Büyükada Rum Yetimhanesi, Prinkipo Rum Yetimhanesi veya kısaca Rum Yetimhanesi, Büyükada‘nın Manastır Tepesi’nde (eski Hristos Tepesi) bulunan yetimhanenin adı olup, yarım yüzyıldan fazla bir süredir terk edilmiş durumda beklemektedir. Geçen her gün, Avrupa’nın en büyük ahşap binalarından biri olan bu yapıyı yıkılma noktasına yaklaştırmaktadır.
Tarih
1898’de, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde Fransız asıllı Osmanlı mimarı Alexander Vallaury, daha sonra Prinkipo Sarayı olarak bilinecek yapı üzerinde
çalışmaya başladı. Bu yapı Marmara Denizi’ndeki Prens Adalarının en büyüğü olan Büyükada’da Manastır Tepesi’nde Orient Express’i işleten tren şirketi Compagnie Internationale des Wagons-Lits için lüks bir otel ve kumarhane olacaktı. Vallaury, projeye bağlı olarak mimari yaklaşımını değiştirmekten korkan eklektik bir mimar olup, muhtemelen etraftaki çam ormanlarından esinlenilmiş olan Prinkipo Sarayı’nın tamamen ahşapla kaplamıştı. 215.000 metrekareden fazla alan kaplayan bu Belle Époque binası bir asırdan fazla bir süre Avrupa’daki en büyük ahşap yapı olarak kaldı. Prinkipo Yetimhanesi Avrupa’nın en büyük ahşap binası olması gerekirken kimilerince İspanya’daki Metropol Parasol Avrupa’nın en büyük ahşap yapısı olarak kabul edilmektedir. Dünyanın en büyük ahşap yapısı ise Japonya’nın Nara şehrindeki Todai-ji Budist tapınağıdır[1]. Güney Fransa’dakilerin benzeri etkileyici bir casino-hotel bir projesi olmakla birlikte kumarhanenin önünde büyük bir engel çıkacaktı. Osmanlı İmparatorluğu’nun 34. Sultanı II. Abdülhamit, son derece dindar bir adamdı ve örf ve adetlerine ters düşen bir kumarhanenin açılmasına izin vermedi. Bunun üzerine 1903’te dönemin en zengin Rum ailelerinden olan Andreas Syngros Vakfı tarafından 15 bin Osmanlı lirası karşılığında satın alındı. Bir başka varlıklı Rum ailesi olan Zarifi’lerin 3 bin 700 altın Osmanlı lirası bağışladı. Dahası Sultan Abdülhamit hem 180 Osmanlı lirası bağışladı hem de kamu yararına bir ferman yayınlayarak bu binayı “Balıklı Rum hastanesinde barınan kimsesiz Rum çocuklarına hizmet vermesi için, Rum patrikhanesinin himayesine” verdi. Yetimhane, 21 Mayıs 1903’te Sultan Abdülhamit’in ve dönemin Patriki 3. İoakim’in de hazır bulunduğu bir törenle yetimhane olarak hizmete açıldı.
Yetimhane
En yoğun döneminde Rum Yetimhanesi 1.000 kadar erkek çocuğu barındırıyordu ve hizmet süresince neredeyse 6.000 Rum çocuğuna ev sahipliği yaptı. İlkokulunda 3 Rum, 2 Türk öğretmen ders veriyor ve 15 kişilik personeli istihdam ediyordu. 61 yıl hizmet verdikten sonra yetimhanenin varlığı politik bir mesela haline getirildi. Okulda Türkiye ve Yunanistan arasındaki gerginlik, 6-7 Eylül Olayları ertesinde Kıbrıs sorunu nedeniyle yükselmeye başladığında, 21 Nisan 1964’te Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından aniden kapanmaya zorlandı. Yetimhanede barınan ve eğitim gören 163 kimsesiz çocuk Büyükada’nın Aghios Nikolaos kilisesine gönderildi. Uzun süre bakımsız kalan terk edilmiş halde kalan yapının turizm gibi başka bir alanda da kullanılmasına da izin verilmedi.
Mülkiyet Değişimi
Bina 1980’de çıkan bir yangında ağır hasar gördü ve ardından Türk devleti 1997’de mülkü ele geçirdi. Patrikhane, yetimhanenin mülkiyetini geri almak üzere 2005 yılının Nisan ayında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurdu. Patrikhanenin başvurusu 12 Haziran 2007’de kabul edildi. 2010’da AİHM, Türk makamlarına Prinkipo Yetimhanesinin Rum toplumuna iade etmelerini emrini iletti. Metruk bina Rumların ellerine geri döndü, ama neredeyse kurtarılamayacak denli çürümüştü.
İstanbul’daki Rum Ortodoks azınlığı binayı restore etmeye kararlıydı. Buna karşın parke zeminlere sahip balo salonu, mutfak ve kütüphanesi de dahil olmak üzere 6 katlı ve 206 odalı yapının restorasyon masrafı neredeyse yok olma aşamasındaki küçük Rum cemaatinin altından kalkamayacağı kadar yüksek bir bütçe gerektirmekteydi. Prinkipo Yetimhanesinin varlığının devam ettirebilmesi neredeyse imkânsız
hale gelmekteydi. Yetimhane, 2012 yılında Dünya Anıtlar İzleme’sine ve 2018’de Avrupa’nın önde gelen miras örgütü ‘Europa Nostra’nın, ‘Varlığı Tehlikede Yedi Kültür Mirası Listesi’ listesine dahil edilmek üzere 12 aday arasına girdi. Gün geçtikçe Rum Yetimhanesinin bir İstanbul kışına daha dayanamayacağına dair endişeler artmaktadır.
Gitmeden önce bilinmesi gerekenler
Rum Yetimhanesi, Büyükada’da bir tepenin üzerinde bulunmakta olup, İstanbul’dan düzenli sefer yapan şehir hatları vapuru, motor veya feribot ile ulaşılabilmektedir. Feribot iskelesi Büyükada’nın kuzey ucunda, yetimhane ise güneyde bir mil kadar uzaklıktadır.
Notlar
[1] Tōdai-ji (東大寺), Japonya’nın Nara şehrinde yer alan bir Budist tapınağı. Tōdai-ji dünyanın en büyük ahşap yapısı olmasının yanı sıra dünyanın en büyük Buda heykeli olan ve Japoncada Daibutsu denen heykeli de bünyesinde barındırmaktadır. Tapınak aynı zamanda, bir Budist okulu olan, Kegon’un da ana merkezidir.