Mitoloji

Fare (Mitoloji)

FARE Pek çok kültürde düzenbazlık ve muhtemelen yeraltında açtığı tünellerin de etkisiyle öteki dünyayla ilişkilendirilip uğursuz kabul edilen bir hayvan olup, sözgelimi Batı dillerindeki adı mouse Latince’de hırsız anlamına gelen “mus” kelimesiyle ilişkilidir.

Din ve Mitolojide fareler

Fareler, Eski Ahit’te kirli bir hayvan olarak gösterilip, Nuh’un gemisini batırmak için ahşabını kemirerek bir delik açtıkları kayıtlıyken, Hıristiyan folklorunda Şeytan’ın yardımcısı olarak tasvir edilmektedir. Eski Yunan’da fareler muhtemelen Apollon’un yılanları tarafından yendikleri veya salgın hastalık gönderen rolüne istinaden bu tanrı ile ilişkilendirilmiştir.  Yunan fabl yazarı Ezop, güçlü ve mağrur aslanı düştüğü tuzaktan ipini kemirerek kurtaran küçük farenin öyküsünde gücün zaman ve mekâna göre değiştiğini göstererek alçak gönüllüğü ön plana çıkarmak istemiştir.

Bir Alman masalında ise hizmetçi bir kız uyurken açık ağzından dışarı çıkan bir farenin diğer çalışanlarca öldürülmesiyle birlikte kızın da öldüğü çünkü farenin gerçekten kızın ruhu olduğu anlatılmıştır. Pagan Germen kabileleri ölü ruhlara eşlik eden ve sembolü sıçan olan Nehalennia veya Hludana adlı bir tanrıçaya tapınmaktaydı ki Hıristiyan söylencelerinde benzer bir rolü üstlenen 12. Yüzyılda yaşamış Alman azize St. Gertrude’un tasvirlerinde bir sıçan yoldaşının olması geleneğin devamlılığı açısından dikkat çekicidir.

Bali adasında farelerin şekil değiştirebildiğine inanılmakta olup, sarayda öldürülen bir fare ile kraliçenin eş zamanlı kaybolmasından şüphelenince ölü farenin yüzüne dikkatlice bakılmış ve kraliçenin fare formu olduğu anlaşılmıştır.

FARELİ KÖYÜN KAVALCISI

1284 yılında Almanya’nın Hamelin kasabasında pek çok çocuğun evden ayrılarak

Fareli köyün kavalcısına ilişkin Goslar’daki en eski tasvir, 1592

ölmesini konu alan bir söylenceden üretilmiş popüler bir masalın adıdır. Kasabayı basan farelerden kurtulmak isteyen kasaba halkı kendilerine bir torba altın karşılığında bu işi yapabileceğini söyleyen rengârenk giyimli bir kavalcıyla anlaşmış, adam sihirli kavalını çalmaya başladığı zaman deliklerinden çıkan fareler peşine takılıp Weser nehrine doğru gidip boğulmuşlardır. Bununla birlikte kasabalılar kavalcıya ödeme yapmayı reddedince adam intikam almak için kasabalıların Aziz Paul ve John gününde (26 Haziran) kilisede olmasından faydalanarak kavalını tekrar çalmaya başlamış, peşinden giden 130 çocuk Poppen dağına doğru yola koyulup, burada girdikleri bir mağarada kaybolmuşlardır. Kafileye biri kör, biri sağır birisi ise topal üç çocuk biri nereye gidildiğini görmediği, biri kavalı duymadığı diğeri ise gidenlere yetişemediği için katılamamıştır.  Haçlı seferlerine katılmak için çocukların ailelerinden ayrılması ve geri dönmemesi Ortaçağ Avrupa’sında tarihi bir gerçeklik olup, söylencenin ilham kaynağı olmalıdır. Öykünün çeşitli versiyonları Johann Wolfgang von Goethe, Grimm Kardeşler ve Robert Browning’in çalışmalarında yer almıştır.

FARELER KONSEYİ MASALI

Hint kökenli olduğu sanılan bir Ezop masalının adı olup, uzun süredir mustarip oldukları kediden kurtulmak için bir konsey toplayan farelerden birisinin kedinin boynuna bir zil takmayı önererek böylece yaklaştığından haberdar olabilineceğini söyleyince büyük alkış alması ama yaşlı bir farenin zili kimin takacağını sorunca ortalığı sessizliğin kaplaması anlatılmaktadır.

Kaynak: Özhan Öztürk. Dünya Mitolojisi. Nika Yayınları. Ankara, 2016