Sıfatlar sözlüğü K – Z (Doğu Karadeniz Türkçesi)
Kakuç Eğri (Trabzon, Rize); kakuça “dizleri veya beli bükülmüş kişi” (İkizdere)
Karanas Ehil, evcil (Çaykara Ogne); karaneş “yabancı otların bitmediği çayır ” (Tonya)
Karapşit Kara kuru, kavruk ve çirkin kişi (Çaykara, Tonya İskenderli)
Karkabuz, karkabus Kuru, kurumuş (Trabzon)
Kaşmer Komik; espiritüel (Çamlıhemşin)
Kavazan Boşboğaz, münasebetsiz söy söyleyen (Giresun, Kelkit, Mesudiye, Erzincan); kavazak (Bafra)
Kavi, kevi Sağlam, güçlü, kuvvetli (Trabzon, Rize). Arapça ḳawī (قوي) “güçlü” sözcüğünden ödünçlenmiştir.
Kayim Güçlü, kuvvetli, sağlam, hızlı: kayim durmak; kayim bağırmak (Trabzon, Rize)
Kehmut İşe yaramayan eşya, süprüntü (Şavşat, Yusufeli)
Kıldırık Yuvarlak (Trabzon, Şebinkarahisar, Sivas, Malatya)
Kırız Kel, traş edilmiş; kırkılmış hayvan (Gümüşhane)
Kıtmır Cimri, pinti (Torul, Kürtün)
Kiça Topal, aksak (Rize)
Kinos Miskin, uyuşuk (Trabzon)
Kip Sıkı, dar, derli toplu (Trabzon, Erzu-rum, Giresun, Sivas, Konya, Sinop, Rize, Gümüşhane, Ordu). Anadolu’da kip “sıkı, dar, tıpatıp gelen, sağlam, şık, zarif, idareli, uygun, kullanışlı” anlamlarıyla yaygındır.
Kobat Biçimsiz, beceriksiz, kaba saba (Tonya, Akçaabat, Maçka, Gümüşhane), kubat G 119 (İkizdere), gubat “kötü” (Ordu İkizce)
Kof ‘Boş’ (Trabzon) ‘Kalıbının adamı olmayan ‘ (Trabzon, Rize). Yunanca kofos (Κοφος) “boş” kelimesiyle ilişkilidir.
Kolik Yalnız başına, tek (Trabzon)
Kongul Kibirli; kendini başkalarından üs-tün görmek (Rize); gongul (Çayeli Leroz); gongor “kibir, büyüklük taslama” (Trabzon)
Kopat Kaba, biçimsiz, büyük (Trabzon); ḳopit “kaba” (Şavşat); kobat (Trabzon) “beceriksiz”; gobati “kaba” (Gümüşhane). Anadolu’da yaygın olarak gubat, gobat, gubatı “kaba’, gubatça (I-parta), gubatlama “kabaca” (Gümüşhane), kubat, kobat, kübat “şişman, biçimsiz”. Erzurum’da gubat “kaba; görünüşü hoş olmayan”. Ermenice kopit (kiour) “kaba, sert”, dialektlerde kupēt kelimesinden ödünçlenmiştir.
Kopelis Cılız; yeterince gelişememiş (Rize), kopel “Tohumdan yeni çıkan salatalık fidesi” (Sürmene)
Korada Zayıf, cılız (Trabzon)
Kortov Obur; iştahlı (Çamlıhemşin)
Koşoği İri, büyük, enli (Rize)
Koto İri, büyük, kocaman; kotobaş “kocakafa” (Rize)
Kozefter İşe yaramaz, eskimiş (Trabzon), “Bir işe yaramayan yahut kesmeyen kör bıçak” “kesmeyen balta ve bıçak” ġozefdi “kütük parçası; ihtiyarlamış, zayıflamış, küçülmüş adam” (Gümüşhane)
Kuluḉi Sivri, dikenimsi (Rize)
Kumbul Kambur (Rize); kümbül (Giresun); kumbur İK 57 (İkizdere). Yunanca kampuris (Καμπουρις) “tümsek, çıkıntı; kambur’
Kurat Kısır, çocuksuz; dölsüz (Şavşat)
Kutuz Cüce; çok kısa boylu adam (İkizdere); kutus olmak “sakat kalmak” (Derepazarı); kutuz baş “kel, saçsız kafa”; Kutuz’un yirmağı, Kutuz’un mahallesi “lakap ve mevki adı”; ġuduz (Gümüşhane). 13. yüzyıl öncesi Türkçe kayıtlarda kutuz “deli, çılgın” (Çağatay, Harzemşah, Kıpçak) kutuz it “kudurmuş köpek”.
Kuzuḳ Kambur (Şavşat). Anadolu’ da kuzuk (Bitlis); kuzzik (Elazığ, Bayburt)
Küpül Şişman (Giresun). Anadolu’da küpül “iri karınlı adam” (Sivas); küpüç “kısa boylu şişman” (Eskişehir); küplek “şiş karınlı, sıska” (Samsun)
Labar Vasat, sıradan, kalitesiz (Trabzon)
Labes, labcin Yassı (Tonya, Akçaabat)
Lakşiya Islanmış, cıvıklanmış (Trabzon)
Lalak Aptal, sersem (Sürmene); laluka, lakuş, lamaş, laydur, lelâ (İkizdere); laluk “bir şey bilmeyen” (Trabzon), “dilsiz gi-bi konuşamayan, anlayışsız duran” (Gümüşhane); lalug (Gümüşhane); lolo (Tonya), Lazca lalahi (Pazar) “lalaş “sarsak, aptal”, Bayburt’ta lollo “serseri, aptal” . Anadolu’da lalag “peltek” (Şiran); lalaş “Basık ve peltek konuşan sözü anlaşılmayan” (Tokat); lalık “tembel” (Kırşehir, Sivas); laluk “peltek” (Bayburt). Yunanca lalazo (λαλάζω), lalageo (λαλαγ-έω) “anlaşılmaz sözler söylemek; gevezelik etmek, saçmalamak; boşboğazlık etmek” kelimesinden ödünçlenmiştir.
Lapara Uyuşuk, yavaş, tembel (Rize)
Lapeş İri, büyük, kocaman (Yusufeli)
Lapi Aptal, sersem (Rize)
Lebağuş Çirkin, pis, sefil görünümlü (Hemşin); leberuş “kaygan, vıcık vıcık görünümlü” (Çamlıhemşin)
Lohota Bedava (Rize)
Lolo Şişman, beceriksiz (Tonya),
Löç Islak (Çamlıhemşin), losek (Tonya); luluçi ‘ıslanmış’ (Çayeli)
Mamula Uyuşuk, miskin, mayışmış (Torul)
Maranzul Buruşmuş (Trabzon)
Marsık, marsuk Esmer, kapkara (Trabzon),
Moçot Sakar, beceriksiz, acemi (Sürmene); muçuka (Derepazarı); mucuk (Tonya, Akçaabat)
Moshepil Düzenli; tertipli (Şavşat)
Mudara Sağlam olmayan, eğreti, sakat, kalitesiz (Trabzon, Rize, Giresun, Torul)
Muhanat Korkak (Trabzon, Rize). Arapça muhânet “ihanet eden, alçak” kelimesiyle ilişkilidir.
Mukeriz Berbat, fena; mukeriz olmak “kötü duruma düşmek, kirlenmek” (Rize)
Muti Kısa, güdük (Rize)
Mülayim Yumuşak huylu anlamında olup Arapça’dan ödünçlenmiştir. Karadeniz Rumcası mulaimis (μουλαϊμης), mulaim (Santa, Gümüşhane) formları kaydedilmiştir.
Nabedil Perişan, kötü, sersefil (Trabzon, Rize, Yusufeli); nabedil olasun “perişan olasın”
Nakıs Cimri, eli sıkı, pinti, hasis (Trabzon Şalpazarı)
Nalev Yamuk, eğri; düz olmayan (Şavşat)
Nemise Taze, güzel, yeni (Çayeli)
Nobran İnatçı, anlayışsız (Trabzon)
Pahal Kıskanç, etrafındakileri çekemeyen; açgözlü, cimri kişi (Giresun); pahil (Tonya, Maçka); pahul (Akçaabat, Gümüşhane). Erzurum’da paxıl “büyük çocuk küçüğü paxıllanır” . Osmanlıca bahil, Azerice pahıl anlamındaki kelime Arapça buhl “hasis, cimri, tamahkâr” kelimesinden ödünçlenmiştir.
Pati Düz, yassı (Rize)
Poçat Cüce; kısa boylu; bücür (Çamlıhemşin)
Posuruk Küflenmiş (Rize)
Pud s. Çürük; böceklenmiş; içi boş (Çamlıhemşin)
Pumpul Süslü, gösterişli (Şavşat)
Pusḳavat Dayanıksız, verimsiz; çabuk tükenen (Şavşat)
Salahana. İşsiz güçsüz, başıboş (Ordu, Giresun, Trabzon, Rize)
Sapika Uzun boylu adam (Rize),
Sasuk Tatsız, lezzetsiz (Giresun), ‘fikirsiz, düşüncesiz’ (Trabzon)
Savuk Boş, tenha (Ordu, Giresun)
Semelek Sersem, ahmak, aptal, budala (Trabzon). Anadolu’da seme “aptal” (Nevşehir, Kayseri, Edirne, Balıkesir, Adana, Erzurum, Bafra, Samsun, Sivas, Yozgat, Afyon, Denizli, Zonguldak, Konya, Kastamonu, Kütahya, Amasya, Ünye, Bolu, Trabzon, Sinop, Kayseri) olarak bilinmekteydi.
Sumari Geç kalan, geç olgunlaşan, geç ekilen (Trabzon, Rize)
Şafleya Salyalı (Trabzon); şafli DS 3733 (Giresun); şaflez (Torul); şafliye “kir, pislik içinde” (Ordu). Karadeniz Rumcası şaflias (σαφλέας ο [Ordu, Ünye, Haldiya]), şεvlias (σεβλέας [Trabzon]) formları kayıtlıdır.
Şalak İçi geçmiş, kof (Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon)
Şavura Üstüne başına dikkat etmiyen, pasaklı; pis (Tonya),
Şimbil Kurtlanmış, çürümüş, gevşemiş (Sürmene)
Tasal Tembel, elinen iş gelmeyen “Beter tasal. Hiçbir iş yapmıyor” (Giresun)
Tevekkel, tevekal Kimseye zararı ol-mayan, sakin yaratılışlı kişi (Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon)
Tinika Küçük (Rize), tinik (Fatsa)
Tosman Tosun, şişman (Trabzon Şalpazarı)
Tulik Hafif (Hemşin)
Tuluk Şişman, tombul insan (Torul, Kürtün, Tonya, Maçka)
Turoş İğrenç, pis, kötü (Şavşat)
Umuk Sıcak (Giresun, Trabzon)
Vazaldak Uzun boylu, sırım gibi (Giresun Bozat)
Verep, verev Eğri, çapraz (Trabzon, Torul, (Ordu)
Yablak Hastalıklı (Trabzon)
Yadum Uygun; yadumli “işe uygun”
Yağli, Peynirli Ana malzemesi minci peyniri ve tereyağı olan açık, yuvarlak pide (Trabzon)
Yaldırbak Çırılçıplak (Giresun
Yalloz Pisboğaz, gırtlağına düşkün, iştahlı (Giresun)
Yamsuk Yassı, eğri (Trabzon Şalpazarı, Samsun Bafra); yamsuk yumsuk “yamuk yumuk” (Akçaabat)
Yangaz Eğri, yamuk (Ordu); Yanġoz “yan, yan yürüyen adam” (Gümüşhane), ‘Güvenilmeyecek, hileci, üç kâğıtçı, mızıkçılık eden, yaramaz adam’ (Trabzon),
Yanpur Eğri büğrü adam (Trabzon)
Yarayişli İş görür, faydalı (Ordu, Giresun, Trabzon, Rize). Daha çok besin maddeleri için, çocuğun büyümesine katkıda bulunduğu ya da insan sağlığına iyi geldiğine vurguda bulunarak kullanılırdı.
Yarma lapası Yarma adı verilen iri öğütülmüş mısır parçalarının tereyağı ve su ile pişirilmesi ile elde edilen yemek (Trabzon)
Yeğin Çabuk, hızlı (Giresun, Gümüşhane)
Yeğnik Hafif (Yusufeli, Giresun); yeğniyh (Gümüşhane). Anadolu’da yaygın olarak yeğni “hafif”; yeğniltmek “hafifletmek”
Yıprak Becerikli, kurnaz, işini bilen (Giresun)
Yiti Acı, sert, ekşi, keskin (Giresun, Ordu, Sivas, Samsun, Amasya)
Yuka Sığ, derin olmayan su “Çocuklar yuka yerde çimiyor” (Giresun). Anadolu’da yuka “ince, sığ” (İzmir, Manisa, Ağrı, Kırşehir, Denizli, Antalya, İçel) SD 154
Zabırtlak Büyük, iri (Giresun)
Zangar İnatçı (Sürmene)
Zartalak İri yarı adam (Şebinkarahisar)
Zavrakli Çalımlı, süslü, ihtişamlı, gösterişli (Trabzon)
Zığal çorbası Zığal otundan yapılan bir yemek adı (Rize)
Zilor Esnek (Hemşin)
Zollu Güzel, iyi (Giresun), “Ayam zabacca beter zollu olacak” (Giresun Yağlıdere)
Zot İnatçı (Trabzon, Gümüşhane, Ordu, Giresun)
Zubuş Şişman, tıknaz, fıçı gibi (Trabzon)
Zulfan Kurutulmuş ayşekadın fasulyeden yapılan bir yemek türü (Torul)
Zutra Çelimsiz, incecik, işe yaramaz (Rize)
Öncesi: Sıfatlar sözlüğü A – İ (Doğu Karadeniz Türkçesi)
Kaynakça
ATILCAN, İ. C. (1977), Erzurum Ağzı, Halk Deyimleri ve Folklor Sözlüğü. İstanbul. s. 32, 49, 54,
BİLGİN, M & YILDIRIM, Ö. (1990), Sürmene. Sürmene Belediyesi Kültür Yayını. İstanbul. s. 569, 570
Bölge Ağızlarında Atasözleri ve Deyimler I- II (2004), Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara. s. 30
BUCAKLİŞİ, İ.A. & UZUNHASANOĞLU, H. (1999). Lazuri- Turkuli Nenapuna. Akyüz Yayıncılık. İstanbul. s. 231
CAFEROĞLU, A. (1946; 2. Baskı 1994), Kuzey-Doğu İllerimiz Ağızlarından Toplamalar. İstanbul. s. 320
DANKOFF, R. (1995), Armenian Loanwords in Turkish. Harrassowitz Verlag. Wiesbaden. s. 56, 128
DEMİR, N. (2001), Ordu İli ve Yöresi Ağızları. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara. s. 344,
DEVELLİOĞLU, F. (1990) Türk Argosu. Aydın Kitabevi. Ankara. s. 85, 176
EMİROĞLU, K. (1989), Trabzon Maçka Etimoloji Sözlüğü. s. 28, 38, 43, 58, 64
GEDİKLİ, F. (2004), Akçaabat Yazıları. Yedirenk Yayınları. İstanbul. s. 162, 175, 185, 192, 201
GEMALMAZ, E. (1978), Erzurum İli Ağızları. Atatürk Üniversitesi Yayınları: 487. Erzurum III 110, 136
KALYONCU, H. (2001), Trabzon-Tonya Ağzının Dilbilgisel Özellikleri ve Tonya Sözlüğü. Trabzon. s. 36, 44, 46
KARA, İ. (2001), Güneyce. Dergâh Yayınları. İstanbul. s. 22, 38, 43
KAZMAZ, S. (1994), Çayeli Geçmiş Günler ve Halk Kültürü. Türk Halk Kültü-rünü Araştırma ve Tanıtma Vakfı. Ankara. s. 283ÖZCAN. S (1990), Gümüşhane Kültür Araştırmaları ve Yöre Ağızları. Kültür Bakanlığı. s. 492, 480, 513, 522
ÖZTÜRK, Özhan. Karadeniz Ansiklopedik Sözlük. Heyamola Yayınları. İstanbul, 2005
PAPADOPULOS, LP. (1958-1961), Ιστορικόν Αεξικόν της Ποντικης διαλέκτου. Atina I: 130; II: 457, 469, 502
Türkçe Sözlük (1998), Türk Dil Kurumu (9. Baskı). Ankara. s. 108
Türkiye’de Halk Ağzından Söz Derleme Dergisi (1939-1951). Maarif Matbaası. İstanbul. s. 76, 110, 193, 203, 221, 243, 256, 249, 257, 268, 280, 346, 366, 367, 372, 418, 1356, 1366, , 503, 503 1366, 554, 574, 585, 588, 693, 696, 705, 784, 900, 917
Türkiye’de Halk Ağzından Derleme Sözlüğü (1963-1976). Ankara. s. 27, 68, 258, 2252, 2260, 3733
TÜRKYILMAZ, H.İ. (1995), Dünden Yarına Tüm Yönleriyle Eynesil. Eynesilliler Kültür ve yardımlaşma derneği. s. 185
TZITZILIS C. (1987) Griechsche Lehnwörter Im Türkıshen. Österrecheschen Akademe Der Wıssenschaften. Wıen. s. 24, 26
URAZ, M. (1933), Halk Edebiyatı Şiir ve Dil örnekleri. Suhulet Kütüphanesi. İstanbul. s. 509, 513, 515, 516
YANIKOĞLU, B. (1943), Trabzon ve Havalisinde Toplanmış Folklor Malzemesi. İstanbul. s. 48, 261, 266
Seylük yada söhlük sıfatı kullanılır bizde aptal işe yaramaz anlamında kullanılıyor .böyle bir bilgi varmı üstad.?