Digenes Akritas Destanı
Digenes Akritas (Διγενῆς Ἀκρίτης), MS 8. yüzyılda yaşadığı sanılan bir kahramanın 10. yüzyılda gezgin ozanlar tarafından yayılan, 11. Yüzyılın ikinci yarısında yazıya geçirilen hayat hikâyesini anlatan, Bizans ve Doğu folkloruna dair ortak öğeler barındıran Yunan dilinde yazılmış manzum bir destanın adıdır. Suriyeli Müslüman bir emirin oğlu ve olağanüstü bir savaşçı olan kahraman, Bizanslı bir komutanın kızına âşık olduktan sonra Hıristiyanlığa geçmiş ve Bizans İmparatorluğu’nun sınırlarını ölene dek başarıyla korumuştur. Digenes ‘iki halktan doğmuş’ anlamına gelmekte olup Basil’in(Βασίλειος) babasının bir Arap Emiri, annesinin ise Bizanslı (Kapadokyalı) Doukas ailesinden bir generalin kızı olmasına atıf yapılmaktaydı.
Bizans-Arap mücadelesi 7. Yüzyılda başlamış ve 11. Yüzyıla dek sürmüş olup, bu
dönemde Kapadokya (Cappadocia) ile Samosata ve Melitene (Malatya) arasındaki sınrı boyunca görev yapan Bizans sınır muhafızları Akritler (Akritai) olarak adlandırılmaktaydı. Karargahın uç noktalarında görevlendirilmiş kişileri tanımlayan Akritas terimi ilk olarak Kontantinos Porphyrogennetos’un ‘De Caerimoniis Aulae Byzantinae‘ adlı eserinde anılmaktadır. Vergiden muaf tutulan, toprak sahibi bu savaşçılar, sınırı bölgesindeki feodal varlığın temsilcisiydiler. Müslüman Arap varlığının imparatorluğu tehdit ettiği dönemde Karadeniz bölgesinden Mezopotamya’ya kadar tüm sınır bölgeleri halk tarafından koruyucu kahramanlar olarak görülüp ünlenen akritaslara teslim edilmiştir. 9-13. Yüzyıllar arasında Akritasların yiğitlikleri hakkında yakılan halk türküleri (Dimotika Tragoudia) ise Akritika Tragoudia (kahramanlık türküleri) olarak anılmaktaydı. Tüm kahramanlık türkülerinin en ünlüsü olan Digenis Akritas destanı pek çok yazar tarafından Bizans’ın ulusal destanı ve Bizans’ın Homeros’u olarak anılmıştır. Arapların Sayyid Battal, İspanyolların El Cid, Fransızların Chanson de Roland, Almanların Nibeloungen destanları da Bizans’ın Basileios Digenis Akritas destanı ile benzer temalı ulusal kahramanlık destanlarıdır. Türk söylencelerinden Köroğlu Destanı’nın da Akritas destanından etkilendiği ileri sürülmektedir.
Destan’da Basil’in sınır boyunca özellikle Fırat yaşadığı imparatorun
onurlandırmak için yaşadığı maceralar konu edilmektedir. Digenes’in bazı arkadaşlarının Bizans kilisesi tarafından sapkın (heretik) ilan edilen Pavlusçuların olması dikkat çekici olup, Basil’İn babası Pavlusçu (Paulikan) Malatyalı Ömer’in öyküsünün gerçek hayattan alındığı sanılmaktadır. Digenes Akritas destanı iki bölümden oluşmakta olup, “Emirin Yolunda” olarak bilinen ilk bölümde Kapadokya bir Arap emiri tarafından işgal edilmekte, bu sırada emir bir Bizans komutanın kızına âşık olmaktadır. Eşinin etkisiyle Hristiyanlığı kabul eden ve Bizans topraklarına yerleşen emir ile karısının Digenes Akritas adlı oğulları dünyaya gelmektedir. Digenes Akritas adlı ikinci bölümde ise tek başına 3 haydut liderini ve bir ejderhayı öldürebilecek denli olağanüstü cesaret ve güce sahip bir kahraman olarak tasvir edilen savaşçının
hayatı anlatılmaktadır. Bir macerasında kendisine meydan okuyan kadın savaşçı Maximu’yu yenmiş ama sonradan ikili birbirine âşık olmuştur. Destanın sonunda tüm düşmanlarını yenen kahraman kendi inşa ettiği sarayında huzur ve barış içerisinde yaşadığı bildirilmektedir. Duvarları Homeros’un İlyada ve Odyssey destanları, Büyük İskender ve Eski Ahit’ten sahnelerin tasvir edildiği gözalıcı mozaiklerle süslü, nadir çiçek ve bitkilerle dolu bir cennet bahçesine sahip Diogenes’in Fırat nehri kıyısındaki sarayının zengin Anadolu beylerine (dynatoi) özgü olduğu anlaşılmaktadır. Diogenes, sarayında ölüm döşeğindeyken karısı Evdokia’yı yanına çağırarak ona başarılarını anımsattıktan sonra can vermiş, acı içindeki kadın da eşiyle birlikte ölünce ikisi aynı mezara gömülmüşlerdir.
Destanın Bizans ordusunun Selçuklular tarafından ağır bir yenilgiye uğratıldığı Malazgirt Savaşı sonrasında, Bizanslı varlıklı ailelerin sınır bölgelerinden başkent Konstantinopolis’e sığındığı dönemde geçmişin güzel günlerini anmak için yazıya dökülmesi muhtemeldir. Basileios Digenis Akritas destanı zamanla unutulmuşsa da 1875’de Trabzon Sümela manastırında S. Ioannides’in 16. Yüzyılda yazıya dökülen 3180 dizelik el yazması bir kopyasının bulunmasıyla gün ışığına çıkarılmıştır. Destanın ortaya çıkmasından sonra tüm manastırlar taranmaya başlayınca üç versiyon daha ortaya çıkmıştır:
- 1878 yılında Andros adasında keşfedilen ve 16. yüzyıla tarihlenen 4778 dizelik el yazması Atina Ulusal Kütüphanesinde (No. 1074) saklanmaktadır.
- Roma‘da Grottaferrata manastırında bulunup 14. yüzyıla tarihlenen 3749 dizeden oluşmaktadır (Codex Cryptoferr.Z-a-44)
- Oxford’ da Oxoniensis Lincoln College Kütüphanesinde (No. 24) saklanıp, 17. yüzyıla tarihlenen 3094 dizelik el yazmasıdır.
Bunlar dışında Giritli bir kopyacı tarafından 16. yüzyılda yazılan ve günümüzde İspanya’da Escorial Kütüphanesinde saklanan 1867 dizelik Escorial versiyonu, Sakız adasında Meletios Blastos adlı rahip tarafından 1632’de kopyalanıp Selanik Aristoteles Üniversitesi Kütüphanesinde (No. 2) saklanan Andros versiyonu ile 18. yüzyılda Rusça’ya çevrilmiş, St. Petersburg Kütüphanesinde (No. 4369) saklanan Devgenievo dejanie adlı Slav versiyonu da bulunmaktadır.
Kaynak
Özhan Öztürk. Dünya Mitolojisi. Nika Yayınları, Ankara, 2016
Link
Digenes Akrites (Oxford, 1970; repr. of 1956 edition), John Mavrogordato, editor. Greek text, English translation, and extensive introductory: Pdf version