Roma‘da yaşayan fotoğrafçı arkadaşım Ahmet Ebcim ile İtalya’da yaşam ve gezilecek yerler konusunda kıymetli bilgiler verdiği ‘Roma Bileti’ adlı Video blogu ve ‘Roma’da Yaşamak Üzerine’ internet üzerinden bir söyleşi gerçekleştirdik. Söyleşi okurken sayda üzerinde yayınlanan videolarını da seyretmenizi, İtalya’ya yerleşmek, okumak, çalışmak ya da gezmek için gitmeyi düşünenlerin ayrıca Roma Bileti vlogunun youtube sayfasına da kayıt olmalarını tavsiye ederim…
Kimdir?
1978’de İstanbul’da boğazın kıyısında küçük bir semt olan Kuzguncuk’ta doğum ve büyüdüm. 15 yıl profesyonel fotoğraf ve video çekimleri yaptım ve kendi prodüksiyon şirketimde bir çok tanıtım filmi çektik. 2019 Ocak ayından beri Roma’da yaşıyorum. İtalya’da fotoğraf ve video çekimleri yapmaya devam ediyorum. Zaman zaman müzelerin envarterlerini fotoğraflıyorum, zaman zaman kişilere portre çekimler yapıyorum. Kasım 2020’de La Sapienza Üniversitesinde hazırlık okuyacağım. Hazırlık sonrasında sanat tarihi ya da turizm bilimleri okumayı planlıyorum.
Bir Türk olarak İtalya’da yaşamaya başladığınızda, ne gibi zorluklar yaşadınız ve nelere alışmakta zorlandınız?
Bugüne kadar 120’den fazla videoda İtalya’nın hep keyifli ve güzel yanlarından bahsettim ancak bu sorunun doğası gereği olumsuz ve zor kısımlardan bahsedeceğim.
40 yaşından sonra yeni bir dil öğrenmek oldukça zor. Erken yaşta dil eğitimin önemini bir kez daha yaşayarak tecrübe ettim. İletişim kısmı en zorlu mücadeleniz oluyor. Fakat öğrendikçe keyifli bir hal alıyor. Altı ay boyunca her gün dil okuluna giderek bunu atlattım sayılır.
İstanbul’da sıradan binalar bile boyalı ve düzgün olur. Mümkün mertebe modern ve yeni malzemeler kullanılmaya özen gösterilir. İtalya’da hemen hemen tüm binalar son derece eski. Kapılar, balkonlar, pencereler eski. Turistik olarak göze hoş görünüyor ancak içinde yaşamak farklı bir deneyim. O kültürün bir parçası olduğunuzu hissediyorsunuz. İlk zamanlar 90’ların Türkiye’si gibi hissetmiştim. Bu eskilik bir bakıma samimiyet ve doğallık da katıyor. Buna alışmak zaman aldı diyebilirim. Roma özelinde konuşuyorum, bir çok toplu taşıma aracı, otobüsler ve metrolar da son derece eski ve bakımsız. Devlet binaları dahi böyle. Buna hala alışamadım.
Roma’da çok uzun yıllardır çözümlenemeyen bir çöp toplama sorunu var. Sokaklarda çöpler zamanında toplanmadığı için çöp kokusuyla karşılaşmak olağan. Buna da alışamadım.
Roma’da kiralık ve satılık ev bulmak kolay mı, pahalı mı? Kiralama veya satın alma için nasıl bir prosedür takip etmek gerekiyor?
Kiralık ev bulmak kolay, kontratlar uzun vadeli, genelde 4 yıl oluyor ve enflasyon olmadığından zam olmuyor. Çeşitli internet sitelerinde yüzlerce evden birini seçebilir, emlakçılar ile görüşebilirsiniz ancak çok dikkatli olmanızda fayda var. Yakın zamanda bir arkadaşım kirada oturduğu evi terk ettikten bir kaç ay sonra ev sahibi kendisinin haberi yokken onun adına doğalgaz açmış. Kanunlarda bazı boşluklar var. Yabancı olduğunuz için bunlara hakim değilsiniz. O yüzden mümkünse bir tanıdık ile ilerlemekte fayda var. Ev satın almaksa oldukça uzun bir süreç. Satılık evler 150.000-250.000€ arasında bulunabilir. Ev alım işlerini de yine bir avukat eşliğinde yapmayı öneriyorlar.
İtalya’nın meşhur bürokrasisine rağmen bu ülkeye erasmus, üniversite okumak, yerleşmek veya başka sebepler için gelmek isteyen Türklere yönelik tavsiyeleriniz var mı?
Buraya gelmeden önce Türkiye’de 6 ay İtalyanca eğitim almak büyük kolaylık sağlayacaktır. Öğrencilerle sık sık sohbet ediyorum. Erasmus imkanlarından faydalanarak gelen çok öğrenci var. Şu videoda, burada staj yapan Bengisu kendi görüşlerini anlatmıştı.
Burası rüyalar ülkesi gibi algılanıyor. Özellikle turistik olarak geldikten sonra kalp çarpıntıları halinde aşık olunuyor. Özellikle tarih sevenler. Ancak bürokratik olarak büyük zorluklar var. Defalarca karakola veya belediyeye gidip evrak işleri ile boğuşmak zorundasınız ki, işleminizin zamanında olacağının bir garantisi yok. Bunu göz önüne alıp gelmelerini öneririm. Para ile her kapıyı açamayacağınız bir ülke burası. Bana göre olması gereken de bu zaten. Böyle bir alışkanlığınız varsa burada çalışmayacağını bilmelerini isterim. Burada yaşamak turistik gezide algıladığımızdan çok daha farklı.
Roma’da otomobil, motorsiklet ve bisiklet kullanım alışkanlığı, ehliyet ve araç sahibi olma şartları ve trafik düzeni hakkında bilgi verebilirmisiniz?
İstanbul’da doğup büyüdüğüm için Roma bana trafikli bir şehir olarak gelmiyor 🙂 Ancak burada dikkat etmeniz gereken çok önemli bir husus var. Roma şehir merkezine ve bazı bölgelere arabanız ile gidemezsiniz. ZTL yani Zona Traffico Limitato alanları var. Şayet o bölgelere girerseniz kameralar sizi anında yakalıyor ve 150€ civarı cezalar bir biri ardına geliyor. Araba kiralasanız da giremezsiniz. Motosikletlere her yer serbest. Ancak motorunuzu kafanıza göre bir kaldırıma bırakamazsınız. Çizgiler ile ayrılmış yerlere bırakmak zorundasınız. Aksi takdirde yine ceza yersiniz.
Roma yokuşları olan bir şehir, İstanbul gibi yedi tepe üzerinde kurulmuş. Özellikle elektrikli bisiklet ve scooter kullanımı son dönemde yaygınlaştı, devlet bunu teşvik ediyor. Arabalar için büyük bir park problemi var. Parası ile dahi otopark bulmanız çok güç. Araç sahibi olmak zor değil. Alım satımları yapan ofisler var. Kendileri devlet işlerini takip edip sizin için evrakları hazırlıyorlar.
Türkiye’de yeni tip ehliyetler maalesef İtalyan ehliyetine dönüştürülemiyor. Ancak eski tip ehliyetiniz varsa değiştirebilirsiniz. İki devlet arasında son derece basit bir anlaşma hatası var. İtalya yeni tip ehliyetleri tanımıyor. Son derece mantıksız görünebilir ancak buraya gelene kadar sorgulanması gereken bir çok şey var. Örneğin ben bir ceza yemiştim. Karakola gidip itiraz etmek istedim. Gelen cevap şuydu: İtirazınız kabul edilmez ise cezanın 2 katı ödemek zorundasınız. Bu örnekten bile bazı konularda fikriniz olabilir.
Yemek, kahvaltı ve kahve kültürüne alışabildiniz mi? Bu yönde şunu mutlaka tadın veya şurada yiyin, için diyebileceğiniz tavsiyeleriniz var mı?
Yemek konusunda tabi tavsiyem çok. Roma’da yakında özel lezzetler ile ilgili bir video çekeceğim. Ancak Abruzzo bölgesinde bulduğum lezzetleri şu videoda izleyebilirsiniz:
Yemekler çok lezzetli ve doğal. İtalya bu anlamda da Türkiye’nin 90’ları gibi. Gıdalar doğal ve gerçekten çok lezzetli. Domatesi büyük bir keyifle meyve gibi yiyebilirsiniz. Maalesef son yıllarda Türkiye’de gıdalar lezzetini kaybetti. Roma’da suppli, carciofi alla guidia, pasta alla carbonara gibi lezzetlerin tadına bakmanızı öneririm.
Kahvaltı kültürüne 2 yıl sonra alıştım diyebilirim. Her sabah kruvasan ve capuccino ile kahvaltı yapıyoruz. Evde isek Türk kahvaltısı. Ancak Türkiye’nin nefis beyaz peyniri ve zeytini burada yok. Buradaki zeytinlerin tadı alışık olmadığımız cinste.
Çokça şarap tüketiliyor. Kötü şarap içme şansınız yok. Marketten 2-3€’ya aldığınız şarap dahi gayet güzel oluyor. Öğlen ve akşam yemeklerinde sıklıkla şarap tüketiliyor.
İtalyanlar konuşmayı seven insanlar, İtalyanca öğrenmeye başladığınıza göre bu dil ve insanlar hakkında ilk izlenimleriniz neler oldu?
İtalyanların çok konuşkan insanlar olduğu doğru. Ancak Roma’da insanlar şehir hayatına uyum sağladıkları için kolay sosyalleşemiyorsunuz. Hele ki yabancı iseniz daha zor. Ancak İtalya’nın köylerine gittiğinizde durum değişiyor. İnsanlar son derece samimi ve konuşkan. Sizi evlerinde misafir etmekten büyük keyif duyuyorlar. Ben Abruzzo’da bir kasabada iki ay kaldım. Orada yaşadığım komşuluk gerçekten muazzamdı. Türkiye’deki gibi İtalya’da da insan ilişkileri bölgelere göre farklılık gösteriyor. Nasıl ki Karadeniz’e gittiğinizde daha sıcak karşılanıyorsanız, İtalya’da da özellikle kasabalarda insanlar daha sıcak.
İtalya’da kovid-19 karantina dönemini nasıl geçirdiniz? Şu anda durum nasıl?
Ben evde her akşam farklı konu ve konuk ile canlı yayınlar yaptım. 41 gün sürdü. Son bölümde Türk sinemasının efsane ismi İlyas Salman ile bir yayın yapıp final yaptık. Bu süreçte Türkiye’den bir çok sanatçı programımıza katılarak bize destek verdi. O yüzden süreç benim için çok hızlı geçti. Günleri sayamadım. Şu anda rakamlar yükselmeye başladı. Endişeliyiz. Sokakta insanlar dikkat ediyorlar. Restoranlar maalesef çok zor durumda. Turistik alışveriş yapılan tüm dükkanlar bitik vaziyette.
Roma’da üniversite okuyorsunuz, özelde Roma’da genelde İtalya’da hangi üniversiteleri ve hangi meslekler üzerine öğrenim görmelerini tavsiye edersiniz?
Roma tarih şehri. Burada okunacak en güzel bölümler Sanat Tarihi, Mimarlık ve Arkeoloji. Tüm bu alanlar için oldukça zengin kaynaklar var. Ben hazırlık sürecinden sonra turizm bilimleri ya da sanat tarihi okumayı planlıyorum. Burada Avrupa’nın en büyük ve en önemli üniversitelerinden La Sapienza Üniversitesi var. Ben de La Sapienza öğrencisiyim. Çok prestijli bir okul. Okumayı düşünen arkadaşlar için tavsiye ederim.
Türklerin İtalya’da iş bulması veya kurması için nasıl bir prosedür izlemesi lazım? Hangi nitelikteki insanlara ihtiyaç var?
İtalyan gençleri dahi İspanya ve Fransa’ya çalışmak için gitmeye çalışıyor. Maalesef iş imkanları kısıtlı. Ancak Roma özelinde FAO, WFP ve AFAD gibi üç büyük BM kuruluşunun merkezi var. Buralarda binlerce kişi çalışıyor. Buradaki iş ilanları takip edilirse bir fırsat doğabilir. Bir de elbette turizm sektörü çok güçlü. Turizm sektörü içerisinde bir takım işler yapılabilir, çeşitli imkanlar doğabilir. Türkiye – İtalya arası çalışan özel sektör kuruluşlarında imkanlar bulunabilir.
Roma’ya turist olarak turlardan bağımsız gelenler için bir gezi ve görülmesi gerek yerler planı önerebilirmisiniz? Roma’ya kaç gün ayrılmalı? Şehirde veya civarda sizin özellikle tavsiye ettiğiniz yerler var mı?
Roma’da görülecek yerler ile ilgili en temel noktalar için en az 2 veya 3 gün ayırılması gerekir. Roma’ya çok yakın kasabalar var. Buralar için de 2 gün ayırılsa, 4-5 günlük bir program olur. Nemi Gölü, Castel Gandolfo ya da Orvieto Kasabası gibi yakın bölgelerde Roma haricinde muazzam kapıların açılacağı çok etkileyici yerler bulunuyor. Ayrıca sadece 1.5 saatlik hızlı tren ile Floransa’ya gidebilir, gelmişken en az bir gününüzü Floransa’da da geçirebilirsiniz.
Roma’da İtalyanlar dışında farklı etnik grupların yaşadığını hatta bunların belli meslek gruplarına hakim olduğunu duyuyoruz. Roma’da yaşayan Türkler genelde hangi işleri yapıyor, nasıl buluşup, görüşüyorlar.
Roma’da yaşayan Türkler genelde uluslararası şirketlerde çalışanlar ya da eşi İtalyan olanlar. Bir de kebap dükkanları var. Buralarda da yine Türk vatandaşları hizmetler veriyorlar.
Türkler bir şekilde birbirini buluyor farklı ortamlarda sosyalleşiyor. Sevgili Osman Ustanın düzenlediği Türk yemekleri geceleri, Büyükelçilik’in düzenlediği resepsiyonlar gibi çeşitli ortamlarda bir araya geliniyordu COVID öncesinde.
Roma bileti adlı youtube kanalınızda yayınladığınız videolarda hangi hedef kitleyi hangi konularda bilgilendirmeyi amaçlıyorsunuz?
Roma Bileti Youtube kanalında yayınladığım videolar İtalya’da okuyan, çalışan veya herhangi bir sebep ile burada yaşayan kişilere, İtalya’ya seyahat etmiş veya edecek olan kişilere, bir de İtalya’ya ilgi duyanlara hitap ediyor. Milyonlarca takipçisi yok, niş bir alan olduğu için konuyla ilgili olan kişilerin takip ettiği bir kanal. Kanaldaki oynatma listelerim her hedef kitlesinin ihtiyacına göre düzenlenmiştir.
Örneğin bugünlerde İtalya’da yaşayan Türkler serisine başladım. Burada okumayı düşünen arkadaşlar için burada eğitim almış biri ile röportaj yapıp yayınladığımda çok faydalı oluyor. Ya da burada çalışan bir arkadaş ile burada çalışmayı planlayan kişilerin arasındaki tecrübe aktarımını sağladığım zaman ortaya bir değer çıkıyor. Hiç bir karşılık beklemeden bu videoları hazırlıyorum ve oldukça da keyif alıyorum. Ancak değeri parayla ölçülemeyecek kazanımlarım oldu. Çok insanla tanıştım. Her tanıştığım yeni insandan yeni şeyler öğreniyorum. Bu, hayat görüşümü genişletiyor. Hiç tanımadığım insanların hayatlarına dokunma fikri benim en büyük motivasyon kaynaklarımdan biri. Ayrıca İtalya ve Türkiye arasındaki kültür köprüsüne katkıda bulunabiliyorsam ne mutlu bana.