Karadeniz Tarihi

Sinop Tarihi Yapılar

Makale: Özhan Öztürk Kaya Mezarları Boyabat İlçesi Salar Köyünün güneydoğusunda 200 m yükseklikte bulunan, kalker kayaların oyulmasıyla yapılmış, girişi sütunlar ve ortasında ve dışında birer aslan kabartması üçgen alınlık bulunan Antik Çağ’a ait bir yapıdır.

Oku
Karadeniz Tarihi

İstefan, Ayancık Tarihi (Sinop)

Makale: Özhan Öztürk Bıjışkyan, 19. yüzyıl başlarında Ayandon’dan 12 mil uzaklıkta emniyetli olmayan[1] bir liman olarak tanımladığı İstefan’da eski bir kale ile bir Rum kilisesinin varlığını bildirmiştir. Osmanlı kayıtlarında 1791-1888 tarihleri arasında kaza statüsünde olan İstefan, Ayancık İlçesi’nin batısında tabii liman vazifesi gören İstefan Burnu üzerindeki bugünkü Çaylıoğlu Köyünün eski adı olmalıdır.

Oku
Karadeniz Tarihi

Boyabat, Sinop

Makale: Özhan Öztürk Sinop’un Ayancık ve Gerze ilçelerinin güneyinde, Durağan’ın batısında, Çorum’a bağlı Kargı İlçesi’nin kuzeyinde, Kastamonu’nun Taşköprü İlçesi’nin doğusunda,  Gökırmak Vadisi’nde yer alan ilçe sınırlarındaki kaya mezarları ve diğer tarihi eserlerden eski bir yerleşim merkezi olduğu düşünülmesine karşın Boyabat veya Boyabad’ın Türkleşme öncesi isimleri saptanamamıştır[1].

Oku
Karadeniz Tarihi

Durağan, Sinop

Makale: Özhan Öztürk Sinop limanına ulaşan tarihi ticaret yolu üzerinde bulunan Durağan adını MS 1265 yılında Pervaneoğulları zamanında, Pervane Muinüddin Süleyman tarafından bugünkü ilçe merkezinin 5 km kuzeyinde yer alan “Sakızören” adlı pınar civarında yolcuların konaklaması için inşa ettirilen handan[1] almıştır.

Oku
Karadeniz Tarihi

Sinope, Sinop Sikkeleri

Makale: Özhan Öztürk MÖ 5. yüzyıl (ve öncesinde?) Aigina ölçüsünde basılan gümüş Sinope drahmilerinin ön yüzünde başlangıçta oldukça kaba işlenmiş bir büyük bir deniz kartalı kafası ile altında küçük bir yunus figürü arka yüzde ise Quadratum incusum figürü bulunmaktadır.

Oku
Karadeniz Tarihi

Sinop Tarihi: Osmanlı dönemi

Makale: Özhan Öztürk Fatih Sultan Mehmed, Sinop halkını İstanbul ve Trabzon gibi yeni fethedilen yerlere iskanla görevlendirmediği gibi avarızdan da muaf tutarak, Sinop Kalesi’ni beklemekle görevlendirmiş, kent 16. yüzyıla dek uygulanan bu sistem sayesinde hızla büyümüştür. Sinop’un nüfusuna paralel olarak liman ticareti de aynı oranda artarken, 1530 yılına gelindiğinde Sinop iskelesinin gümrük gelirleri 17 bin akçeyi bulmuştur. Sinop,  15 ve 16. yüzyıllarda kaza merkezi olarak Kastamonu Sancağı’na bağlanmış olup, 17. yüzyılda ise bölünerek Saray, Sahil, Akkaya ve Gerze kazaları ortaya çıkmıştır.

Oku