Yunan Mitolojisi

Troya (Truva, Τροία, Ίλιον, Troia, Ilium), Troya Savaşı ve Troya Atı

Makale: Özhan Öztürk Troya veya Truva (Yunanca Τροία veya Ίλιον [İlion], Latince Troia veya Ilium) , Homeros’un İlyada ve sonrasında Latin şair Vergilius’un Aeneid destanlarında adı geçen antik bir site olup, İlion (Latince İlium) adıyla da bilinmekte, Anadolu’da Ege Denizi kıyısında Çanakkale Boğazına hâkim Hisarlık denilen mevkide yer almaktadır. Yunan mitolojisinde Troya kenti Dardanus tarafından Dardania adıyla kurulmuş ardından oğlu Erikhthonius ve torunu Tros tarafından yönetilmiş, Tros’un üç oğlundan İlus kentin adını İlion’a dönüştürmüşse de zamanla Troya olarak adlandırılmıştır. Kentte tanrıça Athena’nın Palladium olarak adlandırılan ahşap bir heykeli bulunmaktaysa da savaş sırasında kent…

Oku
Georgian Farmers in Kobuleti, Georgia, 1877-78 at Russo-Ottoman War (Swiss Camera Museum)
Karadeniz Tarihi

Kobuleti, Çürüksu

Makale: Özhan Öztürk Kobuleti (Gürcüce ქობულეთი; Rusça Кобулети), Acara Özerk Cumhuriyeti‘nde Karadeniz kıyısında yer alan bir kent ve aynı adlı ilçenin yönetim merkezi olan 18.600 nüfuslu bir sayfiye kasabasının adıdır. 16. yüzyılda Osmanlı yönetimine giren Kobuleti bu dönemde Çürüksu adını almış, büyük ölçüde İslamlaşan yerleşimde 1831’de Tuzcuoğlu Memiş Ağa’nın yeğenlerinden Abdülkadir Ağa kaymakamlık yapmıştır. 1867’de Batum sancağına bağlı 5 kazadan (Batum Merkez, Acara, Çürüksu, Hopa, Livane) birisi olan, 1877-78 Osmanlı-Rus savaşının ardından Çarlık Rusya’sınca işgal edilen Çürüksu halkının önemli bölümü Anadolu’ya göç etmiştir.

Oku
Karadeniz Tarihi

Milli Mücadele döneminde Trabzon, 1919-1922

Makale: Özhan Öztürk Rus işgali sırasında önemli bölümü Trabzon’dan uzakta güç şartlar altında ölüm kalım mücadelesi vererek muhacir yaşayan Trabzon halkı bağımsızlığın değerini çok iyi anlamış, Trabzon’un Ermeniler’e verilmesi veya bir Rum devletinin merkezi olması taleplerinin özellikle İzmir’in işgalinin ardından gerçekleşme ihtimalinin artmasıyla benzer sıkıntıları yaşama endişesiyle örgütlenerek[1]cemiyetler oluşturmuş, çıkardıkları gazete ve katıldıkları kongrelerde[2] kendi irade ve anlayışlarını ortaya koymaya çalışmışlardır.  

Oku
Pontian Greeks Genocide Memorial
Karadeniz Tarihi

19 Mayıs Pontus Soykırımı İddiası: 1997-2002

Makale: Özhan Öztürk “Başkasının tarihini tahrif etmek, Ulus devlet olmanın bir parçasıdır” “Pontus” terimi 1923 Türk-Yunan Mübadelesi ile Türk siyasi literatüründen çıkıp büyük ölçüde unutulmuş veya olması gerektiği gibi antik bir coğrafi terim olarak algılanma sürecine girmişse de, uzun bir aradan sonra 1980 ve 1990’larda Türkiye’nin Kürt ayrılıkçılar yüzünden zayıfladığını düşünen Yunanistan’ın uygulamaya koyduğu dış politika araçlarından biri olarak “Pontus” konusu uluslararası kamuoyunun gündemine sokulmak istenmiş böylece siyasi bir terim olarak yeniden popüler olmuştur.

Oku
Karadeniz Tarihi

19. ve 20. yüzyılda Anadolu Rum Cemaati’nin Durumu

Makale: Özhan Öztürk Anadolu’da Bizans’ın gücünü yitirmesi ile eş zamanlı ortaya çıkan Türk Beylikleri sürecinde Hristiyanlığın Anadolu’daki gelişimi durmuş, kenti ve köylü yerleşik Rumlar fetihçi bir toplumun egemenliğine girerek çobanlıkla geçinen Müslüman halklarla bir arada yaşamaya mecbur kalmışlardır. Anadolu Beyleri arasındaki mücadele ve yeni egemenlerin fetih geleneğini uzak coğrafyalara dek yayma arzusu, askeri malzemeye duyulan ihtiyacı arttırınca üretim çeşitliliği ve ilişkileri ister istemez değişmeye başlamıştır. Müslüman göçmenlerin yanı sıra,  İslamlaştırma müessesesi ve toplumlararası evlilikler, Anadolu’nun dilsel ve etnik açıdan da Türkleşmesini hızlandırmış, Ortodoks Rum yerli halk önemli ölçüde din değiştirerek…

Oku
Caesar was utterly embroiled in a civil war at the time, he immediately marched upon Pontus and forced a battle at Zela, where Pharaces was utterly routed. It was after this battle that Caesar sent his famous message, "Veni, vidi, vici" (I came, I saw, I conquered).
Karadeniz Tarihi

Mithridat Savaşları: Roma’nın Anadolu’yu İşgali

Makale: Özhan Öztürk MÖ 90 yazı sonlarında Aquillius ile Maltinus başkanlığında Roma senatosunun bir heyeti Nikomedes ve Ariobarzanes’in krallıklarını eski hallerine getirmek amacıyla doğuya gönderilmiştir.[1] Pergamon’da bulunan yarım lejyonluk[2] kuvvetlerin komutanı Cassius’a hatta bizzat Mithridates’e heyete yardım etmesi direktifi vermiştir[3]. Romalılar’a kızan Mithridates işbirliğini reddetmişse de herhangi bir çatışma çıkarmadan MÖ 90-89 kışında heyetin görevini tamamlamasına izin vermiştir.

Oku