Hristiyanlık İslam Okültizm

Gog ile Magog veya Yecüc ile Mecüc kimdir?

Gog ile Magog, Yeni Ahit’te Yuhanna’nın vahyi adlı bölümüne göre (20:8) Tanrının Krallığının gelecekteki düşmanlarının tümünü tanımlayan terim olup, İsa’yı izleyenlere karşı yürütülecek büyük savaşta bu düşman kuvvetleri, dünyanın sonu geldiğinde şeytan tarafından yönetileceklerdir. Yahudi öğretisinde gerçek dinin karşıtları için kullanılan kelime İbranice ‘Kralın ülkesi’ veya ‘Gog’un Ülkesi’ anlamına gelmektedir.

Ortaçağ İngiltere’sinde Tudor bölgesinde anlatılan bir efsaneye göre Britanya’nın kurucusu Brutus’un adaya ayak bastığı zaman karşılaştığı bir devin adıdır. Geoffrey de Monmouth, Historia Regum Britanniae (1136; Breton Krallarının Tarihi) adlı eserinde devin adını Goemagot olarak vermiş, Brutus’un arkadaşı Corineus ile yaptığı güreşte yenildiğini kaydetmiştir. Ortaçağ’a ait bir başka Britanya söylencesinde ise Hıristiyan karşıtlığıyla ünlenen Roma imparatoru Diokletian’ın kocalarını öldüren 33 kızından doğan çocuklardan geri kalan iki devin adıdır.

Kuran’da Zülkarneyn’in doğu seferinde karşılaştığı bu ırkların Yecüc ve Mecüc adıyla iki kez anılmıştır. Zülkarneyn’nin bir halkın yardımıyla bir set inşa ederek bu ırkları kıyamet gününe değin muhafaza ettiği, kıyamet öncesinde Yecüc ve Mecüc’ün bu seddi yıkarak saldırıya geçeceği bildirilmektedir (Kehf 88-96, Enbiya 96-97). İslami söylencelerde Yecüc ve Mecüc geçmişte yaşamış çok kısa boylu, atlı savaşçılar olarak tasvir edilmekteydi. Özbek yazar İmami’nin 17. yüzyıl’da kaleme aldığı Hanname’de Yafet’in insana benzemeyen baba tarafından insan anne tarafından cin olan iki oğlu Yecüc ve Mecüc‘ün Karn ül-Bakar (‘Öküz boynuzu’) adlı dağlarda yaşadığını bildirmiştir.

AGOG MAGOG [Ermeni Mitolojisi] Ermenistan’a karşı savaşan bir canavarın adı olup, Kudüs’e giden hacılarca Kafkasya’ya getirilen bir inanıştır. Yecüc ve Mecüc (Gog ve Magog) ile ilişkilidir.

OG [Yahudi Mitolojisi] Eski Ahit’e göre Başan’ın dev kralının adı olup (Tekvin 14:5) adı batı dillerinde insan yiyen dev anlamına gelen “Ogre” kelimesinin de kaynağıdır. Og’un adının İslam kaynaklarında Yecüc ve Mecüc, Yahudi-Hıristiyan kaynaklarında (Tekvin 10:2) Gog ve Magog’da olarak geçen atalardan ilki ile ilişkili olduğu sanılmaktadır.

Yecüc ve Mecüc hangi kavim? Yecüc ve Mecüc Türkler mi?

Muhammed Hüseyin Tabatabâî’nin “el-Mîzân” adlı eserinde (13: 379), Zülkarneyn duvarın iki dağ arasında kapı gibi duran bir boğaz olduğu, yapımında demir ve bakırın da kullanıldığı, doğu-batı yönünde olmadığı gibi bilgiler verilmiştir. Azerbaycan’ın fethinden sonra Hicri 22’de Hz. Ömer Surâka bin Amr’ı bu duvarı bulmaya göndermiş o da Ermenistan kralı Şehbrâz’ın yardmıyla Derbent’e ulaşmış,  Abbâsi Halifesi Vâsık (Hicri 227-233), Selâmü’l-Tercümân liderliğinde 50 kişilik bir heyeti bu duvarı incelemekle görevlendirmiş onlar da bugün “Demirkapı” adıyla anılan Dağıstan bölgesinde Derbent ile Hazar şehirleri arasındaki dar boğaza gitmişlerdir. Amr’ın seferinde öğrendiği geleneğin devamı olarak genelde Derbent’in Zülkarneyn’in duvarı olduğuna inanılmakla birlikte El-Kâsımî gibi bazı yazarlar gerçek duvarın Çin seddi olduğunu ileri sürmüştür.

Benin teorim ise daha işin başında Kehf suresinde bahsi geçen Zülkarneyn’in kim olduğunun yanlış tespit edildiği üzerinedir.  Arapça Zülkarneyn kelimesinin “iki boynuz sahibi” etimolojisine dayanılıp İskender’in savaş miğferine atıf yapılması ve Ortaçağ folklorunda Büyük İskender’in halk kahramanı olarak kazandığı üne karşın yaşadığı dönem itibariyle bu efsanevi kişi olmadığı, başka kahramanların yaşadığı olayların da ona atfedildiğini sanıyorum. Bu kahraman da hayatını Perslerin “Saka” olarak adlandırdığı İskitlerle savaşarak geçiren Ahameniş hanedanının kurucusu Büyük Kiros olmalıdır ki MÖ 545’de Lidya Kralı Kroesus’u yenerek Batı Anadolu’yu, MÖ 539’da Babil kentini de fethederek tüm Filistin ve Ortadoğu’ya egemen olmuştur. Zülkarneyn sanıldığı gibi Büyük İskender değil de Büyük Kiros ise Gog ve Magog veya Yecüc veya Mecüc olarak anılan halklar  kimdi?  Arap mitolojisinde Kaf dağının ardında Ye’cûc ve Me’cûc adıyla Arapça’ya çevrilen Âkûk ve Mâkuk hakları yaşamakta olup[1], bu efsanevi kabilelerin o dönem için Kimmerler ve İskitlerle özdeşti. İskitler’de Kimmerler’i kovalarken sanıldığı gibi Derbent yoluyla değil Karadeniz sahili boyunca Anadolu’ya gelmiş, kalabalık atlı göçebelerin Anadolu’ya girişi bu söylenceyi doğrumuş olmalıdır. İskit ve Kimmerler’in izlediği yol aynı zamanda Atsan duvarı adı verilen bir Abhaz söylencesinin de kaynağı olmalıdır.

Notlar

[1] el-Kâsımî, Tefsîr-ü Kâsımî, C.11, s.4102-4103

Kaynak: Özhan Öztürk. Dünya Mitolojisi. Nika Yayınları. Ankara, 2016

Kaynak:  Özhan Öztürk. Pontus: Antik Çağ’dan Günümüze Karadeniz’in Etnik ve Siyasi Tarihi (Genişletilmiş 3. Baskı). Nika Yayınları. Ankara, 2016