır, Ehaddır” (İhlâs: 1)
Ehdeliyye Hasan Ali Ehdeli tarafından kurulan bir tarikatın adıdır.
Ehl-i Abâ Hz. Muhammed, Hz. Fâtıma, Hz. Ali,Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’e topluca verilen isimdir.
Ehl-i Ahd Müslümanların Tanrı’ya inanan Hıristiyan ve Yahudileri putperestlerden ayırmak için kullandıkları terimdir.
Ehl-i Beyt Hz. Muhammed’in ailesinin adı olmakla birlikte Kuran’da Hud (73) ve Ahzâb (33) surelerinde (Ey ehl-i beyt, Allah sizden kiri gidermeyi ve sizi tertemiz yapmayı irade ediyor) geçen terim Sünni ve Şii geleneğinde farklı yorumlanmıştır.
Sünniler ehl-i beyte saygı göstermekle birlikte onları sahabelerden daha farklı bir mevkie yerleştirmemişken Şiiler, Tanrının tüm varlıkları Hz. Muhammed ve ehl-i beyt için yarattığına inanmışlardır. Şiiler, ehl-i beyti Hz. Muhammed, Fatıma, Hz. Ali, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin olarak kabul ederken, Sünniler sayılanlara ek olarak peygamberin tüm eşlerini de gruba dahil etmiştir.
Ehl-i Bidat Kuran’ın buyrukları ve Hz. Muhammed’in hadislerini yanlış yorumlayan veya değiştirmek isteyenler için daha çok siyasi amaçlarla kullanılmış terimdir.
Ehl-i Cehennem Cehenneme gitmesi gereken günahkâr insanlar için kullanılmakta olup karşıtı Ehl-i Cennet’tir.
Ehl-i Cennet Bkz. Ehl-i Cehennem
Ehl-i Hadîs İslam hukuku uygulamalarında Hz. Muhammed’in sözlerine uygun hareket eden Müslümanları tanımlayan bir terimdir. Mâlikî mezhebi ehl-i hadîs iken Hanefiler hukukçuların görüş ve oy birliğini (ehl-i rey) kullanmaktadır.
Ehl-i Hak Sultan İshak tarafından İran’da kurulan ruh göçüne inanan, bir Alevi mezhebinin adı olup kendisi ve Ali’nin Tanrı’nın görünümleri olduğunu ileri sürmüştür.
Ehl-i Hevâ Dince kabul edilmeyen işleri yapan, nefsinin arzusuna yenik düşenler anlamında gelen bir terimdir.
Ehl-i İslam İslam dinine inananları tanımlayan terimlerden birisidir.
Ehl-i Kıble Kâbe’yi kıble kabul edenler anlamında Ortodoks İslam’dan sapmış mezhepleri de içine alacak şekilde Müslümanları tanımlayan genel bir terimdir.
Ehl-i Kitap Yahudi ve Hıristiyanlar için kullanılan bir terim olup Arapça ‘kitabı olanlar’ anlamına gelmekte ve ehl-i kitap olanlar putperestlerden (müşrik) ayrı tutulmaktadırlar. Kur’ân-ı Kerîm’de:
“Ey Habîbim! Ehl-i kitâb olan Yahudi ve Hıristiyanlara söyle: Semavi kitaplar ve Resullerde ihtilâf olmayıp, bizimle sizin aranızda beraber olan kelimeye gelin. Şöyle ki: ‘Allah-ü Teâlâ’dan başkasına ibadet etmeyelim ve hiçbir şeyi O’na şerik, ortak koşmayalım, Allah’ı bırakıp da içimizden hiç kimseyi Rab’lar edinmeyelim” deyiniz. Eğer Ehl-i kitâb bu kelimeden yüz çevirirlerse şöyle deyin: “Şâhid olun, biz gerçek Müslümanlarız” (Âl-i İmrân 64)
Ehl-i Rey Şeriat hukuku uygulamalarında hukukçuların oy birliğini dikkate alma prensibinin adı olup Hanefi mezhebi ehl-i rey, Mâlikî mezhebi ise ehl-i hadîstir.
Ehl-i Salîb Haçlı seferine katılarak İslam’a karşı savaşmış Hıristiyan halkların topluca adıdır.
Ehl-i Suffa Mekke’den Medine’ye göç eden Müslümanlar arasında kentte kalacak akrabası olmadığı için Hz. Muhammed’in mescidinde üzeri hurma dallarıyla örtülü suffa adı verilen bölümde kalan Müslümanların adıdır.
Ehl-i Sünnet, Ehl-i Hâk Kuran, sünnet ve sahabelerin görüşlerine uygun olarak yaşamlarını sürdüren Müslümanları tanımlayan bir terimdir.
Ehl-i Takva Tanrı korkusunu her şeyin üzerinde tutup dini kurallara titizlikle uyan Müslümanların tanımlayan bir terimdir.
Ehl-i Tarîk Tasavvuf yoluna girmiş iman sahipleri için kullanılan terimdir.
Ehl-i Tevhid Tanrıya çeşitli nitelikler yükleyen bu yüzden ehl-i bidat grubunda sayılan Mûtezileciler için kullanılan bir terimdir.
Ehl-i Zahir Tasavvufta mutasavvıf olmayan Müslümanlar için kullanılan bir terimdir.
Ehl-i Zimmet Bir İslam devleti sınırları içerisinde cizye verme şartı ile dinini yaşayabilen gayr-i müslim vatandaşların adıdır.
Ehlül Ehvâ İslamda mezhep ayrılığı yaratanlar anlamına gelmektedir.
< Arapça ehva ‘eğilimler, istekler’
Eid Dini bayram ve İslam ülkelerinde resmi tatil günüdür. Dört eid bayramı vardır:
- Eid ul-Adha
- Eid ul-Fitr
- Eid-e Ğadir
- Eid-e Mubahala
Eid ul-Adha Hicri takvime göre Dhul Hijja ayının onuncu gününde Hz. İbrahim’in oğlunu tanrıya kurban etme isteğini anmak için kutlanılan bayramın adıdır.
Eid ul-Fitr Ramazan ayının ardından kutlanılan üç günlük dini bayramın adıdır. Türkiye’de Şeker Bayramı adıyla bilinmektedir.
Ekber-i Kebâir Çeşitli fıkıh âlimlerince Tanrı’ya ortak koşmak, yalancı şahitlik yapmak, namazı özürsüz kazaya bırakmak, ana-babaya karşı gelmek gibi davranışlar ‘en büyük günahlar’ olarak tanımlanmıştır.
Ekberiyye Lakabı Şeyh-ül-Ekber olan Muhiddin Arabî’nin 13. yüzyılda kurduğu bir tarikatın adı olup Kadiriye geleneğine bağlıdır.
El Ezher Üniversitesi MS 970 yılında Fatimiler tarafından kurulan İslam alanında dünyanın en önemli eğitim kurumu olup, dünyanın pek çok yerinden gelen öğrenciler Arapça, fıkıh ve kelam tahsili yapmaktadır.
Elest Günü Hz. Âdem’i yaratan Tanrı’nın, Âdem’in kıyamete kadar geçen süre içinde soyundan doğacak çocukların belinden çıkararak onlara ‘Ben sizin Rabbiniz değil miyim?’ sorduğu ve ‘Evet, sen Rabbimizsin’ cevabını aldığı anlaşma gününün adıdır.
Elhac Hacca gitme farzını yerine getirmiş Müslüman anlamında bir terimdir.
Elham Bkz. Fâtiha
Elhamdülillah Tanrıya yarattığı ve verdiği nimetler için şükür ifade eden bir terimdir.
Elif Arap alfabesinin ilk harfi olduğundan kutsallığına inanılıp Tanrı’yı simgelediğine inanılan harfin adıdır.
Elifi Tâc Dört bölümlü edhemi tâcın benzeri ama biraz daha uzunu olup Bektaşiler tarafından giyilmektedir.
Elyesa İsrailoğullarına gönderilen peygamberlerden birisinin adıdır. Kur’ân-ı Kerîm’de: “İsmail’i, Elyesa’ı, Zülkifl’i de hatırla. Bunlar, hayırlılardan idiler.” (Sad: 48)
Emânât-ı Mukaddese, Emaneti-i Mukaddese Hz. Muhammed ve sahabelere ait özel eşyaların adı olup, büyük bölümü Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferinde (MS 1517) İstanbul’a Topkapı Sarayına getirilmiş, önce iç hazine ardından Has Oda’da saklanmıştı.
Bunlar: Hırka-i Saâdet, Seyf-i Nebevî, Nâme-i Saâdet, Mühr-i Seâdet, Dendân-ı Seâdet, Lıhy e-i Seâdet, Nakş-ı Kadem-i Şerîf, Sancak-ı Şerîf, Teyemmüm Taşı’dır.
Yavuz Sultan Selîm, Emânât-ı mukaddesenin koruma görevini Has Odalılar’a (Kırklar) vermiş, onlarda Hırka-i Seâdet dâiresinde ema-netlerin başında devamlı surette nöbet tutar ve aralıksız Kur’ân-ı Kerîm okurlardı.
Emânet Güvenilen kişiye belirli bir süre için bırakılan malın adıdır. Kur’ân-ı Kerîm’de:
“Emânetlerine ve verdikleri söze riayet edenler, namazlarına devâm edenler, işte onlar Firdevs Cennet’ine vâris olacaklar ve orada ebedî olarak kalacaklardır” (Müminûn: 8)
Emir Ortadoğu ülkelerinde yüksek rütbeli subay veya valilere verilen unvan olup MS 7-8 asırlarda halifeye bağlı bölgeleri yönetmişlerdir.
Emir’ül Ümera Ortadoğu ülkelerinde genel valilere verilen unvandır.
Enam, Enam-ı Şerif Üzerinde taşımanın uğur getirip nazardan koruyacağına inanıldığı Kur’ân ayetinin adı olup, Arapça ‘yaratıklar’ anlamına gelmektedir.
Enbâ Arapça nebi sözcüğünün çoğulu olup ‘peygamber’ anlamına gelmektedir
Enelhak Hallâcı Mansur (MS 857-922) tarafından söylenilen ve Arapça ‘Ben Tanrıyım’ anlamına geldiği için İranlı gizemcinin öldürülmesine yol açan deyiş tasavvuftaki Vahdet-i vücut anlayışını yansıtmaktadır.
Ensâr Arapça ‘yardımcılar’ anlamına gelen terim Hz. Muhammed’e yardım eden Medineliler’i tanımlamaktadır.
Erbain 1. Şii inancında Hz. Hüseyin’in Kerbela’da şehit edilmesinin 40. Günü olup Erbain-i Aşûra adıyla da bilinir.
- Tasavvufta çile çekilerek geçirilen 40 günlük sürenin adıdır.
Erdebiliye 13. Yüzyılda Safiyüddin Erdebili tarafından kurulan bir tarikatın adı olup Safaviyye olarak da bilinmektedir. Başlangıçta Melameti çizgisindeyken zamanla on iki imamcılığı benimsemişlerdir.
Erkân Tasavvufta Tanrı’ya ulaşmak için kullanılan altı yolun adıdır. Bunlar:
- Kıllet-i taam ‘az yemek’
- Kıllet-i menam ‘az uyumak’
- Kıllet-ikelam ‘az konuşmak’
- Zikr-i müdam ‘devamlı zikir’
- Uzlet-i enam ‘inzivaya çekilmek’
- Tefekkür-i tam ‘derin düşünce’
Es Salâ Ezan okuyan kişinin namaza çağrı sözüdür.
Esediyye Seyyid Abdullah Esedî tarafından kurulan bir Kadiri tarikatının adıdır.
Eshâb-ür Ress Kendilerine gönderilen peygambere inanmadıkları için Tanrı tarafından yok edilen bir kavmin adı olup, Kuran’da Furkan ve Kaf surelerinde bahisleri geçmektedir.
Esmâ-ül Hüsna, İsmi-Azam Kur’ân ve hadislerde çoğunluğu sıfat olan Allah’ın 99 adı geçmekte olup bunlara Arapça ‘güzel isimler’ anlamına gelen Esmâ-ül hüsna denilmektedir. Bunlar:
- Ya Adl: Adil
- Ya Afiv: Bağışlayan
- Ya Ahad: Tek
- Ya Ahir: Son
- Ya Alî: En Yüksek
- Ya Alîm: Her şeyi bilen
- Ya Azim: En Büyük
- Ya Aziz: Kudretli
- Ya Batîn: Gizli
- Ya Bedî: Eşsiz
- Ya Baa’is: Yeniden dirilten
- Ya Bâkî:Sonsuz
- Ya Bâr: Tüm iyiliklerin kaynağı
- Ya Bari: Geliştiren
- Ya Bâsîr: Her şeyi gören
- Ya Bâsîd: Büyüten
- Ya Câmi: Toplayan
- Ya Cebbâr: Zorlayan
- Ya Celil: Yüce olan
- Ya Evvel: İlk
- Ya Fettâh: Açan
- Ya Gaffâr: Affeden
- Ya Gafur: Her şeyi affeden.
- Ya Gani: Kendine yeten
- Ya Habir: Farkında olan
- Ya Hâdi: Yol gösteren
- Ya Hafîz: Koruyucu
- Ya Hafid: Kibir kıran
- Ya Hâkem: Yargılayan
- Ya Hakîm: Akıllı
- Ya Halik: Yaratan
- Ya Halim: Alıkoyan
- Ya Hamid: Övülmeye değer
- Ya Hak: Gerçek
- Ya Hasîb: Hesaplayan
- Ya Hay: Canlı
- Ya Kabir: En büyük olan
- Ya Kabiz: Daraltan
- Ya Kadir: Muktedir
- Ya Kahhar: Kontrol altına alan.
- Ya Kavi: En güçlü olan
- Ya Kayyum: Kendiliğinden varolan
- Ya Kerim: Cömert olan
- Ya Kudus: Kutsal
- Ya Lâtif: Nazik olan
- Ya Musavir: Şekil veren
- Ya Maed: Soylu
- Ya Mecid: Muhteşem olan
- Ya Mâlik-ül-Mülk: Ölümsüz hükümran
- Ya Malik: Sınırsız efendi
- Ya Malik-el-Mülk: Sonsuza dek hükümran
- Ya Mani: Alıkoyan
- Ya Metin: Sabırlı olan
- Ya Mu’akhkhir: Erteleyen
- Ya Mubdi: Yaratan
- Ya Mugnî: Zenginleştiren
- Ya Muhaymin:Koruyan
- Ya Muhsi: Hesaplayan
- Ya Muhyi: Hayat veren
- Ya Mur’id: Yeniden onaran
- Ya Mu’izz: Onur veren
- Ya Mûcîb: Duyarlı olan
- Ya Mukaddim: Hızlandıran
- Ya Mukît: Koruyan
- Ya Muksit: Adil
- Ya Muktadir: Güçlü
- Ya Mumit: Ölümüyaratan
- Ya Muntekîm: Öç alan
- Ya Muteâli: En yüce olan
- Ya Mutakabir: Görkemli
- Ya Muzill: Gözden düşüren
- Ya Mümin: İmanın koruyucusu
- Ya Nâfi: İyi olan.
- Ya Nur: Işık
- Ya Rahîm: Merhametli olan
- Er Rahman: Yardımsever
- Ya Rakîp: Gözetleyen
- Ya Rauf: Merhametli
- Ya Reşîd: Doğru yolu gösteren
- Ya Rezzak: Tedarik eden
- Ya Sabûr: Sabırlı olan
- Ya Samd: Ölümsüz
- Ya Samii: Her şeyi duyan
- Ya Selâm: Barışın kaynağı
- Ya Şahid: Tanık
- Ya Şakur: Takdir eden
- Ya Tevvâb: Tövbe kabul eden
- Ya Vahab: İhsan eden
- Ya Vahid: Eşsiz
- Ya Vâli: Yöneten
- Ya Vâris: Varis
- Ya Vâsi: Her şeyikapsayan
- Ya Vecud: Bulan
- Ya Vedûd: Seven
- Ya Vekil: Vekil
- Ya Veli: Koruyan dost
- Ya Zahir: Açığa çıkan
- Ya Zarr: Üzüntü veren
- Ya Zül Celâli Vel İkrâm: Görkemli ve cömert hükümran
Esved-ül Ansi Hz. Muhammed döneminde yaşayıp kendini peygamber ilan etmiş, Yemen’de baş gösteren bir isyana önderlik etmiş birisi olup gerçek adı ‘Eyhele bin Kaab’, lakabı ise Zülhimar (peçeli)’dır.
Eşariyye Üç önemli Sünni mezhebinden birisi ve en büyüğü olup (diğerleri: Selefiye, Maturidiye) Arap din bilgini Ebu Hasan Eş’arî (MS 873-936) tarafından kurulmuştur. Hz. Muhammed’in söz ve davranışları dışında yeniliklere kapalı, Tanrısal gerçeklerin insan aklıyla kavranamayacağından dolayı imanı esas alıp felsefeye karşı çıkan bir anlayışa sahiptir.
Eşhedü Kelime-i Şahadet’in başlangıç cümlesi olup Arapça ‘tanıklık ederim’ anlamındadır.
Eşrefiyye 16. Yüzyılda Eşrefoğlu Rumi tarafından Kadiriliğin bir kolu olarak kurulan çileci ve ruh göçüne inanan (vahdet-i vücutçu) bir tarikatın adıdır.
Evliya Tanrı’nın dostları olduklarına inanılan olağanüstü yeteneklere sahip, Tanrı sevgisiyle yoğrulmuş kişilerdir.
Kuran’da ‘İyi bilin ki, Allah’ın dostlarına korku yoktur’ (Yunus 62) ve ‘Çünkü benim dostum, Kitap’ı indiren Allah’tır, O iyileri dost edinir’ (El-Araf 196) ayetlerinde bahisleri geçen evliyalar yeryüzünde örnek bir yaşam sürüp, Tanrı katına çıkmış kişilerdir.
Evrâd Tarikatların belli günlerde düzenledikleri törenlerde okunan duaların adı olup Arapça ‘vird’ kelimesinin çoğul formudur Evsat Aşırılıktan kaçınmanın ve her konuda bir orta yol bulunmasının hayırlı olduğunu bildiren Arapça sözcük olup, Hz. Muhammed’in ‘Hayrül umûr evsatuha’ hadisinde geçmektedir. Orta yolcu düşüncenin kökeni eski Yunan filozofu Aristoteles’e dek inmektedir.
Evtâd, Evtâd-ı Erbaa Tasavvufta dünya ve evrenin düzenin sağlanmasına yardım eden dört direğin (Gayb Erenleri) adıdır. Erenlerin biri öldüğünde yerine bir başkası geçmekte böylece dünyanın düzeni sürdürülmektedir.
Bektaşiler bu dört direği isimlendirmişlerdir:
- Abdurrahman (Doğuda)
- Abdülvedüd (Batıda)
- Abdurrahîm (Güneyde)
- Abdülkudüs (Kuzeyde)
Bkz. Abdal, Ricâülgayb
Evvel, Ya Evvel Allah’ın güzel isimlerinden (Bkz. Esmâ-ül Hüsna) birisidir.
Eyüp, Hz. Eyüp Tanrı tarafından sınanmak amacıyla türlü dertlerin ardından tüm vücudu yaralarla kaplanan Eyüp peygamberin Allah inancı sarsılmayınca ödüllendirilmiştir. Tanrı Eyüp’e “Ayağını yere vur!” emrini vermiş, ayağın vurulduğu yerden tüm yaraları iyileştiren şifalı bir su kaynağı fışkırmıştır.
Ezan Müslümanları namaz kılmaya davet etmek için yüksek bir yerde okunan çağrının adı olup Arapça ‘çağrı’ anlamına gelmektedir. İlk olarak hicretten sonra (MS 622) rüyasında yeşiller giymiş birisinden ezanda söylenecek bazı sözler öğrendiğini Hz. Muhammed’e bildiren Abdullah bin Zeyd’in önerisiyle Bilal-i Habeşi tarafından okunmuştur.
Ezan yedi cümleden oluşmaktadır:
- Allahu ekber (Allah büyüktür) x 4
- Eşhedü en la ilâhe illallah (Allahtan başka yaratıcı yoktur) x 2
- Eşhedü enne Muhammeden resulullah (Muhammet Allah’ın peygamberidir) x 2
- Hayya ale’s-selah (Haydi namaza) x 2
- Heyya el-felah (Haydi kurtuluşa) x 2
- Allahu ekber (Allah büyüktür) x 2
- Lailahe ill’allah (Allahtan başka ilah yoktur) x 2
Sünni mezheplerinde sabah ezanı okunurken ‘Hayya el felah’tan sonra iki kez ‘Esselatühayrunminen nevm’ (namaz uykudan hayırlıdır) sözleri, Şii mezheplerinde ise aynı yerde ‘Hayye ala hayr-ül-amel’ (haydi hayırlı amele) cümlesi sarfedilmektedir.
Ezârika n 7. yüzyılda Nâfi bin el-Ezrak tarafından kurulan ve kendilerinden olmayanları kâfir sayan bir harici tarikatının adıdır.
Ezel Arapça başlangıcı olmayan anlamına gelen terim tıpkı sonu olmayan anlamına gelen ebed gibi zamanın öncesiz ve sonrasızlığını bildirir.
Ezheriyye Şeyh Abdurrahman Ezherî tarafından kurulan bir Halveti tarikatının adıdır.
Kaynakça
Özhan Öztürk. Folklor ve Mitoloji Sözlüğü. Phoenix Yayınları. Ankara, 2009