Site icon Özhan Öztürk Makaleleri

Sepet çeşitleri ve isimleri (Karadeniz Bölgesi)

Yazı: Özhan Öztürk

Fındık dallarından örülerek çeşitli boylarda yapılan eşya, yiyecek, yaprak, gübre taşımaya yarayan sepetler ağacı bol olan Karadeniz’de fazla araç gerektirmeyen ve bir iki bıçak türüyle gerçekleştirilebilen sepetler hemen her yörede ve köyde üretilmektedir. Sonbaharda fındık ocakları budanırken sökülen, 2-3 cm çapında, 1 m boyunda fındık eşkinleri (sürgünleri) farklı amaç ve işler için boy boy sepet çeşitleri yapmak amacıyla kullanılmaktadır. Suda 3 gün bekletildikten sonra, yarma bıçaklarıyla üçe ayrılarak ince şeritler haline getirilip henüz nemliyken (esneklik sağlanmışken) sepet örülmeye başlanmaktadır.

Asım Zihnioğlu’nun, 1930’ların Rize’sinden aktardığı kesitte, sepetin neden günlük hayatın önemli bir parçası olduğu anlaşılmaktadır:

‘Rize ve çevresindeki köyler genellikle kıyı kesiminde kurulmamıştır. İç taraflara uzanan tepeler üzerinde yerleşmiştir. Kıyıdaki küçük çaplı yerleşim yerleri ise daha çok alışveriş merkezleridir. O dönemde içeri doğru gittikçe yükselen tepelerde kurulan köylerden, kıyıya inmek ve çıkmak için at veya öküz arabası kullanma imkânı da yoktu. Döne döne inilen ve çıkılan daracık yollarda tek taşıma aracı insandı. Zira bölgede, at, öküz veya yetiştirme ve besleme için herhangi bir tahıl ürünü, ot ve kuru saman üretilemezdi. Genellikle kadınlar, kıyıyla köy arasındaki başlıca ulaşım aracı idiler. Karadeniz kadını kendi yükünü kendi taşır ve nereye gitse sepeti sırtından eksik etmezdi. Köye taşınan malzemenin başında mısır gelir, yiyecek ve giyecek maddeleri de sırtta bu sepetlerle taşınırdı. Zira pek çok ihtiyaç maddesi önce Karadeniz yoluyla kıyıya ulaşır, sonra köylere taşınırdı’

Doğu Karadeniz’in istisnasız tüm köylerinde erkeklerin arkalarında sepet taşıması ayıp karşılanmaktaydı. Türk halk bilimcilerin ‘Doğu Karadeniz kıyısındaki insanların icadı’ olarak tanımladığı sepetin kadınlar tarafından yaygın kullanılmasını, Feurstein Laz kimliğinin önemli bir parçası olarak değerlendirmişti.

Sırt sepetinde çocuğunu taşıyan geçmişin Karadeniz kadını

Bölge kültürünün en önemli ögelerinden birisi olan sepetlerin bahsi türküler de sıkça geçmiştir:

Sepetumun ipleri/ keseyi omuzumi/ At kara peştamali/ Bi goreyum yuzuni’ (Rize)

Trabzon’da sepet kelimesinin sonunda eklenen /-ka/ son eki ile elde edilen sepetika ‘sepetcik’ anlamına gelmekte ve küçük sepet türlerinin tümü için kullanılmaktaydı. Farsça hasır kova anlamına gelen sabad (سبد)  veya sapad (سپد)  sözcüğünden alıntı Türkçe içerisinde ilk yazılı kaydı 12. Yüzyılda Atebet-ül Hakayık’ta seped formunda kayıtlıdır. Karadeniz bölgesinde sepet adları büyüklük ve fonksiyonlarında göre yöreden yöreye farklı adlarla tanınmaktadırlar. Yük taşımak için, sırta iki dırmaç yardımıyla tutturularak kullanılan, küçük, orta ve büyük olmak üzere üç boyda, tutma sapı bulunmayan sepet türü Giresun ve Trabzon’da arka sepeti olarak adlandırılmaktadır. Sepedbaş deyimi tıpkı kotkafa gibi koca kafalı ve akılsız anlamlarında kullanılmaktadır. Sözgelimi İkizdere’de sepet çeşitleri küçükten büyüğe şu şekilde sıralanmaktadır:  Çocuk sebeti, kuviçça, metruş, iskandal, tezek sebeti.

Sepet türleri ve isimleri

Çapuk, inceltilmiş hartomadan yapılan küçük el sepeti olup, daha çok meyve ve yumurta taşımak için kullanılırdı ki çapık (Rize), çepik (Artvin, Gümüşhane, Erzurum, Kars, Van, Sivas, Adana), çepuk (Rize), çepük (Artvin), çepüg (Gümüşhane) anlamları kaydedilmiştir. Ermenice küçük sepet anlamında č’ap’uk kelimesiyle ilişkili olduğu sanılmaktadır.

Fındık toplayan Giresunlu kızlar. Bu fotoğraf dönemin 5 liralık kağıt banknotlarının arka yüzünde kullanılmıştı

Çar Altı kızaklı, tarlaya gübre taşımak için kullanılan sepet (Yusufeli)

Çötüre, Fındık çubuklarından örülen en büyük boy, geniş gözenekli yaprak sepeti (Trabzon Şalpazarı)

Galaf Bkz. Kalaf

Gıdık, fındık, yumurta veya çilek toplamak amacıyla kullanılan, dibi düz veya sivri yaklaşık 30 cm boyunda bir ip yardımıyla bele bağlanan fındık çubuklarından örülmüş küçük sepet türüne verilen isimdir. Günümüzde daha çok hediyelik eşya ve çocukların oynaması

Bir zamanlar Giresunlu bir aile yörede ‘gıdık’ adıyla bilinen sepetlerinden taşan fındıklarıyla

amacıyla üretilmektedir. Gıdık (Ordu, Eskişehir, Tokat, Sivas, Muğla) ve kıdık (Tokat, Torul, Samsun, Ordu, Giresun, Sivas, Antalya) formları kaydedilmiştir. Kıdık aynı zamanda Ordu ve Giresun’da köpek yavrusu anlamına da gelmektedir.  Ermenice sepet anlamındaki kteg kelimesiyle ilişkili olduğu iddia edilmektedir.

Hentskeli ve Hentskel Meyve toplamak için kullanılan üstten saplı, çoğunlukla üç

Çaykara merkezden aldığı tüpü sırt sepetinde Koldere köyüne çıkaran Trabzonlu köylü Süleymen Deniz, 1980’lerin başları.

ayaklı orta boy sepetine Rize ve Artvin’de Laz ve Hemşinlilerce verilen isimdir.

Humi Kestane ağacı kabuğundan yapılan meyve sepeti (İkizdere)

Kalaf Yük taşımak için kullanılan büyük boy arka sepeti (Trabzon, Rize, Artvin, Bayburt, Gümüşhane). Lazca, Megrelce ve Gürcüce  kalati, Hemşin’de galat formlarında bilinmektedir. Ayrıca bir boy küçükleri Trabzon’da ‘sepetçik’ anlamında galafika veya kalafika olarak anılmaktaydı.

Karnal, üzüm, çilek vs. toplamak veya ekmek benzeri öteberi taşımak için kullanılan,

Şelek adı verilen sepetleriyle fındık taşıyan Karadenizli kadınlar

fındık çubuklarından örülerek yapılan, 30-40 cm eninde, 15-20 cm derinliğinde, yayvan formda, saplı kol sepetinin adıdır. Karnali (Rize), karnal (Giresun, Trabzon, Gümüşhane, Rize), karnel (Gümüşhane) ve garnal (Gümüşhane) formları kaydedilmiştir.  Orta dönem Yunanca ‘ekmek sepeti, sepet’ anlamına gelen karnalion (καρνάλιον το) kelimesiyle işişkili olup, Karadeniz Rumcasında Ünye’de karnalin (καρνάλιν), Ordu, Santa, Trabzon, Gümüşhane’de karnal (καρνάλ)  formları

Sırt sepeti (kalaf, kofin, şelek)

kaydedilmiştir. Latince ’et çengeli, kiler’ anlamındaki carnarium kelimesi ile de ilişkili olabilir. Karnali aynı zamanda Karadeniz’de yaşayan bir kefal çeşidine yörede verilen isimdir: Marmara, Ege ve Karadeniz’de boyları 25- 90 cm arasında değişen ve Has Kefal, Altınbaş, Topbaş Kefal, Mavri Kefal, Dudaklı Kefal isimleri verilen kefal çeşitleri bulunmaktaysa da yörede bu balıklar farklı isimlendirilmektedir:  İkarya, Saruyamak, Kefal, Votrak, Karnali.

Kazazel, üç bacaklı meyva sepetidir (Çamlıhemşin)

El sepetiyle çay tohumu hasadı yapan kadın. Rize, 1952

Kofin, yaprak taşımak amacıyla kullanılan, fındık çubuklarından geniş aralıklı örülmüş en büyük boy sepetin adıdır. Bölgede Kofin veya gofin (Trabzon), köğün (Ordu), köyün (Samsun, Amasya), Anadolu’da ise köfün (Afyon, Isparta, Burdur, Denizli, İzmir, Manisa, Bursa, Kütahya, Bolu, Zonguldak, Sinop, Samsun, Konya, İçel, Antalya) ve köhün (Afyon, Isparta, Balıkesir) isimleriyle bilinmektedir. Antik Yunanca kofinos (κόφινος), Orta Dönem ve Modern Yunanca kofini (κοφίνι) kelimeleri ‘sepet’ anlamlarına gelmekte olup, Arnavutça’ya da kofin ve kufin formlarında geçmiştir.

Kudel, fındık veya kestane ağacının dalından yapılan ve üzüm toplamak için

Tiyeter veya kudeli, üzüm veya meyve sepeti

kullanılan, üç bacaklı sepet türüdür. Trabzon ve civarında bol bulunduğu için fındık ağacı kullanılmasına rağmen Hemşin’de kestane ağacının dalları kullanılmaktadır. Kesilen dallar ateşte ısıtrılarak kıvama getirilip boyuna şeritler halinde dört beş parçaya ayrılırlar. Bu şeritler genellikle bacak kısmından yukarıya doğru örülerek sepet bitirilmektedir.

Küfe, fındık dalından (temecilerinden) örülen, ahırdaki hayvanların altına yaprak taşımak için kullanılan geniş gözenekli yaprak sepeti (Rize) Başka yörelerde çiten, kofin, paska adlarıyla bilinmektedir. Küe vaya yerel lehçede ‘çufe’ kelimesi aynı zamanda ‘sepet yükü’ anlamına da gelmekteydi.

Külek kuşaklamak küleğin gövdesini oluşturan dikey tahtaları bir arada tutabilmek için alt ve üst kısımlarına fındık çubuklarıyla enlemesine sarma işi (Trabzon)

Şelek, orta büyüklükte, yassı ve yayvan (harardan küçük, gıdıktan büyük) yük sepeti olup, geçmişte ekmek saklamak içinde kullanılmaktaydı. Bölgede şelek (Samsun, Ordu Giresun, Batı Trabzon) ve selek (Giresun), Anadolu’da ‘sepet’ anlamıyla selek (İzmir) ve şelek (Erzurum’da), sırtta götürülen yük’ anlamıyla (Gaziantep, Kayseri, Yozgat, Maraş, Kırşehir, Giresun, Niğde, Tokat, Sivas, İzmir, Erzurum, Konya, Gümüşhane, Seyhan, Ankara) kaydedilmiştir. Türkçe sözlükte yük anlamıyal şelek, Azerice şele, şelele, Ermenice ise ‘yük, torba, heybe vesırt’ anlamlarıyla šalak formunda bulunmaktadır.

Tikina, çay, fındık taşınan; çarşı alışverişinde kullanılan orta büyülükte sırt sepetinin adıdır. Tikina (Rize), Lazca tikina, Hemşince digina formları kayıtlıdır.

Kuviça, meyve toplamak için kullanılan, parçalanmış fındık dallarından örülen, kulplu el sepetidir. Üstünde yuvarlak bir sapı bulunan küçük bir sepet olup, sapından kola takılarak, ağır olduğu için daha çok elle tutulmak suretiyle az miktarda gıda ve ihtiyaç maddesinin taşınmasında kullanılırdı. Kuviça (Rize), kuvica (Rize), kofitza (Trabzon), gıvitça (Maçka), kofica (Trabzon), kukica (Hemşin) formları kayıtlıdır.

Metroşike Orta boy sırt sepetinin Rize’deki adı olup, ayırca metruş ve metuşi olarak da bilinmekteydi.

Çiten, fındık çubuğundan seyrek dokuda örülmüş hafif, yaprak atşımak için kullanılan geniş gözeneklere sahip, en büyük boy sepet türüdür (Trabzon, Rize). İneklerin altına konulacak yapraklar ormandan ahıra çitenlerle taşınırdı. Ahır zemini taş olduğundan hayvanların hasta olmaması için ısı yalıtımını sağlayacak bir tabakaya ihtiyaç bulunmaktadır. Bu da fındık, kızılağaç, karayemiş, eğrelti ve bazı yöresel otların yapraklarıyla sağlanırdı. Günümüzde naylon çay tarboları çıkınca çiten demode olmuştur. Artvin’de sığır gübresi taşımakta da kullanılmaktaydı. Anadolu’da ‘kağnı üzerinde saman taşımak amacıyla kullanılan, ağaç dalından örülmüş büyük boy sepet’ anlamıyla çeten (Çorum, Kırşehir, Sivas, Çorum, Tokat, Samsun, Erzincan, Ankara, Adana, Kayseri, İzmir, Yozgat, Niğde, Erzurum, Sinop) ve çatan (Artvin) formları tespit edilmiştir. Bölgede aynı yaprak sepetine Lazca paska, Sürmene’de kofin, Çayelin’de çehter, İkizdere’de küfe veya çufe, Dernekpazarı’nda çiten, İkizdere’de tezek sepeti, Rize’nin bazı bölgelerinde muta ve peçehter denilmesi örneğinden bile yöresel kelime çeşitliliği hakkında fikir sahibi olmak mümkündür.

Muta fındık çubuklarından yapılan ve ot taşımakta kullanılan sepet türü (Rize)

Peçehter, Yaprak taşımak için kullanılan küçük boy sepetin adı olup (Rize),  14 adet fındık çubuğu bir karış aralıklarla yuvarlak biçimde dizilir. Sonra birleştirilmek suretiyle büzülür, sepet haline getirilirdi.

Paska Bkz. Çiten

Tikina, çay, fındık taşınan; çarşı alışverişinde kullanılan orta büyülükte sırt sepeti (Rize, Atvin)

Tiyeter, fındık çubuklarından örülmüş (tomeçi), üzüm, elma, armut toplamak için kullanılan, ince uzun üzüm sepeti (Rize)

Kolos etmek Dibi delinmiş bir sepeti tamir etmek (Trabzon, Rize)

Zon Sepet örmede kullanılan, yontulmuş, ince fındık dalı (Gümüşhane, Trabzon). Ermenice con “sepet örmek için kullanılan ağaç kabuğu şeritleri”  kelimesiyle ilişkilidir.

Kaynakça

ATILCAN, İ. C. (1977), Erzurum Ağzı, Halk Deyimleri ve Folklor Sözlüğü. İstanbul.s. 104

BALIKÇI, G. (1995), Rize-Pazar Akbucak, Ortayol ve Uğrak Köyleri’nin Etnik Yapıları. Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Halkbilim Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi.s. 92

BİLGİN, M & YILDIRIM, Ö. (1990), Sürmene. Sürmene Belediyesi Kültür Yayını. İstanbul.s.572

DANKOFF, R. (1995), Armenian Loanwords in Turkish. Harrassowitz Verlag. Wiesbaden.s. 113, 135

EMİROĞLU, KUDRET. (1989), Trabzon Maçka Etimoloji Sözlüğü.s. 105

FEURSTEIN, W. (1983). “Untersuchungen zur materialen kultur der Lazen” Yayınlanmamışyüksek lisans tezi. Universität Freiburg. s. 55-6

GEDİKLİ, F. (2004), Akçaabat Yazıları. Yedirenk Yayınları. İstanbul.s. 266

GEMALMAZ, E. (1986), Azerî Türkçesi Lügati. Erzurum. s. 223

GÜNAY, T. (1978), Rize İli Ağızları. Kültür Bakanlığı Yayınları. Ankara.s. 314

Her Yönüyle Güneysu Rize (1996) Güneysu Sosyal Dayanışma ve Kültür Derneği. İstanbul. s. 173, 174

KARA, İ. (2001), Güneyce. Dergâh Yayınları. İstanbul s. 93, 157

KAZMAZ, S. (1998), Rize-Çayeli Halk Kültürü Araştırmaları. Türk Halk Kültürünü Araştırma ve Tanıtma Vakfı. Ankara.s. 134, 121 155

ÖZCAN. S (1990), Gümüşhane Kültür Araştırmaları ve Yöre Ağızları. Kültür Bakanlığı.s. 453

ÖZTÜRK, Özhan. Karadeniz Ansiklopedik Sözlük. Heyamola Yayınları. İstanbul, 2005

PAPADOPULOS, LP. (1958-1961), Ιστορικόν Αεξικόν της Ποντικης διαλέκτου. Atina. s. I 331, 409

SÜMERKAN, M.R (1988). ‘Trabzon Yöresi Geleneksel El Sanatları’. Trabzon. s. 17

Türkiye’de Halk Ağzından Derleme Sözlüğü (1963-1976). Ankara.s. 1078, 2949, 2950

TZITZILIS C. (1987) Griechsche Lehnwörter Im Türkıshen. Österrecheschen Akademe Der Wıssenschaften. Wıen. s. 72

YANIKOĞLU, B. (1943), Trabzon ve Havalisinde Toplanmış Folklor Malzemesi. İstanbul.s. 278, 285

ZİHNİOĞLU, A. (1998), Bir Yeşilin Peşinde. Tübitak. Ankara. s. 21.

Exit mobile version