Ragnarök, İskandinav Mitolojisinde evrenin, tanrılar ve insanların tanrılar ve devler arasında Vigrith’de (savaş meydanı) gerçekleşen son bir savaşla yok oluşunu anlatan bir efsanenin adıdır.
Manzum Edda’nın Völuspa bölümünde ve Wagner’in Götterdämmerung operasında da konu edilen Ragnarök bir kıyamet öyküsü olmakla birlikte aynı zamanda bir Tufan varyantıdır. Kehanet gibi görünmekle birlikte kimi modern yazarlarca geçmişte gerçekleşmiş doğal felaketlerin hatırasını taşıdığı da iddia edilmiştir. Ragnarök, güneşin ısıtmadığı, rüzgârın yıkıcı etkiye sahip olduğu, aşırı soğuk7 kış mevsiminin ardından gerçekleşmiştir.
Kötü ruh Loki, tanrıların muhafızı Hennard’ı etkisiz hale getirerek tüm tanrıların yok olacağı süreci başlatmış, Fenrir güneşi karartmış, yeryüzü sarsılarak sulara gömülerek batmış, tüm insanlar yok olmuştur. Surt’un liderliğinde Aesir’e saldıran buz devler, Bifrost köprüsünü yıkmış, Heimdall tanrılara saldırıyı haber vermek için boynuzu Gjallar’a üflemiş, Odin akıl almak için Mimir kuyusuna giderken, dünya ağacı Yggdrasil sarsılmış, Aesirliler Odin liderliğinde buz devleriyle karşılaşmıştır. Odin, Fenrir, Freyr ise Surt tarafından öldürülürken, Thor orta dünya yılanı Jormungard ile savaşmış, yılanı öldürmeyi başarmışsa da hayvanın zehrinden etkilenip kendisi de can vermiştir. Loki ile Heimdall birbirlerini öldürürken Vidar Fenrir’i öldürmekle kalmamış Surt’un ateşe verdiği dünyada kardeşi Vali ve Thor’un iki oğlu Modi ve Magni ile birlikte hayatta kalmayı da başarmıştır. Nesir Edda’ya göre bir süre sonra yeryüzü tekrar deniz yüzeyinde belirecek, Baldur ve Hodur Ölüler dünyası Hel’den geri dönecek, Lifthrasir ve Lif çifti sayesinde insanoğlu tekrar soyunu sürdürecektir.
Kaynak: Özhan Öztürk. Dünya Mitolojisi. Nika Yayınları. Ankara, 2016