Roma Kentinde Mısır Mirası
‘Ebedi şehir’ olarak bilinen Roma dünyanın en çok ziyaret edilen yerlerinden birisi olup, İtalya’nın doğal güzelliklerinin yanı sıra çeşitli dönemlerden kalıntılar, müzeler, kitabeler, kiliseler, sanat eserleri ve diğer tarihi eserleriyle modern çağın gezginleri için mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında bulunmaktadır. Devasa bir arkeolojik hazineyi barındıran kentte geçmişte Mısır tapınaklarından taşınmış pek çok dikilitaş bulunmakta hatta sonradan inşa edilmiş bir de piramit genellikle turist kalabalığının gözünden kaçmaktadır. Mısır MÖ 30’da bir Roma eyaleti olduktan sonra Mısır kültürü Roma’yı derinden etkilemiştir.
Cestius Piramidi
Mısır piramitleri kadar eski ve anıtsal olmasa da günümüze ulaşan tek “Roma Piramidi” olan Cestius Piramidi tarihi ve sanatsal öneme sahip olup, ilginç görünümüyle ziyaret etmeye değer bir ziyaret noktasıdır. 330 günde inşa edilen bu iyi korunmuş piramidi Porta San Paolo ve Protestan Mezarlığı yakınında bulunmakta olup, MÖ 18-12’de zengin praetor Gaius Cestius için bir mezar olarak inşa edilmiş olup, çevresindeki şehir değişip gelişmişse de 2 bin yıl boyunca varlığını korumayı başarmıştır. Cestius Piramidi dışında Roma’da Castel Sant’Angelo yakınlarında bugün Parco Adriano adıyla bilinen yerde “Romulus Piramidi” adında bir piramit daha vardı. Bu piramit zamanla yok edildi ve malzemeleri şehirdeki birçok antik anıtla olduğu gibi St.Peter Bazilikası’nın yapımında da kullanılmıştır. 17. yüzyılda ne olduğu anlaşılan dek halk tarafından yanlışlıkla Remus piramidi olarak adlandırılan Cestius piramidi neyse ki MS 271-275 yılları arasında inşa edilen Aurelian Duvarının bir parçası olduğu haline getirildiğinden bu kötü kaderden korunabilmiştir.
Kolezyum‘dan 25-30 dakika yürüyüşle Piramit ve Aurelian Duvarının en iyi korunmuş kısımlarını görmek için siteye ulaşılabilmektedir. Bununla birlikte piramidi daha yakından incelemek isterseniz, duvarın içinde bulunan Cimitero Acattolico’yu (Protestan mezarlığı) ziyaret etmelisiniz. Mezarlıktan ayrılmadan önce John Keats (1795-1821) ve Percy Bysshe Shelley’nin (1792-1822) gibi şarilerin mezarlarını ziyaret edebilir, Amerikalı şair ve heykeltraş William Wetmore Story’un (1819-1895) Keder Meleği adlı eserini de görebilirsiniz.
Dikilitaşlar
Çoğu turist Roma’da bulunan dikilitaşların farkında olsa da ancak çok azı bu anıtların zengin tarihini ve bulundukları yere ulaşana dek uzun yolculukları hakkında bilgi sahibidir. Roma şehrini süsleyen 13 dikilitaş bulunmakta olup, bu açıdan İtalyan başkenti dünyadaki diğer şehirlerden daha fazla dikilitaş barındırmaktadır. Roma’ya dikilen en eski dikilitaşlar Augustus’un Actium Savaşı’ndaki zaferi (MÖ 31) ve Mısır’ın ilhak edilmesinden sonra Mısır’dan taşınmıştır. Şehri hâlâ süsleyen en eski dikili taşlardan biri, doğrudan Vatikan’daki Aziz Petrus Bazilikası’nın önündeki Aziz Peter Meydanı’nda ziyaret edilebilir. 1586’da mevcut yerine yerleştirilen dikilitaşın kökeni hakkında bilinen tek şey, Augustus tarafından İskenderiye’ye taşınmadan önce Mısır’ın Heliopolis şehrinde inşa edilmiş olmasıdır. Bu dikilitaş meydanın ortasında duruyor ve her yıl milyonlarca Katolik inanan ve turist tarafından ziyaret edilmektedir.
Roma’da Circo Massimo (Circus Maximus) dikilitaşları tek parça taştan yapılmıştır. Üzerlerindeki hiyeroglif yazısından, I. Sethi ile II. Ramses tarafından diktirildikleri anlaşılan bu dikilitaşlardan birincisi Augustus, Actium savaşından (MÖ 31) sonra, Mısır’ın boyunduruk altına alınışının bir hatırası olarak Heliopolis’ten Roma’ya getirtti. Bu dikilitaş, Circus Maximus’un yıkıntıları arasında kırık olarak bulundu. Boyunu 23 m’ye indirmek gerekti. 235 Ton ağırlığında olan bu dikilitaş Sixtus Y (1586; zamanında Piazza del Popolo’ya (Halk meydanı) dikildi.
Firavun Tutmesis III adına yontulan, tamamlandıktan sonra Karnak’ta Tutmesis IV tarafından diktirilen ikincisi, tapınağın avlusunda tek başına duruyordu. Contantinus’un emriyle, Bizans’a yollanmak üzere Teb şehrinden kaçırıldı. Constantinus öldüğü zaman bu dikilitaş İskenderiye’deydi. Constantinus II onu Roma’ya götürttü ve 357 yılma doğru Circo Massimo’nun spina’sına (sahanlık) diktirdi. 1587 Yılında meydana çıkarılarak onarıldı ve 1588’de San Giovanni in Latrano meydanına konuldu. Boyu 32 m’den fazla, ağırlığı ise 460 tondur.
Caracalla dikilitaşı
Roma’da Navona meydanında bulunan bu dikilitaşı, imparator Caracalla, Circo’nun içine diktirmişti. Pembe granitten yapılmış olan bu anıt hiyerogliflerle kaplıdır; yüksekliği 25 m’dir.
Campus Martius dikilitaşı
Roma meydanında güneş saati olarak kullanılıyordu; tek parça taştan yapılmıştı; yüksekliği 22 m, ağırlığı 214 tondu. II. Psammtelik’in yaptırdığı sanılan bu taş da Heliopolis’te bulunuyordu. Augustus onu Roma’ya getirtti. 1789’dan beri Montecitorio meydanındadır. Augustus’un mezarındaki dikilitaşlar Komadaki anıtkabrin her iki yanına dikilmiştir. Domitianus tarafından diktirildiği sanılıyor. Bunlardan biri (14 m yüksekliğinde 43 ton ağırlık), Monte Cavallo’da. Öbürü (15 m, 45 ton) Santa Maria Maggiore’nin arkasındadır. Her ikisi de Roma döneminden kalmadır ve pembe granitten yapılan bu anıtların üzerinde hiyeroglif yoktur.
Lateran Dikilitaşı
I.Constantius, selefinin Circus Maximus’taki dikilitaşını aşmak istedi ve Roma’ya Thutmose III (MÖ 1458-1425) tarafından Mısır’da Aswan’da dikilmiş bir dikilitaş getirdi. Bir noktada, Dikilitaş (Lateran Dikilitaş olarak bilinir) düştü ve çamurla gömüldü. MS 1587 yılında kazılmıştır ve St. John Lateran Bazilikası önünde ziyaret edilebilir. Dünyanın hala en büyük ayakta duran eski Mısır dikilitaşıdır.
Montecitorio Dikilitaşı
Flaminio dikilitaşı ile birlikte Augustus, Montecitorio dikilitaşı Roma’ya getirdi ve II. Psamtik (MÖ 595-589) döneminden kalma. Solar dikilitaş olarak da bilinen
Augustus’un antik güneş saati olan Solaryum Augusti’nin bir parçası olarak Campus Martius’a yerleştirildi. Bu dikilitaşı İtalya Temsilciler Meclisi önündeki Piazza Montecitorio’da görebilirsiniz.
Roma’da en çok ziyaret edilen dikilitaşlardan ikisi İspanyol Merdivenleri’nin tepesinde duran ve Piazza Navona’daki Gian Lorenzo Bernini (1598-1680) heykeliyle yapılmış muhteşem Fontana dei Quattro Fiumi’yi (Dört Nehir Çeşmesi) dikilitaş ise sahtedir. Piazza Navona, Roma’nın en popüler yerlerinden birisi olup, burada Roma’daki diğer Mısır dikilitaşları kadar eski olmayan Fontana dei Fiumi’nin dikili taşını seyredebilirsiniz. Bu dikilitaşın kökenleri Mısır’dan ithal edilmiş olmasına rağmen Firavun dönemine inmemektedir. Dikilitaş Roma imparatoru Domitian (MS 81-96) tarafından yaptırılması emredilmiştir. Mısır’da yapılan dikilitaş Isis ve Serapis tapınağını süsleyeceği Roma’ya taşınmıştır.
Sallustiano Dikilitaşı, İspanyol Merdivenleri‘nin tepesinde yer almakta olup, İmparator Aurelian (MS 270-275 MS) döneminde inşa edildiği ve MÖ 1. Yüzyılda Sallust Bahçeleri’ne yerleştirildiği için Firavun dönemine ait bir dikilitaş değildir.
Isis Tapınağı
Roma dini Helenistik, Pers ve Mısır kült ve inançlarını absorbe edecek esnekliğe sahipti. Özellikle Mısır annelik, sihir, şifa ve bilgelik tanrıçası olan İsis kültürü Roma’da büyük ilgi görmüş, onuruna Roma’da Pantheon‘un durduğu yere yakın bir yerde bulunan Iseum Campense’de bir tapınak inşa edilmiştir. Isis tapınağı aslında Mısır-Helenistik tanrı Serapis’e adanmış daha büyük bir tapınak kompleksinin bir parçasıydı. Serapis, Mısır dininin kutsal Apis boğası ile ilişkilendirilmekteydi. MS 354 takviminden bir kayıttan Roma Isis kültünde yılın en önemli gününün 5 Mart olduğu anlaşılmakta olup, onuruna 5 Mart günü Navigium Isidis adlı bir festival düzenlenmekteydi. Festival sırasında, tanrıçaya adanmış bir teknenin denize indirildiği Tiber kıyılarına büyük ve renkli bir geçit töreni yapılmaktaydı.
İsis Tapınağı, MS 391’de İmparator I. Theodosius (379-395) tarafından Hıristiyanlığın imparatorluktaki tek yasal din haline getirdiğinde kapatılmıştır. İsis Tapınağı günümüze ulaşmasa da Basilica di Santa Maria sopra Minerva’nın bulunduğu yerde yer almaktaydı. Bu kilise Roma’daki tek Gotik kilise olup, 1280 – 1350 arasında inşa edilmiştir. Bakire tanrıça Minerva (Roma mitolojisinde Yunan Athena’nın karşılığıdır) Isis’in özelliklerini bilgi ve bilgelik tanrıçası olarak paylaşmakta olup, Hıristiyanlığın tanıtımı ve yayılmasından sonra, Meryem Ana bu eski tanrıçaların ve kutsal yerlerinin birçok özelliğini miras almıştır. Başlangıçta Pantheon’un önündeki Macuteo Dikilitaş da dahil olmak üzere birkaç dikilitaş, Isis ve Serapis kompleksinin bir parçasıydı, ancak şimdi sadece bir tanesi Piazza della Minerva’da durmaktadır. Roma’nın dikili taşlarının en küçüğüdür ve Gian Lorenzo Bernini (1598-1680) tarafından yapılan bir filin arkasında yer alır. Bugün Capitoline Müzesi’nde bulunan MS 2. yüzyıldan kalma İsis heykeli ise Roma dışındaki Hadrian’ın Villa’sında bulunmuştur.
Roma’da daha fazla Mısır eseri görmek isterseniz Palazzo Altemps’teki, Museo Nazionale Romano tıpkı Vatikan müzesinde olduğu gibi büyük bir Mısır eserleri koleksiyonuna sahiptir. İtalya’daki en büyük Mısır koleksiyonu ise Torino kentinde bulunan Mısır Müzesi’dir.