Leşi, Slav Mitolojisinde düzenbaz karakterli, şekil değiştirebilen kötü niyetli doğa ruhlarının adı olup, orman ve vahşi hayvanların koruyucusu kabul edilmektedirler.
Ağaç kadar uzun veya yaprakların altına saklanabilecek derecede küçülebilecekleri gibi baykuş, rüzgâr, kurt hatta üzeri kürklerle kaplı yaşlı bira adam kılığında görülebilen Leşiler bir çeşit yaban adamı olup, Yunan mitolojisindeki Satyr ve Faunların Slav versiyonlarıdır. Leşiler, insan şekline girebilirse de damarlarında dolaşan mavi kanın sebep olduğu mavi ten renklerinden, soluk gözlerinden, ot yeşili sakal ve bıyıklarından dolayı kolaylıkla tanınmaktadırlar. Leşilerin elbiselerini geriye doğru, ayakkabılarını ise ters ayaklarına giydiğine inanılmaktaysa da bir Leşi’yi duymak görmekten daha kolaydır. Ormandaki tüm bitki ve hayvanların efendisi olan Leşi avcıların başarılı olup olamayacağına karar vermekte, ormanın kanunlarına saygısızlık edenleri fırtınalar çıkartarak ya da üzerlerine ağaç devirerek cezalandırmaktadır. Leşilerin iblislerin kadınlarla birleşmesi sonucu dünyaya geldiğine inanılmakta olup, kimi zaman kadınları baştan çıkarıp kandırarak tecavüz etmektedirler. Bununla birlikte insan kadınlarla evlendikleri de görülmekte olup, Leşilerin karılarına Leşaçika bu evlilikten doğan çocuklara ise keşonki adı verilmektedir. Ekim ayında birdenbire kaybolan Leşiler ilkbahar geldiğinde yeniden görünmeye başlamakta bu durum kış uykusuna yatmaları veya ölüp yeniden dirilmelerine yorulmaktadır.
Bir Güney Rusya masalında leşi insan kılığında bir köye giderek hacı olduğunu misafirperverlik beklediğini söylemiş, bir köylü de kendisine sıcak yemek ve geceyi geçirmesi için evinde rahat bir yatak vermiştir. Çiftçi esrarengiz misafirine ertesi gün otlamaya giden hayvanlarının vahşi hayvanlarca parçalandığından şikâyet edince leşi çiftçiye hayvanlarını takip etmeyeceğine söz verirse bir yardımcısını bu soruna çözüm bulması için görevlendireceğini söyleyerek evden ayrılmıştır. Gerçekten de 3 yıl boyunca hayvanları ormanda kaybolmayan hatta iyice semiren çiftçi bir gün dayanamayıp sürüsünü izleyince eli bastonlu bir kocakarının hayvanlarına ninni söyleyip göz kulak olduğuna şahit olmuştur. Bununla birlikte Leşi’nin yardımcısı olan kadın birdenbire yok olmuş, dahası sözünü tutmayan çiftçinin sürüsü o gece eve dönmemiş ve bir daha ortalarda görünmemiştir.
LEŞİ ile TERZİ ÖYKÜSÜ
İşsizlikten yakınan genç bir terzi Kazan şehri yakınlarında perişan halde dolaşırken ağzından “keşke dikecek işveren birisi olsaydı leşi bile olsa razıyım” sözleri çıkınca karşısına yaşlı bir adam çıkmış ve kulübesinde bulunan koyun postunun onarılmaya ihtiyacı olduğunu bildirmiştir. Terzi yaşlı ve adam ile karısının kulübesine giderek postu dikkatle onarmışsa da aylar geçtiği halde parası ödenmemiş, alacağını hatırlattığında yaşlı adam kendisine evlenmesi için genç ve güzel bir kız, kızın çeyizi olarak da üç at tarafından çekilen bir araba vermiştir. Adam Kazan’a döndükten bir süre sonra yaşlı bir adam terziye hediye edilen atların kendisinin olduğu iddiasıyla ortaya çıkınca Leşi genç terziye yardım için kente inmiştir. Leşi yaşlı adama atlarını hatırladığını ama ormanda bıraktığı kızını hatırlamadığı için söylenmiş kendi büyüttüğü kızı genç ve çalışkan terzi ile evlendirdiğini hırsızlıkla suçladığı adamın damadı olduğunu söylemiştir.