Almafi, yaşlı bir çiftin mucize eseri dünyaya gelen üç çocuğunun adı olup, Macarca “elmanın” çocukları anlamına gelmektedir. Macar Mitolojisinden izler taşıyan bu masal aşağıda özetlenmiştir.
Almafi: Elmanın Çocukları Masalı
Ağaçtan düşen 3 elmayı evlerine getiren çift bunların çocuklara dönüştüklerini görmüş ve hepsine (1. Almafi, 2. Almafi ve 3. Almafi) aynı adı takmıştır. Çocuklar 18 yaşlarına geldiklerinde yaşlı adam çocukları yanına çağırmış ve evden ayrılıp kendi başlarının çaresine bakmaları gerektiğini söylemiştir.
Büyük Çocuk
Yaşlı kadın tarafından eline bir arpa ekmeği verilerek uğurlanan 1. Almafi yürümekten yorulunca bir ağacın altına oturup ekmeğini yemeğe başlamıştır. Bu sırada yanına yaklaşan yaşlı bir adam biraz yiyecek isteyince ekmeğinin bir parçasını vermiş bunun üzerine adam gence talih ve servete giden yolu tarif etmiştir. Genç doğan yıldızı takip ederek, bir nehri geçecek ama kaybolmaması için nehrin ortasındaki nilüferlerin bir tanesine bile zarar vermeyecek, nehirden sonra önce gümüş ardından altın tarlasını geçecek ama buradaki kaybolmamak için buradaki bitkilere kesinlikle zarar vermeyecektir. Genç bu bölgeleri yaşlı adamın dediği gibi geçerse kendi servetine ulaşabilecektir. 1. Almafi yaşlı adama teşekkür eder etmez adam ortadan kaybolmuş, delikanlı da adamın dediği şekilde yoluna devam etmiştir. Bununla birlikte nehrin tam ortasına geldiğinde nilüferlerin güzelliğine dayanamayıp bir tane koparınca balığa dönüşerek akıntıya kapılmış ve kaybolmuştur.
Ortanca Çocuk
İlk çocuktan haber alamayan çift bir süre sonra 2. Almafi’yi aynı şekilde uğurlamış aynı ağacın altında aynı yaşlı adamla karşılaşıp aynı şeyleri yaşayan çocuk nehri nilüferlere zarar vermeden geçmeyi başarmıştır. Bununla birlikte delikanlı gümüş tarlasından geçerken dayanamamış yakası için bir çiçek koparmış yanı anda gümüş rengi bir yılana dönüşerek kaybolmuştur.
Küçük Çocuk
İkinci çocuktan da haber alamayan yaşlı çift 3. Almafi’yi aynı şekilde uğurlamış, kardeşleri gibi o da aynı ağacın altında aynı şeyleri yaşamışsa da yaşlı adamın sözlerini unutmamış, nilüferler, gümüş ve altın çiçeklerin cazibesine direnerek yolu tamamlamayı başarmıştır. Yolun sonunda bir çöle gelen genç 3 gün boyunca yürümüşse de sonunda tüm gücü tükenerek yere yığılmıştır. Tam o anda gökyüzünde bir uğultu duyunca yukarı bakmış ve havada uçan bir saraydan kendisine güzel bir kızın gülümsediğini görmüştür. Sarayın peşinden koşan genç bir süre sonra yere düşmüş bu sırada karşısında yavru bir kuş çıkmıştır.
Dilek kuşu
3. Almafi kuşu yemektense yanına alıp kurtarmaya çalışınca kuş birdenbire yaşlı adama dönüşmüş, açgözlülüğe yenilmeyen gencin bir dileğini yerine getirebileceğini söylemiştir. Genç de kardeşlerinin uğradığı büyünün etkisini yitirmesini talep edince yaşlı adam 2 kardeşin evlerine dönecekleri sözünü vermiştir. Yoluna devam eden genç sonunda penceresiz ama küçük bir kapısı olan bir kaleye rastlamış ve içine girmiştir. Kalenin içinde devasa bir salonda çok sayıda masaların bulunduğunu görmüş ilk masada üzerinde “bunu yiyen bir daha acıkmayacak” yazılı bir kâse yulaf lapasını yemiş, ikincisinde üzerinde “bunu içen bir daha susamayacak” yazılı not bulunan bir şişe suyu içmiş, üçüncü masadaki sürenin bin kişinin gücüne sahip olacağı kremi sürmüş, dördüncü masada kuşanana hiçbir silahın işlemeyeceği yazan kılıcı takmış, son masada ise sürenin her şeyi görebileceği yazan bir losyon bulunmaktaymış ki genç bunu da üzerine sıkmıştır.
Prensesin Peşinde Konuşan Dağ’a
1 yıl boyunca hiç acıkıp susamadan dünyayı dolaşarak uçan şatodaki güzel kızı arayan genç bir gün büyük bir meşe ağacının altında uyuya kalmıştır. Horoz sesiyle uyanan Almafi ağacın tepesinde altın bir horozun bulunduğunu görmüş, horoz gence büyü ile horoza dönüştürüldüğünü gerçekte bir prens olup bir şatoda esir tutulan bir prensesle nişanlı olduğunu söylemiştir. Almafi prensi kurtarmaya karar vermiş ve onun tavsiyesiyle bunu nasıl gerçekleştireceğini öğrenmek için Konuşan Dağ’a danışmaya gitmiştir. 3 gün 3 gece yolculuktan sonra dağın eteklerinde bir mağaraya giren Almafi içerdeki bir kitabeyi okuyarak dağı nasıl uyandıracağını öğrenmiş, dağdan prensin üzerindeki büyüyü bozacak Yalan Çeşmesi’nin yerini öğrenmiştir.
Yalan çeşmesi, 12 başlı Ejderha ve Uçan Saray
Haftalar süren yolculuktan sonra çeşmeye ulaşan Almafi burayı koruyan 12 başlı ejderhayı yenmişse de yorgunluktan uyuya kalınca gözlerini bir zindanda açmıştır. 3 hafta sonra Kuyunun sahibi olan iblis zindana attığı gencin aç susuz hayatta kalmasına şaşırarak yanına gidince genç tarafından kıskıvrak yakalanmıştır. İblisi ateşte yakan Almafi yanına suyu alarak horozun yanına gitmiş üç kere üzerine sıktığında kuş gerçekten prense dönüşmüştür. 2 delikanlı bu sefer kızı esir hayatı yaşadığı şatodan kurtarmaya çalışmış, kızı kurtardıktan sonra prensle evlenmesine yardım etmiş ve düğünlerinde sağdıç olmuştur. Yolculuğuna yeniden başlayan Almafi sonunda uçan sarayı bulmayı başarmış, balkondan kendisine gülen kızı olağanüstü gücüyle 3 yıldır bağlı olduğu zincirlerinden koparmayı başarmıştır. Şatoda kızı esir eden canavarı öldüren Almafi kızın babasının kral olduğu ülkeye gitmiş, orada kralın damadı olmuştur. Kraldan sonra tahta geçen Almafi ülkeyi yolculuğundan edindiği dersler sayesinde bilgece, adil ve cömertçe yönetmiştir.
Kaynak: Özhan Öztürk. Dünya Mitolojisi. Nika Yayınları. Ankara, 2016