İkinci Dünya Savaşı Sonrasında İtalya Tarihi, 1945-1950
İkinci Dünya Savaşı ve Mussolini liderliğindeki Faşist hükümetinin yenilgisinden sonra, İtalyan siyaseti neredeyse 40 yıl boyunca Hristiyan Demokratlar ile ana muhalefet olarak hareket eden İtalyan Komünist Partisi tarafından yönlendirilmiştir. Bu durum 1990’larda Milan’da başlayıp tüm İtalya’yı kapsayıp ‘Mani pulite’ olarak adlandırılan yolsuzluk operasyonu yüzünden yapılan Tangentopoli soruşturmaları ile İtalya parlementosunun neredeyse yarısından fazlasının yargılanmasına dek sürmüştür.
İtalya Cumhuriyeti
İkinci Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru, savaşla birlikte itibarını da kaybeden italya kralı III. Victor Emmanuel İtalyan halkına savaştan sonra referandum ile istediği yönetim tarzını seçebilme vaad ederken diğer yandan oğlu Korgeneral II. Umberto’yu yeni kral olarak seçtirerek statüsünü korumaya çalışmıştır. Nisan 1945’de Müttefiklerin Po Ovası’na girmesi Nazi Almanyası’nın bir kukla devleti olan Salo Cumhuriyeti’nin sonunu getirmiştir. 2 Haziran 1946’da yapılan referandum ile İtalyan Krallığı yıkılırken, Kuzey ile Güney arasında pek çok konunun tartışmanın başlamasına sebep olacak yeni Anayasa 1 Ocak 1948’de yürürlüğe girmiştir.
1946 ve 1948: İtalya’da İlk Seçimler
1946’da gerçekleştirilen İtalya Cumhuriyeti’nin ilk demokratik seçimlerine katılan başlıca İtalyan siyasi partiler Hıristiyan Demokratlar, İtalyan Sosyalist Partisi ve İtalyan Komünist Partisi olmuş, İtalyan Sosyalist Partisi ve İtalyan Komünist Partisi Hıristiyan Demokrat koalisyon kabinesine bakan vererek koalisyon ortağı olmuştur. İtalyan Komünist Partisi’nden Palmiro Togliatti, Adalet Bakanı olarak seçilmişse de Mayıs 1947’de çıkan kabine krizinde Sosyalist ve Komünist bakanlar kabineden ayrılmışlardır. Komünist ve Sosyalist partilerin Hıristiyan Demokratlarla kıyaslandığında daha fazla oy almasının ardından iki parti 1948’de Halk Demokratik Cephesi adı verilen yeni bir parti oluşturmaya karar vermiştir. Belediye seçimlerini 1946 sonuçlarına kıyasla yüzde 10 daha yüksek bir oy oranıyla kazanmayı başaran Halk Cephesi 1948 genel seçimlerinde aynı oranı almayı ummuşsa da ABD ile Sovyetler Birliği arasında yaşanan soğuk savaştan etkilenmiştir. 1948 Şubat’ında Sovyetlerin Çekoslavakya müdahalesinden rahatsızlık duyan ve Sovyet’in İtalyan Komünist partisini destekleyerek seçimleri etkileyeceğini düşünen ABD’nin Halk Cephesi karşıtlarına açık destek vermesine sebep olmuştur. ABD’den İtalya’ya İtalyan Amerikalılar tarafından İtalya’daki akraba ve dostlarına komünistlere oy vermemelerini tavsiye eden 10 milyondan fazla mektup gönderilmiş, Merkez sağ siyasi partiler CIA tarafından finanse edilmiş, ABD ajansları radyo yayınları ve basın aracılığıyla İtalyanları Komünizm konusunda uyarmış hatta bir iddiaya göre CIA İtalyan Komünist liderlerin ağzından sahte mektuplar yayınlayarak gözden düşmeleri için uğramıştır. Soğuk Savaşın gölgesinde dış müdahalelere açık yaşanan 18 Nisan 1948 seçimlerinde Hıristiyan Demokrat lideri Alcide De Gasperi oyların yüzde 48’ini rakibi Halk Demokrat Cephesi oyların sadece yüzde 31’ini almıştır. Komünistler o günden sonra hiçbir hükümete koalisyon ortağı olarak katılmamış ve tam 40 yıl boyunca ana muhalefet partisi karakterini korumuştur.
2. Dünya Savaşı Sonrası İtalyan Ekonomisi
2. Dünya Savaşı sırasında İtalya tarım ve sanayi ama özellikle demir ve çelik sanayi büyük zarar görmüş, savaşa çağrılan erkek nüfus yüzünden tarlalar boş kalırken, fabrikaların yanı sıra limanlar ve demiryollarının büyük bölümü tahrip edilmiştir. Savaş sonrasında terhis olarak dönen askerler çalışacak sanayi tesisi bulamayınca işsizlik oranı büyük oranda yükselmiş, İtalyan liretinin değeri birden bire düşmüştür. Savaş sırasında esir alınan İtalyan askerlerinin çoğu işçi kamplarında çalıştırılmış ve savaş bittiği gibi ailelerine dönmelerine izin verilmemiş, biraz zaman almıştır. Faşist hükümeti ve partizanları destekleyenler arasındaki sürtüşme savaştan sonra da bir ölçüde devam etmesi sosyal ve politik hayatı zehirlerken, askerden dönen işsiz kitleler savaş zamanı yokluklarında işe alınan kadın işgücünün yerlerine işe girmeyi talep etmiştir. Savaş öncesinde 1938 yılında ortalama bir İtalyan ailesinin hayat standardı 1946 yılına göre 20 kat daha iyi olduğunu göz önüne alındığında 1945-1950 arasının İtalya için ne derece zor geçtiği anlaşılacaktır. Pek çok ürünün karaborsada satıldığı İtalyan ekonomisi ancak Marshall Planı bilinen Amerikan fonları sayesinde düzeltilebilmiştir ki onun da olumlu etkileri ancak yani İtalyan ailelerin hayat kalitesinde hissedilebilir bir yükseliş ancak 1953 sonrasında gerçekleşebilmiştir. İtalyan halkı bu koşullar altında üstüne bir de savaş sırasında büyük ölçüde yıkılan İtalyan kasabalarını yeniden inşa etmek zorundaydı. Savaş sonrası zor yaşam koşulları İtalyan edebiyatı ve sanatına da yansımış, Yeni Gerçekçilik (neo-realism) akımı Luchino Visconti, Roberto Rossellini ve Vittorio De Sica gibi yönetmenler vasıtasıyla beyazperde, Alberto Moravia, Ignazio Silone, Cesare Pavese ve Vasco Pratolini gibi yazarlar vasıtasıyla edebiyat alanında benimsenmiştir.
Yeni Gerçekçilik akımının en önemli filmlerinden Vittorio De Sica’nın Bisiklet Hırsızları (İngilizce ‘Bicycle Thieves’, İtalyanca ‘Ladri di biciclette’) 1949 filminden
Bir Zamanlar İtalya video
1. Capri adası, 1921 2. Floransa, 1910’lar 3. Como Gölü 4. Maggiore ve Garda gölleri 5. Venedik’te kürek yarışı (regatta), 1938 6. Roma, 1913 7. Venedik’in tarihi yerleri, 1910 8. İtalya’da Rönesans sanatı şaheserleri